Tutukluluk Oranı İniyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, ”2001’de yüzde 50,4, 2009’da yüzde 34,6 ve şu anda 23,3 tutuklu. Demek ki referandum ve sonrası, AK Parti’nin 2001’den beri yaptığı uygulamalar net şekilde tutukluluk oranlarını indiriyor” dedi.

Bolu Belediyesi’nde gazetecilerle bir araya gelen Soylu, Türkiye’de referandumun ardından büyük adımlar atıldığını söyledi. 

”31 Aralık 2012 itibarıyla 373 ceza ve infaz kurumunda 104 bin 313 hükümlü, 31 bin 707 tutuklu bulunuyor” diyen Soylu, ”2001’de yüzde 50,4, 2009’da yüzde 34,6 ve şu anda 23,3 tutuklu. Demek ki referandum ve sonrası, AK Parti’nin 2001’den beri yaptığı uygulamalar net şekilde tutukluluk oranlarını indiriyor. Bu, hepimiz açısından önemli bir süreçtir” şeklinde konuştu. 

Televizyon dizileriyle ilgili düşüncesinin sorulması üzerine Soylu, ”Dizi işine biz bakmıyoruz, CHP ve Kılıçdaroğlu bakıyor. Siyaset sonradan öğrenilmez. Maalesef CHP lideri de böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya. Karga kekliği taklit ederken kendi yürüyüşüne şaşarmış. Kılıçdaroğlu da ‘AK Parti’yi taklit edeceğim’ derken kendi yürüyüşünü şaşırmış durumda” dedi. 

Soylu, İmralı ile görüşmelere ilişkin sürecin sorulması üzerine, meselenin ”çözüm süreci” olarak ve iki ayaklı değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. 

”Maalesef bir takım haber mutfakları, Türkiye’de kasıtlı şekilde insanlarımızın sinir uçlarına dokunabilecek şekilde adlandırmalarda bulunmaktadır” diyen Soylu, ”Bu, yanlıştır. Bu, bir çözüm sürecidir. Bu, yıllardan beri Türkiye’nin kardeşler arasındaki mutabakatın yeniden sağlanmasına yönelik en temel adımlardan bir tanesidir. Türkiye’de bunu yine siyasi irade ortaya koymaktadır” diye konuştu. 

Sivil toplumun ve iş dünyasının bu konuda görevini yerine getirmediğini savunan Soylu, çözüm sürecinin tamamlanmasıyla Türkiye’de bilimin, zenginliğin, kardeşliğin ve demokrasinin yükseleceğine işaret etti. 

”Bu elmas çözüm sürecinin adıdır”

”Hükümet ve Sayın Başbakan ve AK Parti, cumhuriyet tarihinin en önemli risklerinden birisini almıştır” diyen Soylu, şunları dile getirdi: 

”Bu riskin karşılığı vardır. Bu riskin karşılığı savaş değildir. Bu riskin karşılığı barış ortamıdır. Bu riskin karşılığı birlik ve beraberlik ortamıdır. Bunun için bu meselenin detaylarından çok, bu meselenin temel fotoğrafına, büyük fotoğrafına bakmanın en temel görevlerimizden birisi olması gerekir. Arzumuz, isteğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına tabi olan her insanın annesinin, babasının yanında, annesinin, babasının kuzusu olarak durmasıdır. Bu kadar basit. Onun teröre bulaşması, kendi ülkesindeki insanlarla bir mücadeleye girmesi, elbette ki Türkiye’yi bugüne kadar çok önemli bir enerji kaybına uğratmış ve Türkiye’yi büyük bir sıkıntıya sokmuştur. 

Önümüzdeki günlerde Türkiye büyük bir bölge sorununu halletmektedir, yani Türkiye’nin ve çevremizdeki ülkelerin başına örülmek istenen büyük bir bölge sorununu çözmeye çalışmakta. Bunun için büyük gayret göstermekte.” 

Söylenecek sözlerin değerli olduğunu ifade eden Soylu, düşünce biçiminin değiştirilmesi gerektiğini bildirdi. 

Türkiye’nin dağı aşmakta olduğunu, dağın arkasında 76 milyon insanın eline alabileceği, Türkiye’yi ve coğrafyayı aydınlatan bir elmas bulunduğunu anlatan Soylu, sözlerini şöyle tamamladı: 

”Bu elmas çözüm sürecinin, barış sürecinin, barışın, daha doğrusu çözüm sürecinin adıdır. Onun için dünkü kavgalar üzerinden ve dünkü siyaset polemikleri üzerinden bunu yürütmenin BDP’ye de bir faydası olduğu kanaatinde değilim. Sorumlu bakmalılar. Bu meselenin hallinden sonra kendilerine daha geniş siyaset alanı açılacak, bunu düşünmeliler. CHP’ye de daha geniş siyaset alanı açılacak. MHP’ye de daha geniş siyaset alanı açılacak. AK Parti’ye de daha geniş siyaset alanı açılacak. BDP’ye de daha geniş siyaset alanı açılacak. Türkiye, normalleşecek ve normal siyaset yapacağız. 

Türkiye’nin kalkınması, zenginleşmesi, gelişmesi üzerine siyaset tavrı ortaya koyacağız. Herhalde bugün Türkiye’nin güneydoğusunda yaşanan problem kimsenin hoşuna gitmiyordur. Hoşuna giden varsa ‘insanlıkla ilgili temel problemi söz konusudur’ diye değerlendirebiliriz.”