AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan konusunda yapılan değerlendirmeleri; Türkiye’nin politikalarına, gelişmişliğine, demokrasi konusunda atmış olduğu adımlara ve birliğine tahammülsüzlük olarak nitelendirdi.
Aksaray Üniversitesi’nde konferans vermek üzere Aksaray’a geldi. Soylu, Aksaray Belediyesi’ni ziyaretinde gazetecilerin MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile ilgili sorusunu cevapladı. Süleyman Soylu, Hakan Fidan konusunda yapılan değerlendirmeleri Türkiye’nin politikalarına, gelişmişliğine, demokrasi konusunda atmış olduğu adımlara ve birliğine tahammülsüzlük olarak nitelendirdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, sözlerine devam etti: “Özellikle şunu söylemek gerekir, gerek Sayın Cumhurbaşkanımız gerek Başbakanımız, gerek hükümetimizin yetkilileri gerek partimizin yetkilileri, bu konudaki değerlendirmeleri çok açık bir şekilde ortaya koymuşlardır. Meseleyi Türkiye’nin politikalarına, Türkiye’nin gelişmişliğine, Türkiye’nin demokrasi konusunda atmış olduğu adımlara ve Türkiye’nin birliğine tahammülsüzlük olarak nitelendirilebilir.Türkiye geçmiş dönemlerde bunu çok rahat bir şekilde gördü. 1971 muhtırası oldu, o günkü istihbarat örgütünden o günkü başbakan bilgi alamadı. 80 darbesi oldu, böyle bir örgütten ve böyle bir teşkilattan o günkü başbakan bilgi alamadı. Şöyle bir şey arzu ediliyor. Yani sivil yönetimlerin, Batı’da olduğu gibi her şeye hakim olduğu, ama her şeyden de sorumlu olduğu demokrasinin, hukuk normlarının ve evrensel kuralların içerisinde olduğu bir yönetim anlayışı değil; daha parçalı, farklı grupların, dış etkilerin, dış etkenlerin, farklı rüzgarların, farklı anlayışların istedikleri gibi yönlendirdiği, hükümetin de yönetiyormuş gibi yaptığı bir anlayış arzu ediliyor.
Eğer Türkiye’de uzun yıllardan beri her meselede ‘istemezük’ gibi davranıp ama ulusalcılık konusunda da maalesef o manşeti de kimseye bırakmayanlar bugün Türkiye’nin milli onuru açısından, Türkiye’nin milli politikaları açısından, Türkiye’nin milli adımları açısından son 11 yılda yaşanan bütün gelişmelere en fazla sahip çıkması gereken kişiler, en fazla sahip çıkması gereken gruplar olmasına rağmen maalesef, bu meselelerin tamamında sessizliğe gömülmektedir.”
“ONLARIN RAHATSIZ OLMALARI BİZİ MEMNUN EDER”
Her şeyin açık olduğunu ifade eden Soylu, “Türkiye etki alanını genişletmektedir. Türkiye milli duruşunu kendi öz değerleriyle, kendi medeniyetiyle, hukuk normlarıyla, evrensel ilkeleri de gözeterek gerçekleştirmektedir. Türkiye her geçen gün gelişmektedir. Zenginleşmektedir. Türkiye kendi toplumu içerisindeki itilaflarını ortak bir anlayışla ve bir mukaveleyle çözmeye çalışmaktadır. Demokratik bir mukavele ile çözmeye çalışmaktadır. ve bu, Türkiye’nin 780 bin kilometrekare içerisinde attığı bu olumlu adımlar ve ilerlemeler ve mümkündür ki etrafımızda etki alanımızın genişlemesinden rahatsız olanlar ve etki alanımızın genişlemesini istemeyenleri rahatsız etmektedir. Şimdi onları rahatsız edecek diye biz kendi işimizi yapmayacak mıyız, adı mili istihbarat teşkilatı olan bir teşkilatın yapması gereken şey millilik unsuruna sahip çıkmasıdır. Bu gün bu yapılıyor. Biz bundan memnunuz. Rahatsız olanlar niçin rahatsız oluyorlar diye de gocunmuyoruz. Onların rahatsızlıkları bizim memnuniyetimizi ifade eder. Yani bu karşılıklı farklı bir ilişkidir, ama karşılıklı bir ilişkidir onun için elbette bunlar olacaktır. Biz bunları da göreceğiz. Bunların rahatsızlığı bizim sıratı müstakimde olduğumuzun, doğru yolda olduğumuzun bir karşılığıdır.”
Büyük devlet olmanın bedelli bir mesele olduğunu kaydeden Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “Büyük devlete talip olmak, büyük devletin bakiyesi olmak ve büyük devlete yönelik adımlar atmak elbette ki bedelli meselelerdir. Onun için bu bedeli göze almayan buna talip olmasın. Bu gün bu bedelin tamamını göz alan ve bu ülkeyi bu bedeli de düşünerek yarına ait yeniden o büyük devletin bütün unsurlarıyla buluşturmaya yönelik anlayışa sahip bir siyasal zihniyet ve bir siyasal mücadele söz konusudur. Bu Türkiye için yapılmaktadır. ve etrafımızdaki bölge ülkeleri için. Kardeşliğimizi tesis edeceğimiz ülkeler için ve insanlık için gerçekleştirilmektedir. Elbette bunlar olacaktır. ve bu gelişmelerde ve hep birlikte çok büyük bir sahabiyetle takip edeceğiz. Ancak tabii Türkiye bu tip meselelerde dışarıdan söylenen üç beş şeyden etkilenebilecek bir anlayışın sahibi değildir. Biz onların dilini anlıyoruz, onlar da bizim dilimizi anlıyorlar. Aslında birbirimizle konuşuyoruz, ne konuştuğunu onlar da biliyor, biz de biliyoruz. Biz de yolumuzda kararlılıkla devam edeceğiz.”