Millet o psikopatı müebbet lanete mahkum etmiştir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Elimizde PKK’nın önemli düzeydeki yöneticilerinden birisi var ve 14 Temmuz gecesi telsizlerden gelen mesajda, yaklaşık bir ay hiçbir eylem yapmayacaklarının kendilerine talimat verildiğini söylüyor. Ta ki 15 Temmuz’dan 3 gün sonra yeni bir talimat gelene kadar.” dedi.

Bakan Soylu, Trabzon 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi tarafından 29 EkimCumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında 15 Temmuz şehitlerini anmak için düzenlenen programda yaptığı konuşmada, birilerinin memleketi, güzel türküleri, güzel akan ırmakları kıskandığını belirterek, “Memleketimizi kıskandılar, birbirine el veren, birbirinden kuvvet alan, birbirine kardeşlik yapan insanlarımızı kıskandılar. Memleketimizi kıskandılar, ay ile yıldızı yan yana getirip kırmızıyla beyazı birbirine yakıştıran bayrağımızı kıskandılar. Memleketimizi kıskandılar, sabahleyin okuluna gidip çocuklarını kendi evladı gibi görüp ders anlatan öğretmenlerimizi kıskandılar. Bir taraftan zenginleşen bir taraftan büyüyen Ağrı Dağı gibi güçlü ve Kaçkarlar gibi cesur olan memleketimizi kıskandılar. Yarına umutla bakan evlatlarımızın geleceğe ait o güzel gözlerini kıskandılar.” diye konuştu.

Cumhuriyetin ilan edildiği günden beri ezanı, bayrağı ile özgürlüğünü kimseye bırakmamak için milli iradeye sahip çıkan memleketin güzel evlatlarının kıskanıldığına işaret eden Soylu, “Memleketimi kıskandılar hem de nasıl kıskandılar ve memleketime, insanıma, hürriyetimize, istiklalimize, bayrağımıza kıymaya çalıştılar ama bu millet onlara müsaade etmedi, izin vermedi. O günden itibaren millet için sadece bir tek şey söylüyoruz, Allah milletimizden razı olsun.” ifadesini kullandı.

Soylu, programın acı ama aynı zamanda bir milletin kahramanlık destanını, onu yazanları ve yaşayanları unutturmamak adına önemli olduğunu dile getirerek, bunda emeği geçenleri kutladı.

Etkinliğin özellikle Cumhuriyet Bayramı’na denk gelmesinin kendilerini özellikle memnun ettiğini, hadiseye çok farklı bir anlam kattığını belirten Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
“15 Temmuz hadisesinin üzerinden üç aylık bir zaman geçti ve zaman boyunca hem sınırlarımız içinde hem sınırlarımızın dışında ortaya koymak zorunda kaldığımız mücadele, aslında 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin nasıl bir uçurumun kenarından döndüğünün çok açık bir biçimde bize özetidir ve bunu anlatmaktadır. Darbe girişiminin hemen arkasından PKK’nın, DEAŞ’ın FETÖ’ye ve onun ihanet eylemine sahip çıkarcasına gerçekleştirdiği eylemler aslında karşımızdaki cephenin kimliğini de açıkça deşifre etmiştir. Burada belkide Türkiye’nin ilk kez duyacağı bir gerçeği ifade etmek istiyorum. Elimizde PKK’nın önemli düzeydeki yöneticilerinden birisi var ve 14 Temmuz gecesi telsizlerden gelen mesajda, yaklaşık bir ay hiçbir eylem yapmayacaklarının kendilerine talimat verildiğini söylüyor. Ta ki 15 Temmuz’dan üç gün sonra yeni bir talimat gelene kadar.”

” Zulüm altındaki bütün Müslüman dünyası ağlayacaktı”

Soylu, Türkiye’nin nasıl bir süreçle, hangi maşalarla ve oyunlarla karşı karşıya kaldığını herkesin bildiğine dikkati çekerek, şöyle dedi:
“Evlatlarımız biraz önce bunu yaşayarak, hissederek bizimle paylaştılar. Onlar biliyor, 79 milyon insanımız biliyor. Aslında bizi bir şekilde farklı anlatmaya çalışanlar ve tanımlamaya çalışanlar meseleyi çok daha iyi biliyorlar. Bu millet 15 Temmuz gecesi öyle şeytani bir planla karşı karşıya kalmıştır ki eğer tutsaydı 27 Mayıs’a da 12 Eylül’e de rahmet okutacaktı. Sadece Türkiye değil, Filistin, Musul, Kerkük de ağlayacaktı.

