Sizin gibi bir ananın evladının, Cumhurbaşkanı olmasına tahammül edemiyorlar

AK Parti MKYK Üyesi ve Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu, “Bu ülkede PKK terör örgütü ne içeride ne dışarıda önümüzdeki dönem bir daha konuşulmayacaktır. Hepsinin kökünü kazıyacağız, ortadan kaldıracağız” dedi.

Soylu, AK Parti Çarşıbaşı İlçe Kadın Kolları Başkanlığınca ilçedeki bir restoranda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’de istikrarın, huzurun, zenginleşmenin, özgürleşmenin en önemli çözümünün seçimler ve demokrasi olduğunu belirtti.

Türkiye’nin problemlerini oyla sandıkla çözdüğünü ifade eden Soylu, “Türkiye büyümesini sağlayabilmişse bunu milletin iradesiyle sağlayabilmiştir. 3 Kasım 2002’de Recep Tayyip Erdoğan’a, AK Parti’ye ‘Türkiye’yi bu problemlerden sen çıkarırsın’ diye oy verdi ve 13 yıldır verdiği oyla beraber bu ülkede değişimler, dönüşümler ve devrimler başladı” diye konuştu.

Soylu, Türkiye’nin, Suriyelilere yaptığı yardım dolayısıyla eleştirildiğini dile getirerek, “Dünyada mağdur ve mazlum ülkelerin umudu Türkiye’dir. Bölgemizin ve çevremizin istikrar ve barış umudu da Türkiye’dir. Biz onun için zengin, özgür, bağımsız, güçlü, kudretli ve ayaklarının üzerinde bir Türkiye olmak istiyoruz” dedi.

Birilerinin, ‘bu cennet coğrafyayı şu insanlar nasıl yönetiyorlar. Bugüne kadar biz yönetirdik. Biz onlara demokrasi diye bir oyuncak vermiştik, üzerine bir vesayet koymuştuk, istediğimiz gibi tanzim ediyorduk. Onlara biraz özgürlük veriyorduk, 10 yıl sonra özgürlüklerini bir darbeyle alıyorduk” dediklerini kaydeden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir darbe tutturmuşlardı. Bu tuzağı da siz 50 gramlık oyunuzla bozdunuz. Bugün tahammül edemedikleri budur. Aynen sizin gibi bir ananın evladının Cumhurbaşkanı olmasına tahammül edemiyorlar. Bu ülkenin zenginleşmesine ve özgürleşmesine tahammül edemiyorlar. Onun için üzerimize PKK terörünü salıyorlar. Onun için Türkiye’yi kuşatmaya, kendi içine kapatmaya çalışıyorlar.”

Soylu, 7 Haziran’ın ardından terörün hemen harekete geçirildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Niye? ‘Zayıf yakaladık Türkiye’yi. Şimdi Türkiye’nin burnunu sürtme zamanı.’ Onlar zannettiler ki Türkiye, eski Türkiye. Onlar bizim ne yaptığımızı anlamadılar. Biz bir taraftan demokrasiyi yükselttik. Güneydoğulu kardeşlerimizi PKK’nın tasallutundan bir şekilde kurtardık. Bize ‘hain’ dediler, ‘ihanet içerisindesiniz’ dediler. Türkiye’yi Mısır’a, Suriye’ye, Irak’a döndürmeye çalıştılar. Türkiye buna tedbir aldı. Neden? Onlara bir bahane vermemek için, PKK’ya mazeret vermemek için demokrasiyi yükseltti.”

“Bu topraklar bize bedava bahşedilmiş topraklar değildir”

“Bu ülkede PKK terör örgütü ne içeride ne dışarıda önümüzdeki dönem bir daha konuşulmayacaktır. Hepsinin kökünü kazıyacağız, ortadan kaldıracağız” ifadesini kullanan Soylu, şöyle konuştu:

“Dün bize, ‘hadi bakalım Çözüm Süreci’ni bitirin’ diyenler, bugün ne diyorlar biliyor musunuz? ‘Gelin, bunlarla masaya oturun.’ PKK tek bir teröristini bu topraktan getirene kadar, silahlarını gömene kadar, buradan haykırarak söylüyorum, ‘pes ettik’ diyene kadar bu mücadele devam edecektir. Bu topraklar bize bedava bahşedilmiş topraklar değildir. Bugün Cumhuriyetimizin 92’nci yıl dönümü. Bu topraklar bize ecdadımızın mirasıdır, hem de şehit kanlarıyla suladıkları ecdadımızın mirasıdır. Bir tek parçayı bizden kimse kopartamaz, bir tek çakıl taşını kimse alamaz.”

Soylu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi de eleştirerek, şu değerlendirmede bulundu:

“Şimdi diyor ki ‘ben HDP hariç her partiyle koalisyon yaparım.’ Peki adama, ‘4 ayda niye PKK’nın iştahını kabarttın’ diye sormazlar mı? Adama sormazlar mı, 4 ayda ne değişti de sen dün AK Parti’yi HDP’den ve PKK’dan daha öte görüyordun da bugün ne oldu da gelip ‘koalisyon yapalım’ diyorsun. Madem samimiydin, Sayın Başbakan Ankara’daki bombalamadan sonra ‘hadi bakalım milletimize ve dünyaya birliğimizin, beraberliğimizin mesajını verelim’ diye sana çağrıda bulundu. Ona da ‘hayır’ dedi. Devlet Bahçeli diyor ki ‘ver Bilal’i, al iktidarı. Allah’ınızı severseniz, siyasette böyle bir ilke var mı? Aileler siyasete karıştırılır mı, çocuklar siyasete karıştırılır mı? Böyle söylenir mi? Milletin gözü önünde böyle laflar edilir mi?”