İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU: AVRUPA TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ZULMÜNE ARKASINI DÖNMEYİ TERCİH EDİYOR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır annelerinin başlattığı oturma eylemine destek veren “Savaş Mağduru Boşnak Anneleri”nden oluşan heyetle Bakanlıkta verilen yemekte bir araya geldi.

Soylu, Boşnak annelere, kötülüğe, teröre ve şiddete karşı ortaya konulan mücadelede Türkiye’nin yanında oldukları için teşekkür etti.

Boşnak annelere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını ileten Soylu, halkın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bağımsız Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzetbegoviç’e gösterdiği teveccüh ve duyduğu sevginin dünyanın başka liderleriyle mukayese edilemeyecek kadar büyük olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yurt dışı ziyaretinden dönerken, Aliya’nın durumunun ağır olduğunu öğrenince program dışı bir şekilde uçağın yönünün Saraybosna’ya çevrilmesini istediğini ve İzzetbegoviç’i vefatından bir gün önce son kez ziyaret ettiğini anımsatan Soylu, İzzetbegoviç’in Erdoğan’a “Dualarımız sizinle. Bosna’mı koruyun, Bosna’ma sahip çıkın, Bosna’yı size ve Türk halkına emanet ediyorum.” dediğini aktardı.

Soylu, Erdoğan önderliğinde Bosna halkının da dünyadaki diğer mazlum mağdur halkların da yanında olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Üç yılı aşkın bir süredir İçişleri Bakanlığı görevini yürüttüğünü, yüzlerce konuşma yaptığını ancak dertlerin değişmediğini ifade eden Bakan Soylu, çoğunda terörü, şiddeti, göç yollarındaki mağduriyeti, çekilen acıları anlattığını vurguladı.

“Gelişmiş dünyanın, terör ve şiddete karşı bir duruş sorunu var”

Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“PKK, ülkemizdeki birliği, tevhidi, beraberliği ortadan kaldırmaya çalıştı. Bunu da maalesef Bosna’da, Srebrenitsa’da katliama seyirci kalanların talimatıyla yerine getirdi. Bilhassa Avrupa ülkeleri, Avrupa’nın göbeğinde yaşanan, Bosna’da yaşanan zulmü görmezden geliyordu. Bugün aynı Avrupa bizim sınırlarımızın güneyinde PKK/PYD/YPG gibi terör örgütlerinin zulmüne arkasını dönmeyi, görmezden gelmeyi tercih ediyor. Suriye’de milyonlarca insan yerinden edildi. Onlar da ‘Selamün aleyküm’ deyince ‘Aleyküm selam’ diyen bizim kardeşlerimiz ve çocukları öldürüldü. Yüzlerce insan Ege Deniz’inde boğuldu, Meriç’ten karşıya geçmeye çalışırken boğuldu, istismar edildi, annelerini, evlatlarını, babalarını, yetiştikleri evlerini kaybettiler. Maalesef Batı’nın sesi çıkmadı. Dostlar alışverişte görsün diye söyledikleri cümlelerin, attıkları adımların, yasak savma kabilinden yaptıkları işler dışında herhangi bir samimi adımları olmadı. Gelişmiş dünyanın, bugün ne yazık ki terör ve şiddete karşı bir duruş sorunu vardır. Tıpkı Bosna’da yaşananlardaki gibi bugün Diyarbakır’daki annelerin çığlığına sessiz kalmıştır. Ama bizim terörle mücadelemizde olduğu gibi, gidip bizim mücadele ettiğimiz teröristi muhatap almıştır. En nihayetinde Türkiye’nin kararlı tutumu karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştır. Bugün Türkiye’nin güney sınırında yaşananlar değil 21. yüzyıla, taş devrine bile yakışan işler değildir. Yetiştiğimiz medeniyet değerleri açısından biz bu olumsuzluklara bigane kalmayız.”