Zulüm altındaki bütün Müslüman dünyası ağlayacaktı. Dini bizden olan, dini bizden olmayan dünyanın öteki tarafına sevgi ve kardeşlik elini verdiğimiz bütün insanlık ağlayacaktı. Peki kim gülecekti? ‘Üçüncü havalimanını yapma’ diyenler. ‘Marmaray’ı, Yavuz Selim Köprüsü’nü yapma’ diyenler. ‘Bu ülkede 2023 için 500 milyar dolar ihracat hedefini unut ve bunu bir daha aklına getirme’ diyenler güleceklerdi. ‘Güneyine sırtını dön’ diyenler güleceklerdi. ‘Kendi sınırının dışından ülkene haince eylem planlarına ses çıkarma. Orada kurulacak devlet ve özgürlüğüne, orada kurulacak devletlerle sözde senin bağımsızlığına saldıranlara ses çıkarma’ diyenler güleceklerdi. ‘Bu tezgaha gözünü kapat’ diyenler güleceklerdi. Milyonlarca Suriyeliyi yerinden, yurdundan sürüp, Akdeniz’in kıyılarına çocuk cesetlerini vurduranlar güleceklerdi.”

Bakan Soylu, 15 Temmuz gecesi 14 yılın bütün kazanımlarının kaybedilebileceğini belirterek, şunları dile getirdi:
“Cumhuriyetin bütün bize emanetlerini bir işgalle ortadan kaldıracaklardı. Bütün ekonomik parametrelerimiz, küresel faiz baronlarının eline teslim edilecekti. Hakimiyet milletin elinden alınıp, ruhunu şeytana satmış bir maşaya teslim edilecekti. Sığındığı ülkenin makamları onu ne zaman, nereye ve nasıl teslim ederler ve ne hüküm verirler onu hep beraber göreceğiz ama millet kendi vicdanında o psikopatı müebbet lanete mahkum etmiştir. Bu, dünya üzerinde benim bildiğim en büyük cezadır. Çünkü idam edilseniz bile eğer millet vicdanında mahkum edilmişseniz ve millet vicdanında bir noktaya gelmişseniz artık işiniz bitmiş demektir. Tıpkı Menderes gibi kahramanlığınız, efsaneniz tescillenir ama bu millete ihanet içinde olursanız, bu millete ihanet yaparsanız yaşadığınız süre boyunca ve öldükten sonra da milletin o nefreti ve laneti üzerinizden, geride bıraktığınız isminizden asla silinmez. Bu dünyada da ahirette de yüzünüz gülmez.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “15 Temmuz sonrası yapılan idari ve adli tasarruflarla ilgili bir mağduriyet edebiyatı almış başını gitmektedir. Hiç kusura bakmasınlar, istikballerini ve ikballerini bu hain örgütün üzerine kuranların, bugün bu tercihlerinden şikayet etmeye hakları yoktur.” dedi.

Bakan Soylu, Trabzon 15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi tarafından, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında 15 Temmuz şehitlerini anmak için düzenlenen programda yaptığı konuşmada, yarın, bir büyük mücadelenin güzel neticesi olan cumhuriyetin 93. yıl dönümünün kutlanacağını anımsattı.

Boyutları çok farklı olmakla birlikte, aslında Kurtuluş Savaşı mücadelesinin de 15 Temmuz’daki mücadelenin de temelinde bağımsızlık ve milli iradenin hakimiyetinin bulunduğunu belirten Soylu, “93 yıl önce de üç ay önce de bu toprakların, vatanın evlatları, bu uğurda şehadet şerbeti içmişlerdir. Milletimiz destansı bir kurtuluş mücadelesi vermiş ve cumhuriyetini kurmuştur. Ondan sonra 27 Mayıs 1960’da milli irade vesayet altına alınmış, sonrasında gelen darbelerle bu vesayet tahkim edilmiştir.” diye konuştu.

