Millet en iyi hakemdir

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Muğla’nın Ula ilçesinde partililerle bir araya geldi.

30 Mart seçimlerine 11 gün kaldığını, çalışmalarının devam ettiğini belirten Soylu, “Yerel seçim, tartışmalar, projeler, Türkiye’nin getirilmek istendiği nokta ve bu arada yaşadığımız darbeler de dahil olmak üzere milletimiz 30 Mart günü hepsine topyekün cevap verecek. Bu cevabı milletimiz bizim anlattıklarımızla kamuoyundan duyduklarıyla başka siyasi partilerin değerlendirmeleri üzerinden ortaya koymaya çalışacak” diye konuştu.

Bazılarının demokrasinin ucuz, kullanılabilir, istismar edilebilir bir araç olduğunu düşündüklerini dile getiren Soylu, “Dünyadaki bütün insanların daha iyi yönetilebilmesi, daha iyi birbirlerini anlayabilmeleri için demokrasinin bir aracın dışında başka bir şey olduğunu söylemek yanlış olabilir ama istismar etmek için değil, onu ucuzlaştırmak için değil, onu itibarsızlaştırmak için değil. Demokrasinin insanlar için en önemli ihtiyaçlardan biri olduğunu ortaya koyabilmek adına bunu gerçekleştirmek gerekir” diye konuştu.

Türkiye’nin istikrarına ve huzuruna kast edenlerin demokrasiyi alaya ve hafife aldıklarını anlatan Soylu, demokrasiyi ucuz bir meta, ucuz bir mal olarak pazarlamaya çalışanların demokrasi ile ilgili en ufak inançları ve geleceğe ait sahiplenmeleri olmadığını söyledi.

“Yargı 3 maymunu oynuyor”

Türkiye’yi, “yargı darbesi, 17 Aralık darbesi” üzerinden bir şekilde kuşatmaya çalışanlar olduğunu savunan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugünlerde birçok şey anlatılmaya çalışılıyor. Soyyal medya üzerinden itibar cinayetleri işleniyor. Yaklaşık bir milyona varan dinlemeler. Bir Başbakanın, Cumhurbaşkanımızın, Enerji Bakanının, iş adamlarının, siyaset ve devlet adamlarımızın dinlenmesi casusluk faaliyetidir. Bugün yargı bütün bunları görmesine rağmen maalesef adım atmamaktadır. Bu ortaya çıkmasına rağmen 3 maymunu oynamakta. ‘Görmedim, duymadım ve bilmiyorum’. Türkiye’nin geleceğine bu millet cevabı 30 Mart’ta sandıkta verecektir.”

Türkiye’nin Menderes zamanında da Özal zamanında da birçok başbakan ve devlet adamı zamanında da aynı sıkıntıları gördüğünü dile getiren Soylu, “2 gündür Türkiye’nin uzağından Türkiye’ye fetvalar yetiştiriliyor. Daha da devam edilecekmiş. Hiçbir şeyin anlatılmasına gerek yok bütün bu anlatılanlara bir tek soru yeter. 17 Aralık bu ülkenin istikrarı ve huzuruna darbenin ta kendisidir. Kimse 17 Aralık darbesini bu ülkede izah edemez” dedi.

“Millet en iyi hakemdir”

“2 gündür Türkiye’de kendini bilim adamı, din adamı şeklinde ortaya koyan kişinin kelimelerinin tamamı boş laftır” diyen Soylu, şunları söyledi:

“Tepeden aşağıya okuduğunuz zaman bunu çok net şekilde göreceksiniz. Yazık, ülkemizin insanının iyi duygularını istismar edenlere yazık. Ülkemizin insanının, Türkçe Olimpiyatları üzerinden milliyetçilik duygularını istismar edenlere yazık. Ülkemizin insanının dini duygularını istismar edenlere yazık. Bir örgüt olarak devleti ele geçirmek ve devleti ele geçirerek bunu ortaya koyabilmek, bunu hiç kimse kabul etmez. Bu topraklar sahipsiz değildir. Toprakların bütünlüğüne kast etmeye çalışanlar cezasız kalmamıştır. Millet en iyi hakemdir. Bizim hakemimiz millettir. Biz millete müracaatın dışında hiçbir şey ortaya koymadık.”

Türkiye’nin bugüne kadar birçok acı ile yaşadığını vurgulayan Soylu, “Bugün Türkiye maalesef  aynı senaryoyu, aynı filmi, aynı piyesi, aynı tiyatroyu tekrar görmenin hüznünü yaşamaktadır ama artık millet, onlara bu kampanya başladığından beri 17 Aralık’ın dersini vermektedir. Siyasete müdahale etmenin, demokrasiye müdahale etmenin ağır bedelini, bu ülkenin Başbakanına sahip çıkarak göstermektedirler. Çok açık ve nettir, bütün meydanlar bunu ortaya koymaktadırlar” ifadesini kullandı.

Soylu, Türkiye’de sessiz kalabalıkların, sessiz toplulukların, sessiz yığınlar olarak nitelendirilen milletin sandığa gittiği zaman hür iradesini, kendi vicdanını sandığa yansıttığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Bu millet şiddete karşıdır. Bu millet öyle tantanalı işler ortaya koymaz ama sahiplendiği zaman, sahiplenmesinin hangi ölçüde olduğunu yerinde ve zamanında açık şekilde gösterir. Bugün Türkiye bu tabloyu yaşamaktadır. Demokrasiyi ucuz zannedenlere ucuz olmadığını, bedeli olduğunu, bu bedeli milletin ödeyerek büyüttüğünü anlatmaktadır. Milletimiz demokrasiyi yüceltmektedir. Milli iradeyi hafife alanlar, oy sandığını hafife alanlar, sandık sonucunu hafife alanlar, sandık sonucunu itibarsız hale getirmeye çalışanlar, ‘yüzde 50 alsanız ne olur’ diyenlerin demokrasiye saygısızlığı var, demokrasiye karşı şahsiyetsizdirler, demokrasiye karşı kimliksizdirler. Bunu söyleyenler halk karşısında toplumun verdiği kararlar karşısında, milli iradeye karşı, demokrasiye karşı acizdirler.”

“Milli iradenin kararına ne kadar boynumuz kıldan inceyse onu istismar etmek isteyenlere de boynumuz kalındır” diyen Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hiçbir şekilde ne müsamaha ederiz ne boyun eğeriz. Bilinsin ki bugün sadece bir AK Parti ve Tayyip Erdoğan meselesi yoktur. Bugün Türkiye’yi kuşatmaya çalışanlar aynen 18 Mart’ta oldukları gibi topyekun bir mücadeleyi ortaya koymak ve bu ülkeyi ele geçirmek için büyük bir tezgahı yürütmeye çalışmaktadırlar. Başka hiçbir şey söz konusu değil. Bu büyük mücadeleye ‘istiklal mücadelesi’ adını vermemizin veya milletin bu adı takmasının en temel sebeplerinden biri budur.”