Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Dönem karar dönemidir, dönem atak dönemidir, dönem geleceğe ait sorumluluklarımızı ve yükümlülüklerimizi yerine getirme dönemidir. Bugün bu halde ve bu şartla ancak buraya kadar gelebildik.
Yani bu anayasayla, bu mevcut hükümet sistemiyle, bu yapıyla ancak buraya kadar geldik. Şimdi Türkiye’nin 2002’de elde ettiği, 21. asrın başında elde ettiği dönüşüme bugün tekrar ihtiyacı vardır.
İkinci bir yol yürüyüşüne, hamleye ve sıçramaya daha ihtiyacı vardır.” dedi.
Soylu, bir restoranda düzenlenen iftarda, Ankara’da yaşayan Trabzonlu iş adamları ve bürokratlarla bir araya geldi.
İftarın ardından yaptığı konuşmada, Soylu, ramazanın ve Kadir Gecesi’nin önemine değindi.
Kandil, mübarek geceler, kutlu günler ve milli günlerin milletin, millet olma unsurunu sürekli pekiştiren olaylar olduğuna dikkati çeken Soylu, “Nasıl anne, baba duasına ihtiyacımız varsa, nasıl kardeş sevgisine ihtiyacımız varsa, hepimizin özellikle bu gecelerin var olmasına ve onların bizi sarmalamasına ihtiyacımız var. Ve orada yapacağımız dualarla bugün dünyada karşı karşıya kaldığımız, maalesef tüm dünya ülkelerinin büyük ölçüde sükut ettiği ama bizim içimizin parçalandığı olayların ortadan kalkması, milletimizin ve ülkemizin karşı karşıya kaldığı menfur saldırıların berhava edilmesi ve tüm insanlığın barış, huzur içerisinde olması için bu gecelere çok ihtiyaç var.” diye konuştu.
Millet olarak bir taraftan kalplere hançer gibi saplanan bombaya, terörü durdurmak için cansiparane mücadele edenlerin şehadet haberleri gelince üzüldüklerini, kahrolduklarını anlatan Soylu, diğer taraftan da Osman Gazi Köprüsü’nü açarken veya Gazze’ye yardım gemisi gönderilirken “İyi ki güçlü bir ülkeyiz, iyi ki ayakta durabilen bir ülkeyiz, iyi ki güçlü ülkemizin, güçlü yöneticileri, güçlü liderleri var.” diye sevindiklerini söyledi.
Herkesin yükümlülüğü ve sorumluluğunun ağır olduğuna belirten Soylu, şöyle devam etti:
“Dönem karar dönemidir, dönem atak dönemidir, dönem geleceğe ait sorumluluklarımızı ve yükümlülüklerimizi yerine getirme dönemidir. Bugün bu halde ve bu şartla ancak buraya kadar gelebildik.
Yani bu anayasayla, bu mevcut hükümet sistemiyle, bu yapıyla ancak buraya kadar geldik. Şimdi Türkiye’nin 2002’de elde ettiği, 21. asrın başında elde ettiği dönüşüme bugün tekrar ihtiyacı vardır.
İkinci bir yol yürüyüşüne, hamleye ve sıçramaya daha ihtiyacı vardır. Bugün bunu gerçekleştirebilme fırsatına sahibiz. Çünkü bugünkü durumumuz 21. asırdaki durumdan çok daha iyidir, çok daha ayakta durmaya müsaittir. İlk kez böyle bir fırsatı yakalıyoruz ve ilk kez böyle bir fırsatla bu topraklarla geleceği buluşturabilme ve hedeflerimize ulaşabilme gayesiyle karşı karşıyayız. Bunu sağlayabiliriz. Belki de bugün başımıza gelen olaylar ve sıkıntıların tamamı bunu bizim gibi anlayanlar ve etrafımızı çevrelemeye çalışanlardan kaynaklanmaktadır. ”
“Bu yıl tarihimizin en büyük otomobil üretimini yapacağız”
Türkiye’de, 2015 yılında 1 milyon 360 bin otomobille, ülkenin otomobil üretimindeki en yüksek noktaya gelindiğini anlatan Soylu, “Bu yıl tarihimizin en büyük otomobil üretimini yapacağız. Çalışma Bakanı olarak söylüyorum, şu anda bir tek dakikası boş geçmeyen, sene sonundan daha sonra da üretimlerini ciddi bir şekilde planlamış bir yapıyla karşı karşıyayız.” dedi.
Soylu, ayrıca Trabzon’da otellerde boş yer olmadığını söyledi. Trabzon’un bayramdan sonra körfez turizminin akınıyla karşı karşıya kalacağını bildiren Soylu, “Geçen yıl 500 bin körfez turistini ağırlayan bölgemiz ve Trabzon inanıyorumki bu yıl 700 bin rakamını çok net bir şekilde görebilecektir.” şeklinde konuştu.
Trabzon’a yapılan yatırımlardan bahseden Soylu, Trabzon’un bir ticaret şehri ve dünyaya açılan kapı olarak nitelendirilen bir şehir olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Muradım şu, buradan Haiti’ye yardım eden bir Türkiye. Buradan güçlü olduğu zaman Gazze’ye serinlik verebilen, dostluk ortaya koyabilen bir Türkiye. Buradan Myanmar’a, Somali’ye, buradan dini, dili, rengi, ırkı ne olursa olsun herkese uzanan ve bu medeniyetin merhamet adalet, hakkaniyet ve şefkat elini ulaştıran bir Türkiye.
Sorumluluğumuzun ağır olduğunu biliyoruz ama bir o kadar da onurlu, şahsiyetli ve sorumluluğumuzun bir o kadar da şerefli olduğunu biliyoruz. Bilin ki biz sadece kendi coğrafyamızın değil, insanlık onurunun da teminatıyız. Herkesin sustuğu yerde sözümüzü her yere, dünyanın her noktasına söylemek ve iletmek zorundayız. Çünkü bizim medeniyetimiz ve bizim inancımız iyilikleri anlatmak, kötülüklerden sakındırmak için emirde bulunmuştur.”
İftara, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, AK Parti Trabzon Milletvekilleri Salih Cora, Muhammet Balta, Ayşe Sula Köseoğlu, eski Bakan Osman Pepe, TBMM Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu ile Trabzonlu iş adamları ve bürokratlar katıldı.