“Son 14 yıldır bu millet, lideri Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde bu vesayete karşı ikinci bir kurtuluş mücadelesini vermiştir.” ifadesini kullanan Soylu, şöyle devam etti:
“Belki topla, tüfekle değil ama yolla, barajla, havaalanları ile kalkındırılan ekonomi, düşürülen enflasyonla ve en önemlisi güçlenen bir demokrasiyle beraber bu millet son 14 yıldır milli iradeyi yeniden ve tamamıyla hakim kılmak için mücadele etmektedir. Bu benzerliği çok iyi görmek ve çocuklarımıza çok iyi anlatmak zorundayız. İşte bu toplantılar, bunun için önemlidir. Bunun için bizler bu toplantılara koşup geliyoruz ve şu konuda sizleri uyarmak isterim; 15 Temmuz hadisesini anlatan faaliyetlere katılım noktasında özellikle hiçbir arkadaşımız, milletimizin hiçbir ferdi gevşeklik göstermemelidir. Asla sahada boşluk bırakmamalıdır. Milletimizin, bireylerimizin aklını çelmek isteyecekler, bizi birbirimize düşürmek isteyecekler. Birbirimizin zenginliklerini bize, sanki birbirimizin rekabeti gibi göstermek isteyecekler, ‘yine mi 15 Temmuz.’ diyecekler, abartıldığını söyleyecekler, sulandırmaya çalışacaklar asla inanmayın, asla itibar etmeyin. Çünkü 15 Temmuzbirilerinin ihanetinin belgesidir. Bu ihaneti onların sürekli yüzlerine vuracağız ve yüzlerini yerden kaldırmalarına fırsat vermeyeceğiz.”

“Anadolu coğrafyası, üzerinde çok mücadelenin olduğu bir coğrafyadır”

Darbe girişiminin yaşandığını 15 Temmuztarihinin kısa bir süre önce resmi bayram ilan edildiğini anımsatan Soylu, bunun tek amacının milli iradeyi asla çiğnetmeyeceklerini, ona ne kadar değer verdiklerini ve bu yolda verilen şehitleri asla unutmayacaklarını bütün dünyaya haykırmak olduğunu söyledi.
Soylu, bu hassasiyetlerini asla yitirmeyeceklerini ve her yıl büyük bir özenle, coşkuyla 15 Temmuz’u Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak kutlayacaklarının altını çizdi.

“15 Temmuz sonrası yapılan idari ve adli tasarruflarla ilgili bir mağduriyet edebiyatı almış başını gitmektedir. Hiç kusura bakmasınlar, istikballerini ve ikballerini bu hain örgütün üzerine kuranların, bugün bu tercihlerinden şikayet etmeye hakları yoktur.” diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eğer 15 Temmuz’un bir mağdur kesimi varsa o da o kara gecede sevdiklerini bu vatan uğruna şehit verenlerin aileleri ile yaralanıp sakat kalan kardeşlerimiz ve onların aileleridir. Sizlere büyük bir gururla şunu haber vermek isterim; geçtiğimiz haftalarda özellikle 15 Temmuzşehitlerimizin aileleri ile ve diğer şehit ailelerimizle bir araya geldim. Her biri, bir terbiye ortaya koydu. Bize her biri, öğretmenimizin verdiği bir ders gibi ders verdi. Her biri, anamızın ve babamızın bize öğrettikleri gibi bir ders verdi. Belkide bizim kendi kendimize tekrar etmekte bile sıkıntı duyacağımız o büyük cümleleri gönlünden etti bize ve en sonunda, hayatımıza rehber olabilecek iki kelimeyi söyledi; ‘vatan sağolsun.’ Onların yüzündeki o metaneti, o kararlılığı, seslerindeki o iradeyi görmenizi isterdim. Büyük bir fedakarlık, vatan ve millet sevgisi.”

