“TÜRKİYE BÜYÜK DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRİYOR”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Yüksekova’da 15 yaşındaki kızı zorla dağa götürülen bir anne kolumdan tuttu, ‘Sen devletin adamısın, güçlü adamsın. Bana kızımı getir.’ dedi. O annenin o haline çare olamazsan ne yapacaksın. Bugün oradaki anneler artık kızım birileri tarafından götürüldü mü diye endişe etmiyorlar. Oturuyorlar kızlarıyla, doktor mu mühendis mi olacaksın diye bakıyorlar.” dedi. 

Soylu, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın da katılığı merkez Akdeniz ilçesindeki Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen halkla buluşma toplantısında, Türkiye’de yaşanan tüm seçimlerin kritik olduğunu belirterek, her seçimin bir düğümü çözdüğünü, milleti arzusuyla buluşturduğunu söyledi.

Ülkenin geçmişte birçok sorunla karşı karşıya kaldığını anımsatan Soylu, bunların yıllarca “ülkenin makus talihi” olarak adlandırıldığını belirtti.

Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde Türkiye’nin 16 yılda iyi yönetildiğini ifade ederek, “Tayyip Erdoğan eğer bir kelimeyle adlandırılacaksa büyük bir devrimcidir. Tayyip Erdoğan, öyle sol yumruklarını havaya kaldıran, 3-5 sloganla kendisini belli eden, molotof kokteyli yapan, canlı bomba olan, her şeyi reddeden devrimciler gibi değildir. Tayyip Erdoğan büyük bir devrimcidir.” diye konuştu.

Parti kapatma davası ile darbe girişimleriyle Türkiye’nin büyümesinin ve gelişiminin durdurulamadığını vurgulayan Soylu, “Bugün Almanya, Amerika sağlıkta bize hava attığı o noktada değil. Amerika ‘Sağlıkta devrim yapacak’ diye başkan seçti. Beceremedi ve gitti. Türkiye büyük devrimler gerçekleştiriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Soylu, geçmişte yaşanan başörtüsü sorunlarına da değinerek, bu konunun, “Bir ustanın elinden çıkan muhteşem bir resim gibi” çözüldüğünü ifade etti. 

Savunma sanayisinde de önemli gelişmelerin yaşandığını kaydeden Bakan Soylu, şöyle devam etti:

“Türkiye savunma sanayisinde büyük adımlar attı, büyük devrimler gerçekleştirdi. Başkalarının tekelinde kalan, terörle mücadeleyi kendi araçlarıyla yapamayan bir Türkiye’ydi. İnsansız hava aracını Amerika’dan istediler de vermediler. İnsansız hava aracını İsrail’den istediler, önce vermediler de sonra çok yüksek parayla verdiler. Bozuldu, tamir için gönderdik geri göndermediler. Kötü komşu mal sahibi yaparmış. Şimdi bizim evlatlarımız, Türk mühendislerimiz öyle insansız hava araçları yapıyorlar ki herkes parmaklarını ısırıyor.” 

Soylu, Türkiye’nin insan kaynağını güçlendirme hedefi kapsamında çok sayıda üniversitenin açıldığını belirterek, eğitimin daha kaliteli hale getirilmesi için çalışmaların devam edeceğini dile getirdi.

Geçmişte vatandaşların kendilerine “dindarım” demeye çekindiğini söyleyen Soylu, artık kimsenin kimseyi “tehdit” olarak algılamadığını, insanların rahatça kendilerini ifade edebildiğini belirtti.

“Anneler artık kızım birileri tarafından götürüldü mü diye endişe etmiyorlar”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 34 ve 40 ile başbakan olduğunu anımsatan Soylu, “Kendisini 50+1’e zorladı. Kendisi için değil. Bu ülke için. Türkiye tekrar zaman kaybetmesin, biz ayrıldıktan sonrada Türkiye artık iktidar ve hükümet tartışmaları yaşamasın istedi. Kendisini zorladı. Yaptığı Türkiye’de büyük bir devrimdir.” dedi. 

Bakan Soylu, Türkiye’nin işlerini yarım bırakmaması gerektiğini vurguladı. 
Şehirlerin güvenli olması noktasında büyük adımlar attıklarını, dünyanın en güvenli şehirlerinin Türkiye’de olacağını anlatan Soylu, Türkiye’nin önemli büyüme rakamları elde ettiğini hatırlattı.
Ramazan’da Van’dan başlayıp, Hakkari, Yüksekova, Şemdinli, Şırnak, Cizre, Silopi ve Diyarbakır’ı teker teker gezdiğini anlatan Süleyman Soylu, şu ifadeleri kullandı:

“İnsanlar gece 02.00-03.00’e kadar sokaklardalar. Esnaf cıvıl cıvıl. Bir esnaf bana ‘Sayın bakanım çoluk çocuğu göremez olduk iş yoğunlundan.’ dedi. Allah daha fazlasını versin. Biz 3 yıl öncesini de hatırlıyoruz. Oradaki oteller kapanmak üzereydi, bize destek olun diye hükümetin her bakanının, üyesinin kapısını aşındırıyorlardı. Yüksekova’da 15 yaşındaki kızı zorla dağa götürülen bir anne kolumdan tuttu. ‘Sen devletin adamısın, güçlü adamsın. Bana kızımı getir.’ dedi. O annenin o haline çare olamazsan ne yapacaksın. Bugün oradaki anneler artık kızım birileri tarafından götürüldü mü diye endişe etmiyorlar. Oturuyorlar kızlarıyla, doktor mu mühendis mi olacaksın diye bakıyorlar. İkindi ezanından sonra sokağa çıkılamaz bir yerde bugün şükürler olsun büyük adımlar attık.”çıkardığını anımsattı.

