“Türkiye’nin Sessiz Kalması Düşünülemez”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Suriye’de demokrasiyi arayan, eşit vatandaşlığı arayan, insanca ve hakça yaşantıyı arayan Suriyelilere yapılan insanlık dışı meselelerde Türkiye’nin elbette ki sessiz kalması düşünülemez” dedi.

Ak Parti Mardin İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 5. Siyaset Akademisi’ne katılan Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Suriye’de yaşanan olaylar ve Türkiye’nin yaklaşımı konusunda sorulan soruları cevapladı. Suriye rejiminin kendi insanına hiç hak etmediği bir muamele gösterdiğini belirten Soylu, Türkiye’nin ve dünyanın bazı kesimlerinin buna sessiz kalmasının mümkün olmadığını ifade etti. Soylu, “Türkiye kendi medeniyetini, kendi anlayışını ve kendi insanlık değerlerini kendisine sunduğu en temel yaklaşımlardan birini bugün Suriye’ye gerçekleştirmektedir. Biz oradan bölgemize ve sınırlarımıza gelen insanlara sırt çevirecek değiliz. Elbette ki onları kucaklayacağız, onlara insani açıdan bütün desteği ve yardımı ortaya koyacağız. Bizim derdimiz ve Türkiye’nin derdi, Suriye’nin sulha, huzura ve barışa kavuşmasıdır. Suriye’de bugün sadece insan olarak hayatını devam etmeye çalışan insanlara karşı işlenen insanlık suçlarından Suriye’nin ve bütün Suriyelilerin kurtulmasıdır” dedi.

Suriye’de yaşayan vatandaşlarla ilgili Türkiye’nin yaklaşımının hep dostça olduğunu söyleyen Soylu şöyle konuştu:

“Binlerce yıllık komşuluk geleneklerimize uygun olmuştur. Orada demokrasiyi arayan, orada eşit vatandaşlığı arayan, insanca ve hakça yaşantıyı arayan Suriyelilere yapılan insanlık dışı meselelerde Türkiye’nin elbette ki sessiz kalması düşünülemez. Uluslararası toplumda hem de dünyanın bu şekilde ortaya konulan bütün değerlerinde Türkiye kendi görüşlerini bir şekilde aksettirmektedir. Balkanlar’da yakın dönemde meydana gelen olaylar gibi Türkiye’nin bu tip meselelere sessiz kalması mümkün değildir. Bugün Filistin’de hangi hassasiyeti ortaya koyuyorsak, zülüm gören Mianmar’dan Somali’ye kadar aynı hassasiyeti gösteriyoruz.”

“PATRİOT SAVUNMA AMAÇLIDIR, SALDIRI AMACI TAŞIMIYOR”

Patriot füzelerinin Türkiye’ye konuşlanmasının asıl sebebinin savunma olduğunu vurgulayan Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Türkiye sadece savunma gayreti içinde bulunan bir ülkedir. Komşularına bir müdahaleyi gerçekleştirilebilecek bir anlayışı hiçbir şekilde taşımamıştır. Patriotların gelmesinin temel amacı bugün Suriye’de var olan kimyasallardan, orta ve uzun menzilli füzelerden her ne şekilde olursa olsun ne olacağı belli olmayan bir saldırıya karşı tedbir amaçlıdır. Bu Türkiye’nin ortaya koyduğu bir bakış değildir. Bu Nato’nun ortaya koyduğu bir bakış açısıdır. Türkiye bu bakış çerçevesinde bunu değerlendirmiştir. Tehdit içerikli ve tehdit amaçlı değildir. Türkiye bunlardan sakınan bir ülkedir. Orada yaşayan Suriyeli vatandaşları kucaklayan tümüne bakan bir Türkiye vardır.

“1961 VE 1982 ANAYASASI İŞLEVİNİ YİTİRMİŞTİR”

1961 ve 1982 anayasasının işlevini bugün yitirdiğine dikkat çeken Soylu, “Türkiye’nin 21. yüzyılın başlarında ortaya koyduğu politikaların sürdürülebilirliği temelinde ancak yeni anayasa vardır. Türkiye 1982 Anayasası’nın kendine biçtiği elbiseyle hareket edemez. Türkiye 1982 Anayasası’nın kendisini kalıbın içine soktuğu bir anlayışla hareket edemez. 1982 Anayasası yazılı olarak mevcuttur, ama fiili olarak Türkiye 1982 Anayasası’nın çok ötesindedir. Anayasa maalesef 1982 Anayasası, yani darbe anayasası olarak tabir edebileceğimiz bir anayasa. 1961 Anayasası’nın kendisini darbe koşullarıyla, darbe kurallarıyla beraber tahkim ettiği anayasa bugün işlevselliğini yitirmiştir. Türkiye fiili hayatında yaşadığı hayatta bu anayasanın çok ötesinde bir gelecek ortaya koymaktadır. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu’ndan veya Anayasa Uyum Komisyonu’nda ve yeni anayasanın yazım komisyonunda bir şekilde bütün bunları değerlendiren, düşünen kapsayıcı bir çalışma yapmaktadır. Süre 2012 sonuna kadardı. Bugüne kadar 40 üzerinde, 50’ye yakın madde bir şekilde düşünülmüş, tartışılmış, konuşulmuş ama bunlardaki ortak mutabakatı ancak ve ancak çok az bir bölümünde, üçte birine yakın bir bölümünde gerçekleştirilmiştir. Bu Meclis mutabakatında maalesef sıkıntı olacağı ve sıkıntı olduğu anlamını taşımaktadır. Ak Parti olarak şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye’nin yeni anayasanın yapılması konusunda sarsılmaz irademiz devam etmektedir. Türkiye’nin ticareti ve kentsel dönüşümü ancak yeni anayasayla mümkündür. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girebilmesi ancak yeni anayasayla mümkündür” diye konuştu.