AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Geçenlerde o taze siyasetçi olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’a söylediğim söz çok ağırına gitmiş, tekrar ediyorum, Baykal’ın kasetinin arkasında o var” dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında AK Parti Aydın Milletvekili Semiha Öyüş, İl Başkanı Sadık Atay, Aydın Belediye Başkan adayı Mustafa Savaş ile Söke belediye başkan adayına destek olmak için Söke’ye gelen Soylu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye 21. asra iyi başladığını belirterek, bu iyi başlangıcın Türkiye’nin zenginleşmesini büyümesini istemeyenlerin, Türkiye’nin daha zayıf hareket etmesini isteyenlerin huzurunu kaçırdığını söyledi.
Türkiye’de millete gözdağı verilmek istendiğini belirten Soylu, şöyle konuştu:
“Adnan Menderes’in katledilişi ne demektir biliyor musunuz? Ey millet haddinizi bilin demektir. Sizi alır, istersek dar ağacına, istediğimiz noktaya taşırız demektir. Bütün millete korku, gözdağı vermektir. Siyaset bu korkusunu atana kadar yarım asır geçti. 21. asra iyi başladık. İşte bu ihtilafların tamamıyla yüzleşen bir Türkiye var. Ortak bir dille çözmek isteyen bir Türkiye var. Çözüm sürecine, Alevi çalıştayına, kadınlarımızın başı açık, başı örtülü meselesine böyle bakmanızı istiyorum.
Türkiye ne yaptığını biliyor. Kendisini dara sokacak ihtilafları bir şekilde ortadan kaldırmak istiyor. Bunu hayatıyla, canıyla ülkenin selametini bedeli ne olursa olsun sağlamaya, bunun sonucunda ‘bedelini öderim’ diyen bir başbakanımız var. Alevilerin Türkiye’de rahat yaşadığı iki dönem olmuştur. Bunlardan birisi 1950 ile 1960 yılları arasında, diğeri ise 2002 ile 2014 yılları arasıdır. Herkes kendini ifade edebiliyor. Alevi ‘ben Aleviyim’, Kürt ‘ben Kürdüm’ diyebiliyor. Başörtülü, namaz kılan biri veya başka türlü düşüncelere sahip olan birisi kendini ifade etmekten hiçbir şekilde çekinmiyor. Bu, Türkiye’nin en önemli zenginliklerinden birisidir.”
Büyük bir medeniyet üzerinde yaşadıklarını ifade eden Soylu, “Biz bu büyük medeniyetinin bütün zenginliğini geleceğe taşımakla mükellefiz” dedi.
Türkiye’de 11 yılda birçok icraatın yapıldığını, bunun tesadüf olmadığını dile getiren Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de 2002 yılından itibaren 17 bin kilometre bölünmüş yol yapıldı. 26 havalimanı 52 havalimanına çıkarıldı. İstanbul’da 3. havalimanını yapılıyor. Niçin? Sadece büyük havalimanımız olsun diye mi? Dünyada üç büyük havalimanından birisi bizde olsun diye mi bunu yapıyoruz? Şuan üç büyük liman daha tesis ediyoruz. Kuzeyden güneye, doğudan batıya, Ege’den Orta Doğu’yu, kuzeyimizden, Kafkaslardan, Akdeniz coğrafyamızı birleştirecek büyük adımlar atıyoruz. Derdimiz ne olabilir? Niçin çok önemli adımlar atıp altyapısını güçlendiriyoruz Türkiye’nin? Niçin yüksek hızlı tren 2023 yılında 7 bin kilometre olacak diyoruz? Niçin Tiflis’e kadar olan batıyla doğuyu birleştirebilecek bir tren yolunun inşa etmeye çalışıyoruz?
Derdimiz şu, tarihimizin en büyük fırsatı önümüzde. Doğu ile Batı tarihte hiç olmadığı kadar ekonomik ve siyasi olarak eşit konuma gelebilir. 20 Trilyon dolar Amerika Birleşik Devletleri, 20 trilyon dolar Avrupa Birliği, 20 trilyon dolar Çin, 20 trilyon dolar Doğuda; Rusya, Japonya, Hindistan, 40 trilyon dolar Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa, 40 trilyon dolar doğu bloğu. Tarihte hiçbir zaman bu eşitlenme söz konusu değildi. Bu eşitlenmenin dengesinde, merkezinde olan, Doğu ve Batının merkezinde olan bir tek güvenli, demokratik, laik ve kendi medeniyetine, geleceğine yönelik adımlarını atmakta, 21 asrın başından itibaren bir şuuru geliştiren bir ülke olan Türkiye var. Yeni modern ipek yolunu inşa etmeye çalışıyoruz. Onun için havalimanları yapılıyor. Yeni modern ipek yolunu inşa ederek, Batı ile Doğu arasında köprü olarak Türkiye’yi bir cazibe merkezi haline getirmeye çalışıyoruz.”
