İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 24 TV ekranlarında gazetecilerin sorularını yanıtladı
24 TV’ye özel açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, emniyetin içerisinde yeni bir FETÖ yapılanmasını tespit ettiklerini belirterek, ‘‘Gerilla tipi’ FETÖ’cüler tespit ettik. İsim isim, şema olarak tespit ettik. Bu tespitin son demlerindeyiz. Ona göre savcılıkla paylaşacağız. Tamamen FETÖ tipi bir yapılanma.’ dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son gelişmeleri 24 Seçim Özel’de anlatıyor. 24 Seçim Özel’de Murat Çiçek, Mustafa Kartoğlu ve Fadime Özkan soruyor, İçişleri Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Adayı Süleyman Soylu 24 TV canlı yayınında cevapladı.
Bakan Soylu’nun açıklamalarından satırbaşları:
“Gece buradaydık, programımız saat 01.00’da bitti. 02.00’da Erzurum’a gittik. Erzurum’da ve Nevşehir’de bugün 51. ve 52. Kökünü Kurutma Operasyonu vardı. Saat 04.00’te polislerimizi uğurladık, 07.30’da da polislerimizi karşıladık. O saate kadar 94-95 gözaltı yapmışlardı. Yaklaşık 43 gözaltı da Nevşehir’de vardı.
Nevşehir’in 3. operasyonu bu, Erzurum’un 1. operasyonu. İkisine de bağlandık ikisiyle de ilgili değerlendirme yaptık. Sabahleyin Rumeli Camiasının önde gelenleri ile bir sabah kahvaltımız vardı. Sonra da hep beraber Ankara’ya afetle ilgili madalya törenine geçtik.
Hem Kırgızistan’dan gelen muhatabım vardı hem de Bulgaristan İçişleri Bakanı vardı, afetten sorumlu. Onlarla da törenden sonra bir yemek oldu. Ondan sonra da yine bir toplantıya gittik.
6 Şubat’ta meydana gelen ve asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlere ilişkin konuşan Bakan Soylu, depremin ilk anından itibaren devletin bütün kapasitesi ile teyakkuz halinde olduğunu açıkladı.
Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“Deprem 6 Şubat’ta 04.17’de oldu. O dakikadan itibaren Türkiye Cumhuriyeti devleti teyakkuz halinde. Devlet bütün kapasitesi ile teyakkuz halinde, aynı zamanda devletin afetle mücadeledeki paydaşları teyakkuz halinde. Burada farklı bir şey daha yapıldı. Ki bugün Sayın Cumhurbaşkanımız onlara fedakârlık madalyası verdi. Deprem olur olmaz 1 saat içerisinde biz uluslararası çağrı ilan ettik, 4. Seviyedeki en yüksek çağrıyı ilan ettik. Bütün dünyadan arama kurtarma ekipleri gelebildiği kadar geldiler. 12’nin üzerinde ekip geldi. 200’ün üzerinde de bizim arama kurtarma ekiplerimiz var. Hep birlikte deprem bölgesinde ortak hareket ettik. Cumhurbaşkanımızın takdiri ile tüm bakan arkadaşlarımız deprem bölgesinde görev üstlendi. Kimimiz Hatay’a kimimiz Gaziantep’e kimimiz Kahramanmaraş’a kimimiz Adıyaman’a kimimiz Malatya’ya… Ve bu konuda herkes bir görev üstlenerek, ki ilk anda görev almayan bakanlarımız vardı, onlar da bizimle birlikte ilgili bölgelere hareket ettiler.”
“DÜNYA TARİHİNİN EN ÖNEMLİ DEPREMİYLE KARŞILAŞTIK”
6 Şubat’taki depremlerin dünya tarihinin en önemli ve en büyük depremlerinden biri olduğunu vurgulayan Baka Soylu, söz konusu deprem 7 fay hattının kırıldığını bildirdi.
Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu büyük bir inisiyatifti. Afetle mücadelede en doğru tarzlardan bir tanesi bu. Çünkü sahada olmak zorundasınız, sahayı görmek zorundasınız. Tabi 20 bin 32 enkaz var ve her birinin altında insan var. Dünya tarihinin en önemli, en büyük ve yerkürenin en yaygın depremiyle karşı karşıya kaldık. 120 bin kilometrekareye varan, Hollanda’dan büyük bir alanı etkileyen… Bilim adamlarının söylediği; Biz 3 faya kadar çalıştık ama burada 7 fay kırıldı ve biz buna çalışmadık.’ 7 faya kadar bir simülasyonumuzu biz bugüne kadar çalışmadık. Tablo çok net bir şekilde ortada. Elbette ki iklim koşulları kötü. Bunu bir kenara koymak lazım. -28, -30 dereceler var.
Özellikle Kahramanmaraş’ın kuzeyi ve diğer illerin kuzey bölgeleri ciddi bir şekilde soğuk altında ve kar altında. Bir iki gün de kar yağmaya devam etti, yağmurlar yağdı sürekli olarak. Üst üste iklimin getirdiği sonuçlar oluştu.
“HERKES ELİNDEN GELEN BÜTÜN GAYRETİ SARF ETTİ”
Depremler nedeniyle kara yollarının da hasar aldığını ve bu nedenle ulaştırmada sıkıntılar yaşandığını belirten Bakan Soylu, üst üste yaşanan olumsuzluklara rağmen herkesin elinden gelen bütün gayreti gösterdiğine işaret etti.
Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
“Onun yanı sıra başka bir şey daha var. Mesela Kayseri-Kahramanmaraş yolu kapalı, Nurdağı yolu bitmiş, Hatay yolu açık değil ve ulaşımın zor tesis edildiği bir yer. Kahramanmaraş Havalimanı ve Hatay Havalimanı çalışmıyor. İlk başlarda Gaziantep Havalimanı da çalışmıyordu. Sonra açıldı. Bu kadar üst üste olumsuzlukların yaşandığı bir tabloda bütün herkes elinden gelen bütün gayreti sarf etti. Bütün iş makinaları, Türkiye Afet Müdahale Planı’nın bütün paydaşları o düğmeye basıldıktan sonra herkes gelmeye çalıştı. Ama gelebildiği kadar, yetişebildiği kadar herkes müdahale etmeye çalıştı bu 26 bin 32 enkaza. Ardından, arama kurtarma çalışmaları bittikten sonra hem bu zaman dilimi içerisinde hem de sonrasında iyileştirme çalışmaları başladı. Bizim iyileştirme dediğimiz, içinde barınmanın olduğu, aşın olduğu ve oradaki insanların geçici barınmasının sağlanmasına yönelik bütün adımların atıldığı bir süreç. Bizim Afet Sonrası İyileştirme Planı’mız var, Türkiye Afet Müdahale Planı’mız var ve Türkiye Risk Azaltma Planı’mız var.”
Türkiye Afet Müdahale Planı 2016-2017’de yapıldı. İlk uygulamasını Elazığ Depremi’nde yaptık.
Türkiye Afet Sonrası İyileştirme Planı’mız yeni. Türkiye Risk Azaltma Planı’mızı 2019’un sonunda başlattık. Orada bütün illerimizin durumunu tespit ediyoruz. Bazen muhalif gazetelerde çıkıyor: ‘Şunları tespit etmişler, bunları tespit etmişler’ diye. Evet, onların tamamını biz tespit ettik ama onların hepsi belli bir dönem içerisinde yapılmak üzere planlanmış. Diyelim ki bir ırmağın ıslah çalışması, bunun yapılması lazım. Diyelim ki fay hattına yakın yerlerden geçen noktalara yönelik alınması gereken tedbirler ve imar planlarının uygulanması… Bunun birçok paydaşı var. Bunun sanayi paydaşı, ticaret odaları paydaşı, belediyeler paydaşı, üniversiteler paydaşı. Orada bir tespit yapılıyor ve bu tespit durağan bir tespit de değil, canlı bir tespit. Yeni bundan sonra her yeni gelişmeye göre kendisini yenilemek zorunda olan canlı bir program. Bütün bunlara dönük adımlar atılmış. İyileştirme sürecinde de çadırların kurulması, konteynerlerin kurulması, enkazların kaldırılması… Ki bunların her birinin kendi adına paydaşları var. Ardından da kalıcı konutların yapılması, organize sanayii sitelerinin koordine edilmesi, esnafın yeniden harekete geçirilmesi, okulların yeniden yapılması. Hepsi Türkiye Afet Sonrası İyileştirme Programı bünyesinde. ” dedi.
