İçişleri Bakanı Soylu: HDP’yi şımartan CHP’dir

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kadıköy’de bir binada 3 kişinin yaşamını yitirdiği patlama ile ilgili olarak son bilgileri paylaştı ve “Şu ana kadar terör bağlantısı göremedik. Soruşturma yürütülüyor. 30’a yakın kişinin ifadesi alındı” dedi. Soylu, “1959 doğumlu M.K., yakınlarının ve akrabalarının şizofren hastası olduğunu söyledikleri biri. Evinde bir sanki kurusıkından bozma bir tabanca da bulundu. Elektriğe çok meraklı, evinin her yerinde elektrik aksamı olan bir kişiden bahsediyoruz” dedi.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nde basın toplantısı düzenleyen Bakan Soylu, polis intiharlarıyla ilgili olarak da “1 Ocak- 10 Ekim tarihleri arasındaki dönemler kıyaslandığında 2016 yılındaki söz konusu vakaların sayısı 51, 2022’de ise 44 olmuştur. Yani toplam personel sayımız arttığı halde, bu vakalarda azalış yaşanmıştır. Tam yıl olarak kıyaslarsak da 2016’da vaka sayısı 63, 2020 yılında vaka sayısı 39’dur. Burada sadece 2021 yılında pandemi sonrasında vaka sayılarında bir artış yaşanmış, diğer yıllardan ayrı olarak 2021 yılının tamamında 89 vaka görülmüştür. 2021 yılının 01 Ocak-10 Ekim dönemi vaka sayısı 70, bu yıl ise 44’dür. Yani burada da bir azalma, önceki yılların seviyesine dönüş söz konusudur. Bu olayların sebeplerine baktığımızda 2021 ve 2022 olaylarında, ilk sırada evlilik çatışmaları ve ailevi sebepler olduğunu görüyoruz. Geçen yıl ve bu yıl toplam 133 vakanın 30’u, evlilik ve ailevi sebeplerden kaynaklanmıştır. İkinci sıradaki sebep, ekonomi sebeplerdir, 39 vaka da bu şekildedir. Buradaki ekonomik sebeplerin detayında ise kripto para ve sanal bahis ve bunlara bağlı kayıplar, göze çarpmaktadır. Dördüncü sebep, psikiyatrik rahatsızlıklardır, bunun sayısı 17’dir. Beşinci sebep duygusal sebeplerdir, yani karşı cins tarafından reddedilme, ilişkinin yürümemesi gibi konulardır. Burada da toplam 9 vaka vardır” ifadelerini kullandı. 

Bakan Soylu’nun açıklamalarından önemli satırbaşları şöyle:

3600 meselesini dillerinde pelesenk ettiler, aynı zamanda ardından promosyon meselelerini gündeme getirdiler. Bir tarafta polisin uygulamasından şikayet ettiler, bir taraftan da bir fitneyi gerçekleştirmek üzere bir anlayış gerçekleştirmiş oldular. FETÖ çıkartıyor çünkü yıllarca polis teşkilatına elini sokup oradan istediği sonuca ulaşmak için bir çabası oldu. 15 Temmuz’dan sonra bu tamamen elinden alınınca yapmak istediği bir takım olaylar üzerinden bunu sağlayabilir miyim? Bunun yandaşları kim; bazı sol müptezeller, FETÖ’cü müptezeller, terör örgütü mensupları…

FETÖ TARAFINDAN BAŞLAYAN VE HEPİMİZİ ÜZEN BU OLAYI FARKLI BİR TARAFA ÇEKMEK İÇİN ÇABAYI GÖRÜYORUM

Buradaki senaryo çok net ve açık. Son olarak da polis teşkilatıyla ilgili, intiharlarla ilgili FETÖ kanalları, yurtdışına kaçmış örgüt müptezelleri, kendisine sol diyen yine müptezeller, bunların tamamı bir süreci ortaya koyuyor. Oradan alıyor, TBMM altında bunlar dillendirilmeye çalışılıyor. Burada hedef çok nettir. Türkiye’nin huzur ve güvenini temin etmeye çalışan polisin konsantrasyonunu bozmak, yıpratmak, onu kendi işinin odağından ayırmak. Burada şunu ifade etmem gerekir. Polis teşkilatı elbette büyüklük açısından önemli bir noktada. En son intihar meselesi var. Bu Polis Intiharları meselesinde FETÖ tarafından başlayan ve hepimizi üzen bu olayı farklı bir tarafa çekmek için çabayı görüyorum. Bu meselede bunu gerek konvansiyonel medya üzerinden gerek sosyal medya üzerinden sürekli olarak gündemde tutmak ve polis teşkilatını bunun üzerinden baskılama yöntemini bir strateji, asimetrik bir hamle olarak gördüğümü ifade etmeliyim.

