İçişleri Bakanı Soylu, Tendürek’te 30-40 metre mesafede göğüs göğüse gerçekleşen mücadelede şehit verilmediğini belirterek, 30 teröristin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Tendürek’in hemen hemen her tarafında aldığımız tedbirler karşısında 2 gün önce teröristler bir yola inmişler, çok kısa bir süre içerisinde oradaki birtakım turları durdurup, onlara zarar vermeye çalışmışlar ve bunun üzerine hemen çok yakında bulunan güvenlik kuvvetlerimiz devreye girmişler. 2 gün önce saat 16.10’da gerçekleşen bu hadiseden hemen sonra o saatten bu sabah saat 03.00’e kadar da büyük bir çatışma gerçekleşmiştir. Çatışmanın büyük bölümü 30-40 metre karşılıklı şekilde devam etti. Bilmenizi isteriz ki o 30-40 metre göğüs göğüse mücadele eden evlatlarımızdan şehit vermedik.” dedi.
Soylu, Adile Sadullah Mermerci Polis Meslek Yüksek Okulu 15. Dönem Yemin ve Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın selamlarını getirdiğini aktararak, bu gece başlayacak ramazan ayını tebrik etti ve ramazanın sağlık, huzur ve bereket getirmesini diledi.
Süleyman Soylu, okuldan 499 öğrencinin, Türkiye’de de 2 bin 833 öğrencinin mezun olacağını kaydetti.
Gece saat 04.00’e kadar mesaide olduklarını ifade eden Soylu, terörle mücadelenin sürdüğünü belirterek, kış dönemi bittiği andan itibaren özellikle PKK’nın, Türkiye’nin birliğine, beraberliğine, huzuruna, kardeşliğine saldıracağını bildiklerini ve hazırlıklarını buna göre yaptıklarını anlattı.
Soylu, Ağrı, Kars, Iğdır gibi illere İran sınırında sızmak suretiyle, uzun yıllardan beri gerek Tendürek gerek Ağrı gerekse Kars’ta Çemçe-Madur bölgelerinde üslenmeye çalışan teröristlerin terör faaliyetlerini sürdürmeye çalıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Yaklaşık 1 ay-20 gün zarfı içerisinde yine Tendürek Dağı’na İran’dan bir sızmayı tespit ettik. Orada bulunan kuvvetlerimiz, jandarmamız, korucularımız aynı zamanda diğer güvenlik unsurlarımız, Polis Özel Harekatımız, polisimiz ciddi şekilde tedbir almıştı. Tendürek, teröristle mücadelenin Türkiye’de en zor olduğu alanlardan bir tanesidir, 15-20 metre ötenizi görmekte, ayırt etmekte, diğer teknik unsurları kullanmakta da zorlanılan bir alandır. Tendürek’in hemen hemen her tarafında aldığımız tedbirler karşısında 2 gün önce teröristler bir yola inmişler, çok kısa bir süre içerisinde oradaki birtakım turları durdurup, onlara zarar vermeye çalışmışlar ve bunun üzerine hemen çok yakında bulunan güvenlik kuvvetlerimiz devreye girmişler. 2 gün önce saat 16.10’da gerçekleşen bu hadiseden hemen sonra o saatten bu sabah saat 03.00’e kadar da büyük bir çatışma gerçekleşmiştir. Birçoğunu harekat merkezinden takip ettiğimiz ve her birinizin evlatlarımızın kahramanlıklarıyla övüneceğiniz, gurur duyacağınız bir mücadeleyi kahraman evlatlarımız gerçekleştirdi. Çatışmanın büyük bölümü 30-40 metre karşılıklı şekilde devam etti. Bilmenizi isteriz ki o 30-40 metre göğüs göğüse mücadele eden evlatlarımızdan şehit vermedik. Biz, yüz yüze kaldığımızda hiçbir şekilde şu ana kadar evladımızı şehit vermedik. En azından benim takip ettiğim nokta içerisinde sonuç böyle oldu. Terör örgütü kalleş bir örgüt, daha ziyade ya patlamalarla yahut da uzaktan kanas dediğimiz suikast silahlarıyla bunları gerçekleştiriyor. Bir korucumuzu, 3 de jandarmamızı bu uzaktan suikast silahlarıyla şehit verdik.”
Oradaki mücadeleyi 2 gündür büyük bir onurla ve gururla takip ettiklerini belirten Soylu, “İlk önce dün sabah itibarıyla 9 teröristi etkisiz hale getirdiler, gece yarısı saat 01.00 gibiydi sayı 25 teröriste çıktı ve en son 5 teröristi daha tespit ettiler. Biz de harekat merkezinden takip ettik. O 5 terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar orada büyük bir mücadele ortaya konuldu ve 5 terörist daha etkisiz hale getirildi. Dün akşam ve bu sabah kahraman güvenlik güçlerimiz sayesinde, bir taraftan polisimizin İnsansız Hava Aracı bir taraftan jandarmamızın İnsanlı Keşif Uçağı diğer taraftan korucularımız, jandarmalarımız, polislerimiz, TSK’nın helikopterleri, F-16’larıyla 03.00’e geldiğimizde 29 terörist etkisiz hale getirilmiş, Tendürek’te son 30 yılın en önemli terör operasyonlarından bir tanesi de sona ermişti.” diye konuştu.
