“Mesele Taksim meselesi değildir”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Oradaki tiyatroyu tamamen daha önceden yazmışlar ve oynamaya yönelik sadece ‘kurt kuzu’ hikayesini bekliyorlarsa bunu düşünmek lazım.” dedi.

Soylu, AA Sakarya Bölge Müdürlüğünü ziyaretinde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 2002’den sonra demokratik, ekonomik ve uluslararası vizyon olarak çok önemli mesafeler katettğini söyledi.

Türkiye’de özellikle ciddi bir orta sınıf genişlemesinin yaşandığını belirten Soylu, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın söylediği “orta direk”in tam anlamıyla AK Parti iktidarı döneminde hayat standartlarını yükselterek kendisini ifade edebilir anlayış içerisinde bulduğunu kaydetti.

Orta sınıf genişliyorsa bir yerin daralması gerektiğini vurgulayan Soylu “Yani bu boşalan kaplar misalidir. Havuz problemlerinde bunu çok yaşarız. Bir yerin boşalması lazım, boşalan yer belli. Türkiye’de en alt yüzde 10’luk dilimi ile en üst yüzde 10’luk dilim arasındaki gelir farklılaşması, 18 kattan 12 kata düştü” diye konuştu.

Soylu, Türkiye’de en alt gelir grubundaki insanların yukarıya doğru yaklaştığını, aradaki mesafenin mümkün olduğunca daraldığına işaret etti.

 

OLİGARŞİK SERMAYE KESİMİ İNSANLARI İSTİSMAR EDİYOR

Taksim Gezi Parkı olayları sırasında garipsediği ve ironik bulduğu olayların da yaşandığını aktaran Soylu, orada bulunan ve “Biz ağaç için, yeşil için burada bulunuyoruz” diyen insanların, son 10 yılda ekonomik ve demokratik olarak hak yükselten insanlar sınıfında olduğunu belirtti.

 

Soylu, bu insanları istismar edenlerin “oligarşik sermaye” denilen kesim olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Hak yükseltenleri ve bir şekilde kendi sınıfında biraz daha üst konuma gelenleri, ‘niçin hükümete siz bunları getirdiniz’ diye tahrik edip manipule edip saldırtan bir olgarşik sermayeyle karşı karşıyayız. Tam anlamıyla hükümete, ‘siz nasıl bu orta sınıfı daha iyi bir noktaya getirirsiniz?’ diye kinini, onu zenginleştirmeye çalışan iktidardan almaya yönelik bir karşı mücadeleyi görüyoruz.”

MESELE TAKSİM MESELESİ DEĞİLDİR

 

Soylu, 150 yıllık çoğulcu siyasal yaşantı içerisinde bu süreci çok yaşadıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

“Türkiye’de mücadele her zaman şöyle işler; milleti istediği gibi yönetmek isteyenlerle millet mücadele etmiş ve her zaman uzun vadede bu mücadeleyi kazanmıştır. Mesele taksim meselesi, ağaç meselesi değildir. Mesele, milletin iktidarına, millet adına yaptıklarından dolayı ders vermek meselesidir. ‘Bizden payımızı alıp da bunu orta sınıfa verirsiniz’ Bunun kininini, öcünü ve rövanşını alma meselesidir. Bunu yapanlar bellidir. Bir ülkede aynı anda rektörler, kendi üniversite öğrencilerine ‘sizin sınavlarınızı eğer girmesseniz tekrarlayıp afederiz’ diyebiliyorlarsa, bu bir ortak davranış haline gelebiliyorsa ve dönüp lisedeki çocuklarımızı istismar edip ‘siz bugün siyah giyeceksiniz, beyaz giyeceksiniz’ diye bir organize içerisine alıyorlarsa aynı anda, burada geçmiş bir medya grubunda çalışan insanlar, dünyanın başka bir noktasında olup aynı hareketliliği sosyal medya üzerinden birtakım manipülasyonlarla ve yalanlarla gerçekleştiriyorlarsa, bunu yaparken de oradaki tiyatroyu tamamen daha önceden yazmışlar ve oynamaya yönelik sadece ‘kurt kuzu’ hikayesini bekliyorlarsa bunu düşünmek lazım. Diğer taraftan Türkiye’de tam bu anda çözüm sürecini gerçekleştirmiş, IMF borcunu ödemiş, Türkiye’nin kredi notu yükseltilmiş ve Türkiye yatırım yapılabilecek ülkeler sıralamasına girmiş…”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Mersin’e gittiklerini ve orada 800 trilyonluk yatırım yapıldığını hatırlatan Soylu, bu çalışmaların, ülkenin diğer şehirlerinde de yapıldığında insanların yüzlerinde güller açtığını, Avrupa ülkelerinin altından kalkamadığı bir tablonun oluşturulduğuna dikkati çekti.

 

Soylu, “Türkiye, yeni anayasayla ilgili yeni toplumsal sözleşmesiyle ilgili bir adım atabiliyorsa bu, Türkiye’nin hem uluslararası ölçekte önü kesilmesi gerekir hem de ülke iktidarına bir ders verilmesi gerekir. Bunlar da çok oluyorlar’ diyorlar mesele budur” ifadesini kullandı.

AK PARTİ 10 YILLIK İKTİDARI DÖNEMİNDE EN FAZLA ÇEVREYE HİZMET ETMİŞTİR

AK Parti’nin 10 yıllık iktidarı döneminde en fazla çevreye hizmet ettiğini vurgulayan Soylu, insan yaşamınının standardını yükseltme, kültürel varlıklarının donanımı, yolun yapılması, bireyin çocuğunun daha iyi bir okulda okuyabilmesinin de çevreye bir hizmet olduğunu söyledi.

