İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU: JANDARMA PERSONELİ ANAYASAL OLARAK OY KULLANMA HAKKINA SAHİPTİR
İçişleri Bakanı Soylu, “jandarma Foça’daki eğitiminde de diğer yerlerdeki eğitiminde de askeri öğrenci olmadığı için anayasal olarak oy kullanma hakkına sahiptir.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Jandarma bir kolluk kuvvetidir. Polis nasıl kendine ait yetişirken de oy kullanma hakkına sahipse, jandarma Foça’daki eğitiminde de diğer yerlerdeki eğitiminde de askeri öğrenci olmadığı için, kolluk kuvveti olduğu için anayasa, yasalar, kanunlar, ilkeler bunu böyle değerlendirdiği için anayasal olarak oy kullanma hakkına sahiptir.” dedi.
Bakan Soylu, Gölbaşı Vilayetlerevi’nde gerçekleştirilen “Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı”na katıldı.
Bazılarının sürekli seçim güveninilirliğini tartışmaya açtığına işaret eden Soylu, bir gazetenin bugün manşetinden verdiği haberi ve gazete yazarını eleştirdi.
Gazetenin manşetten verdiği haberin başlığını okuyan Soylu, şunları kaydetti:
“Jandarma bir kolluk kuvvetidir. Polis nasıl kendine ait yetişirken de oy kullanma hakkına sahipse, jandarma Foça’daki eğitiminde de diğer yerlerdeki eğitiminde de askeri öğrenci olmadığı için, kolluk kuvveti olduğu için anayasa, yasalar, kanunlar, ilkeler bunu böyle değerlendirdiği için anayasal olarak oy kullanma hakkına sahiptir. Buraya dönem dönem insanlar gider, burada eğitim görürler, bunlar kursiyerdirler ondan sonra görev birliklerine dönerler.”
2017’de 17 milyon, 2018’de 16 milyon 900 bin civarında vatandaşın ikamet yerini değiştirdiğini ifade eden Soylu, “24 Haziran seçimlerinde orada kurs gördükleri için kendi vatandaşlık haklarını orada bir kısmı kullanmıştır, bir kısmı kendi memleketine gitmiştir.” diye konuştu.
“YSK Başkanı birçok meseleyle ilgili açıklama yaptı”
Dün, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven’in birçok meseleye ilişkin açıklama yaptığını hatırlatan Soylu, “İtirazlara ilişkin yapılan işlemleri, beyan edilen yerde oturmadığı tespit edilen ve kaydı dondurulan seçmen sayısının 56 bin 495 kişi olduğunu, listelerde ölü olduğu halde çeşitli sebeplerle kayıttan düşülmemiş 6 bin kişinin tespit edilip kayıttan düşüldüğünü ve daha pek çok detayı kamuoyuyla paylaştılar.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“Her seçimde aynı şeyleri yaşıyoruz. Seçim öncesinde aynı iddialar, oluşturulmaya çalışılan bir güvensizlik, gerginlik, daha seçim olmadan bir şeylerin yolunda gitmeyeceği havası ve seçim akşamı büyük bir sessizlik. Geçen seçimde yapılan çağrıları ve seçim akşamı gelen itirafları hiçbirimiz unutmadık, hala kulaklarımızda. 2014 seçimlerinde siyasi partiler kendi içlerindeki bilişim sistemlerine kendilerinin kusur bulmasını, sonra bunların yalanlanmasını ben unutmadım. Eğer bu yerel seçimlerde de kafalarında aynı şaibe senaryoları varsa, rica ediyorum sisteme gölge etmesinler.”
“Seçim Koordinasyon Komisyonu’ oluşturduk”
Süleyman Soylu, yerel seçimlerde alınacak “seçim güvenliği önlemleri” noktasında şu bilgileri paylaştı:
“İçişleri Bakanlığı olarak öncelikle seçim güvenliğinin yönetimi noktasında etkin bir koordinasyon ve iletişim yapısı kurmaya odaklandık. Seçimin tüm süreçlerini koordinasyon içinde takip etmek ve herhangi bir aksaklığa meydan vermemek için Bakanlık merkezimizde bir bakan yardımcımızın başkanlığında ‘Seçim Koordinasyon Komisyonu’ oluşturduk. Bu komisyona her ildeki GAMER bünyesinde bir vali yardımcısı başkanlığında oluşturulacak olan ‘Seçim Koordinasyonu Merkezleri’ tarafından bilgi akışı sağlanacaktır. Bunun yanı sıra emniyet ve jandarma birimlerimizde merkez ve illerde olmak üzere yine seçim koordinasyonu merkezleri oluşturduk. Bu merkezlerde toplam 6 bin 939 personel görevlendirdik ve bu personelin tamamına eğitim verdik.”
“Propaganda hakkının ihlali” gibi bir iddiaya mahal verilmeyecektir”
Seçim güvenliğini, “kampanya dönemi güvenliği”, “seçim günü güvenliği” ve “oyların sayılma güvenliği” olmak üzere üç ana başlıkta ele aldıklarını anlatan Bakan Soylu, şunları söyledi:
“Kampanya dönemindeki güvenlik önlemlerini planlarken birinci önceliğimiz ifade özgürlüğüdür. Yani güvenlik gerekçesiyle ifade özgürlüğünün önüne geçilmemesine, öte yandan bir hukuksuzluğa veya güvenlik ihlaline de müsaade etmemeye azami gayret gösterilecektir. Stant açma, toplantı ve gösteri yapmayla ilgili prosedür, yasal çerçeve elbetteki belirlenmiştir.
