O Günkü Iftiralar da Bugünkülerle Aynıydı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, bugün katıldığı bir televizyon programında 27 Mayıs 1960 Darbesi ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Soylu “İnönü’nün bu meselede günahı çok büyüktür” dedi.

Bugün yaşanan olayların, oluşturulmak istenen gerginliklerin temelinde 27 Mayıs 1960 Darbesi’ni aramanın çok yanlış olmayacağını ifade ederek sözlerine başlayan Süleyman Soylu, darbe öncesi organize edilmeye çalışılan toplumsal hareketlerin gerek karakter, gerek söylem bakımından birbiriyle örtüştüğüne dikkat çekti. Dün, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin kıyma makinelerinde parçalandığını yayan zihniyetle Gezi Olayları sırasında paletler altında ezilen insan fotograflarını sanki bu ülkeye aitmiş gibi paylaşılıyor olmasının birbiriyle aynı ve kanıksanmış taktikler olduğunun altını çizdi.

1960 Darbesinin sadece bir darbe olmakla kalmadığını, ülkenin uzun yıllar başını ağrıtan anlayışın da mimarı olduğunu anlatan Soylu “1960 darbesi, vesayet sisteminin kurumsallaşmasını sağlamıştır” dedi. Bugünkü Anayasa Mahkemesi’nin, Ordu’nun Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olmaktan çıkarılmasının, MGK’nın, 1961 Darbe Anayasası’nın ürünü uygulamalar olduğunu söyleyen Soylu, vesayet kurumlarının ülkeyi sınırlayıcı etkilerinin önemli bir bölümünden ancak 12 Eylül 2010 Referandumu ile kurtulunduğunu sözlerine ekledi.

27 Mayıs’ın Türkiye’de siyasetçiye bir gözdağı olduğunu belirten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu “her 27 Mayıs’ta Menderes’in idam fotoğrafı üzerinden bu ülkede siyaset yapmak isteyenleri korkutan bir anlayış vardı” ifadelerini kullandı.

Süleyman Soylu, 27 Mayıs İhtilali’ne maruz kalanların uğradığı iftiraların bugünkü hükümete yönelik iftira ve karalama kampanyalarıyla ciddi benzerlikler gösterdiğine de dikkat çekti. Rahmetli Menderes’in 12 uçak dolusu altınla yurtdışına kaçmaya hazırlanırken yakalandığı gibi akıl dışı iftiraların, ülkemizin en önemli hariciye vekillerinden biri olan Fatin Rüştü Zorlu için yakıştırılan “bay yüzde on” yaftasının, bugün yaşanan gelişmelerle paralellik göstermesinin, aslında bir zihniyetin devam ettiğinin göstergesi olduğunu ifade eden Soylu, “O gün rahmetli Menderes’in başına ne getirilmeye çalışılmışsa,bugün de aynısı yapılmak isteniyor” ifadelerini kullandı.

İsmet İnönü’nün Günahı Büyük

Yine aynı şekilde bugün yaşanan gerek Gezi Olayları gerekse Okmeydanı olayları gibi senaryoların tıpkı 5 Mayıs 1960’ta Kızılay’da düzenlenen ve tarihte 555K olarak bilinen olaylarla paralellik gösterdiğini söyleyen Soylu İngiliz arşivlerinde bulunan belgelerin, darbenin CIA tarafından organize edildiğini açıkça ortaya koyduğunu söyledi.

1960’ta uygulanan bu taktiklerin o günden bu yana bütün sivil siyasetçilere uygulandığını, Rahmetli Özal’a da, Erbakan’a da, Tansu Çiller’e de, Süleyman Demirel’e de benzer taktiklerle yaklaşıldığını ifade eden Süleyman Soylu “Yaşayan liderlerden beklentimiz,geçmişte maruz kaldıkları iftiraları gelecek kuşaklara anlatmalarıdır.” Dedi.

İhtilalin temel meselesinin iktidarını paylaşmak istemeyen elit kesimin, bir köylünün oğlunun hakim, profesör olmasını kabullenememesi olduğunun altını çizen Süleyman Soylu, “İsmet İnönü’nün bu meselede günahı çok büyüktür” dedi.

Bütün bu yaşananlardan sonra, bugün de aynı taktiklerle halkın iktidarını bitirmeyi amaçlayan çevreler olduğunun altını çizen Soylu, “Ben demokrasimizin,milletimizin güçlü olduğunu düşünüyorum.Yarına çok daha sağlıklı baktığımız kanaatindeyim” diyerek bu kavganın bugüne taşınmasının nedenini ile ilgili olarak da “Rahmetli Menderes köyler ve şehirleri birbirine bağlamıştı, Rahmetli Özal şehirlerle büyükşehirleri otobanlarla birbirine bağlamıştı. Bugün de sayın başbakanımız 70 vilayeti birbirine bölünmüş yollarla bağlamıştır” ifadelerini kullandı.