“VATANDAŞIN HALİNİ HEP BERABER DÜŞÜNELİM”
Bakan Soylu, deprem felaketinin yaşandığı bölgelerdeki hava durumunun çok soğuk olduğunu vurgulayarak, “İnsanların elleriyle neredeyse hiçbir şeyi tutamayacağı derecede soğuk vardı.” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, şöyle konuştu:
Çadırlarla başladık. Çok soğuktu. İnsanların elleriyle neredeyse hiçbir şeyi tutamayacağı derecede soğuk vardı. Vatandaşın halini hep beraber düşünelim. Bütün köyler tarandı bu sırada. Jandarmamızla, gönüllülerimizle, off-road araçlarımızla. Bizim her afette birlikte çalıştığımız gönüllü off-road’çu araçlarımız var. Hepsi bildiğimiz, tanıdığımız, herhangi bir yerde birlikte çalıştığımız insanlar. Onların yanına farklı gönüllüler ekledik. Gönüllülerimizle Jandarmayı akuple ettik, birbiriyle eşleştirdik. Köyleri yalnız bırakmayalım, köylerde bir eksiklik olmasın diye. Tüm taramalar yapıldı.
“GIDAYI DEPODA İSTİFLEYİP SONRA DAĞITMAYIZ”
İçişleri Bakanı Soylu, deprem bölgelerine gelen gıda malzemelerinin direkt olarak ihtiyaç duyulan alanlara yönlendirildiğini, depolarda bekletildikten sonra dağıtım yapılmadığını açıkladı.
Bakan Soylu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Genelde bizim yönetimimiz şudur: Dışarıdan gelen gıdayı tamamen serbest bırakırız. Ve mümkün olduğunca eğer bir tır geliyorsa ilgili yerlere direkt olarak göndeririz. Bir depoya alıp o depoda istifleyip sonra dağıtmayız. Çünkü o an en zor andır. O anda yapmanız gereken gıdanın aynı zaman dilimi içerisinde en uç noktaya kadar ulaşmasıdır. Bunu bütün afetlerde böyle yaptık ve ulaştırdık.”
“SÜPERMARKETLERİN TAMAMINI HALKA AÇTIK”
Deprem bölgelerindeki “yağmalama” iddialarına açıklık getiren Bakan Soylu, halka açılan marketler sayesinde vatandaşların ilk ihtiyaçlarına daha kolay ulaşabildiğine değindi.
Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
“Aynı zamanda bu afette başka bir şey yaptık. Bu afette bütün süpermarketlerin tamamını halka açtık. Hepsinin başına polis koyduk, jandarma koyduk. Diyorlar ya ‘Bunlar yağmalandı’. Hayır, belki ufak tefek birtakım ceraimler, olaylar olmuş olabilir ama onların yüzde doksanının başına polis koyduk, jandarma koyduk ve vatandaşımızın ilk ihtiyaçlarını hemen oradan karşılamaya çalıştık.”
“BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ HASTANELERDİ”
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkan’ın “Anlık geliştirilen bir fikir miydi?” sorusuna açıklık getiren Bakan Soylu, “Anlık. Bu çalışılmış bir fikir değil. Öbürü çalışılmış bir fikir. 5 günlük bir bandımız var. Biz onu 3’ünde de kesebiliriz, 6 güne de çıkarabiliriz.” dedi.
Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
Anlık. Bu çalışılmış bir fikir değil. Öbürü çalışılmış bir fikir. 5 günlük bir bandımız var. Biz onu 3’ünde de kesebiliriz, 6 güne de çıkarabiliriz. Sahanın talebini doyurduğumuz andan itibaren hemen depolara almaya başladık. Yollar kesilmiş, gıdanın gelmesinde problem var. Elinizde ne var? Gıda depoları var. Süpermarketler var. Mesela benzinde problem vardı. Benzinde de aynısını yaptık. Bazı benzin istasyonlarını kapattılar. Hemen benzin istasyonlarının başına polisi ve jandarmayı getirdik ve hemen oradan vermeye çalıştık.
