Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Hem mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğunu hem de iş sağlığı ve güvenliği konusundaki süreci ertelemedik. Ama başka bir şey getirdik. 1 Ocak 2017 tarihine kadar, bakanlığımız inisiyatif alarak bu 5-6 aylık süreci, izleme, kontrol süreci olarak değerlendiriyoruz.” dedi.
Soylu, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının kamuda görevlendirilmesi ve mesleki yeterlilik konularına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Atatürk Havalimanı’ndaki terör saldırısında yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine ve ülkeye başsağlığı diledi.
Bakan Soylu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kamu kurum ve kuruluşlarında 50 kişiden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerine ilişkin yürürlük tarihinin 1 Temmuz 2016 olması itibarıyla, hem bu kanun hem de Mesleki Yeterlilik Kanunu kapsamı ve uygulama süreci hakkında kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve bu geçiş sürecinde kafalarda oluşacak soruları gidermek adına toplantıyı düzenlediğini bildirdi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ilk olarak 30 Haziran 2012’de kabul edildiğini anımsatan Soylu, kanun çerçevesinde iş yerlerinin “Çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli iş yerleri” olarak sınıflandırıldığını, bu sınıflara yönelik olarak iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi hizmetine ilişkin yükümlülüklerin düzenlendiğini kaydetti.
Kanunun uygulanmasında sıkıntı çekilmemesi için yürürlük tarihinin bir kaç kez ötelendiğini ifade eden Soylu, son yürürlük tarihinin ise bugün olduğunu vurguladı.
Dün bir alışveriş merkezindeki iskele kazası sonucunda insanların yaralandıklarını aktaran Soylu, “Her meslek hastalığı ve her iş yerindeki iş sağlığı ve güvenliğine uymamaktan kaynaklanan sonuç, insanımıza da, insanlığa da önemli bir maliyet ve acı olarak fatura ediliyor.” diye konuştu.
Soylu, her çalışanın sağlık ve güvenliğini korumanın, her kesimin, yani devlet ve hükümetin, iş yeri sahiplerinin ve orada çalışanların görevi olduğunu ifade etti.
Önleyici bir yaklaşım
Kazalar ve hastalıklarla oluşan can kaybının önüne iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile geçileceğini anlatan Bakan Soylu, bu kapsamda, kanun gereği çalışanların tehlike sınıfına göre düzenli sağlık kontrolünden geçirileceğini belirtti.
Kanun kapsamında, her iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verileceğini, iş sağlığı güvenliği konusunda çalışanların görüşlerinin alınacağını, acil durum planlarının yapılacağını, her yıl tatbikatların yapılacağını, kazalar olmadan önce risk değerlendirmesinin yapılarak tedbirlerin alınacağını, çalışanların hayati tehlike içeren durumlarda çalışmaktan kaçınabileceklerini ifade eden Soylu, ayrıca nitelikli ve verimli bir ortamın oluşmasının, önleyici bir yaklaşımla çalışanların sağlık ve güvenliğinin sağlanacağını aktardı.
Soylu, uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
“1 Temmuz 2016 itibarıyla tüm kamu iş yerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri zorunlu hale gelecek. 50’den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri zorunlu hale gelecek. Kamu kurumlarında bu yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi için kurumda görevli mevcut belgeli personel içerisinden ya da diğer kamu kurumlarından belgeli personel görevlendirilebilecek veya yetkili Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) veya Toplum Sağlığı Merkezlerinden (TSMB) bu hizmeti alabilecek.”
İşveren hizmetleri kendisi yürütebilecek
Bakan Soylu, tehlikeli sınıfındaki iş yeri ve çalışanlarına ilişkin, şunları kaydetti:
“Az tehlikeli işletme sayısı 1 milyon 20 bin 771, çalışan insan sayısı 6 milyon 638 bin. Tehlikeli iş yeri sayısı 386 bin 844, çalışan sayısı 3 milyon 992 bin, çok tehlikeli iş yeri sayısı ise 282 bin 93, çalışan sayısı 2 milyon 689 bin.”
Soylu, bugünden itibaren 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde, işveren veya işveren vekilinin, eğitim almak şartıyla iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendisinin yürütebileceğine işaret etti.
“Yeterli donanım bulunuyor”
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulabilmesi için yeterli donanımın mevcut olduğunu açıklayan Soylu, “Belgesi olan iş güvenliği uzmanı sayısı 98 bin 96, iş yeri hekimi sayısı ise 28 bin 974.” dedi.
Fiilen çalışan iş güvenliği uzmanı sayısının 28 bin 846, iş yeri hekiminin de 12 bin 419 olduğuna vurgu yapan Bakan Süleyman Soylu, hizmeti verebilecek gerekli iş güvenliği uzmanı sayısının 19 bin 717, iş yeri hekimi sayısının da 8 bin 709 olduğunu aktardı.
“1 Ocak 2017’ye kadar izleme sürecimiz olacak”
Kanunun bugünkü yürürlük tarihinin ardından, sürecin işleyişine ilişkin de açıklamalarda bulunan, Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“1 Temmuz 2016’da süreç başladı. Biz hem mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğunu hem de iş sağlığı ve güvenliği konusundaki süreci ertelemedik. Ama başka bir şey getirdik. 1 Ocak 2017 tarihine kadar, bakanlığımız inisiyatif alarak bu 5-6 aylık süreci, bir izleme kontrol süreci olarak değerlendiriyoruz. 1 Ocak 2017 tarihine kadar müeyyidelerle ilgili izleme ve değerlendirme sürecimiz olacak.
Biz iki türlü teftiş yapıyoruz. Birincisi program, ikincisi şikayet üzerine. Programlı teftişlerde bu yıl ne iş sağlığı güvenliği ile ilgili bir süreç söz konusudur ne de mesleki yeterlilik belgesi ile ilgili bir süreç söz konusudur. Ancak şikayete yönelik bir denetleme olabilir. Bu konuda yayınladığımız genelgeyle, bu konuda sadece rehberlik edici, yol gösterici, müeyyideden yoksun bir denetleme ortaya konacaktır 1 Ocak 2017’ye kadar. ‘Siz bunu ne kadar süre içinde yapabilirsiniz’ diyen bir bilgilendirme, izleme ve kontrol süreci söz konusu olacaktır.”
Mesleki Yeterlilik Belgesi’nin 25 Haziran’dan itibaren kanunen zorunlu olduğunu anımsatan Soylu, “Orada da 1 Ocak 2017 tarihine kadar bir izleme ve kontrol sürecini ortaya koymuş bulunuyoruz.” diye konuştu.
848 meslek standardı hazırlıklarının bulunduğunu, bunların 644’ünün Resmi Gazete’de yayımlandığını bildiren Soylu, 11 meslek standardının da yayımlanmak üzere hazırlandığını anlattı.
Şu ana kadar 65 bin belgenin verildiğini, bunun 46 bin 80’inin çok tehlikeli ve tehlikeli işler için olduğunu kaydeden Soylu, yaklaşık 47 kuruluşun belge vermeye yetkili bulunduğunu sözlerine ekledi.