İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “TEDES konusunda söylediğimiz açık ve nettir. Buradan vazgeçmek mümkün değildir. Devlet hem muhafaza etmek, vatandaşın canını ve malını korumak hem de gelir elde etmek için bir tuzak hazırlamaz. Bu mümkün değildir. Bu bizim açımızdan kabul edilebilir değildir.” dedi.
Soylu, Trabzon Büyükşehir Belediyesinin bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, Trabzon’daki yatırımlar hakkında da bilgilendirmede bulundu.
Trabzon’daki yatırımların devam edeceğini dile getiren Soylu, milletvekilleriyle yatırımları takip ettiklerini söyledi.
Soylu, Trafik Elektronik Denetleme Sistemi’ne (TEDES) değinerek , “TEDES konusunda söylediğimiz açık ve nettir. Buradan vazgeçmek mümkün değildir. Devlet hem muhafaza etmek, vatandaşın canını ve malını korumak hem de gelir elde etmek için bir tuzak hazırlamaz. Bu mümkün değildir. Bu bizim açımızdan kabul edilebilir değildir. Bu bayram üstü bu konularda çok daha dikkatli olduk.
Bayramın akabinde uygulama da hemen girecek. Bu konudaki bütün hazırlıklar gerçekleştirilmiştir ve inşallah bu konuda ortaya koyduğumuz kararlılık ve iradeye milletimiz aynı şekilde cevap verecektir. Çünkü trafik kazaları inanın bizim ülkemiz için her duygumuzda içimizi burkan ve bu kadar kaliteli yollar olmasına rağmen hava, kara, kısmen deniz ulaşımında bu kadar iyi noktalara gelmiş olmamıza rağmen maalesef ciddi kazalarla karşı karşıya kalıyoruz.” diye konuştu.
Kazalarda tedbir alınmasının önemine işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne kadar eğitim önemli bir tedbirse bilmeliyiz ki kendi alacağımız tedbir de o kadar önemlidir. Emniyet kemeri sadece arabanın önünde bulunanlar için değil, daha ziyade kaza istatistiklerinde daha çok arkada bulunanlar, eğer emniyet kemeri takmıyorsa daha fazla zarar görüyorlar. Onun için arkada emniyet kemerinin çok daha anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Özellikle buradan bakan arkadaşlarımıza çağrım var. Genellikle arkada oturuyorsunuz, ne olursunuz, ilk önce bizler arkada emniyet kemerini takarak, vatandaşımızla bu konuda daha büyük bir öncülüğü ortaya koymuş olalım. Çünkü her bir çocuğumuz geleceğe ait bizim en önemli mirasımız, değerimiz, incimiz olacaktır ve onları özellikle bu şekilde muhafaza etmeliyiz.”
Bakan Soylu, bayram kaza istatistiklerini de bayram sonucu açıklayacaklarını vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Milletimize mesajımızdır; Son 15 yılın şu ana kadar en az kazası var. Son 15 yılın en az kazasıyla karşı karşıyayız. Her neredeyse 3 saatte, 4 saatte bir kaza istatistiklerini alıyoruz ama bizim buradaki muradımız şudur; ne olursunuz dönüş yolunda acele etmeyelim. En önemli mesele dönüş yoludur. Birbirimizi uyaralım, hatta sosyal medyadan uyaralım. Televizyonlara ciddi bir şekilde çağrıda bulunuyorum. Yaptığınız, yapılan programlar insanımız içindir. İnsanımız yaşarsa yapılan programların bir değeri vardır, insanımız yaşamazsa yapılan programların hiçbir değeri yoktur. Onun için son 3 günde özellikle dönüş yolu ile ilgili vatandaşlarımızı uyaralım. Çocuklarımızı uyaralım ki çocuklarımız babalarını ve anneleri araç sürerken uyarsınlar ve dikkati saatlerde yola çıkalım, gece geç saatlere kalmayalım ve yorgunlukla yola çıkmayalım. Onun için dönüş yolu önemlidir. Buradan tekrar televizyonlarımıza, internet sitelerimize, sosyal medyaya, her birine bu konuda bir çağrım var. Bu kazalarımızı en az dilimle kapatırsak, bu bizim için de çok önemli bir süreç olur düşüncesindeyim. ”
“Trabzon’da çok modern bir çevik kuvvet ve özel harekat merkezi yapılacak”
Trabzon’da birçok işler yapıldığını belirten Soylu, yapılması planlanan yatırımlar hakkında bilgi aktardı.
Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile Akyazı Stadı’nın da bir aksilik olmazsa önümüzdeki ay açılışının yapılacağını bildirerek, “Misafirlerimiz olacak. Dün gittiğimiz Tendürek eteklerindeki köyümüzün çocuklarını inşallah buraya getireceğiz. İkisi Galatasaraylı, biri Beşiktaşlı ama onları inşallah buradan gönderdiğimizde bordo-mavi gönüllülüğüyle bir araya getireceğiz.” dedi.
“Söylediklerimizin her birini teker teker ortaya koyan bir anlayışı gerçekleştireceğiz.” ifadesini kullanan Soylu, “Avni Aker Stadyumu’nun yerinin park olması için de sabırsızlanıyoruz. Trabzonspor’umuz Akyazı’ya geçtiği andan itibaren orada şehrimizin insanlarının çok istifade edebileceği, orada birbiriyle beraber nefes alabileceği ve hemen yanında da inşallah bir kültür merkezinin de yapılacağı, orayı böyle bir bina yığını haline getirmeyeceğiz. Yeşilin tamamen hakim olduğu bir süreç orada tamamen ortaya koyulacaktır. Bunların hepsi bizim açımızdan önemlidir.” diye konuştu.
Bakan Soylu, yöredeki turizm bölgelerinde yapılan yatırımlar hakkında da bilgilendirmede bulunarak, Trabzon’da yakın bir zamanda çok modern bir çevik kuvvet ve özel harekat merkezi yapılacağını açıkladı.
Türkiye’ye yönelik de bunun yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Soylu, “İçinde yüzme havuzu olsun, sosyal donatıları olsun. Hem orada kendi sporlarını yapabilsinler hem de moralleri, motivasyonları en yüksek düzeyde olsun. Çünkü bedenlerini bu ülkenin hürriyeti, istiklali için ortaya koyuyorlar. Yüzlerindeki gülümseme de hiç eksik olmuyor. Onlara her şey yakışır. İnşallah Trabzon’da bunu en kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Aynı sözümüz Van’a, Muş’a var. Teker teker oralarda başlayıp bunları tamamlayacağız. “dedi.
Soylu, önümüzdeki günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın da kente gelerek bir dizi açılışlar gerçekleştireceğini aktardı.
“Devlet kendi işleyişini sürdürür”
Konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan BakanSoylu, bir gazetecinin “Emniyet Müdürleri kararnamesiyle tayin ve terfilerle alakalı bir açıklamada bulunacak mısınız” sorusuna “Devlet kendi işleyişini sürdürür. Devletin kendi adına bir işleyişi vardır. Ne bir şeyi geri bırakır, ne acele davranır. Orta kararlılıkla hareketini kendisini planlar ve ortaya koyar.” karşılığını verdi.
Gazetecilerin, “Maliye Bakanı Naci Ağbal, TEDES uygulaması ile ilgili sizinle aynı görüşte değil. O bu uygulamanın yaygınlaşmasını istiyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir” sorusu üzerine Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
“Bayburt ile ilgili bir imza atarken Maliye Bakanımız aradı, meselenin yanlış algılandığını ifade etti. O da bu konuda hakikaten bu bölgenin evladı ve bu bölgede karşı karşıya kalınan mağduriyeti en çok yaşayanlardan bir tanesi. Bu açıdan şunu söyleyeyim, ilk açıkladığım günde söyledim. Bizim sıkıntı duyduğumuz mesele şudur; her 500 metrede bir veya tuzak bir şekilde herhangi bir uyarı olmadan, herhangi bir tabela olmadan vatandaşımız diyor ya ‘bin lira fındıktan aldım, bin 200 lira ceza ödedim’. Bu doğru bir şey değil. Bu konuda başka türlü araştırmalar da yapıyoruz. Şöyle eğer 60 kilometre hız sınırı varsa 6 kilometreden önce herhangi bir uygulama söz konusu olmayacaktır. İkincisi, bir hat üzerinde birden fazla ceza olmayacaktır. Üç, buradaki birtakım tedbirsizlikler, uygulama hataları varsa bunlar da sona erecek ve bu tamamen bizim kontrolümüz altında gerçekleşecek. Bu işin sahibi İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve bu konudaki yönetmelikleri arkadaşlarımız titiz bir şekilde hazırladılar. Aynı şekilde fiili olarak da bizim klasik bildiğimiz radar sistemine de tuzak olmayacak. Bildirilecek. Buradaki amaç şudur; bu bir önleyiciliktir.
Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza minnettarız. Onlar da kendi sosyal medya hesaplarından bunları paylaştılar. Aynısını bayram dönüşü öncesi yine bir kampanya ile gerçekleştireceğiz. Sadece Karadeniz’de değil, Trakya’da da aynı mesele var. İç Batı Anadolu’da da aynı mesele var. Türkiye’nin bazı yerlerinde yok ama birtakım yerlerinde söz konusu ve bunu belediye başkanı arkadaşlarımızla da görüştük. Yani oradan gelir elde edeceğiz diye vatandaşımızın canını yakmak çok doğru bir yaklaşım değildir. Onun için elbette ki teknolojiden istifade edeceğiz ama teknolojiden istifade ettiğimiz zaman vatandaşımızın önceliğini de en önemli prensibimiz olarak ortada tutacağımızı ifade etmek istiyoruz.”
“Bu bir polemik değil”
Soylu, “Kürtçe tabela polemiği” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bu bir polemik değil. Biz bu meseleye başladığımız anda biliyorsunuz İçişleri Bakanlığına geldiğimiz 6’ncı veya 7’inci günü bu 28 belediyenin bilinen sebeplerle,terör örgütüne yardım ve yataklık yapan, lojistik sağlayan, destek ortaya koyan ve bunlar anayasamıza aykırı olduğu için mahkemeler tarafından da tespit edilen bu belediyelere elbetteki devletin görevlendirme yapması esastır. Biz görevlendirmeyi yaptık, bunu yaparken de özellikle arkadaşlarımıza bir dizi önerilerimiz ve talimatlarımız oldu. Şunlara dikkat edin; Özelikle günlük hizmetler konusunda her hangi bir aksama ortaya koymayın. Yani temizliğin yaptırılmaması için oradaki çalışanların farklı türlü yönlendirilmesi söz konusu olacak diyen 50’nin 60’şın üzerinde bir öncelik ortaya koyduk ve bu öncelikleri valiliklerimiz kanalıyla da ilgili belediyelerimize gönderdik.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, başka işler de yaptıklarının altını çizerek, büyükşehir belediyeleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ciddi temasa girdiklerini ifade etti. Tablonun orada üzüntü verici olduğunu dile getiren Soylu, şunları kaydetti:
“Farklı meseleler var. Önümüzdeki günlerde kamuoyumuzu bilgilendiririz. Onun için bütün bunlar konusunda çöptü, temizlikti, vatandaşa hizmetti, oralar vatandaşın belediyeleridir. Oralar PKK’nın, terör örgütünün belediyeleri değildir. Orada yaşayan insanlarımızın belediyeleridir. Verdikleri vergiler orada yaşayan insanlarımıza hizmet olarak geri dönecektir. Bizim kararlığımız da budur. Bunları söylerken özellikle bu meselinin de altını çizdik. ‘Burada bu konuya hassasiyet gösterin’ dedik. Arkadaşımız orada zannediyorum ki bir tabela değişikliği yapım, farklı bir tabela ortaya koyayım diye düşünürken bir zaman dilimi geçti ve biz bunu kendisi ile konuşup, aynı Derik’te oldu ama Derik’te onu zaten kamuoyuna hem kaymakamımız hem de yetkililer ilettiler, biz hemen yeni tabelayı yaptık zaten bunu asmak için indiriyoruz. Ufak tefek böyle işin aslını değil ama görüntüsünü düzeltebilecek değişiklikler arkadaşlarımız yapıyorlar. Elbette ki bunlar oradaki vatandaşımızın ve bizim kendi hassasiyetimiz. Bugün Güneydoğu’da vatandaşlarımızla ilgili ne ileri adım atılmışsa biz attık. Biz bunların hepsinin sahibiyiz. Hiç bu konuda geri adımımız söz konusu değildir. Bizim için bu konuda attığımız adımlar hem siyaset anlayışımızın bir gereğidir hem millet olma perspektifimizin bir sonucudur ama en önemlisi de bizim aramıza fitne sokmak isteyenlere karşı nasıl durduğumuzun da temel bir izahıdır. Bu mesele de o şekilde değerlendirilmelidir.”