3 AYRI ÇALIŞMA HAZIRLATTIK

2016 yılında da İçişleri Bakanlığı’na geldiğimizde bu olayla karşı karşıyayız. 2016 yılından itibaren bu olayı görünce normal vatandaşımızın intihar sayısından daha yüksek bir intihar sayısını görünce 3 ayrı çalışma hazırlattık. Raporları da burada. Biz bu konuda hangi tedbirleri almalıyız? Bunun sebepleri nelerdir? Dünya ne yapmış? Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bunun Türkiye’ye özgü bir takım sebepleri ve tedbirleri var mı? Biz bu çalışmaların hepsine teker teker baktık. Şu anda 11 aydır yürüyen bir bilim kurulu da oluşturduk ve çalışmayı sürekli olarak yapıyoruz. Biz bir aileyiz, polis ailesi. Elbette ki ailenin kendi adına yaşadığı heyecanlar, sorunlar, mutluluklar, iyi, sıkıntılı günler olacaktır. Biz bu ailenin sadece işinden istifade edelim, görevlerini yapsınlar sonrasına karışmayalım şeklinde bir yaklaşımımız olamaz.

Bütün bu konudaki süreci Emniyet Genel Müdürümüz, Teftiş Kurulu Başkanımız, ilgili sağlık ve sosyal hizmetler başkanlığımız ile yürütmeye gayret gösterdik. Bu tip bir sorun bile bizim için fazladır. 1 polisimizin bile intihara teşebbüsü bizim için fazladır. Bu sorunların üzerine gitmek bizim temel görevimizdir. Fransa’da özellikle polislerin yüz binde 34,92’dir. Yani Portekiz’de intihar yüz binde 19,54, Avustralya’da yüz binde 16,9, İngiltere’de yüz binde 16,44, ABD’de yüz binde 16, Türkiye’de ise yüz binde 15,17. Diğer ülkeler de var. Bu bizim kıyas yapabileceğimiz ülkeler. Türkiye’de bu yüz binde rakamına göre polis intiharları rakamı nedir? İntihar eden personel sayısı 51, 1 Ocak-10 Ekim arası. İntihar bindelik oranda binde 19. 267 bin 155 personel, intiharın bindelik oranı yüz binde 23. Bu bizde böyleyken Fransa’da ise yüz binde 39 civarındaymış. 2017’de bu rakam yüz binde 58, 2018’de 41, 2019’da 47, 2020’de yüz binde 39, 2021’de 89. 2022’de ise şu anda 44.

İNTİHAR SEBEPLERİ NELER?

Özellikle bir konuyu ifade etmek isterim; teşebbüs ne kadar iddia ne kadar ve bunun Türkiye ortalaması ne kadar? Türkiye’de meydana gelen intihar teşebbüs olayları yüzde binde 58’den yüz binde 46’ya kadar gidiyor. Polisimizdeki intihar teşebbüsü kaç? Yüz binde 40’larla yüz binde 30’lar arasında. Bu yıl itibariyle yüz binde 24 civarında. Peki, intihara teşebbüs ayrı bir de intihar ayrı. Elinde silah olduğu için bunu gerçekleştirebilme oranı çok daha yüksek. İntihar sebepleri neler? Aile olarak biz olayın her yönüyle ilgilenmekle mükellefiz. Her olaydan sonra bizim yaptığımız ilk önce teftiş kurulumuzun özellikle intihar konusundaki bir vesileyle nedenlerini burada değerlendirmek. Bu nedenlere baktığımız zaman 1. evlilik çatışmaları ve ailevi sebepler, yüzde 22,5. 4’te 1’i ailevi meselelerden kaynaklanıyor. Son 2-3 yılda sanal bahis, şans oyunları ve kripto para konusunda yüzde 29,3.

DÜZENLİ BİREYSEL GÖRÜŞMELER ZORUNLU

Bütün birimlere bu konularda çalışan arkadaşlarımızın dikkatli olması hususunu ortaya koyduk. Duygusal sebeplerden kaynaklanan, reddedilme, ayrılma gibi sebepler de yüzde 6.7. Mesleki stres faktörleri, bu da yüzde 3. Amir/memur ilişkilerinden tutun, aidiyet duygusu, alışamama, bundan kaynaklanan sonuç var. İnceleme süreci devam eden var, bunlar 7.5.

Bütün bunları gördük ve biz ne yapıyoruz? Raporlarımız yanımızda. Bu raporların tamamını arkadaşlarımız değerlendirdiler. Düzenli bireysel görüşmeler zorunlu hale getirdiler, personel görüşmeleriyle birimlere başvuran personel sayısı da artırıldı.

