İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “14 Mayıs kime karşı kazanıldı?”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yüreğir Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Adana İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu. “(Altılı masa) Bunlar niye aday seçemiyorlar biliyor musunuz? Niye Cumhurbaşkanı adayı seçemiyorlar? Bir taraftan büyükelçiler, bir taraftan Amerika, bir taraftan FETÖ, bir taraftan HDP, PKK, bir taraftan bütün vesayet sistemleri icazet verecek” dedi. Sadece terör örgütünü tasfiye etmediklerini, aynı zamanda Türkiye’nin topyekün kalkınmasını sağladıklarını belirterek, “Herkesin yarınlarına umutla bakabileceği Türkiye’yi oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yüreğir Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Adana İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı.

Toplantıda konuşma yapan Soylu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını ve başarı dileklerini getirdiğini söyledi. Adana’da coşkulu ve samimi bir aileyle buluşmasına vesile olduğu için İl Başkanı Mehmet Ay’a teşekkür eden Soylu, şöyle konuştu:

“TÜRKİYE, ÇOK BADİRELERDEN, BÜYÜK SIKINTILARDAN GEÇTİ”

“Buraya sadece danışma meclisi toplantısına gelmedim. Türkiye, çok badirelerden, büyük sıkıntılardan geçti. Bu ülkenin kimliğine, inancına, birliğine ve beraberliğine dokundular. ‘Bize demokrasi fazla, sizden adam olmaz’ dediler. Vesayet ve üzerimizdeki baskıyı sürekli devam ettirdiler. Dinimizle, inancımızla, atalarımızın, babalarımızın, dedelerimizin, annelerimizin bize bıraktığı öğretilerle dalga geçtiler. Yapmadıkları kalmadı. Bizi fukaralığa, yoksulluğa ittiler.

HEP KARŞIMIZA ÇIKTILAR

Bu ülkede bir başbakan astılar. Sadece bir başbakanı idam etmediler, şu Anadolu insanını, ailenin, törenin, geleneğin, dini inancın, 780 bin kilometrekarenin her hücresinin ne demek olduğunu bilen bu insanları sabahtan akşama baskıladılar. ‘Siz kimsiniz?’ diye Amerika’dan, Avrupa’dan bize parmak salladılar. Sadece Adnan Menderes’i idam etmediler. Özgürlüğünü, hürriyetini, bağımsızlığını, zenginleşmeyi, etrafımızdaki coğrafyaya, dünyaya kendimizi ifade etmeyi, çalışmamızı engellediler. Her 10 yılda bir darbe yaptılar, her 10 yılda bizi 20 yıl geriye götürdüler, patinaj yaptırdılar. Bize buradan çıkamayacağımızı düşündürttüler. Hep karşımıza geçtiler.”

Türkiye’de geçmişte kurdurulan gazetelerle cumhurbaşkanlarına, başbakanlara, ailelerine, ülkenin değerlerine hakaret edildiğini dile getiren Soylu, kadınların kıyafetleri nedeniyle birbirlerinden ayrıldığını, çocukların okula gitmesine engel olunduğunu anlattı.

“AYASOFYA CAMİSİ’NDE NAMAZ KILMAYI BİZE YASAK ETTİLER”

Bakan Soylu, milletin acısını ve sabrını içine attığını ifade ederek, “Ayasofya Camisi orada durdu. Biz özgür, bağımsız bir ülkeydik ama orada namaz kılmayı bize yasak ettiler, üzerimize öyle bir vesayet koydular ki ‘Biz izin vermeden siz hareket edemezsiniz’ dediler. Siyaseti ürküttüler, korkuttular. Siyaset yapmak isteyenlerin annelerine, babalarına ‘Oğlum aman uzak dur bak başına ne geleceği belli olmaz’ dediler. Öyle bir zaman dilimi içerisinde devreye girdiniz ki bu ülkede yüzde 8 binlik gecelik faizlerle hepimizi terbiye ettiler” diye konuştu.

