AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Küresel güç ekseni değişiyor, ekonomik paradigmalar değişiyor, uluslararası sistem dönüşüyor” dedi.
Soylu, Erdemli Yöneticiler Akademisi (EYAD) tarafından düzenlenen “Akademi Sohbetleri” adlı etkinliğe katıldı.
“21. Yüzyıl ve Türkiye Vizyonu” konulu konuşma yapan Soylu, 1699’dan beri “bu coğrafyanın” gerileme dönemi içinde olduğunu, dönem dönem krizlerin aşıldığını söyledi.
Kurtuluş mücadelesiyle gerileme döneminin bittiğinin düşünüldüğünü ancak kısa sürede yeniden gerileme dönemine girildiğini, iniş ve çıkışların aralıklarla yaşandığını ifade eden Soylu, Türkiye’nin 21. yüzyılın başından itibaren ilk kez gelişmiş ülkeleri siyasi olarak, madden ve manen bir boşlukta yakaladığını kaydetti.
Soylu, batı ile makası kapatan bir konuma gelen Türkiye’nin dünyanın en önemli güçlerinden, dengelerinden birisi olabileceğini bildirdi.
Dünyanın yeni bir sürecin içinde bulunduğunu ifade eden Soylu, Türkiye’nin de bu süreci yakından takip ettiğini belirtti.
Soylu, 20. yüzyılda güç ekseninde batının çok yukarıda, doğunun ise çok aşağıda olduğu bir dengesizlik bulunduğunu anlatarak, 21. yüzyılda küresel güç ekseninin değiştiğini, dengenin kurulmaya başladığını dile getirdi.
Küresel ekonomik paradigmaların da değiştiğini belirten Soylu, “Avrupa ve Amerika ekonomisinde belirsizlikler yaşanıyor. Ekonomik paradigmayı 20. yüzyılın anlayışıyla ihtiyaçlarıyla 20. yüzyılın çözüm modelleriyle parametreleriyle çözmeye çalıştıkları için hala patinaj yapmaktadırlar” diye konuştu.
“Küresel güç ekseni değişiyor, ekonomik paradigmalar değişiyor, uluslararası sistem dönüşüyor” diyen Soylu, anayasalarına “insanlık onuru” ile başlayan ülkelerin, insanlık katledildiğinde sesini çıkaramadığı, yeni dünyayı algılayamadıkları bir tabloyla karşı karşıya olunduğunu söyledi.
“Soft power denilen yeni bir güç ortaya çıktı”
Soylu, 20. yüzyılda askeri, ekonomik ve siyasi güçler bulunduğunu dile getirerek, şimdi “soft power” denilen yeni bir gücün ortaya çıktığını bildirdi.
Süleyman Soylu, ülkelerin medeniyetleri, gelenekleri, dinleri, dilleri, farklılıkları, insanların, o toplumların, milletlerin yaşadıkları, giysileri, tarihteki ortaklıkları ve ürettiklerinin “soft power” denilen güç algısını oluşturduğunu belirtti.
21. yüzyılda Türkiye’nin 4 temel avantajı olduğunu vurgulayan Soylu, bunlardan birinin Türklük, Anadolululuk ve Müslümanlık olduğunu bildirdi. Soylu, Azeri, Arnavut, Çerkez, Çeçen, Boşnak, Tatar, Kürt, Türkmen, Ermeni ve daha pek çok unsurun, güç kaymasının temelinde olan unsurların Türkiye coğrafyasında ve Çin havzasına kadar pek çok yerde bulunduklarını söyledi.
İkinci avantajın Akdeniz ve Karadeniz olduğunu anlatan Soylu, üçüncü avantajı ise Türkiye’nin demografik yapısının teşkil ettiğini kaydetti. Soylu, dördüncü avantajın da Anadolu’nun enerji güzergahında bulunması olduğunu söyledi.
Bunlara karşın Türkiye’nin iki de dezavantajı bulunduğunu kaydeden Soylu, bunlardan birinin İslamafobia olduğunu dile getirdi. Soylu, “Bu Türkiye için icat edilmiş bir şeydir. Bunun üzerinden gelmeliyiz” dedi.
Şii-Sünni ayrılığı oluşturmaya çalışılmasının da ikinci bir dezavantaj olduğunu dile getiren Soylu, bu meselenin de üzerinden gelinmesi gerektiğine işaret etti.
Soylu’nun konuşmasını çok sayıda davetlinin yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez de dinledi.