İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, trafik konusunun, doğrudan insan hayatıyla ilgili bir mesele olduğunun altını çizerek, “Atacağımız her adımı i̇yi̇ tartmak, bütün tecrübe ve birikimlerden istifade etmek, i̇yi̇ düşünmek ve meseleyi hızlıca halletmek zorundayız. Zaman kaybedemeyiz” dedi. Bu kapsamda, “Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi”nihazırladıklarını ifade eden Soylu, “Bu belge, temelde karayolu güvenliği noktasında bir yol haritasıdır” dedi.
Soylu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Konferans Salonu’nda düzenlenen “Trafik Güvenliği ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Çalıştayı”na katıldı.
Çalıştayda yaptığı konuşmaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’a ulaştırma ve trafik konusunda yaptıklarından dolayı teşekkür ederek başlayan Soylu, 2012’de yayınlanan “Karayolu Trafik Güvenliği Strateji̇si̇ ve Eylem Planı”nın karayolu güvenliği meselesini, ilgili tüm kesimleri̇ işin içine katarak çözme yönünde bir iradeortaya koyduğunu ve bu kapsamda temmuz ayında İçişleri Bakanlığınca bu çalıştayın yapılması kararının alındığını söyledi.
Müslüman ülkelerde ezan vakitleri bilinmesine rağmen insanlara namazı hatırlatmak için günde 5 defa ezan okunduğunu anımsatan Soylu, trafik güvenliği konusunda da paydaşların bir araya gelerek bu konuyu tekrar hatırlamalarının fayda sağladığını ifade etti.
Soylu, düzenledikleri kampanyaların ve etkinliklerin amacının sadece farkındalık yaratmak olmadığını, kamuoyunun beklentilerine cevap vermek zorunda olduklarını, bunun için böyle bir çalıştay düzenlendiğini anlattı.
“Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi”
Trafik güvenliği konusunda sivil paydaşlarla, idareyi aynı masada bir araya getirmeyi, herkesin fikrini̇ almayı ve karşılıklı istişarede bulunmayı amaçladıklarını belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elbette ki̇ buradan bi̇r sonuç bekliyoruz. Buradan çıkacak fikirlerin, yayınlanacak sonuç bildirgesinin ilerideki̇ günlerde mevzuat noktasında atacağımız adımlarda bizlere rehberlik etmesini amaçlıyoruz. Elbette ki̇ devlet, bakanlıklar, tek başına da mevzuat düzenlemesi yapabilir. Ama trafik meselesi, yap-boz veya deneme-yanılma ile iş yapma lüksü olmayan birmeseledir. Doğrudan insan hayatıyla ilgili bir meseledir. Dolayısıyla, atacağımız her adımı iyi̇ tartmak, bütün tecrübe ve birikimlerden istifade etmek, iyi̇ düşünmek ve meseleyi hızlıca halletmek zorundayız. Zaman kaybedemeyiz. Esasen bu çalıştaya gelene kadar İçişleri̇ Bakanlığı olarak trafik meselesinde yeni̇ bir yaklaşımı da ortaya koymaya çalıştık. Bu amaçla, daha önce de bir vesileyle bahsettiğim Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi’ni hazırladık. Yani İçişleri Bakanlığının kendi çerçevesi, kendi sorumluluklarımız içerisinde trafik politika belgesini hazırladık. Bu belge, temelde karayolu güvenliği noktasında bir yol haritası ve bizim için uygulama birliğini gerektiren herkesin Hakkari’dekibir trafik polisinin de jandarmanın da Edirne’deki bir trafik polisinin de jandarmanın da kaymakamın da valinin de emniyet müdürünün de jandarma il komutanın da herkesin bir uygulama birlikteliği içerisinde bir yol haritasını kendi içimizde oluşturmaya çalıştık.”
Bayramlarda her tarafın “kan gölü” olduğuna ilişkin oluşturulmuş yanlış bir algıyı ortadan kaldırmak istediğini vurgulayan Soylu, geçen bayramda 7 bin 200 trafik kazasında günlük ortalama 20 kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek, bu bayramda bu sayının 12’ye düştüğünü açıkladı.
Bayramlardaki trafik yoğunluğundan, çalışan personel sayısından ve istatistiklerden bahseden Soylu, bayramlarda kazaların yoğunlukla 18.00-20.00 ve 02.00-08.00 saatleri arasında gerçekleştiğini, genellikle uykusuzluk, dikkatsizlik, yorgunluk ve yüksek hızdan kaynaklandığını söyledi.
Soylu, uygulamaya konulan her tedbirin karşılığının alındığını, kara noktalarda geçen bayram 11 kişinin, bu bayramda ise 2 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi’nin hem hâlihazırda uygulamada olan tedbirleri̇ hem mevzuat düzenlemesi aşamasında olan bazı adımları hem de geleceğe dönük projeleri̇ içerdiğine dikkati çeken Soylu, belgenin “denetim”, “kaza sonrası acil müdahale”, “personel eğitimi̇”, “projelerimiz” ve “düzenleme yapılacak konular” olmak üzere 5 başlıkta hazırlandığını söyledi.
