Kurulan tezgahın 28 şubat’tan farkı yok

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Bu kurulan tezgahların tamamının aslında istiklal mahkemelerinden de 28 Şubat’tan da 1960 darbesine Türkiye’yi götüren süreçten de farkı yoktur” dedi.

Soylu, Devlet Su İşleri Sosyal Tesisleri’nde partililere hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye’nin gelişmesine, demokratikleşmesine engel olmak isteyen kişilerin çeşitli tezgahlar ve oyunlar kurarak ülkeye zarar verdiğini anlattı.

Bugün gazetelerde Adana’daki özel bir okulda, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı bir teftişle ilgili provokatif bir haberin yer aldığını hatırlatan Soylu, konuşmasına şöyle devam  etti.

“Bugün gazetelerde çıkan bir haber var. Adana’da Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerimizin bir okulu teftiş esnasında ‘Atatürk mü Tayyip Erdoğan mı’ konusunda tamamen provokatif, tamamen sinir uçlarını karıştırmaya yönelik, bizim paralel medya dediğimiz bir anlayışın ürünü olan bir haber söz konusu. Biz bu haberleri hatırlıyoruz. 28 Şubat sürecinden. Okullarda paralel yapı siyaset yapıyor, öğrencilerimizin zihnini bulandırıyor. Öğrencilerimize baskı ve tehdit ediyor. Bunun üzerine veliler şikayetçi oluyor, valilik ve milli eğitim kanalıyla Milli Eğitim Bakanlığından teftiş istiyor. Heyet gidiyor, öğrencilere soru sorarken velilerden avukat olan birisi içeri giriyor. Bu soruyu provokatif olarak soruyor. Sonra bu sorunun milli eğitim müfettişleri tarafından sorulduğu konusunda Zaman, Bugün ve Posta gazetelerinde bir tablo ile hükümetimiz ve bugünkü anlayışımız karşı karşıya düşürülmeye çalışılıyor. Buradan söylüyorum; Tayyip Erdoğan Başbakan olduğu sürece, AK Parti iktidar olduğu sürece, Türkiye Cumhuriyeti’nde 785 bin kilometrekarede Atatürk’ün kılına dahi kimse zarar veremez. Tezgahı öyle bir kuruyorlar ki, Türkiye’yi karıştırmak için… Bu kurulan tezgahların tamamının aslında istiklal mahkemelerinden de 28 Şubat’tan da 1960 darbesine Türkiye’yi götüren süreçten de farkı yoktur.”

Türkiye’de bir demokrasi mücadelesi verildiğini vurgulayan Soylu, Türkiye’yi bölmek isteyenlere, zarar vermek isteyenlere asla izin vermeyeceklerini dile getirdi.

Soylu, Türkiye’nin ilk kez 21. asrın başlarından itibaren yükselme dönemine geçtiğini, ilk kez yarınlarını planlayan,  bütün dünyanın örnek aldığı bir ülke konumuna geldiğini belirtti.

“Bütün bedenim kan gölüne dönse de ben Tayyip Erdoğan’dan ayrılmayacağım”

Kötü ruhlu adamların Türkiye’nin gelişmesinden ve demokrasiden rahatsız olduklarını, ülkeyi kilitleyerek kaosa sürüklemek istediklerini anlatan Soylu, şöyle konuştu:

“Her Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bu ülkeyi kaosa sokmaya çalıştılar kötü ruhlu adamlar. 28 Şubat’ı yapan kötü ruhlu adamlar. Türkiye’yi bir şekilde kilitlemek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Türkiye ne zaman güçlense hep aynı fotoğrafı önümüze koyuyorlar. Ya bu ülke milletin olacak ya da bu ülkeyi yıllardan beri, derin devletle yönetenlere tekrar teslim olacağız. 17 Aralık darbesini hep beraber göremedik mi? Bugün Türkiye Cumhuriyeti başbakanının, cumhurbaşkanımızın, enerji bakanımızın, diplomatların, iş adamlarının telefonu dinleniyorsa dostlar bu bir beka meselesidir. Nerede bu telefon dinlemeleri? Kimin elinde bunlar? Bu uluslararası tezgahın taşeronları bugün paralel yapının kendisidir, taşerondan başka bir şey değildir. Bu cesareti bu ülkede sayın Başbakanımız dışında kimse ortaya koyamaz. Bugün Başbakanımız herkesin ötekileştirildiği bir anlayışı elinin tersiyle itti, herkesi kucakladı.

Hepimizi istismar ettiler, ‘Türkçe Olimpiyatları’ dediler. Hepimizin milliyetçilik duygularını okşamadılar mı? ‘Çocuklarımıza eğitim veriyoruz’ diye en hassas yerlerimizden bir şekilde yakalamadılar mı? Saflığımız, samimiyetimizi sonuna kadar istismar ettiler. Bilmiyorum siz mücadelenin içinde olursunuz, olmazsınız, kararınızı kendiniz verin. Ama Allah şahittir ki, bütün bedenim kan gölüne dönse de ben Tayyip Erdoğan’dan ayrılmayacağım, bunu unutmayın. Bu ülke birileri tarafından kuşatılmaya çalışılıyor.”

“Türkiye’nin 3 kırık fay hattı var”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, 30 Mart seçimlerinin Türkiye için büyük bir önem taşıdığını ifade ederek, bu tarihin sadece bir seçim değil, Türkiye için karar ve kader  tarihi olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin 3 temel kırık fay hattı olduğunu vurgulayan Soylu, “Türkiye’nin 3 kırık fay hattı var. Bunlardan birincisi, yoksulluktur. Dünyada belki de yoksulluğu dert etmeyen, en gelişmiş ülkelerde dahil, tek ülke Türkiye’dir. Bu kırık fay hattını düzelttik. İkincisi, etnik farklılıklardır. Bizim bugün çözüm süreciyle çözmeye çalıştığımız. Üçüncüsü ise bizim bir mezhepsel çatışma hali içerisine sokulmak istenmemizdir. Üç fay hattımız var bizim. Türkiye’nin bu üç fay hattını onararak, milli şuur ile geleceğe sağlam bakmak, birliği, kardeşliği  ve farklılığın oluşturduğu güzelliği gelecek nesillere aktarmak en önemli görevlerinden biridir” ifadelerini kullandı.

“İstikbali ve kendi geleceği için gelen alçaktır, namerttir ve namusuzdur”

AK Parti’ye, korktuğu ve ülkenin geleceğinden endişe ettiği için geldiğini anlatan Soylu, ülkede büyük bir demokrasi mücadelesinin verildiğini aktardı.

Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İstikbali ve kendi geleceği için gelen alçaktır, namerttir ve namusuzdur. Bu ülkenin çok önemli bir noktasında bir karar alacaktım. Ya bu ülke milletin olacak ya da bu ülkeyi yıllardan beri, derin devletle yönetenlere tekrar teslim olacağız. Türkiye’yi bir şekilde kilitlemek, ülkemize zarar vermek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Türkiye ne zaman güçlense hep aynı fotoğrafı önümüze koyuyorlar. Dün Menderes hangi hayali kurmuşsa bugün Tayyip Erdoğan yerine getiriyor. Büyük bir mücadele ortaya koyuyor.”

AK Parti Edirne Belediye Başkan adayı Ahmet Günşen ise hazırladığı projelerle serhat şehri Edirne’yi hak ettiği yere hep birlikte taşıyacaklarını belirtti.