“BİR GÜN OLSUN GERİ DURMADINIZ”

Devletin, vatandaşın yanına gitmediği günlerin yaşandığını anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu salona, Sayın İl Başkanımızın davetiyle bir tek şey için geldim. Eğer gelmeseydim ülkeme, milletime, kendime eksiklik yapmış olurdum. Allah sizden razı olsun, bir gün olsun geri durmadınız. 27 Nisan’ı yaptılar, korkutmaya çalıştılar, Gezi olaylarını yaptılar, her yeri yakıp yıkmak istediler geri durmadınız, Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 17-25 Aralık’ı FETÖ sahtekarları yaptı, geri durmadınız Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 6-8 Ekim olaylarını yaptılar, geçmişteki vesayet sistemine karşı çıkarak bu ülkeye ve Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 15 Temmuz’da çıplak ellerinizle beraber bu ülkede darbelerin nasıl mağlup edileceğini gösterdiniz. Ben danışma meclisine gelmedim, bir iradenin, partinin, teşkilatın önünde saygıyla eğilmeye geldim. Allah sizden razı olsun.”

“BÜYÜK DAVANIN YÜCE GÖNÜLLÜLERİ OLARAK ÇALIŞIYORUZ”

“Biz 300 yıldır bizi ezmeye çalışanlara karşı bir büyük davanın yüce gönüllüleri olarak çalışıyoruz.” diyen Soylu, “Biz işimizi yapmıyoruz, biz davamızın, millet davasının, insanlık davasının peşindeyiz. Biz etrafımızdaki coğrafyada karşı karşıya kalan ezginliği ortadan kaldırabilmek, onların baskılarını ortadan kaldırabilmek, komşularımıza yapılan zulmü kendi elimizle bertaraf edebilmek, berhava edebilmek davasının peşindeyiz. Biz Filistin’den Libya’ya, Lübnan’dan Orta Doğu’ya, Orta Asya’ya kadar, Yemen’e kadar, Balkanlar’a kadar oluşturulan bütün baskıları ortadan kaldırmak için zengin olmak zorundayız, güçlü olmak, kuvvetli kudretli olmak zorundayız. Ne kadar patlarlarsa patlasınlar, ne kadar çatlarlarsa çatlasınlar İHA’mızı SİHA’mızı yaptık, KIZILELMA’mızı yaptık, arabamızı yaptık, uçaklarımızı yapacağız” ifadelerini kullandı.

“MİLLET HER ŞEYİ ANLIYOR”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’a sahip çıktığını belirten Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yeter söz milletindir’ diye sahip çıktı. Peki 14 Mayıs kime karşı kazanıldı? Cumhuriyet Halk Partisi’ne öyle mi? Kendi milletvekilleri Mehmet Bekaroğlu’nun dediği gibi ‘tek parti faşizmine karşı kazanıldı’, dün öyle söyledi. Şimdi peki sadece bu kadar mı? Hayır. Neye benziyor biliyor musunuz bu? Şuna benziyor; zamanın birinde Bekri Mustafa diye bir adam var. Bekri Mustafa çocukluğunda bir din eğitimi almış. Sonra da kendisini alkole vermiş, sabah akşam içiyor. Kasabasında bir cenaze, camide kılınacak. İmamı arıyorlar, imama ulaşamıyorlar. Musalla taşında cenaze var, cemaat var, imam yok. Tam da Bekri Mustafa o zaman dilimi içerisinde oradan geçmesin mi? Bekri Mustafa’ya ‘Sen bu namazı kıldırır mısın?’ diyorlar. Kafasını eğiyor, düşünüyor, ‘Madem imam yok, kıldırayım’ diyor. Geçiriyor sarığı kafasına takıyor, cübbeyi de giyiyor, namazı kıldırıyor. Sonra cemaati hiç görmediği bir şeyi görüyor. Eğiliyor diyor ki, sandukaya bir şeyler söylüyor, kalkıyor. Cemaat merak ediyor, Bekri Mustafa’ya diyor ki ‘Biz bir imamım sandukayla görüşüp konuştuğunu hiç görmedik, sen ona ne söyledin acaba?’ diyor. Bekri Mustafa cemaate dönüyor, ‘Ona dedim ki, öteki dünyadan bu dünyanın halini sorarlarsa Bekri Mustafa imam oldu, onlar anlarlar’ diyor. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun Demokrat Parti’ye ve 14 Mayıs’a sahip çıkması Bekri Mustafa’nın meselesi gibidir. Millet her şeyi anlıyor.”