Bakan Soylu, deprem bölgesindeki yakıt dağılımında önceliğin hastanelere verildiğini belirterek, “İlk önce hastanelerin mazotunu ve yakıtını karşıladık. Ondan sonra TSK ile Jandarma ile her ilde bazen DSİ bazen ormanı depo yaptık. Bütün gelen mazotları oraya aktardık ve oradan bütün dağıtımları gerçekleştirdik. Sahada bir sistem sürekli devam etti. Birinci önceliğimiz hastanelerdi. Eğer biz hastanelerde sistemi devam ettiremezsek, büyük bir problemle karşı karşıya kalacaktık. İkinci işimiz arama kurtarma yapan araçların depolarının doldurulmasıydı, bunları da doldurduk. Bütün rafinerilerden gelen yakıtları aktardık. Çünkü yol kapalı. Sadece yakıt araçları veya arama kurtarma araçları gelmiyor. Bütün araçlar akıyor, her türlü araç bölgeye akıyor. Onların kontrolünü ve konsolidasyonunu iyi sağladık. Zorluklar ve eksiklikler yaşanmadı mı? Bu kadar büyük, bu kadar geniş, bu kadar yaygın bir afette zorlandığınız, bazen de üstesinden gelemediğiniz bazı meselelerle karşı karşıya kalıyorsunuz muhakkak ki.” dedi.
“SAHADA CANHIRAŞ MÜCADELE VERİLDİ”
Depremin ilk anından itibaren kamu kurum ve kuruluşların, STK’ların ve yerel yönetimlerin canhıraş bir mücadeleye girişildiğini vurgulayan Bakan Soylu, ilk olarak arama kurtarma faaliyetlerine odaklanıldığını açıkladı.
Deprem bölgelerine sorumlu vali atandığını ve bu planın daha önceden yapıldığını belirten Bakan Soylu, şöyle konuştu:
“Depremin ilk saatinden itibaren hem devlet hem STK’lar hem yerel yönetimler hem kamu kurum ve kuruluşlarının tamamı sahada canhıraş bir mücadele yapıyordu. Ondan sonra yaptığımız en önemli işlerden bir tanesi, daha önce yaptık bunun planını, ilgili valilerimizi bölgelere aktardık. İlkin arama kurtarmayla ilgili başladık. Ondan sonra arama kurtarma valimizi bir tarafta bıraktık, iyileştirme valisi bulduk, daha sonra enkaz valisi bulduk, sonra aşlarla uğraşabilecek… Yani ilk önce arama kurtarmaya konsantre olduktan sonra diğer alanlarda da her birinin başına vali atadık. Orada bizim çalışma gruplarımız vardı. Beslenme çalışma grubu, arama kurtarma çalışma grubu, ulaşım grubu…”
“TARİHİN EN BÜYÜK OPERASYONLARINDAN BİRİ”
Başkan Erdoğan’ın talimatıyla deprem bölgelerindeki depremzedelerin tahliye edildiğini açıklayan Bakan Soylu, “Bu esnada Sayın Cumhurbaşkanımız bir karar daha verdi ve çok doğru bir karardı. Sayın Cumhurbaşkanımız tahliye kararı verdi. Çünkü bizim şehirleri boşaltmamız lazımdı. Eğer biz şehirleri boşaltamazsak hem arama kurtarma hem onların ihtiyaçlarını gidermede bambaşka bir yoğunluk yaşayacaktık. O zaman THY imdadımıza yetişti. Düğmeye bastı ve bence tarihin en büyük operasyonlarından birini yaptı. Allah onlardan bin kere razı olsun. Başka havayolu şirketleri de dahil oldu. Hem bir taraftan hastalar taşındı başka illere başka hastanelere, hem de vatandaşlarımız Antalya’dan Muğla’ya kadar, Ankara’dan İstanbul’a, Trabzon’a, Bursa’ya kadar bütün vilayetlere taşındılar.” dedi.
