İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU: TERÖRLE MÜCADELEMİZ BİR SANiYE BİLE HIZ KESMEYECEKTİR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Önümüzdeki seçim ne olursa olsun bilinmelidir ki bizim bu operasyonlarımız kesilmeyecektir, terörle mücadelemiz bir saniye bile hız kesmeyecektir.” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’deki bir düğün salonunda kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

İçişleri Bakanı Soylu, buradaki konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek başladı.

Türkiye’nin zorlu bir sürecin sonundaki çıkışa doğru ilerlediğini anlatan Soylu, 31 Mart’ta yapılacak seçimin ülkenin son seçimi olmadığını fakat sürecin son seçimi ve getirilen doğruların heba olmaması için önemli olduğunu söyledi.

“Terörle mücadelede bugün hiç olmadığımız kadar güçlüyüz”

Türkiye’nin yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele ettiğini dile getiren Soylu, ondan daha da fazla bir süredir, geri kalmışlıkla, bölgeler arası gelir ve fırsat eşitsizliğiyle, fakirlikle mücadele edildiğini söyledi.

Bakan Soylu, “Çok çabaladık. Çok canlar verdik. Çok sıkıntı çektik. Memleketin her tarafındaki insanlar sıkıntı çekti. Ancak, Türkiye, son 6-7 yıldır, geçmiştekilerden çok farklı bir süreçten geçmektedir ve 15 Temmuz’dan itibaren de bu mücadelede arka arkaya çok doğru işler yapmıştır. Önemli mesafeler katettik ve şimdi bu sürecin son kapısına doğru ilerliyoruz. 

Önümüzdeki seçimden sonra yeni sistemin getirdiği avantajla 4, 5 yıl daha Türkiye’de seçim olmayacak. Hepimiz işimize bakacağız.” ifadesini kullandı.

Terör örgütünün kabiliyetini bitirme noktasına getirdiklerini belirten Soylu, “Biz terörle mücadele ediyoruz ve bu mücadelede bugün hiç olmadığımız kadar güçlüyüz. İrade olarak, teknik kapasite olarak, strateji olarak güçlüyüz.” dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye’nin ne zaman belini doğrultmaya kalksa, ülkeye dışarıdan ekonomik saldırılar yapıldığını kaydetti.

“Neden; milli sermayemiz olmasın, milli üretimimiz olmasın, milli yazılımlarımız olmasın da hep onlara muhtaç olalım. Hep onlara belimizi bükelim, boynumuzu eğelim, dizimizi kıralım. Bunu istiyorlar. Ama Allah’a şükür 2 bin dolardık, şimdi 10 bin dolar seviyesindeyiz. Daha da güçlü olacağız. Türkiye, başı dik ve onurlu şekilde yoluna devam ediyor.”

Soylu, dünyanın en kıymetli vatan toprağında yaşadıklarını ve ülkede dünyanın en büyük havalimanıyla beraber 56 havalimanı yaptıklarını vurgulayarak, artık kendi savunma sanayisini üreten bir ülke haline gelmenin gururunu yaşadıklarını aktardı.

“Çocuklarımızın eline silah değil, kalem verilmeli”

İçişleri Bakanı Soylu, birlik ve beraberlikten asla vazgeçmeyeceklerini, terörle mücadelede de hiç olmadıkları kadar güçlü bir dönem yaşadıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Ben de bir annenin evladıyım. Kız çocuklarını gördüğümüzde hepimiz bir başka oluruz. Onlar bizim için bir başka. Burada henüz daha 14,15 yaşında, neredeyse boyu kadar olan çocuğa kalaşnikof verildiği zaman bu memleketin bir evladı olarak sorumlu olmadığımızı mı sanıyorsunuz. Bizim çocuklarımızın ellerine kalaşnikof değil, kalem, bilgisayar, hemşireyse tansiyon aleti, mühendisse, doktor, tarihçiyse o mesleği icra edecek o güzelim araçlar verilmeli. Gençlere o aydınlık günler için gece gündüz demeden adım atıyoruz.”

Aileleri ikna edilen örgüt mensupları teslim oluyor

Terör örgütü PKK’da yaşanan panik havasının telsiz konuşmalarına da yansıdığını anlatan Soylu, şöyle dedi:

“Kendi haber kanallarındaki havalı laflarına aldanmayın, bir panik hali, telsiz konuşmalarına bile yansımaktadır. Dağda bayırda, sınırda, sınırın ötesinde, teröristi nerede buluyorsak, gereğini yapıyoruz. Türkiye’de teröre bulaşmış ne kadar ailenin çocuğu varsa hepsine gidiyoruz. Onlara diyoruz ki, ‘ne olur arayın ve çocuklarınızı ikna edin. Gelsinler burada onları adalete teslim edelim. Bize itimat edin ve güvenin.’ 2017’de 170, 2018’de 190 aile, bizim arkadaşlarımızın ikna edilmesi sonucu çocukları geldiler ve adalete teslim ettik. Bizim görevimiz buna devam etmektir. Bunu hep beraber sağlıyoruz. Terör örgütüne katılımdan çok daha fazla ikna ederek getirdiğimiz ve adalete teslim ettiklerimiz var. Bu önemli bir sonuçtur. Önümüzdeki seçim ne olursa olsun bilinmelidir ki bizim bu operasyonlarımız kesilmeyecektir, terörle mücadelemiz bir saniye bile hız kesmeyecektir. Bu günlük siyasetle mütalaa edilecek bir mesele değildir.”