“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’NE İFTİRA ATMAMAK LAZIM”

Bakan Soylu, “Bir kere 14 Mayıs’a sahip çıkabilmek için 15 Temmuz’da havalimanına indiğin zaman tanklar içerisinden sıvışmak değil, 15 Temmuz’da demokrasiye, millete ve işgale karşı bu milletle beraber olmak lazım. Öyle 14 Mayıs’a sahip çıkabilmek için dönüp bu ülkenin polisine, jandarmasına, Türk Silahlı Kuvvetlerine, cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticareti yapma konusunda iftira atmamak lazım. Onların yaptığı terörle mücadele, uyuşturucuyla mücadele, bu ülkenin birliğiyle ve beraberliğiyle mücadele, sonuna kadar sizle beraber olacağız demek lazım. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftira atmamak lazım” ifadelerini kullandı.

“BUNLAR NİYE ADAY ÇIKARAMIYORLAR BİLİYOR MUSUNUZ?”

Altılı masaya yönelik eleştirilerini sürdüren Soylu, şunları kaydetti:

“Şimdi birisi çıkıp ‘Anayasadan Türklüğü sileceğim’ diyor. Kim o? Ali Babacan ve arkadaşları. Ötekisi çıkıyor ‘Biz seçiliriz geliriz ama her an kriz çıkabilir’ diyor. Niye? ‘Eğer bizim dediğimizi yapmazlarsa kriz çıkar, biz o krizle beraber yeniden seçime gideriz’. Ya profesör olsan ne yazar? Bu millet koalisyonlardan çekmedi mi? Son 21 yıldır Türkiye’nin bugün büyümesinin, zenginleşmesinin, dünyayla rekabet edebilmesinin en temel nedenlerinden bir tanesi nedir? Siyasal istikrardır.

Peki bu siyasal istikrar çerçevesinde Türkiye bu adımlarını atıyor. Yeniden eski koalisyon günlerine dönülecek. Yeniden birisinin yazdığı birisinin bozduğu olacak. Bunlar niye aday seçemiyorlar biliyor musunuz? Niye Cumhurbaşkanı adayı seçemiyorlar? Bir taraftan büyükelçiler, bir taraftan Amerika, bir taraftan FETÖ, bir taraftan HDP, PKK, bir taraftan bütün vesayet sistemleri icazet verecek. Atalarımız ne güzel demişler; çok ebe çocuk boğar demişler.”

“ÇOCUKLARI TERÖRİST YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Önlerinde tarihin en önemli seçimlerinden birinin olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

“Bu seçimde bizim sorumluluklarımız var. Bu ülkenin Doğu ve Güneydoğu’sunda akşam saat 04.00’ten sonra kepenkler kapanıyor, oradaki vatandaşlarımız eve gitmek zorunda kalıyordu. 8-9 yaşındaki çocukları annelerinin kucağından alıp dağa götürüyorlar, boyunca kalaşnikof veriyorlar ve çocukları terörist yapmaya çalışıyorlar. Lanet olsun size, çocuktan terörist mi olur? Bütün bunların yanı sıra yol, öğretmen, doktor, hastane ve üniversite yok. Bütün bunların karşı karşıya kaldığı tabloyla ilgili hepimiz bu ülkenin doğusu ve batısı arasındaki makus talihi ne zaman yenecek diye endişe içerisindeydik. Recep Tayyip Erdoğan sadece 20. yüzyılın eksiklerini kapatmadı, 21. yüzyılın altyapısını yaptı. Tayyip Erdoğan aynı zamanda Doğu ve Batı arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırdı. Bugün öğretmen, doktor var. Bugün 81 ilimizde üniversite, öğretim üyesi var. Şırnak’a araba gitmiyordu, şu anda doçent, profesör, öğrenci gidiyor.”

“DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKTIK”

Soylu, demokrasiye sahip çıktıklarını vurgulayarak, “Terörle mücadeleyi sadece teröristi tasfiye etmek için ortaya koymadık, demokrasiyi tahkim etmek için ortaya koyduk. Demokrasiyi terörün üzerinden yok etmeye çalışanlar, demokrasiyi terörün üzerinden tasfiye etmeye çalışanlar, ‘Biz kendi düzenimizi kurarız, sizin düzeninize uymayız’ diyenlere karşı demokrasiye sahip çıktık. Bugün orada insanlar hangi tercihi ortaya koyarlar? Hangi tercihi koyarlarsa koysunlar ama bu tercihi kalaşnikofun gölgesinde koydurursak bizim devletliğimiz, demokrasi bilinci sorgulanır” ifadelerini kullandı.