PKK’nın dinsiz bir örgüt olduğunu vurgulayan Soylu, “Avrupa ile uzlaşmasının sebebi de zaten budur. Dinimizden, geleneğimizden, örfümüzden, adetimizden, anne babamızdan bizi ayırmak içindir. Kim kaybetti bundan? Oradaki kardeşlerimiz.” diye konuştu.

Bakan Soylu, Doğu ve Güney Doğu’da bir taraftan hayvancılığı geliştirip, bir taraftan bütün maden yataklarında çalışmaların sürdüğünü, oradaki insanların rahat iş, aş bulabilmesi için çalıştıklarını söyledi.

“Artık Kürt kardeşlerimizin yakasından şu PKK terör örgütünün düşme zamanı gelmiştir.” diyen Soylu, şöyle devam etti:

“Bunu iyi bir noktaya getirdik ve PKK’ya adım attırmıyoruz. Bunu sağlayabilecek anlayış da ancak Tayyip Erdoğan’ın iradesiyle ortaya konabilir. Bu fırsatı kaçırırsak eski günlere yeniden dönme tehlikesiyle karşı karşıya kalırız. Herkes burada sorumludur. Gelecek nesiller ‘Tam düze çıkıyorduk nasıl bunu elinizden kaçırdınız’ diye çok acı eleştiriler ortaya koyabilirler. Bu fırsatı kaçırmayalım. Biz elimizden geleni yaptık, ortaya koyduk. Dünyanın hiçbir ülkesinde terörle mücadelede bu kadar demokrasi, hukuka uygun bir mücadele gerçekleşmiş değildir. Başımızda boza pişirirlerdi.”

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi eleştirerek, “Muharrem İnce’nin Demirtaş aşkı nedir? diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nedendir sizce? Neyi uyguluyor? Bir taraftan Atatürkçülük, bir taraftan çağdaşlık, laiklik, ulusalcılık bunu kim böyle bir noktaya taşımaya çalışıyor? Bunu kime izah edebilirsiniz? Hangi anlayışla bunu izah edebilirsiniz? Buradaki iş çok net ve açıktır. Bir nefret ittifakıdır. Türkiye nefretle yönetilecek bir ülke değildir. Türkiye medeniyetin tüm değerleriyle beraber yönetilecek bir ülkedir. Bir taraftan PKK, PYD’yi silen süpüren komutanın apoletlerini sökeceksiniz. Bir taraftan Demirtaş’ı içeriden çıkaracaksınız, diğer taraftan da ‘Sizin Kandil’de ne işiniz var’ diye bize soracaksınız. Bu nasıl bir iştir. Bu orada yaşanan 6-7 Ekim olayları dahil bölgemizi, oradaki kardeşlerimizi bir taraftan yoksulluğa, fukaralığa, zorluğa mahkum etmeye yönelik bir anlayışın aynı şekilde devam etmesini sağlayabilmektir. CHP’nin Doğu ve Güney Doğu’da yüzde 1,5 oyu var. Bu 1,5 oyla beraber orada bir şey yapamayacağına göre oradaki yetkisini devretmiştir. Devrettiği yerde bellidir. Ben bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapıyorum. HDP’nin, PKK’dan ayrı bir adım atma kabiliyeti söz konusu değildir. Bu ülkeye, millete yazıktır.”

İçişleri Bakanı Soylu, HDP ve PKK’nın belediyeler ve oradaki insanların sabrı dahil her şeylerini tükettiğini bildirdi. 

“Türkiye’nin büyümesi, özgürleşmesi, yükselmesi için çalışıyoruz”

Türkiye’nin artık “kaderimiz budur” diyen bir ülke olmaktan çıktığının altını çizen Soylu, ülkenin demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü her noktada ortaya koymak zorunda olduğunu ifade etti.

24 Haziran’da sadece bu ülkeyi ilgilendiren bir seçimin yapılmayacağına işaret eden Süleyman Soylu, şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye iyi bir noktaya geldi. Bu iyi noktada bir kavşaktayız. Tekrar U dönüşü yapmak istemiyoruz. Ülkemizi 500 milyar dolarlık ihracata, 2023-2071’e ulaştırmak istiyoruz. Türkiye hayal bile etmediği bir noktadadır. Türkiye’yi hayal etmediği daha yüksek noktalara hep birlikte taşıyacağız. Bu sistemle taşıyacağız. Türkiye’nin büyümesi, özgürleşmesi, yükselmesi için çalışıyoruz.”