Bu kurallara herkesin riayet etmesi, parti ve bağımsız adayların gerekli izinlerin alınmasında hassasiyet göstermesi bizlerin işlerini kolaylaştıracaktır. Stantların güvenliğine de ayrıca dikkat etmek lazım. Kanuna aykırı veya izinsiz olarak bir stant açılmış da müdahale ediliyorsa, buradaki eksikliği belgelemeye, eksikliklerin tutanakla kayıt altına alınmasına, gerekirse videoyla belgelemeye özen gösterilecektir. Hiçbir şekilde ‘propaganda hakkının ihlali’ gibi bir iddiaya mahal vermemeye gayret edilecektir.”
“55 seçim olayından 29’u muhtar adayları arasında”
Süleyman Soylu, özellikle muhtarlık seçimlerinde, muhtarların son dönemde özlük haklarında yapılan iyileştirmelerin de etkisiyle rekabetin biraz daha arttığını söyledi.
Şu ana kadar yaşanan 55 seçim olayından 29’unun muhtar adayları arasında cereyan ettiğine dikkati çeken Soylu, bu noktada tedbirlerlerini artırdıklarını, muhtar dernekleriyle adaylar arasındaki gerginliği azaltmaya dönük bir toplantı tertip edileceğini dile getirdi.
Kampanya döneminde, özellikle miting alanlarında geçen seçimde de uyguladıkları üçüncü göz uygulamasına devam edileceğini açıklayan Soylu, şöyle konuştu:
“Böylece ekip olarak alanı daha geniş bir bakışla takip etme imkanı buluyoruz. Sahadaki güvenlik önlemlerimizin yanı sıra seçime yönelik siber güvenlik çalışmalarımız da aynı şekilde devam edecektir. Hem banka, kamu kurumları gibi diğer yerlere yönelik dijital saldırıları engellemek hem de sosyal medyanın seçim güvenliğine gölge düşürecek, provoke edecek şekilde kullanılmasını önlemek için ‘bilişim suçlarıyla mücadele ekipleri’ oluşturulmuştur.”
“Kadın nezarethaneye girdiği anda ona bir bone veriyoruz”
Nezarethaneye alınan bir kişinin başının zorla açıldığı iddiaları ile ilgili gazete ve internet sitelerinde çıkan habere ilişkin ise Soylu, şu açıklamayı yaptı:
“Biz bir tedbir alıyoruz. Nezarethaneye bir kadın veya bir erkek girdiği zaman biz hiçbir şey tutmuyoruz. Kadın meselesi biraz daha hassas bir mesele. Kadınlara bu konuda ayrı bir nezarethaneye koyuyoruz. Başörtüleri konusunda bir tasarruf yapmak durumundayız. Başörtülerini alıyoruz, orada hiçbir erkek personel olmuyor. Kadın nezarethaneye girdiği andan itibaren onun başına bir bone veriyoruz.”
Netice itibarıyla kadınların nezarethanede başını örtmeyle ilgili bir sorunları olmadığını belirten Soylu, bu tedbirleri almak durumunda olduklarına dikkati çekti. Soylu, “Bizim almamız gereken bir tedbir. Almayalım sonucuna hep beraber katlanalım. Bu da bu sefer bize sorulacaktır.” dedi.
Seçim güvenlik tedbirlerinin ikinci kısmınının “seçim günü tedbirleri” oluşturduğuna işaret eden Soylu, “Son 6 yılın seçim olayları incelendiğinde toplam olay sayısının özellikle seçim günü yoğunlaştığı görülmektedir. Yine son 6 seçim incelendiğinde olay sayısının mahalli idareler seçimlerinde nispeten arttığı görülmektedir. Bu itibarla seçim günü sahil güvenlik personelimiz dahil olmak üzere 553 bin kolluk personelimiz hepsi görev başında olacak. Yine aynı şekilde helikopter, insansız hava aracı, ‘drone’larla seçim gününün güvenliğine azami özen gösterilecektir.” değerlendirmesini yaptı.
“Oy sayım güvenliği noktasında da tedbirlerimiz olacak”
Sandık çevresinde herhangi bir şiddet, tehdit, zor kullanma gibi bir olay meydana geldiğinde Sandık Kurulu Başkan ve üyelerinden birinin çağrısıyla görevli kolluk birimlerinin olay yerine intikal edeceğini ve gerekli yasal işlemlerin yapılacağını belirten Soylu, şunları söyledi:
“Seçim günüyle bağlı olarak oy sayım güvenliği noktasında da tedbirlerimiz söz konusudur. Hatta oy sayımı güvenliğine seçim gününden de önce başlamak lazım. Mesela kurgu ve manipülasyon yapmak için seçim öncesinde oy kullanılacak mekanlarda video çekimi yapanlar olabilir. Bu videoları seçim sonrasında sanki seçim sırasında yaşanmış bir hadise gibi servis etmeye çalışabilirler. Aynı şekilde şehir çöplüklerinde benzer organizasyonlar içinde olan kişiler olabilir. Dolayısıyla bu tür şüpheli hareketlerin hep takip edilmesi gerekir.”