“TERÖRDEN TEMİZLENMESİYLE GABAR’DA PETROL ÇIKTI”

Gabar’daki petrol keşfini anımsatan Soylu, şöyle devam etti:

“Hem de petrolü al traktörde istediğin gibi kullan. Dünyanın çok az yerinde böyle kalitede petrol var. Gabar’da petrol nasıl çıktı? Terörden temizlendi, temizleniyor da orada rahat rahat bu çalışmalar yapılıyor. Geçen gün Gabar’a gittik. Oradan da Tuşimiya Vadisi’ne geçtik. 40 yıldır terörün terk etmediği vadi, Allah’a çok şükür kahramanlarımız sayesinde, Kılıçdaroğlu ile Ali Babacanların, diğerlerinin tasfiye etmek istediği İHA ve SİHA’lar sayesinde Allah’a hamdolsun ki tertemiz oldu.

O zor vadiye indik. Elimizi zemine attık, elimize 6 bin 500 kalorinin üzerindeki enerjide bir kömür geldi. İnşallah şimdi o da işlenecek. Biraz önce ziyaret ettiğimiz kıraathanede Bingöl’ün Genç ilçesinden hemşehrilerimiz vardı. Genç ilçesinde 320 milyon ton demir cevheri çıktı. Adnan Menderes döneminde Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nı kuran Fatin Rüştü Zorlu’dur. 1960 darbesinden sonra ‘Bu fabrikayı Fatin Rüştü Zorlu kurdu’ levhasını oradan hemen kaldırdılar. Şimdi aynen Ereğli Demir Çelik Fabrikası gibi Bingöl Genç’te çok büyük bir demir çelik fabrikası kurulacak. Yanında başka fabrikalar, üretim tesisleri de kurulacak. Sadece Diyarbakır’da 3 organize sanayi sitesi var, 450 yatırımcı sırada, yer bulmaya çalışıyor.”

“BİZİ KARANLIKTA BIRAKMAK İSTEDİLER”

Soylu, sadece terör örgütünü tasfiye etmediklerini, aynı zamanda Türkiye’nin topyekün kalkınmasını sağladıklarının altını çizerek, şunları aktardı:

“Herkesin yarınlarına umutla bakabileceği Türkiye’yi oluşturmaya çalışıyoruz. Söylerken dalga geçiyorlar. 2016 yılında İçişleri Bakanı olduktan sonra biraz meseleyi anladık ve meseleyle ilgili geleceğe ait planlar yaparken ‘Terör örgütü dağlarda adım atamayacak’ demiştim. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan terörle ilgili konsepti tamamen değiştirmişti. ‘İnlerine gireceksiniz’, ‘Kesintisiz operasyon’, ‘Terörü kaynağında yok edeceksiniz’ demişti. Bütün bunları İHA’larla, SİHA’larla, mühimmatlarla yaparken de nereden geçtiğimizi biliyoruz.

Afrin’de Zeytin Dalı Harekatı operasyonuna giderken Amerika, Avrupa, Kanada ‘Bu operasyonu yapamazsınız’ dediler. Türkiye’yi eski Türkiye zannettiler. Tayyip Erdoğan’a da başını eğer, boynunu büker, ‘Bizim sözümüzü kabul eder’ dediler. Hakkari’nin burnundan Hatay’ın denizine kadar terör devleti kurmak istiyorlardı. Tayyip Erdoğan’ın ve Türkiye’nin buna rıza göstermesini, o terör devletinin orada kurulmasını istediler. Bir taraftan DEAŞ ile mücadele eden Türkiye, bir taraftan FETÖ ile mücadele eden Türkiye, bir taraftan da aynı şekilde Afrin’den terör örgütünü oradan tasfiye etmek istedi.

Bizi karanlıkta bırakmak istediler. Amerika ‘Mühimmatlarımı vermiyorum’, Almanya ‘Tanklarımı kullanamazsın’, Kanada ‘Ben kameralarımı vermiyorum, vermeyeceğim’ dedi. Zannettiler ki biz buradan çıkamayacağız. Sizin çocuklarınız, bu ülkenin Türk mühendisleri, bizim evlatlarımız, Amerika’ya, Avrupa’ya, Kanada’ya inat bir şekilde, Mehmetçiğimiz Afrin’e girer girmez, onlar da ambargoyu koyar koymaz, 1,5 ayda onların bize vermediklerini ürettiler, ay-yıldızlı mührü de böğrüne vurdular.”