“Terör konusunda tavrımız net oldu”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hiç kimsenin terörü demokrasi ve siyaset kılıfına sarıp sarmalayıp kollamasına izin vermeyeceklerini söyledi.

“Bugüne kadar terör konusunda tavrımız net oldu, bundan sonra da net olacaktır. Seçim, demokratik bir hadisedir, vatandaşlığın en temel hakkıdır.” ifadesini kullanan Soylu, şöyle devam etti:

“Birileri gelecek, annenin dizinin dibindeki evladını alıp dağa kaçıracak. Her türlü iğrençliği, tecavüzü, istismarı ortaya koyacak, hiçbir şey yapmasa bile o çocukları katil yapacak, belki doktor, mühendis, mimar olacak evlatları, evlenip çoluk çocuğa karışıp anne babasına torunlar verecek evlatları tutup mağara kovuklarında sefil bir hayata mahkum edecek, insanların evlerini iş yerlerini basacaklar, yollara el yapımı bombalar yerleştirecekler, belediyelere musallat olacaklar, belediyenin araçlarıyla milletin evini, sokağını yıkacaklar, canını yakacaklar, kimseye üç kuruşluk hayırları olmayacak, biz bütün bunları kenardan izleyecek miyiz? Bizim bu meseleleri seçim sonuçlarıyla mütalaa etmemiz mümkün olabilir mi? Böyle bir devlet aklı olabilir mi? Elbette terörle mücadele başka şeydir, demokrasi başka şey.”

Hiç kimsenin terörü demokrasi ve siyaset kılıfına sarıp sarmalayıp kollamasına izin vermeyeceklerini, bu güne kadar terör konusunda tavırlarının net olduğunu, bundan sonra da net olacağına vurgu yapan Bakan Soylu, “Seçim, demokratik bir hadisedir, vatandaşlığın en temel hakkıdır. Bizim görevimiz, vatandaşımızın can ve mal güvenliğini temin etmek, hür iradesini sandığa yansıtabileceği, terör örgütünün tehditleriyle vicdanı arasında kalmayacağı bir seçim ortamını tesis etmektir. Bu çizgimizden sapmamız mümkün değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

Sadece terörle değil, terörizmle de mücadele ettiklerini dile getiren İçişleri Bakanı Soylu, “Yani terörü besleyen unsurlarla, lojistik olarak besleyen unsurlarla, fikir olarak besleyen unsurlarla mücadele etmemizdir. Belediyelere görevlendirme yapmamız, bunun en önemli adımıdır.” dedi.

Belediyelere yapılan görevlendirmeyle hem teröre akan paraları, lojistik imkanları kestiklerini hem de vatandaşı hizmetle buluşturup, terör örgütü ve onun destekçilerinin karşısında kendisini yalnız hissetmesinin önüne geçtiklerini belirten Soylu, şunları kaydetti:

“Sadece Hakkari’ye 86 kilometre sıcak asfalt, 175 kilometre içme suyu yaptık. Hakkari’de kendi dönemlerinde suların neden akmadığını, aktığı zaman da neden çamur aktığını, şimdi pırıl pırıl suyun nasıl aktığını izah etsinler. Hakkari’de görevlendirme yapılan belediyelerin tamamında 848 kilometre içme suyu hattının, 9 tane de içme suyu kuyusunun nasıl tamamlandığını gelsinler bir izah etsinler. Böyle bir şey olabilir mi? Bir şehirde haftada 3 saat su akacak, onda da çamur akacak ve sen de orada ‘belediye başkanıyım’ diye oturacaksın. Neymiş efendim, örgütmüş, Kandil’miş, saçma sapan işler. Madem mücadeleye bu kadar meraklıydınız, biraz da milletin rahatı için mücadele etseydiniz ya.”

“Artık o eski sahneleri tekrar izlemenin, filmi başa sarmanın alemi yoktur”

“Elimizi vicdanımıza koyalım, şu ülkenin nesi eksiktir? Dağımız mı yok, kayak yapacak kar mı yok, yaylamız mı yok, tarihi eserlerimiz, doğal güzelliklerimiz mi yok” diyen Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Şimdi bütün bunları bırakalım, yaptığımız her şeyi, kazandığımız huzuru bir kenara koyalım da 3-5 tane kafası karışık, kendinden başkasını düşünmeyen, tasması kimin elinde belli olmayan adamların peşinden mi gidelim? Elbette ki hayır. Artık o eski sahneleri tekrar izlemenin, filmi başa sarmanın alemi yoktur. Biz milletimizin huzurunu ve güvenini hiç kimsenin keyfine peşkeş çekmeyiz. Milletimiz rahat olsun. Ancak bunların kırıntılarına son bir tokat vurmak da sizlerin elindedir. Hepimizin çoluk çocuğu var. Hepimiz onlar için güzel bir gelecek bırakmak istiyoruz. Herkes oturup düşünmelidir. Bu ülke bu adamlardan bugüne kadar sıkıntıdan başka bir şey görmedi, bundan sonra da başka bir şey beklemek akıl karı değildir. Oysa Türkiye kendine yeni ve umut dolu bir istikamet çizmiştir. Sınırımızın altındaki işler, yakın zamanda bitecektir. Ortadoğu hep böyle kalacak değildir.”