“DEPREM SADECE 11 VİLAYETİ ETKİLEMEDİ”
Depremlerle birlikte yaşanan artçı sarsıntıların yalnızca 11 ili değil, çevre illeri de etkilediğinin altını çizen Bakan Soylu, “Bu arada, şimdi geçti, artçı depremler devam ediyordu. Biz bu artçı depremler devam ederken etkilediği alanı da kontrol ettik. Yani bu artçı depremler nereye doğru devam ediyor, nerede yoğunlaşıyor? Sadece deprem 11 vilayeti etkilemedi. Bir taraftan Kayseri’yi etkiledi, bir taraftan Niğde’yi etkiledi. Bir taraftan Batman’ı etkiledi. Bir taraftan Tunceli’yi etkiledi. Bir taraftan bu 11 vilayete kendi adına bir etki oluşturdu. Bazılarında nispi bir etki oluşturdu. Mesela bir tarafı yıktı. Veya bir vilayette sarsıntı meydana getirdi ama o vilayetin endişe duymasına sebep oldu.” dedi.
Star Gazetesi Yazarı Fadime Özkanı’ın “Yeni bir depremi tetikleyebilir mi gibi bir hazırlığınız oldu mu?” sorusuna cevap veren Bakan Soylu, “Oldu. Çünkü orada Savrun Fayı var. Büyük faylar var. O fayların üzerine yoğunlaşırsa o faylarda yeni bir tetiklemeyi meydana getirir diye büyük endişelerimiz oldu. Buna karşın da mesela biz tahliyeleri o illere yapmadık.” dedi.
24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek’in “Bu risk devam ediyor mu?” sorusunu değerlendiren Bakan Soylu, “İstanbul’da ne kadar risk varsa, diğer yerlerde ne kadar risk varsa her yerde bu kadar risk var.” ifadelerini kullandı.
TERÖRLE MÜCADELE
O CHP’li vekil tam göbeğinde. Gerilla usulü görevler vermişler. Polisi jandarmayı birkaç adama tahsis etmişler. Bunların hepsini tek tek tespit ettik. Bu tespitin son demlerinizdeyiz. Bunu savcılıkla da paylaşacağız. Tam anlamıyla FETÖ tipi bir yapılanma. Bir kısmı böyle bir yapılanma içerisinde olduğunu bilemeyebilir. Bir takım kendi düşüncelerinden kaynaklı. Öncelikle polise sonra da jandarmaya saldırdılar ‘Menzilciler’ diye. Yetmedi bazı olayları istismar ettiler. Bir ara bekçilerle uğraştılar. Nedeni ne Oranın birliğini ortadan kaldırmak otoritesizlik oluşturmak. Devlete olan güveni ortadan kaldırmak ve bütünlüğü bozmak. Biz irtibatla ilişkilere baktık. 100 kişinin ihraç edilmesi gerektiğini ama korunup kollandığını gördük. Benim de hayretime mucip oldu. Sonuçta ben teşkilatımı biliyorum. Ama soteye yetmiş, her türlü dezenformasyonu yayacak bir yapıyı kurmuşlar. Önümüzdeki günler de detaylar açıklanacak. Rütbeliler de var. Eskiden gelenler de var. İhraç ettiklerimiz de var.
UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE
Türkiye’de ilk kez cezaevlerinde rehabilitasyonlar başlayacak.
Bu yılın başından itibaren yakaladığımız göçmenlerin yüzde 90’nını deport ettik. Yılın ilk üç ayında toplam 30 teröristi dağlarda etkisi hakle getirdik. 29 Ekim 2023 tarihinde dağlarda tek bir terörist kalmayacak.
“Kadına El Kalkamaz” diye bir kampanyamız var. 11 milyon 754 bin erkeğe ulaştık. Kadına ne kadar tedbir alırsan al şiddeti yapan kadın değil, şiddeti yapan erkek. Esas mesele bununla ilgilenmek.
Yeşil Sol Parti bizatihi Kandil’in talimatıyla ve HDP’ye alternatif bir parti olarak kurulmuştur.
Bunlar (HDP-YSP-PKK) birbirinden ayrı değiller aynı insanlar. Bizim dünyaya anlatamadığımız da bu, PKK ile PYD aynı.
Yeşil Sol Partisi’nin aday listelerinde dağdan terörist var. PKK’nın giysisini giymiş, dağlardaki görüntülerle yakında ortaya çıkar.
Meral Akşener kirini Tayyip Erdoğan’a saldırarak sermaye yapmaya çalışıyor, bu kadar basit. Bundan daha büyük bir kir mi var?