“Bunların hiçbir gün bu memleketin bir hayrı için eylem yaptığına şahit değiliz”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaklaşık 1 haftadır kamuoyunun ve basının takip ettiği olaya ilişkin dün açıklama yaptığını hatırlatarak, şunları söyledi:
“İki kişinin kamudan ihracı üzerine sözde açlık grevi başlatan bir sözde akademisyen ile öğretmen hakkında kamuoyunu bilgilendirme noktasında dün ifadelerim olmuştu. Ankara’da açlık grevi yapıyorlar. Dün söyledim. Sabah saat 09.00’da açlık grevine başlıyorlar, akşam açlık grevi sona eriyor, evlerine gidiyorlar, yemeklerini yiyorlar, gıdalarını alıyorlar, sabahleyin tekrar sözde açlık grevlerine başlamaya ve kamuoyunu, milletimizi ve esas itibarıyla zihinlerinin arkasındaki planlarını işlerliğe geçirmeye çalışıyorlar. Bu kişilerin yasa dışı DHKP-C terör örgütüyle iltisaklı olduklarına, bu gerekçeyle defalarca gözaltına alındıklarına ve haklarında yasal işlem yapıldığı konusunda kamuoyuna bilgi vermiştim. Burada anneler ve babalar, aileler, öğretmenler var. Hangi biriniz evladını ilkokula, ortaokula, üniversiteye gönderirken, bir suç makinasının onu eğitmesini ve öğretmesini istersiniz? Hangi birinizin vicdanı, aklı bunu kabul eder? Dün, biz bu açıklamayı gerçekleştirdikten sonra muhalefet partisinin yöneticileri devreye girip, bunların ne kadar da masum olduklarını ifade etmeye çalıştı.”
Tören katılımcılarına hazırlanan fotobloklardan, Nuriye Gülmen’in 12 ceza davası olduğunu gösteren ve bunları okuyan Soylu, “Güya bu akademisyen… 12 ceza davası… Bir tanesi Ankara’dan 2017, bir tanesi Eskişehir’den 2015, bir tanesi İstanbul’dan 2016, bir tanesi Eskişehir’den 2015, bir tanesi Eskişehir’den 2015, bir tanesi Eskişehir’den 2014. O da Yargıtay’da. Bir tanesi İstanbul’dan 2015, bir tanesi Ankara’dan 2017, bir tanesi Ankara’dan ağır ceza mahkemesinde 2017, bir tanesi Eskişehir’de 2017, bir tanesi Eskişehir’de 2016, bir tanesi Ankara’da 2017. Yani soruşturmalar yapılmış, davalar açılmış ve davalar yürüyor. 12 ceza davası… Bunlar trafik suçu dolayısıyla park cezaları değil. Bunlar her biri terör örgütüne mensup olmak suretiyle gerçekleştirilen, hukukun işlediği ve ülkemizde bir terör örgütü olan DHKP-C’ye mensup olmak suretiyle açılmış olan ve yürütülen davalar.” ifadelerini kullandı.
Soylu, Semih Özakça’ya ilişkin de, “Bu da sözde bir öğretmen. Allahınızı severseniz, hangi biriniz evladınızı böyle bir öğretmene teslim edersiniz? Ankara Ağır Ceza Mahkemesi 2012, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi 2017 ve yine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ceza davası dosyası ve yine Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi ceza davası dosyası.” dedi.
Süleyman Soylu, Türkiye’nin zenginleşmesini ve huzurunu engellemeye çalışanların aynı senaryolarına Türkiye dışında da devam ettiğini dile getirerek, Fransa, Yunanistan, Avusturya, Almanya, İsviçre, Kanada, New York, İngiltere, Belçika’dan Gülmen ve Özakça’ya verilen desteklere ilişkin fotoğraflar gösterdi. Soylu, “Bunlar DHKP-C mensubu, sol, sosyalist gruplar. Bunların hiçbir gün bu memleketin bir hayrı için bu ülkelerin hiçbirisinde bir eylem yaptığına hiçbirimiz şahit değiliz. Bu eylemlerde ay yıldızlı bayrak, milliyetimiz, inanç yok. Bunların yaptıkları bir tek şey, Türkiye’yi terör örgütleri üzerinden dizayn etmeye çalışmak.” diye konuştu.
Legal, meşru partilere ve yöneticilerine seslenen Soylu, “Terör örgütlerine kendinizi kullandırmayın. PKK, HDP’yi kullanıyor ve istediği gibi yönetiyor ve idare ediyor. Türkiye bu konuda uzun yıllardan beri bir tarafta meşru bir alanda siyaset yapılıyor gibi gösterilirken, onu ele geçiren bir terör örgütüyle mücadele ediyor.” dedi.
Soylu, görevlerinin ülkede huzuru, kardeşliği sağlamak, hukukun üstünlüğünü temin etmek, demokrasiyi istismar ettirmemek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Polisimizin, güvenlik kuvvetlerimizin işi gücü yok da bunlarla mı meşgul oluyoruz? Elbette ki hayır. İstanbul Emniyet Müdürlüğümüz yaptığı başarılı operasyonla Sıla Ababay diye bir DHKP-C mensubunu uzunca bir süre arayıştan sonra etkisiz hale getirdi. Babasının feryadını hepimiz dinledik. ‘Evladımı DHKP-C’nin elinden kurtaramadım’ dedi. Dün, bir gazetede bir babanın 14 yaşındaki evladını PKK’dan kurtaramamasının feryadını dinledik.”