ÖĞREN-FARK ET-YARDIM ET PROJESİ

Öğren-fark et-yardım et projesi hayata geçirilmiş. Gerek hazırlanan rapor doğrultusunda, gerekse diğer kurumlarla işbirliği yaparak ruh sağlığı, öfke kontrolü, bütçe yönetimi gibi konularda eğitimler düzenlenmiştir. On binlerce broşür, afiş, kitapçık hazırlanarak personele ulaştırılmıştır. Şu ana kadar 9 bin 833 eğitim düzenlenmiştir. Her personelimizin 1 buçuk eğitim aldı anlamına gelir. 105 olan psikolog sayımız 296’ya ulaşmıştır. Teşkilatımızın psikolog personel sayısı 3 katına çıkarılmıştır.

YILLIK İZİNLERİ YAZ VE KIŞ OLMAK ÜZERE 2 DÖNEM KESİNLİKLE KULLANDIRILMAKTADIR

Personele evlilik yıldönümlerinde 1 gün izin kullanma hakkı verilmiştir. 12-12 ve 12-24 sisteminden çıkıldı bir genelge ile. 12-36 ve 8-24’e geçilmiştir. Bir kısım polisimiz de doğal olarak 9-5 görevi yapmaktadır. Genel olarak 12-12 ve 12-24 bitti. Tüm personelin yıllık izinleri yaz ve kış olmak üzere 2 dönem kesinlikle kullandırılmaktadır. Polis radyomuzda ruh sağlığı konularında programlar düzenlenmektedir.

Son 4 yıl içerisinde 10 yeni tesis yaptık. Bu 10 yeni tesisten 443 bin 547 polisimiz ailesiyle istifade etmiş oldu. Bilimsel bir danışma kurulu oluşturduk. Yapılan fitnenin her biri polis teşkilatını kendi birliğinden, iş gücünden ayırmaya yöneliktir. Biz polisimizin yanı başındayız. Bu kutsal bir meslektir, aynı zamanda polisi bir aile olarak görüyoruz. Biz bir arkadaşımızın kılına bir şey gelmesinden büyük bir üzüntü duyarız. Bir arkadaşımız gerek operasyon esnasında herhangi bir sıkıntıyla, saldırıyla veya kendi moral bozukluğuyla karşı karşıya kaldığında bu bizim kendi evladımız gibi bir değerlendirme içinde oluruz. Hayatları polis nefreti üzerinde işleyen, terör elebaşının yeğeni olan müptezel şahsın Türk polis teşkilatına hakaretinde söylediği gibi, ana muhalefetin şımarttığı bu tipler elbette ki aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmemektedirler.

KADIKÖY’DEKİ PATLAMA

Olayın gelişimini ben anlatayım. Diyarbakır’daydım, patlamadan sonra bilgi aldık. İtfaiye patlamanın nereden kaynaklanabileceğini araştırırken ‘doğal gaz patlaması olabilir’ dedi. Üst katta böyle bir şey olabilir, Vali Bey de bu bilgiyi paylaştı. Daha sonra binanın içine girilince bir değerlendirme yaptılar. Doğal gazdan olamayabileceği konusu ortaya çıktı. İlk önce 1 yaralı var dendi, sonra 3 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ortaya çıktı. 2’si Özbek, birisi 8 yaşında. Hemen bomba iddiaları ortaya çıktı, Allah’tan korkuları yok. 8 yaşında bir çocuk ile 70 yaşındaki dedesi bomba imal ediyordu. Zaten ilk paylaşımların önemli bir bölümü, yüzde 30’u bot. Hemen FETÖ’nün bot hesapları devreye giriyor ve hemen psikolojik harekat başlatıyorlar.

KURUSIKIDAN BOZMA TABANCA DA BULUNDU

Arkadaşlarımız yaptıkları çalışmayla; ben dün gecenin geç saatlerinde de bilgi aldım. Olay terör de olabilir, terör olmayabilir de, biz olayı irdelemek zorundayız. 1959 doğumlu M.K., yakınlarının ve akrabalarının şizofren hastası olduğunu söyledikleri, bir sol ayağının kesik olduğu ve evinin son 1-1 buçuk ayda ziyaret edilenler tarafından tespit edilip çöp eve döndüğü, evinde toz halinde 1 yıldır bulundurduğu havai fişek gibi, maytap gibi, piroteknik bir malzeme. Evinde bir sanki kurusıkından bozma bir tabanca da bulundu. Geçmiş dönemlerde 1980 öncesi aşırı sol örgütlerle irtibatının da olduğu ve İsviçre’de adam öldürmeden dolayı Türkiye’de yakalanmış ve cezaevinde yattığı, bu konuda aile bireylerini suçladığı, elektriğe çok meraklı, evinin her yerinde elektrik aksamı olan bir kişiden bahsediyoruz.

ŞU ANA KADAR TERÖR BAĞLANTISI GÖREMEDİK

Kriminal başkanımız o gece itibariyle oraya gitti, 80’in üzerinde bulguları vardı. 60’a yakın bulgunun tamamına baktılar. Biz şu ana kadar bir terör bağlantısı göremedik.

