İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anayasa değişikliği teklifi görüşmeleri sırasında Meclis kürsüsünün işgal edilmesine ilişkin, “Kürsü işgal etmek, ‘Biz buradan çıkmayız’ demek, demokrasiye, hukuk devletine ve içinde bulunulan TBMM çatısına yapılabilecek en büyük yanlıştır ve bu doğru değildir. Bunu tahrik etmek ve bu fikri TBMM’ye sokmaya çalışmak da çok net tabirle söylüyorum ki TBMM’nin, demokrasinin, millet anlamının ruhunu bilmeyenler tarafından gerçekleştirilen olayın ta kendisidir.” dedi.
Soylu, Türk İdareciler Derneğince, Vali Galip Demirel Vilayetler Evi’nde düzenlenen “İdareciler Günü Kutlama Programı”nda konuştu.
Anadolu’da valinin, kaymakamın, idarecilerin “dünyadaki bütün haksızlıkların karşısında duran kişi” olarak görüldüğünü, devlet ile millet arasındaki en güçlü gönül bağının idarecilerle kurulduğunu belirten Soylu, “Kaymakam, vali eşittir devlet. Eğer sizin yüzünüz asıksa deletin yüzü asık, eğer siz güçlüyseniz devlet güçlü, eğer siz adilseniz devlet adil, eğer siz merhametliyseniz devlet merhametli.” diye konuştu.
Türkiye’nin 21. yüzyıla iyi bir başlangıç yaptığını, altyapı sorunlarının çözüldüğünü, ekonominin kırılgan yapısının tamir edildiğini, mega projelere imza atıldığını, 2023, 2053 ve 2071 için hedefler konulduğunu hatırlatan Soylu, Türkiye’nin, terör ve göç gibi küresel sorunlarla karşı karşıya kalan dünyada çatışmaların doğrudan sınır komşusu ve muhatabı olduğunu ifade etti.
Soylu, hassas bir dönemden geçildiğinin altını çizerek, kendisini dinleyenlere şöyle seslendi:
“Yaşanan terör hadiseleri ve bunun gibi meselelerle sakın moralinizi bozmayın ve milletin moralinin bozulmasına da müsaade etmeyin. Türkiye bu hadiseleri mutlaka aşacaktır, hem de yakın bir gelecekte aşacaktır. Hem Ortadoğu hem de Türkiye’de terör bitirilecek ve bu coğrafyaya barış, huzur, kardeşlik ve bu medeniyetin bütün değerleri dün olduğu gibi bugün de yarın da hakim olacaktır. Bunun emareleri görülmeye, adımları atılmaya, istişare mekanizmaları işletilmeye başlatılmıştır. Kim, hangi insanlık dışı iradeyi ortaya koymaya çalışırsa çalışsın, Doğu ve Güneydoğu’nun yaylalarında hep birlikte piknik yapmak, oradaki şehirlerde üretimi, esnafın canlılığını, çocukların parklardaki oyunlarını izlemek ve onlarla beraber oynamak, coşmak, günümüzü gün etmek elbette ki bu ülke için her zaman varolagelmiştir ve varolagelecektir. Bu ülkenin Doğusu ve Batısıyla bin yıllık kardeşliğimizi geleceğe taşıyacak ve bu kadim medeniyet coğrafyasında zenginlik, barış içerisinde hep beraber yaşayacağız.”
“Türkiye’nin yolu açık”
Son günlerde biraz daha yoğun Güneydoğu’ya gittiğini, geçici belediye başkanı olarak görevlendirilen kaymakamların ne kadar dürüst, düzgün, işine sadık, memleket sever, vizyoner, stratejik ve halkla iç içe bir anlayış içerisinde hizmetlerini yaptığını gördüğünü anlatan Soylu, bu ziyaretlerde kaymakamlarla, valilerle, vali yardımcılarıyla güvenlik toplantıları yaptıklarını, arkalarında emin, güvenilir, milleti ve devleti emanet ettikleri bir anlayışı bırakarak Ankara’ya döndüklerini söyledi.
