“KANDİL’İ BİTİRMEZSEK, BİZ DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DAKİ HİÇBİR VİLAYETİMİZDE ÖZGÜR BİR ŞEKİLDE HAYATIN OLAĞAN AKIŞINI SAĞLAYAMAYIZ”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğuna dair kuvvetli bir şüphenin bulunduğunu bildirdi.
Yeni Şafak sosyal medya canlı yayınında Ersin Çelik’in sorularını yanıtlayan Soylu, 3-4 aydır Almanya’da 15 Temmuz’la alakalı bir değişikliğin söz konusu olduğunu söyledi.
Bakan Soylu, bunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hükümet, İçişleri, Dışişleri ve Adalet bakanlıklarının ortaya koyduğu çalışmalar sonucu ortaya çıkan bir atmosfer olduğunu vurguladı.
Bundan 4-5 ay önce de FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğuna dair birtakım değerlendirmelerin yapıldığını hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
“Bunlar somut değerlendirmeler değildir ama Almanya’da çok Türk yaşamaktadır, çok insan yaşamaktadır, istihbarı değerlendirmeler yapılmaktadır. Adil Öksüz’ün Almanya’da olduğuna dair kuvvetli bir şüphe söz konusudur. Almanya da şunu söylüyor, ‘Eğer buradaysa biz bununla ilgili gerekli işlemi yaparız, yani sizin adınıza bu işlemi yaparız, bundan tereddüt etmeyin, bundan endişe etmeyin’ diyor. Elbette ki bugünlerde bu değerlendirmenin ortaya çıkması da aslında 4-5 aylık süreç içinde gelişen bir sonuçtur.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kandil operasyonuna ilişkin, “Türkiye, bu böcek yuvasını dağıtabilecek güçtedir. PKK, Hakurk, Avaşin, Basyan, Zap, Metina bölgelerinin hepsinde kendine ait kamplar kurmuş. Bu öncül kamplar ve Kuzey Irak Bölgesi’nde olan yerlerin önemli bir bölümüyle ilgili mesafeler aldık. Kuzey Irak’ta 25-28 kilometre içerideyiz.” dedi.
Soylu, Kandil operasyonuna ilişkin bir soru üzerine, PKK’nın asıl yapılanmasını, Kandil’in idare ettiğini, ana bir karargah olduğu için Türkiye’nin gündeminden hiç çıkmadığını söyledi.
“Kandil’i bitirmezsek, biz Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki hiçbir vilayetimizde özgür bir şekilde hayatın olağan akışını sağlayamayız. Çünkü Kandil stresi, muhakkak ki orada yaşayan vatandaşlarımızda var.” diyen Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“Eskiden Kandil meselesi gündemimizdeydi ama bizim için uzak hedefti. Şimdi bizim için uzak hedef değil Kandil. Biz Kandil’e istediğimiz zaman gideriz, istediğimiz zaman Kandil’e otururuz. Bizim için Kandil meselesi, zamanlama meselesidir. Bunun için uluslararası bir reaksiyon da ortaya çıkmaz. Sebebi şu; PKK’nın bir terörist örgüt olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Bu terörist karargahının Kandil olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Aynı zamanda bu terörist örgütün imhasına yönelik de kimse ‘bu terörist örgütü niye imha ediyorsunuz?’ diye sormaz.”
Türkiye’nin gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar çerçevesinde, Kandil’in de uzak bir hedef olmadığını dile getiren Soylu, “Onun için bu böcek yuvası dağıtılmalıdır. Türkiye de bu böcek yuvasını dağıtabilecek güçtedir. PKK, Hakurk, Avaşin, Basyan, Zap, Metina bölgelerinin hepsinde kendine ait kamplar kurmuş. Bu öncül kamplar ve Kuzey Irak Bölgesi’nde olan yerlerin önemli bir bölümüyle ilgili mesafeler aldık. Kuzey Irak’ta 25-28 kilometre içerideyiz. Bu konudaki hazırlıklarımızın önemli bir bölümü, elbette ki bir tarafta Kandil ile ilgili bir hareket yapılırsa potansiyel olarak bir noktada durmaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Ellerinde istihbarat mı var?”
Bakan Soylu, “Muhalefetin, Kandil seçime yönelik bir operasyonmuş gibi açıklamaları var. Hatta Kandil’de PKK’lı yok ki niye operasyon yapıyoruz denildi?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Nereden biliyorlar olup olmadığını? Ellerinde istihbarat mı var? Veya ortaklarından onlara bir bilgi ya da bir rica mı geldi? Bunlar gayri ciddi değerlendirmelerdir. Devlet dediğiniz entite böyle bir yapı değildir. Devlet seçime göre hareket etmez. Hareket ederse büyük bir sorumsuzluk olur.”
Muhalefetin HDP’nin cumhurbaşkanı adayı “Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi talepleri”ne ilişkin soru üzerine Bakan Soylu, “Bizimkiler biraz romantik ama romantizmleri Türkiye’ye ciddi şekilde zarar veriyor. Onların koro halinde bu söylediği söz bu toprakların imalatı değildir. Bir hukuki ceza almış, tutuklu olarak yargılanan bir kişinin dışarı çıkması, onun Cumhurbaşkanı olmasıyla doğru orantılı mıdır? İmza sayısına göre Cumhurbaşkanı oluyorsa oradan çıkmasını gerektiren bir durum mudur?” yanıtını verdi.
Burada yapılmak istenenin, “Kendi kurduğumuz ittifak ile AK Parti’nin oylarını aşağı indirebiliriz ama Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yokuz” olduğunu ifade eden Soylu, “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur mantığı. Bunu yapmak da cesaret ister. Hangi akılla yapıyorlar anlamış değilim.” diye konuştu.
Türkiye’nin şu anda PKK meselesinde, fiili olarak da psikolojik olarak da üstün olduğunu anlatan Soylu, “PKK ve HDP, özellikle çukur olaylarından sonra kendine ait bir meşguliyet bulamıyor. Bu meşguliyeti uzun zamandır arıyor. Biz PKK’yı da takip ediyoruz. HDP de açık olaylar yaptığı için çok rahat şekilde görüyoruz. Kalabalık toplayamıyorlar. Güneydoğu ve Doğu’nun bir kısmı onlardan nefret ediyor.” dedi.
“Akşener’in istikrarlı bir süreci söz konusu değildir”
İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’in kim olduğunu toplumun çok iyi bilmediğini belirten Soylu, “Önemli bir özelliği 6-7 aydan sonra bir olayı sürdüremez. Genel bir devamlılık sorunu var. Bulunduğu çizgi içinde istikrarlı bir süreci söz konusu değildir.” diye konuştu.
Akşener’e, Tansu Çiller’in ve partinin büyük bir ehemmiyet verdiğini, aynı zamanda siyasetçi bir aileden geldiğini dile getiren Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“O dönemlerde bu aldığı sorumluluklardan bir tanesinde bir istismar ortaya koydu. Ben sadece bu kadarını söylüyorum. Bu istismar sebebiyle ki bunu herkes bilir, Sayın Tansu Çiller’i de hayal kırıklığına uğratan bir olay olarak ortaya çıktı. Bunun üzerine parti ve Tansu Hanım, partiden gitmesi gerektiği konusunda ortak bir kanaate vardılar. Bu istismar hem liderin güvenini istismar, hem partinin güvenini istismar hem de esas itibarıyla bu istismar üzerinden de oluşturulan başka bir hava da söz konusu.”