HDP’Lİ MİLLETVEKİLİ ÖMER ÖCALAN’IN AÇIKLAMALARI

Tabi Pervin Buldan, Pollyanna. Türkiye’de PKK terör örgütü bu kadar insanı katletmemiş, HDP de zaten Alman Yeşiller’in ortaya koyduğu siyaset gibi parti… Aslında Karayılan ile Cemil Bayık’la hiçbir alakası yok. Onlar böyle değiller, aslında HDP, Türkiye’de yeşil, çiçek, böcek, kanuna uyuyor, PKK ile hiçbir ilişkileri yok. Ve neticede PKK’yı her zaman bir terör örgütü olduğunu söylüyorlar. Biz bunları duymuyoruz, Buldan da orada bir Pollyanna. Onun için kötü bir devlet var, TSK var, jandarma var. Onlar dünyanın en temiz insanları. Güvenliği sağlamak isteyenler de dünyanın en kötüleri. Kendileri kesilen ağaçlar için yola çıkmışlardı, biz bunları yanlış görmüşüz. Bunlar bizim aklımızla dalga geçiyorlar. PKK’ya teslim olmuş bir topluluk. Kendisine yapılan dağdaki hakaretleri iyi bilir ama sesini çıkaramaz, ödü kopar.

BİR MİLİM DAHİ YÜRÜMELERİNE BU KONUDA İZİN VERMEYİZ. BU KONUDA KARARIMIZ NETTİR VE AÇIK

Apo için, bir bebek katili için milletvekilleri çıkacaklar sonra da diyecek ki ‘demokratik siyasete darbe vuruluyor, izin verilmiyor.’ Bir milim dahi yürümelerine bu konuda izin vermeyiz. Bu konuda kararımız nettir ve açıktır. Ömer Öcalan denen müptezelin söylediği de içindekini dışına fışkırtıyor. Kendi aralarında toplanıp fıs fıs konuştıklarını, oradan aldıkları şımarıklıkla bunları söylüyor. Bu şımarıklığı onlara veren de CHP’nin kendisidir.

ANA MUHALEFET PARTİSİ BU HASSASİYETİ TAMAMEN ORTADAN KALDIRMIŞ

Maalesef eskiden milli meselelerde siyasi partilerin bir hassasiyeti olurdu. Bu hassasiyet ortak bir hassasiyet olurdu. Ana muhalefet partisi bu hassasiyeti tamamen ortadan kaldırmış, iktidarın karşısında ne olursa olsun diyen, ben HDPKK’nın oylarına talibim diyen bir anlayışa sahip. Onlar için polise atılan tokat da mübah. Terör örgütleri bitiyor, ama maalesef bu konuda üzülen ana muhalefet partisi, şımartılan HDPKK’nın sözde milletvekilleri. Gazi Meclis’e yakışmayan tamamen PKK’nın siyaset unsurları.

İBB ARACINDA UYUŞTURUCU MADDE ELE GEÇİRİLMESİ

Uyuşturucuyla mücadelemiz devam ediyor. İstanbul Emniyeti açıklamasını yapmıştır.

MEKSİKA’DAN GELEN 1.5 TON UYUŞTURUCU ELE GEÇİRİLDİ

1 buçuk ton Haramidere’de Meksika’dan gelen marihuana yakaladılar. 5 kişi de gözaltına alındı. 1 ton 580 kilo marihuana maddesi ele geçirildi. Gerekli adli, idari soruşturma elbette devam ediyor. Bizim görevimiz uyuşturucuya bir vesileyle geçit vermemektir.

POLİS İNTİHAR NOTLARININ PAYLAŞILMASI

Türkiye’de birçok asayiş vakası oluyor. İnsanlar kavga ediyorlar, maalesef suçlular bir takım suçlarda bulunuyorlar. Biz polis teşkilatı olarak bunları tespit ederek dosyaya vermek zorundayız. O dosyalardan da bunlar alınıp Haber yapılabiliyor. Eğer bir polis intiharı varsa, burada bir not varsa, kadına şiddet meselesi de budur. Sanki bir meşruiyet oluyormuş gibi herkes yapıyor ben de yaparım. Benim şahsi kanaatim ben o soruşturmanın hakimi olsam ben o notları soruşturma süresince kendim tutarım, dosyanın içinde tutmam. Alırım, kasada tutarım. Bu kadına şiddet için de geçerli. Dosyaya koymamak hukuken bir suçtur ama burada hepimizin; ben hakim olsam o notu dosyanın içinde bulundururum ama kamuoyuyla paylaşılmasına müsaade etmem. Bu notların tamamı özendirici etkiler oluşturabilir. Ben hakimin işine karışamam, yargının işine karışamam.