Soylu, Türkiye’ye diz çöktürülüp ucuza kapatılmak istenildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye ne yaptığını biliyor. Irak’ın kuzeyinden şu an 700 bin varil petrol çıkıyor. Sadece buradan 3 milyar dolar taşıma bedeli alıyoruz. Toplam 2 milyon varil petrol çıkacak. Bu da Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidecek. Bunun yıllık 75 milyar dolar olduğunu hesaplayabiliriz. Bu para hangi bankaya gelecek? Halk Bankası’na gelecek. 17 Aralık’ta Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı operasyonun Türkiye’ye hangi bedeli içerdiğini, Türkiye’nin geleceğini nasıl çaldığını anlayabiliyor musunuz? Bizim 57 milyar dolar cari açığımız var. Yıllık 4,5 milyar dolar maliyet yüklüyoruz. 75 milyar dolar bizim bankamızda olduktan sonra Türkiye’nin bir cari açık problemi olabilir mi? Irak petrolden 9 milyar dolar, biz 8 milyar dolar kazanacaktık. Petrolün, doğal gazın bulunduğu ülke kadar kar eden bir Türkiye var önümüzde. Biz bunu yöneteceğiz. Bu fırsatlar ile Türkiye yeniden buluşacak. Bizden başka güvenli geçiş yok, Hem enerji için hem ticaret için hem de yeni pazarlar için.”
“Baykal’ın kasetinin arkasında Umut Oran var”
Soylu, Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kasetinin arkasında Umut Oran’ın olduğunu iddia ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dün Kılıçdaroğlu, mitinglerinde Baykal kasetini konuştu. Ben size işin iç yüzünü anlatayım. Bu Kılıçdaroğlu’nun ne kadar ahlaksız, ne kadar yalancı olduğunu bir kere daha ortaya koyayım. Şimdi ben geçenlerde o taze siyasetçi olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’a söylediğim söz çok ağırına gitmiş. Tekrar ediyorum. Baykal’ın kasetinin arkasında o var. Bugün 17 Aralık darbesinde organize örgüt olarak geçen isim, bugün CHP’nin Beşiktaş Belediye Meclis üyesi 4. sırasında mıdır değil midir? O ahlak düşkünü olan Kılıçdaroğlu buna bir cevap versin. Bundan 4 gün önce Gaziosmanpaşa Meydanı’nda o kendi belediye meclis üyesi adayının gizli tapelerini Gaziosmanpaşalılarla paylaşmış mıdır, paylaşmamış mıdır? Peki hangi bedelle onu Beşiktaş Belediye Meclis üyesi 4. sıra adayı olarak getirmiştir ve neyin diyetini ödemektedir? Bunun cevabını versin. Bütün bunların yanı sıra Kılıçdaroğlu, o kaset operasyonunda kime ve bugün beraber olduğu cemaatle birlikte hangi diyeti ödemektedir ve neyi sağlamaya çalışmaktadır? Bu kişiyi ve bu kişinin ilişkili olduğu insanları hangi noktalara ve ne mevkilere kadar taşımıştır.”
Bu, 1957 yılındaki 9 Subay Olayına benziyor. Rahmetli Adnan Menderes’in başına getirilmeye çalışılan ve oradaki bir subayın bir şekilde ‘burada bir darbe yapılıyor’ diye ihbar ettiği ama ihbar edenin değil, edilenin, darbe yapanların değil, bu suçu bir şekilde bildirenin cezalandırıldığı 9 Subay Olayına benziyor. Her şey 1950 ile 1960 yılları arasında yapılanlar ile aynı. Aynı entrikalar. Sen bu adamı Şişli Belediye Başkan adayı yapmak istedin mi istemedin mi? Sen bu adamı Çekmeköy Belediye Başkanı adayı yapmak istedin mi istemedin mi? Bu tezgahı, hangi işadamları ile ilişki kurarak kaseti ortaya çıkardınız? Türkiye’nin hangi işadamlarına gidip elinizde böyle bir ilişki bütünü var dediniz? Kimin evladı Kanada’da yaşıyordu da bu hasedi Kanada’dan servis ettiniz? Şuanda o kişi CHP yönetiminin neresinde? Ey Umut Oran, ey CHP’nin o yöneticileri, ey Kılıçdaroğlu, 30 Mart’ın akabinde, bu kaset olayının altında bu millete yaptığınız bütün komploların hesabını vereceksiniz.”
Kılıçdaroğlu’na “Zübük” benzetmesi
Soylu, 30 Mart’tan sonra Kılıçdaroğlu’nun koltuğunda kalamayacağını belirterek, “Ben Kılıçdaroğlu’na 30 Mart’tan sonra bir iş buldum. Kemal Sunal’ın Zübük filmi var ya, rahmetli Kemal Sunal, kucaktan kucağa dolaşan Zübük karakterini çok iyi canlandırmıştı. O filmin aynısını arkadaşlarımız ile üç-beş kuruş toplayıp tekrar çektireceğiz ve rahmetlinin o rolünü, iyi yalan söyleyen ve bir taraftan İstanbul lobisiyle, bir taraftan faiz lobisiyle bir taraftan Esad ile, bir taraftan o cemaatin üst yönetimiyle ve diğer taraftan medya, Sarıgül ile birlikte Türkiye’nin geleceğini karartmak isteyen Kılıçdaroğlu’na oynatacağız. 30 Mart’tan sonra o koltukta oturamayacak ve o koltukta oturamadıktan sonra biz yine onu işsiz bırakmayacağız. Zübük rolünü ona vereceğiz” dedi.