“SAVUNMA SANAYİSİNDE YÜZDE 20’DEN YÜZDE 80’E GELDİK”

Türkiye’nin eski Türkiye olmadığına dikkati çeken Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Savunma sanayisinde yüzde 20’den yüzde 80’e geldik. Çıldırıyorlar. Niçin? Kendi otomobilimizi yapıyoruz, Gabar’da petrol buluyoruz, Bingöl’de demir cevheri çıkarıyoruz, Bilecik’te altın madeni buluyoruz, çıldırıyorlar. Sakarya’da Karadeniz Gaz Sahası’nda gaz çıktığını gördükten sonra ‘Biz bu Türkiye’yi nasıl durduracağız?’ diye dövünüyorlar, çıldırıyorlar, sapıtıyorlar. Size bir şey söylemek istiyorum. Şuraya bakıyorum, buradaki hanımefendiler, beyefendiler, siz tarihin döngüsünü değiştiriyorsunuz. Biz 600 yıl boyunca hakkı ve adaleti dünyanın her noktasına götürmeye çalıştık. Şimdi Afrika’ya bile gitseniz bizim vatandaşımızı sevgiyle kucaklıyorlar. Balkanlar’da Anadolu’nun kokusu duyuluyor. Orta Doğu, Orta Asya öyle… Her tarafımızda bu millete ait sevgi hali söz konusu. Ecdadımız bize kötü bir miras bırakmadı. Biz dönüp ecdadımıza dua ediyoruz. 100 yıl sonra gelecek nesillerimiz dönecek ‘Tayyip Erdoğan ve arkadaşları Türkiye’ye öyle bir iyilik yaptı ki Allah onlardan razı olsun’ diye dua edecekler.”

“29 EKİM’DE DAĞLARDA BİR TEK TERÖRİST KALMAYACAK”

Soylu, Amanoslar’da terörü temizlemenin çok zor bir iş olduğunu vurgulayarak, “Amanoslar’da ağaçlar iğne yapraklıdır, görebilmek de mümkün değildir. Görürsünüz, kaybedersiniz. Allah’a şükür Afrin’e girdik ya ilk önce o bölge temizlendi, ardından bugün Hatay’dan Adıyaman’a kadar Amanoslar’da bir tek terörist yok” dedi.

Cudi’de, Tendürek’te terörist olmadığını aktaran Soylu, “Bir kardeşiniz, evladınız, Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşı, bu büyük mücadeleyi milletimizin ve sizin iradenize dayanarak gerçekleştiren evlatlarınız olarak söylüyorum. 29 Ekim 2023 tarihinde bu ülkenin dağlarında bir tek terörist kalmayacak” ifadelerini kullandı.

Doğu ve Güneydoğu’daki tüm vatandaşları terörün baskısından kurtaracaklarını vurgulayan Soylu, “Barışı da huzuru da kardeşliği de bu millet getirecek” diye konuştu.

“TÜRKİYE YÜZYILI BÜYÜK BİR YÜRÜYÜŞ, MÜCADELENİN BAŞLANGICIDIR”

Soylu, Türkiye’nin yolculuğuna yeni başladığını işaret ederek, “Türkiye Yüzyılı sadece bizim 14 Mayıs’ta inşallah yapılacak seçimle ilgili bir sloganın adı değildir. Türkiye Yüzyılı büyük bir yürüyüş, mücadelenin başlangıcıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehir hastaneleriyle ilgili millete verdiği sözü tuttuğunu belirten Soylu, kabine toplantısındaki bir olayı şöyle anlattı:

“Şimdi altılı masada bulunanlardan bir tanesi kabinede masanın etrafında otururken Sayın Cumhurbaşkanı’mıza çok bilmiş edasıyla ‘Bu şehir hastaneleri zarar eder, bunlar büyük, yönetilemez, bunların dünyada hiçbir yerde karşılığı yok’ dedi. Sanki ömrü boyunca şehir hastanesi yönetmiş de öyle konuşuyor. Senin karşında dünyanın lideri var. Konuşurken bir kere edepli, ölçülü konuş. Tayyip Erdoğan dedi ki ‘Ben milletime şehir hastaneleri konusunda söz verdim, bunun durdurulmasına müsaade etmem. Bunları yaptıracağım ve siz de bunun nasıl işlediğini göreceksiniz’. Amerika, Avrupa pandemi krizinde hastalarını bahçelerden içeriye alamazken, yaşlılarını ölüme terk ederken şu kadroların iradesiyle gerçekleşen şehir hastaneleri vatandaşına birinci sınıf, 5 yıldızlı otel hizmeti verdi. Bizim getirdiğimiz, gelinen Türkiye budur. O sözleri söyleyenler de bugün husumetlerinden dolayı ne yapacaklarının farkında bile değil. Ülkesi için her türlü riski alan, bütün gayretleri ortaya koyan, ülkesinin bir tek insanını karşı karşıya kaldığı yabancı muhataplarına mahcup etmeyen bir Tayyip Erdoğan, ortaya koyduğu iradeyle göreceksiniz bu ülkeye 2023’ten sonra da Türkiye Yüzyılı’nda çok büyük bir yürüyüşü devam ettirecektir.”

“BÜTÜN ŞER CEPHESİ KARŞIMIZDALAR”

Katılımcılara “14 Mayıs’taki seçimlere hazır mısınız?” diye soran ve “Evet” cevabını alan Soylu, “Biz tepenin üstüne getirdik, hepsi karşımızdalar. Bütün şer cephesi karşımızdalar. Yalanlarla, dolanlarla, entrikalarla karşımızdalar. Tayyip Erdoğan’a, Cumhur İttifakı’na, Türkiye’nin birliğine ve beraberliğine tahammül edemiyorlar.” dedi.

Soylu, Erdoğan’ın sadece Türkiye için değil dünya için önemli olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Tayyip Erdoğan sadece Türkiye için değil dünyada ümmet, insanlık için büyük bir fırsattır. İlk kez dünya böyle bir fırsatla karşı karşıyadır. Bugün Afganistan’dan Pakistan’a, etrafımızdaki coğrafyadan dünyada mazlum ve mağdur milletlere kadar herkesin baktığı coğrafya Anadolu coğrafyasıdır, bu büyük ve asil millettir. İlk kez böyle bir liderle gidiyoruz. 20 yıldır dünyayı avcunun içi gibi bilen ama hiçbir ilkesinden, inancından vazgeçmeden yarınlara, milletine itimat ederek ‘Ben sadece milletin, Allah’ın önünde eğilirim’ diyerek yürüyen bir liderle yürüyoruz.”

“GÖRECEKSİNİZ BU YOLCULUK DEVAM EDECEK”

Herkesten çok çalışıp, birlik içerisinde olmaları gerektiğini anlatan Soylu, şunları kaydetti:

“Eğer ‘şunun buyu, bunun şunu vardı’ dersek 100 yıl sonra gelecek nesil bize dua etmez. Derler ki ‘Tayyip Erdoğan gibi büyük bir fırsatları vardı yazıklar olsun onlara kaçırdılar bu fırsatı.’ Böyle bir anlayışla karşı karşıya kalmayalım. Onun için birlik ve beraberlik içerisinde, birbirimize destek olalım. Allah’ın izniyle 14 Mayıs akşamı seçim sonuçları açıklandığında göreceksiniz o Amerika’nın, Avrupa’nın bütün liderleri sıraya girecekler, ‘Biz de Tayyip Erdoğan ile konuşabilir, tebrik edebilir miyiz?’ diyecekler. Bunu göreceksiniz. Amerika, Almanya, İngiltere bizden zengin ama Rusya-Ukrayna arasındaki savaşa girmeye cesaretleri de itibarları da yok. İtibar Tayyip Erdoğan’ın ve Türkiye’nin var. Onun için tahıl krizi çözülüyor. Göreceksiniz bu yolculuk devam edecek. Allah, Ayasofya’yı açanları bereketiyle ve rahmetiyle donatacaktır.”

Soylu, Adana’nın tarihi bir seçim sonucu alacağını vurgulayarak, “Kılıçdaroğlu üzülecekmiş. Onu Cumhuriyet Halk Partililer düşünsün. Onlara Kılıçdaroğlu düştü, bizim liderimiz Recep Tayyip Erdoğan. Onlar düşünsün” dedi.

“14 Mayıs’ta ‘Yeter söz milletindir’ demeye, Türkiye Yüzyılı’nı başlatmaya var mısınız?” diye soran ve “Evet” yanıtını alan Soylu, “Allah sizden razı olsun, bizi size mahcup etmesin” ifadesini kullandı.