Bakan Soylu, bugün üzerilerindeki sorumluluğun, dünden daha fazla olduğuna işaret ederek, “Bazen toplumların, insanların hatırlatmaya ihtiyacı var. Çocukluğumuzda evden çıkarken annemizin bize dediği gibi, ‘dikkatli ol.’ O, ‘dikkatli ol.’ lafı aslında 15 Temmuz’da kaderin bir tecellisi olarak bir millete yeniden söylenmiştir; ‘dikkatli ol.’ Evet, dikkatli olmalıyız. Çocuklarımızı büyütürken, onları okula gönderirken, ders çalıştırırken dikkatli olmalıyız. Onları değerlerimizle buluştururken dikkatli olmalıyız. Onlara bu memleketi, atalarımızı, bu toprakların nasıl vatan olduğunu anlatırken, onlara aslında bütün dünyaya bu medeniyeti taşımak zorunda olduğumuzu anlatırken dikkatli olmalıyız. Onları zehirlemek, çevreleyip kuşatmak isteyenlere karşı dikkatli olmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Zengin bir medeniyetin bekçileri olarak, bu zengin medeniyeti yarına taşımak adına dikkatli olmaları gerektiğini anlatan Soylu, “Anadolu coğrafyası, üzerinde çok mücadelenin olduğu bir coğrafyadır. Anadolu coğrafyasına tesadüfen bugün sahip çıktığımızı düşünenler yanılmaktadırlar ve onlara yanıldıklarını hep gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz. Belki bugünkü cesaretimiz, bizim bu coğrafyada oyun kurmaya yetmeyebilir ama bilinmesini isteriz ki bizim dışımızda kurulan bütün oyunları bozmaya gücümüz, kuvvetimiz, cesametimiz, cesaretimiz ve varlığımız yeter.” dedi.

“Allah, milletimize bir daha 15 Temmuz’u yaşatmasın”

Bakan Soylu, bütün şehitleri rahmetle anarak, şunları söyledi:
“Şunu hep dedik, ‘acaba gelecek neslimiz nasıl olacak?’ Ama şunu hep unuttuk; bize büyüklerimizin yaptığı tembihatları, bir taraftan Mevlana’nın bir taraftan Karacaoğlan’ın sözlerinin hep kulaklarımızda olduğunu. Fatih Sultan Mehmet’le büyüdüğümüzü, Çanakkale destanının bu ülkenin evlatlarının yetişirken şurasına gergef gibi işlendiğini aslında belkide görmezden geldik. Endişelerimiz, belkide bize yaptıkları, geleceğe biraz da endişeli bakmamıza sebep oldu. Nasıl Balkan harbinde okuyan evlatlarımız hiç çekinmeden orada bir nesil adına bir direnişi ortaya koyarken, nasıl Çanakkale’de aynı anlayışı hem de büyük bir vakarla sergilerken, nasıl kurtuluş mücadelesinde yoklukla birlikte dünyanın her tarafından, bugün ‘mazlum milletler’ diye nitelendirdiğimiz milletlerin dualarıyla, yardımlarıyla şu cennet coğrafyayı ayakta tutmaya çalışırken aynı şekilde 15 Temmuz’da da aynı evlatlar, aynı anlayışı sergilediler.”

Bu anlayışın, İstiklal Marşı’nın ruhlarda oluşturduğu sonuç olduğunu dile getiren Soylu, şöyle devam etti:
“Bu, bir taraftan her gün 5 vakit ezanın bu ülkede minarelerden milletle buluşmasının sonucudur. Bu, bir taraftan ay yıldızlı bayrağımızın bize anlattıklarının tezahürüdür. Bu, cennet coğrafya ile bizim sevgimiz, aşkımız, kardeşliğimiz, sonsuz birlikteliğimizdir. Onun için bu coğrafyayı ve bu milleti anlamak lazım. Bu milleti ve bu coğrafyayı anlamayanlar, Allah şahittir ki bu milletten çok tokat yerler hem de çok. Rahmetli Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes’le kıymetli dostluklar yaptık. Bir dua ağzına çok yakışırdı, 27 Mayıs’ı ve babasını anlatırken derdi ki, ‘Allah milletimize bir daha o günleri yaşatmasın.’ Şimdi aynı duayı, yeni yaşadığımız 15 Temmuz için söylüyoruz. Allah, milletimize bir daha 15 Temmuz’u yaşatmasın.”
Bakan Süleyman Soylu, sözlerini, 29 EkimCumhuriyet Bayramı’nın ülke, millet, istiklal ve kardeşlik için hayırlı olmasını temennisinde bulunarak tamamladı.
Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından, öğrencilerin rol aldığı “Demokrasi Şehitleri” adlı oratoryonun sahnelendiği programa Vali Yücel Yavuz, AK Parti Trabzon milletvekilleri Muhammet Balta ve Salih Cora ile Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, diğer ilgililer ve öğrenciler katıldı.