AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Patlasalar da çatlasalar da tezgah da kursalar, şantaj da montaj da yapsalar 500 milyar dolara çıkaracağız Türkiye’nin ihracatını” dedi.
Soylu, AK Parti il başkanlığınca Esentepe’de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 30 Mart’taki seçimlerin cumhuriyet ve demokrasi tarihinin en önemli seçimi olduğunu söyledi.
Birilerinin Türkiye’nin yükselebileceğini, hamleler yapabileceğini, hayal edilemeyecek noktalara gelebileceğini tahmin edemediğini, şimdi de ayağına çelme takmak istediklerini belirten Soylu, “Bu ülkenin, milletin, insanların yarınını yeni Türkiye ile kucaklaştırmamak, buluşturmamak, eski Türkiye’ye, geçmişte yaşadığımız, birçok kirli ittifakla karşı karşıya kaldığımız Türkiye’ye bu ülkemin insanını mahkum etmek istiyorlar” şeklinde konuştu.
“Eskiden istihbaratımızı, güvenliğimizi, ticari ilişkilerimizi başkalarının uydusundan temin ediyorduk” diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birilerine söylemek lazım. Milliyetçilik, ‘asansör yapmak’ değildir, 237 ülkeye ihracat yapmaktır. Milliyetçilik, nedir biliyor musunuz? Milli projelerin altına imza atmaktır. Bu ülkenin vatandaşı yurt dışına çıkarken, ay yıldızlı pasaportunu uzatırken tedirginlik çekiyordu ama Allah’a şükürler olsun, yeni Türkiye’de sadece 69 ülkeye ay yıldızlı pasaportuyla vizesiz, nüfus kağıdıyla gidiliyor.
İhracatını 35 milyar dolardan 152 milyar dolara çıkardı. Patlasalar da çatlasalar da tezgah da kursalar, şantaj da montaj da yapsalar 500 milyar dolara çıkaracağız Türkiye’nin ihracatını.”
“Siyasette benim çok büyük iddiam söz konusu değil”
Siyasete devam etmeme kararı aldığını hatta hayatını ona göre dizayn ettiğini dile getiren Soylu, AK Parti’ye geçince bazı sorularla karşılaştığını aktardı.
Soylu, şunları belirtti:
“Şimdi bana soruyorlar, ‘AK Parti’ye niye geldin?’ diye. Allah şahittir, ailem, akrabalarım, arkadaşlarım, Cenab-ı Allah biliyor, korktuğum için geldim AK Parti’ye, ürktüğüm için geldim. Cumhurbaşkanlığı seçimi geliyor. Her cumhurbaşkanlığı seçiminde bu Türkiye’yi karıştıranlar, milletin huzurunu, istikrarını bozanlardan korktuğum için. Sayın Başbakan, bizi davet ettiğinde aynen kendisine anlattım, rica ettim. ‘Ne zaman zorluk olursa ben bu milletin emrindeyim ama siyaset yapmak istemiyorum’ dedim. ‘Gün, bugündür’ dedi.
‘Bugün birlikte, beraber olmalıyız, Türkiye’nin bu karşı karşıya olduğu endişelerden beraber, milletimizle aydınlık günlere, aydınlık yarınlara ulaşmalıyız’ dedi. Ülkemin yarınlarına ihanet edenlerden endişe ettiğim, korktuğum için bu güzel adama, memleketine ve milletine hizmetkar olan bu adama yol arkadaşı olarak geldim. Herkes bilsin, siyasette benim çok büyük iddiam söz konusu değil. Burada söylüyorum, ‘koltuk, makam için, bir şey istiyor’ diye gelmişsem ‘namerdim, alçağım, ahlaksızım.”