Süleyman Soylu, bu fedakarlıkları, cesaretleri, kabiliyetleri bakanlarla, Başbakanla, Cumhurbaşkanıyla paylaştığını ifade etti.
Dalgalandırılan bayrağın, büyük bir medeniyetin, Fatih’in, Yavuz’un, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin, bugünün ve yarının bayrağı olduğunu vurgulayan Soylu, bu yüzden dolayı Türkiye’nin yolunun açık olduğunu dile getirdi.
Soylu, idarecilerin, vatandaşlara gösterecekleri güler yüzle milleti umutsuzluğa değil, geleceğe dair adım atmaya teşvik edeceklerini belirtti.
“Kahramanlık hikayelerinin bir sebebi var”
Mardin’in Derik ilçesinde bir okulun temel atma törenine katıldığını hatırlatan Soylu, burada insanların sıcaklığını gördüğünü, bunun, insanının ve medeniyetinin kıymetini bilen şehit Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk’e ait olduğunu söyledi. Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dikkat edin, son zamanlarda bir şeyler oluyor, 15 Temmuz oluyor, Ömer Halisdemir adında bir kahraman çıkıyor. Özel harekat polisi olabilmek için 295 bin kişi başvuruyor. Acaba nedir bunun sebebi? Elbetteki Ömer Halisdemir’in ve Ömer Halisdemirlerin bunda büyük payı vardır. Yine Muhammet Fatih Safitürk, bir vatan evladı. Kaymakamlık mesleğini, bizim gelecek neslimizin gözünde çok daha farklı bir noktaya koyan, millet, vatan sevgisini onla yoğuran bir anlayışı gerçekleştiriyor. Yine İzmir’de alçak kurşunları vatandaşımızı, hakim ve savcıları, adliyeyi, adalet binasını, yargıyı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin anlayışını ve namusunu hedef almasın diye peşinden koşan, onu durdurmaya çalışan, kendisini hedef eden ama hiçbir kere adımlarından vazgeçmeyen, teröristin hedeflerini şaşırtan ve ona ait ailesine, çoluğuna çocuğuna, hayatına veda edebileceği duygusunu hiçbir zaman kendisinden sakınmayan Fethi Sekin kardeşimiz.”
Soylu, bugün tekrarlanan millet, vatan, bayrak ve kardeşlik duygularının kahramanlık hikayelerinde milyonlarca tekrarlandığını, bunun bir tesadüf olmadığını ifade ederek, “Bu kahramanlık hikayelerinin bir sebebi var. Türkiye yeniden kendi anlayışla özgür, hür ve bağımsız bir şekilde bu kahramanların üzerinde Cumhuriyetini, demokrasisini ve hukuk devletini yarına taşıma konusundaki iradesini kararlılıkla sergilemektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
“15 Temmuz büyük bir ders vermiştir”
“Gelecek nesiller, geçmişteki hassasiyetleri, gelenek ve görenekleri yaşamayacak mı?” diye endişeler taşındığına dikkati çeken İçişleri Bakanı Soylu, şöyle konuştu:
“Bugün net bir şekilde söyleyebiliriz, 15 Temmuz hepimize büyük bir ders vermiştir. O çocukların annelerinin, ‘Ne olursun çıkma’ denmesine rağmen, ay yıldızlı bayraklarıyla bu milletin hürriyetine, istiklaline, demokrasisine, hukuk devletine sahip çıkma anlayışına hep birlikte bu dünyada şahit olduk. Bazen şöyle zannediyoruz, medeniyetimizi, tarihimizi, kültürümüzü, geleneğimizi, ananemizi yok sayıyoruz. Oysa güçlü bir medeniyet içindeyiz. Her cami minaresine verilen emeğin bugün insanımızın karakterinde büyük bir etki oluşturduğunu unutuyoruz.”