Bunların hepsinin bir ekosistemin içerisinde olduğunu aktaran Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belki de ekosistem, son 10 yılda yapılan bu büyük hizmetlerle birlikte AK Parti’ye en güçlü olduğu alanından bir saldırı gerçekleştirdi. Burada hedef Başbakandır, AK Parti’nin kendisidir ama hem Sayın Başbakan hem AK Parti, burada sağduyusunu, analiz kabiliyetini, olaylara bakış biçimini ilk günden itibaren hiç değiştirmemiştir. Çünkü AK Parti, 2002’nin AK Partisi değildir, 2002 de kalmış bir parti değildir. Nasıl her gün dünya değişiyor, dönüşüyor ve gelişiyorsa, AK Parti 2002 deki ilkelerine ve demokratik duruşuna, gelişme biçimine sadıktır. Dünyanın değişimine ve dönüşümüne göre de kendisini adapte eden çok önemli adımları da atmaktan bugüne kadar geri durmamıştır ve çekinmemiştir.”

 

Soylu, Türkiye’nin de 2002’nin Türkiyesi olmadığını belirterek, CHP ve diğer siyasi partilerin geçmiş siyasi söylemleri ve hareket kabiliyetlerinde kaldıklarını kaydetti.

 

“Bugün Türkiye’de kim hayat tarzımıza yaşam biçimimize, yaşam tarzımıza müdahele ediliyor’ derse bilinmelidir ki bu haksızlıktır ve bunun önemli bir bölümü ideolojik yaklaşımdır” diyen Soylu, AK Parti’nin, 2002’den itibaren bu ülkede marjinaller de dahil olmak üzere hiçkimsenin hayatına müdahale etmediğini anlattı.

 

Soylu, herkesin hayat alanını, laiklik tabanını genişlettiklerini dile getirerek, Türkiye’de bugüne kadar laikliğe karşı ciddi bir duruşta bulunan dindarları, başkalarının da haklarına en önemli şekilde saygı duyulabilecek şekilde bir laik tabanın üzerine oturtulduğunu bilrdirdi.

 

Başbakan Erdoğan’ın Mısır ziyareti sırasında, Mısır’a devrimin en önemli zamanında laiklikle ilgili değerlendirmelerini cesur bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Soylu, “Bunun için buradaki meseleyi bir yaşam tarzı, bir laiklik meselesi, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu kültürel durumdan kaynaklanan bir mesele olarak değerlendirmek bana göre safdilliktir. Ben böyle bir safdillik içerisinde bulunmam” dedi.

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, Türkiye’nin bir üst lige çıkarak dünyanın en güçlü ülkeleri seviyesinde bulunduğuna vurgu yaparak, 10 yıl içerisinde de dünyanın ilk 10 büyük devleti arasında yer alacaklarını belirtti.

ADRES FAİZ LOBİSİ

“Türkiye yönetilebilir bir ülke olmaktan uzaklaştırılmaya, birileri tarafından yönetilmek istenen bir ülke olmaya çalışılıyor” diyen Soylu, şöyle konuştu:

“Sayın Başbakanımız bunun adresini çok açık bir şekilde vermiştir; faiz lobisi. Çünkü Türkiye’nin 2002’de ayırdığı para, faize bugün ayırdığının yaklaşık 6 katıdır. Gayri Safi Milli Hasılaya da bütçeye de oranla birlikte toplam 6 katıdır. 5 katını kaybedenler bugün rahatsızdır. Bu 5 katta biraz önce bahsettiğim toplumun bütün kesimlerine adil bir şekilde dağıtılmıştır ama ne garipdir ki orada orta sınıfta bu meseleyi hisseden ailelerin evlatlarının bir bölümü orada. O kaybedenlerin maalesef manipülasyonlarıyla onları kullanmalarıyla da karşı karşıyadırlar. Yoksa onların çevre ve ağaç hassasiyetleri başımın üzerinedir.”

 

BABASINDAN KALMIŞ YEREAVM  YAPACAĞINA AĞAÇ DİKSİN

 

Soylu, 3 milyara yakın ağaç diken ve yeşile ait alanı bir şekilde ortaya koyan bir anlayıştan bahsetiklerine işaret ederek, “Kim eleştiriyor, yani meydana kim çıkıyor, kim onları sabote ediyor. Bana göre giden birisinin, Yeni Bosna’daki binasına gitsinler. Binanın yerineAVMyapıyor. Babasından kalmış yereAVMyapıyor. Babasından kalmış yereAVMyapacağına, memleketi o kadar çok seviyor ya 5 tane yeşil diksin bakalım bir bölümüne. Türkiye’den milyonlarca kilometre uzakta nesli tükenmiş hayvanları vurmaya benzemez. Baba mirası yemek kolay bir şey, imal etmek zordur ” şeklinde konuştu.

 

Soylu, yüzde 50 oy aldılarını ancak diğer yüzde 50’nin de hassasiyetine daha fazla saygı gösterdiklerinin bilinmesi gerektiğini anlatarak, “Çünkü yüzde 100 sandığa gitmiştir, öyle görürüz. Yüzde 50 oy yüzde 100’ün iradesidir. Demokrasi böyle söylüyor. Onun için biz yüzde 100 ‘ün bütün ortaya koyduklarını görmekle sorumluyuz. AK Parti böyle bir demokratik çizgi içerisindedir” ifadesini kullandı.