AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, çözüm süreciyle ilgili olarak “Özellikle toplumun rol modeli olan siyaset insanlarının yaklaşımlarını daha olumlu bir şekilde ortaya koymaları gerekir” dedi.
AK Parti Ar-Ge Başkanlığınca Beşiktaş’taki Malta Köşkü’nde düzenlenen “Sosyal Medyanın Siyasete Etkisi ve Türkiye Açılımı” konulu çalıştayın açılışında konuşan Soylu, artık iletişim kanallarının daha hızlı, çeşitli ve şeffaf hale geldiğini söyledi.
“Bunu, insanın insanla, toplumla, devletle, siyasetle ilişkisini yeniden tanımladığı bir sürecin başlangıcı kabul etmek gerek” diyen Soylu, toplumun artık “dayatılan” doğrulara değil, kendi beğenilerine, doğrularına eriştiğini ifade etti.
Yeni iletişim mecraları içinde sosyal medyanın önemli bir yer tuttuğuna dikkati çeken Soylu, “Siyaset de toplumun yeni kodlarına uygun bir forma girmek durumunda. Siyasi partiler, sosyal medya mecrasını çok iyi öğrenmek, doğru biçimde kullanmak ve propaganda süreçlerine etkili biçimde katmak durumunda” diye konuştu.
Açılış konuşmasının ardından basına kapalı devam eden çalıştaya, AK Parti Ar-Ge Başkan Yardımcısı ve Şanlıurfa Milletvekili Doç Dr. Zeynep Karahan Uslu, AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan, İnternet Medyası Derneği Başkanı Hadi Özışık ile Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurhan Babür Tosun’un da aralarında olduğu siyasetçi, uzman ve akademisyenler de katıldı.
“Kavgalı eve kimse kız vermez”
Soylu, açılış konuşmasının ardından Malta Köşkü’nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çözüm sürecine ilişkin sorular üzerine Soylu, bunun Türkiye’nin son 10 yılda demokratikleşme, ekonomi ve toplum yaşamında kaydettiği ilerlemeleri pekiştirmeye yönelik olduğunu söyledi.
Soylu, “Bir Anadolu sözüdür, ‘kavgalı eve kimse kız vermez.’ Türkiye, 10 yılı aşkın süredir kavgalı evini, her türlü çatışmadan arındırarak hem dünyanın, hem Ortadoğu’nun, hem Balkanlar’ın, hem Avrupa’nın, hem de Kafkaslar’ın cazibe merkezi olmaya çalışmaktadır” diye konuştu.
“Kısır siyasi çatışmalarımızın üstünde”
Çözüm sürecini başlatan kaygının herhangi bir kesimin siyasi çıkarının üstünde olduğunu ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Genç nüfusu birtakım paranoyalarla, geçmiş tahribatlarla geleceğe taşımama kaygısıdır bu. Bu kaygıyı hepimiz hissediyoruz. Bu, bizim siyasi düşüncelerimizin de belki kısır siyasi çatışmalarımızın da çok üzerinde bir meseledir. Bu meseleyi bu millet anlamıştır. Hepimiz, bütün arkadaşlarımız Anadolu’yu dolaşıyoruz. Çok küçük ve nereden yönlendirildiği belli olan birtakım değerlendirmelerin dışında halkın bu sürece verdiği prim çok yüksektir. Geçmiş kavgalarımız içinde kalarak bu süreci sağlıklı değerlendiremeyiz ve tartışamayız.”
Çözüm süreciyle ilgili farklı değerlendirme ve yorumların olabileceğini belirten Soylu, şunları kaydetti:
“Muhakkak bizim de arzu etmediğimiz birtakım yorumlar, değerlendirmeler olacaktır. Dünyada tek bir ses yok ki, Türkiye’de de tek bir ses olsun. Birbirimizi incitmememiz gerekir. Hakaret etmemek, birbirimizin yüzüne bakabilecek bir alan bırakmak gerekir. Özellikle toplumun rol modeli olan siyaset insanlarının yaklaşımlarını daha olumlu bir şekilde ortaya koymaları gerekir. Diğer yaklaşımlar bu meselenin manipülasyonuna hizmet eder.”