Görev tanımlamalarıyla kendini sınırlayan, devraldığı gibi teslim etmeyi yeterli gören bir anlayışın Türkiye için yeterli olmadığının altını çizen Soylu, “Bize, görev tanımının üstünde sorumluluklar alabilen, hukuk içerisinde kalan, gittiği ilçeyi ya da ili devraldığından çok daha iyi noktalara taşımanın hesabını yapan arkadaşlar gerekmektedir.” dedi.
CHP’lilerin kürsüyü işgal etmesi
Bakan Soylu, TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinde CHP’lilerin kürsüyü işgal etmesine değinerek, şunları kaydetti:
“Dün akşam Anayasa değişikliğiyle ilgili Meclis’te hiç şık olmayan, hiç demokrasimize yakışmayan bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Her türlü sözü söyleyebilirsiniz, her türlü eleştiriyi de ortaya koyabilirsiniz, her türlü eleştiriyi hem de acımasız şekilde paylaşabilirsiniz, bu yapılmıyor değil. Bu demokrasilerde tamamen yapılıyor ve gerçekleştiriliyor. Ama demokrasinin hazzetmediği, haketmediği bir tek şey vardır ki şiddet. Şiddet kabul edilemez ve demokrasiye hiçbir şekilde yakışmayacak bir tavırdır. Sorumsuzlukla beraber insanları tahrik etmek, insanları şiddete sevk etmek TBMM çatısı altında kabul edilemez bir durumdur. Burada milletvekillerimiz, bakanlarımız var, bu doğru bir davranış ve yaklaşım değildir. Anayasa ile ilgili değişikliklere karşı çıkabilir, eleştirebilirsiniz, televizyonlarda, halk nezdinde, kıraathanelerde, parti toplantılarında bunu istediğiniz derecede yapabilme kabiliyetinize sözle sahipsiniz, bizim görevimiz budur. Bizim görevimiz fiili bir olay, şiddet ortaya koymak değildir.”
Yapılmak istenenlerin, kanun ve hukuk çerçevesinde gerçekleştirilebileceğini belirten Süleyman Soylu, “Kürsü işgal etmek, ‘Biz buradan çıkmayız’ demek, demokrasiye, hukuk devletine ve içinde bulunulan TBMM çatısına yapılabilecek en büyük yanlıştır ve bu doğru değildir. Bunu tahrik etmek ve bu fikri TBMM’ye sokmaya çalışmak da çok net tabirle söylüyorum ki TBMM’nin, demokrasinin, millet anlamının ruhunu bilmeyenler tarafından gerçekleştirilen olayın ta kendisidir.” diye konuştu.
Soylu, bir arkadaşlarının ameliyata alındığı, şiddete uğradığı bir tabloyu kabul etmelerinin mümkün olmadığına işaret ederek, “TBMM’yi şiddete sevk ederek, esas itibarıyla yapılmak isteneni engellemeye çalışmak da beyhude bir çabadır. Bunu da kimsenin kabul edebilmesi mümkün değildir. Ak ile karanın bugün çok daha net belli olduğu, kimin memlekete ait hukuk devleti ve hukuk normları üzerinden adım atmaya çalıştığı, kimin ise şiddete sığınarak bu ülkenin yarınlarını karalamaya çalıştığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu demokrasi adına yanlıştır, bu TBMM’nin muteber şahsı adına yanlıştır. Ve bu ne ülkemiz ne milletimiz ne de ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’ lafzıyla kendini bezemiş TBMM’ye yakışır bir durumdur.” ifadesini kullandı.
Şehit kaymakamın eşine ödül
İçişleri Bakanı Soylu, demokrasi ve hukuk devletinin gereğini yerine getirerek, TBMM’nin takdiri doğrultusunda çalışmaları gerçekleştireceklerini söyledi.
Konuşmanın ardından Soylu, Türk İdareciler Derneği Genel Başkanı Saffet Arıkan Bedük ile çalışmalarında başarılı bulunan idarecilere ödül verdi.
Programda, terör saldırısında şehit düşen Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk adına eşi Ayşegül Safitürk’e de ödül verildi. Programa oğlu Asım Eren Safitürk ile gelen Ayşegül Safitürk, ödülü alırken gözyaşlarına hakim olamadı.