Trafik yoğunluğu ve kazaların, insan, sürücü ve araç sayısı iledoğrudan ilgili olduğuna işaret eden Soylu, 2010’dan itibaren ülke nüfusunun yüzde 8,3 oranında arttığını, aynı dönemde sürücü belgesi olan kişi sayısının yüzde 33,4 artarak 28 milyon 740 bin 383’e ulaştığını bildirdi.
Her 3,6 kişiye bir araç düşüyor
Soylu, ülkedeki motorlu araç sayısının 2010’da 15 milyon 95 bin 603 iken 2017 temmuz ayı itibarıyla 21 milyon 763 bin103’e yükseldiğini ve ortalama her 3,6 kişiye bir araç düştüğünü söyledi.
Trafik kazalarında günde ortalama 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildiren Soylu, bu kazaların yarattığı yıllık sosyoekonomik maliyetin, yaklaşık 38,9 milyar lira olduğunu söyledi.
Ölümlü ve yaralanmalı kazaların ağırlıklı olarak cuma ve cumartesi, kısmen de pazar günü gerçekleştiğini, saat bazında i̇se kazaların ağırlıklı olarak 14.00 ve 20.00 saatlerindeolduğunu, şehirler arası otobüs firmalarının karıştığı kazaların ise genellikle 02.00 i̇le 08.00 arasında yoğunlaştığını anlatan Soylu, 02.00-08.00 saatlerinde her aracın durdurulacağını ve ihtiyaç görülmesi halinde sürücülerinin belli bir süre dinlendirileceğini vurguladı.
Soylu, trafi̇k kazalarının yüzde 89,6’sının sürücü hatasından kaynaklandığını, bunların da yüzde 42’si̇ni aşırı hız, yüzde 13,1’i̇ni kavşakta geçi̇ş kurallarına uymamanın oluşturduğunu, bölünmüş yolların yapılmasıyla şeri̇t ihlallerinden kaynaklanan kazalarda yüzde 83, karşılıklı çarpışma şekli̇ndeki kazalarda da yüzde 51 oranında azalma meydana geldiğini anlattı. Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“Uygulama belgemizin ilk bölümünü denetim oluşturmaktadır. İyi̇ planlanmış, etkili ve sürekli denetimlerin, ölümlü kazaları yüzde 25 ile yüzde 35 arasında azaltma kapasitesi bulunduğu tespit edilmiştir. Temel amaç, denetim yoluyla sürücü davranışlarını değiştirmek, cezalandırma ve yüz yüze iletişimmetotlarını kullanarak ‘algılanan yakalanma riskini’ ve ‘gerçek yakalanma duygusunu’ canlı tutmaktır. Bu kapsamda uygulamaya aldığımız ‘uygulama takip projesi’ ile trafik denetimlerinin nasıl yapılacağı modellenerek, tüm birimlerin denetim alanında yapması gerekenlerle ilgili kontrol listesi oluşturulmuştur. Örneğin bir kaza anında ne kadar zamanda olay yerine gidildiği, gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı gibi̇ bilgilere hem anlık hem de geçmişe dönük olarak ulaşılabilecektir. Bu sayede, sürücülerle yüz yüze temas konusunda doğru ve gerçek verilere ulaşılması sağlanmış olacaktır. Denetim hedefleri̇ ölçülebilir, gerçekçi ve uygulanabilir olacaktır.”
“Amaç ceza yazmak değil”
Bakan Soylu, trafik güvenliğine yönelik çalışmalarda amacın çok ceza yazmak olmadığını, yüz yüze teması arttırmak suretiyle ceza yazılmadan, kural ihlallerini engellemek olduğunu vurguladı.
Trafiğin yoğun olduğu saatler ve günlerde, ekipleringörünürlüğünün arttırılacağını, kazaların yoğun olduğu yerlere ağırlık verileceğini bildiren Soylu, şunları kaydetti:
“En önemli meselelerden bir tanesi bizim devlet olarak vatandaşla aramızda bir güven tesis etmemiz lazım. Biz hepimiz araç sürdük. Radarın olduğu yer ezbere bilinir, karşı taraftan da flaşörlerle sürücüler birbirine gerekli sinyalleri ve uyarıları yaparlar, orada biraz yavaşlarsınız, mesafeyi diğer tarafta 120 ile gidiyorsanız 150’ye çıkararak oradaki açığı kapatırsınız. Böyle bir tablomuz var. Bunu hepimiz biliyoruz. Bu konuda ‘tuzak radar’ olarak ifade edilen uygulamayı kaldırdığımızı ifade etmek istiyorum. Böyle bir uygulama yapmayacağız. Bir taraftan şurada radar vardır diye uyarılarımızı koyacağız. Bir ağacın altına saklanmış, bir kavşağın sağına saklanmış herhangi bir tuzak radar uygulaması olmayacağını, olmadığını, olmaması lazım geldiğini arkadaşlarımızla sürekli olarak konuşuyoruz.”