Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Erken emeklilik taleplerine üzülerek de olsa olumlu yanıt verememenin sorumluluğundayız.
Bu sistemde, reformlardan atacağımız her geri adım, gelecek nesillerimize hak etmedikleri bir maliyet olarak yüklenecektir” dedi.
Bakan Soylu, Ekonomi Muhabirleri Derneğince (EMD) düzenlenen sohbet toplantısında çalışma hayatıyla ilgili açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Esnek çalışmayla ilgili ortaya koydukları bütün modellerin günlük hayatın içerisinde olduğuna dikkati çeken Soylu, bunu sadece kayıt altına almaya ve hukukileştirmeye çalıştıklarını söyledi.
Soylu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çalışma hayatının dayanıklılığını artırmak ve meslek hayatına ilk adım atanlar, atacaklar, toplumun çeşitli kesimleri ile farklı yaşam biçimleri için sarıldıkları enstrümanın esnek çalışma olduğunu belirtti. Bilişim çağı, yeni meslekler ile onların gelişimi için de esnek çalışmadan faydalanıldığını ifade eden Soylu, şunları aktardı:
“Yine eğitim toplumu için, kadınlarımız için, gençlerimiz için, evinde çalışmak isteyenler ve dijital işler için sarıldıkları alan yine esnek çalışmadır. Bunu çok net bir şekilde görüyoruz. Hatta bu ülkelerin esnek çalışmayı daimi çalışmak için önemli bir araç olarak da değerlendirdiği açık. Yani hem insanların daimi bir çalışma hayatı içerinde bulunmalarını temin etmek hem de esnek çalışma hayatının da devam etmesini istiyorlar.”
Esnek çalışmanın, Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin birkaç adım gerisindeki alanlardan olduğunu dile getiren Soylu, “Her alanda biz iyi adımlar atabildik doğru ama özellikle iş hayatının katılığının biraz daha esnetilmesi konusunda şu anda çok iyi adımlar atmış olduğumuz söylenemez. Bu adımları atalım mı, atmayalım mı buna karar vereceğiz. Hükümetimizin eylem planında bu adımın atılması yönünde bir kararlılık var. Bunu sosyal paydaşlarımızla görüşüp değerlendiriyoruz. Kamuoyumuzun nabzını ölçüyoruz. Elbette ki burada yaşanan problemi ortadan kaldırmak gerekiyor” diye konuştu.
“Üretim, istihdam ve büyüme kadar alın teri de önemli”
Çalışma hayatının diğer bir düzenleme gerektiren alanının kıdem tazminatı olduğuna dikkati çeken Soylu, konunun geçmiş yıllardan beri işçi ve işveren açısından bir problem olarak ortada durduğunu belirtti.
İş yeri kapandığı için kıdem tazminatı alamayan çalışan hikayelerini herkesin çokca duyduğunu ifade eden Soylu, kıdem tazminatının umudunu buradan gelecek paraya bağlayıp alamayan insanlar için sosyal bir yara olduğunu söyledi.
Her sosyal yara ve sürtüşmenin toplum içindeki ahenk ile uyumu engellediğini dile getiren Soylu, kıdem tazminatı sorununun yeni bir sisteme bağlamasının da hükümetin eylem planları arasında olduğunu anımsattı.
Soylu, sendikaların kıdem tazminatının fona devredilmesi konusundaki eleştirilerinin başında devletin fonu iyi yönetemediğinin geldiğini aktararak, AK Parti’nin devlet adına geçmişte fonlarda yaşanan savrukluğu ortadan kaldırarak bir güvence sağladığını ifade etti.
Hükümet olarak emeğe ve alın terine halel getirecek hiçbir işin içinde olmadıklarına işaret eden Soylu, üretim, istihdam ve büyüme kadar alın terinin de kendileri için önemli olduğunu vurguladı.
Kıdem tazminatındaki düzenlemenin işçi ve işveren tarafının görüşü alınarak yapılacağını belirten Soylu, “30 gün konusunda, çalışanlarımız için bugünkü genel çerçeveden geriye gidilemez” dedi.
