“Türkiye o gün yüzleşemediği meselelerle bugün yüzleşiyor”

Siyaset Akademisi sertifika töreni için İnegöl’e giden Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Turgut Özal’ın ölüm raporunu değerlendirdi.

Siyaset Akademisi sertifika töreni için İnegöl’e giden Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Turgut Özal’ın ölüm raporunu değerlendirdi. Süleyman Soylu, Özal’ın kalp krizinden öldüğüne yönelik ortaya çıkan 1993’teki raporun işlerliğini yitirdiğinin ortada olduğunu belirterek; “Bir kere Cumhurbaşkanı’nın ölüm sebebi bilinmemektedir. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve bizim Türk devlet geleneğimizin en önemli ayıplarından bir tanesidir. Bunun 1993 yılında yapılıp ve bugüne kadar sürüncemede bırakılması, bana göre Türkiye açısından son derece vahim bir gelişmedir. Demokrasimizin o gün nerelerde olduğunu, bugün ise bu meselelerin ne kadar daha ileri demokrasi boyutun da hep beraber araştırılıp, soruşturulup milletin önüne konulduğunun temel kanıtlarından birisidir” dedi.

TÜRKİYE O GÜN YÜZLEŞEMEDİĞİ MESELELERLE BUGÜN YÜZLEŞİYOR

Sanikonukoğlu Konferans salonunda düzenlenen sertifika töreni öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Süleyman Soylu, Özal’ın cenazesinin otopsi için mezardan çıkarılmasının Türkiye’nin geldiği noktayı gösterdiğini belirterek, “Rahmetli Özal’ın ölümüyle ve dün açıklanan adli tıp raporuyla ilgili veya başsavcımızın yapmış olduğu açıklamayla ilgili şöyle bir değerlendirme yapabilirim. Meseleyi şöyle görmek lazım; bugün Türkiye öyle bir noktaya gelmiştir ki, düne kadar yüzleşemediği bütün meselelerle bugün yüzleşmektedir. Bugün rapor üzerinden tartışmaktan ziyade, Özal’ın rahmetli olduğu 1993 yılında neden bir sayın cumhurbaşkanının, bir devlet büyüğünün, devlet adamının ani vefatının akabinde bir otopsiye ihtiyaç duyulmaz. Neden bu otopsi o gün yapılmaz ve yaklaşık 20 yıldır bir büyük milletin, hatta bu büyük coğrafyanın kafasında soru işaretleri bırakılır. Elbette ki o gün yapılmayan ki, başsavcının açıklamasından anladığım üzere, o gün yapılmayan, eksik bırakılan otopsinin veya adli tıbbın belki o gün yapacağı araştırmanın derinlemesine savcının yapacağı soruşturmanın gereği bugün eksik olarak ancak yapılabilmektedir. Kabahati bugünde aramaktan ziyade, dün devletin kendi devlet büyüğüne sahip çıkamamasının eksikliğini görmek lazım” açıklamalarında bulundu.

DEMOKRASİNİN NEREDEN NEREYE GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR

“Bize yıllarca devletin kutsal bir varlık olduğunu ve devletin en tepesindeki cumhurbaşkanının da esas itibariyle o kutsal varlığın en önemli simgesi olduğu anlatıldı ve söylendi” diyen Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demek böyle bir şey yokmuş. Yani çok net bir şekilde bu çok büyük bir hikayeymiş. Çünkü hala sonucunu bilemediğimiz adli tıp raporundan bile, bir kere adli tıp raporuna çok net bir şey ortadaki öyle anlaşılıyor. Sayın Özal o günkü rapora binaen, yani kalp krizinden öldüğüne yönelik ortaya çıkan 1993’teki raporun bir şekilde işlerliğini yitirdiği ortadadır. Bir kere cumhurbaşkanının ölüm sebebi bilinmemektedir. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve bizim Türk devlet geleneğimizin en önemli ayıplarından bir tanesidir. Bunun 1993 yılında yapılıp ve bugüne kadar sürümcemede bırakılması, bana göre son derece Türkiye açısından vahim bir gelişmedir ve demokrasimizin o gün nerelerde olduğunu, bugün ise bu meselelerin ne kadar daha ileri demokrasi boyutun da hep beraber araştırılıp, soruşturulup milletin önüne konulduğunun temel kanıtlarından bir tanesidir.”

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN TEMEL GÖREVİ ÖZAL’IN ÖLÜMÜNÜ ORTAYA ÇIKARTMAKTIR

Soylu, iki türlü tartışma olduğundan da söz ederek, “Bir, elinde hiç bir bilgi ve belge olmadan rahmetli Özal’ın normal olarak öldüğünü söyleyen geçmiş dönemin tanıklıkları var. Birde bugün elde bir adli tıp raporu var. Bir de kamuoyu vicdanı var. Kamuoyu vicdanı bu konuda rahatsızdır. Ama o yıllarda siyaset yapan, o yıllarda devletin görevleri olanlardan ısrarla Özal’ın eceliyle öldüğünü ortaya koymaktadırlar. Şimdi anlaşılıyor ki, onların söylemeleri kamuoyu vicdanını tatmin etmemektedir. Çünkü gittiğimiz, gezdiğimiz, bir şekilde karşı karşıya kaldığımız toplumumuzun insanları bu konuda kendilerinin tatmin olmadıklarını değerlendirmektedir. Elbette ki hükümetimizin temel görevi de, Ak Parti’nin temel görevi de, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel görevi de bunu aydınlığa çıkartıp, en azından eldeki raporlarla birlikte bir vesile de milletin vicdanını rahatlatmaktır” dedi.

AK PARTİ BİR İSTİŞARE EVİDİR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Güneydoğu milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantıyı değerlendiren Soylu, “Bu toplantıyı yapmak değil, yapmamak problemdir. Bugün AK Parti hep siyasetin normalini ve doğrusunu yaptığı halde, eski siyaset alışkanlıkları nedeniyle akıllarda ‘Acaba ne oluyor?’ sorusu gelmektedir. Ama şunu bilmek gerekir AK Parti tam anlamıyla bir istişare evidir. Bir ortak akıl evidir. Bir meşveret evidir. Bunu her nokta da ve her şekilde yapar. Bunu her türlü toplantısında da bir vesileyle gerçekleştirmeye çalışır” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından AK Parti İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi’ni başarıyla bitirenlere sertifikaları takdim edildi.