Soylu, kendisinin de iş hayatının içinden geldiğini ve 19 yaşında şirket sahibi olduğunu belirterek, Demokrat Parti Genel Başkanlığı döneminde sahibi olduğu araştırma şirketini kapatırken bir işveren olarak çalışanların kıdem tazminatını ödemekte zorlandığını söyledi.
“İş bilmeyen kasap durumuna düşmek istemiyoruz”
Türkiye’nin büyük küresel markaları ile zengin yer altı kaynaklarının olmadığını dile getiren Soylu, mevcut şartlar gereği ülkenin en büyük zenginliğini insan kaynağı olarak gördüklerini anlattı.
Soylu, kamu personel rejiminin tüm kesimlerin değişim yapılması konusunda ittifak ettiği ama yöntemleriyle ilgili ayrı düştüğü bir konu olduğunu ifade ederek, çalışan ve sosyal tarafların endişelerini de dikkate alarak bu konuda ortak akılla hareket edeceklerini bildirdi.
Ülkenin aktif ve pasif sigortalı dengesinin gözetilmesinin sosyal güvenlik sistemi açısından önemine değinen Soylu, şunları belirtti:
“Biz gelecek nesillere ait sorumluluğumuzu ortaya koyamazsak, bundan 20 yıl sonra insanlar emekli maaşlarını almakta zorluk çekerse, hastaneye gittiklerinde yine kuyruklarla karşılaşırsa bu bugün bizim sorumluluğumuz olur. Biz çuvalın dibini delemeyiz. Oradaki hasırı en iyi şekilde dayanıklı hale getirmeliyiz. Bu ekonominin bir bölümü gibi nitelendiriliyor ama öyle değil. Bu ekonominin tamamında geçerli. Biz sosyal güvenlik sistemimizde delik oluşturursak, çuvalın dibini delersek, bu gelecek nesillere yapacağımız en büyük haksızlık olur. Erken emeklilik taleplerine üzülerek de olsa olumlu yanıt verememenin sorumluluğundayız. Bu sistemde reformlardan atacağımız her geri adım, gelecek nesillerimize hak etmedikleri bir maliyet olarak yüklenecektir.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bir özelliğinin de “hesap bakanlığı” olduğunu belirten Soylu, hesaplarını iyi yaparak “iş bilmeyen kasap” durumuna düşmek istemediklerini söyledi.
Soylu, Sosyal Güvenlik Kurumunun yerel yönetimlerden 73 milyar lira alacağı bulunduğunu dile getirerek, bunun dışında Bağkurluların sigorta prim ödemelerinde sıkıntı yaşandığını da aktardı.
Terör mağduru ilçelere destekler sürecek
Soylu, bir basın mensubunun “Emeklilere maaş promosyonu verilecek mi?” yönündeki sorusu üzerine, “Özel bir bankayla 4-5 aylık bir anlaşma yapıldı. Bu beklentileri ne derece karşılayacak ona bakacağız. Bunun dışında Bankalar Birliği ile toplantılar yaptık. Sosyal Güvenlik Kurumumuz bankalarla görüşmeye başladı. Bizim amacımız emeklilerimizin en fazla istifadeyi sağlayabilmesi. Kıran kırana bir pazarlık olacak. Bu yapacağımız pazarlıklardan emeklilerimizin en iyi şekilde istifade etmesini istiyoruz” yanıtını verdi.
Bölücü terör örgütüyle mücadele kapsamında Doğu ve Güneydoğu’da operasyonların devam ettiği ilçelerde bakanlık olarak vatandaşların mağduriyetini giderecek hangi adımların atıldığının sorulması üzerine ise Soylu, Bakanlık yetkililerinin Diyarbakır’ı ziyaret ettiğini bildirdi.
Olayların yaşandığı ilçelerde sosyal güvenlik primlerinin ertelenmesi, beyannamelerin verilmesinde esneklik ve borç yapılandırmaların bozulmasının önüne geçecek adımları attıklarını bildiren Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
“O ilçelerde, çalışma hayatına ve sosyal güvenlik sistemine katkı sağlayacak çalışmalar da bizim için önemli. İş başı eğitiminden, toplum yararına, çalışma programına kadar birçok alanda hemen çözeceğimiz noktalar var. Orada vatandaşımızın yanında olacağız.