AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “Başkalarına el açtık, ‘Bize tank verin’ diye. Bugün Altay tankını dünyaya ihraç ediyoruz. Milliyetçilikten bahsediyorlar. Helikopterimiz yoktu.Bugün Atak helikopterimizi bütün dünyaya ihraç ediyoruz.” dedi.
Soylu, Çatalzeytin ilçesinde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Soma’daki maden faciasının bazı çevrelerce özellikle televizyon kanalları ve gazetelerde istismar edildiğini söyledi.
Geçmiş dönemlerde ülkenin, afetlere müdahalelerdeki eksiklikler nedeniyle büyük travmalar geçirdiğini vurgulayan Soylu, Okmeydanı’nda yaşanan olayları hatırlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin, bu tür olaylarla itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
“Eski Türkiye’yi biliyoruz. Biliyoruz hastane kuyruklarını, ‘mazotu yok’ diye ambulansların kullanılamadığını. Şimdi 6 bine yakın insanımız uçak ambulansla birlikte hem de tam teşekküllü hastanelere taşınıyor. Başkalarına el açtık, ‘Bize tank verin’ diye. Bugün Altay tankını dünyaya ihraç ediyoruz. Milliyetçilikten bahsediyorlar. Helikopterimiz yoktu. Bugün milliyetçilikten bahsedenlere sesleniyorum. Bugün Atak helikopterimizi bütün dünyaya ihraç ediyoruz. Dün başka ülkelerden füze ihraç ederken bugün dünyanın bütün ülkelerine ürettiği füzeleri satan bir Türkiye konumuna geldik. Bu millet çok badirelerden geçti. Şimdi o pompalı tüfekleri o Okmaydanı’nda kimlerin o çocukların eline verdiği, kimlerin o maskeleriyle beraber bu ülkenin ekonomisinin büyümesine suikast yapmak için onları görevlendirdiklerini biliyoruz.”
“Saygıyla ayağa kalkan bir dünya var”
Soylu, Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olanlar bulunduğunu anlattı.
ABD adına Türkiye ile ilgili yapılan açıklamalara işaret eden Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Neredeyse her gün bir açıklama yapıyor. Okmeydanı’nda şöyle olmuş, cevap veriyor. Bilmem nerede şöyle olmuş, cevap veriyor. Peki 1992 yılında bu ülkede, Amerika’da, New York’ta sadece 27 zenci genç, elleri cebindeyken kurşun torbasına çevrildi. Dönüp kendinize bakıyor musunuz? İngiltere’deki olaylarda, Fransa’daki sokak olaylarında, Almanya’daki olaylarda, dönüp kendilerine bakıyorlar mı? Bu ülkede devletin en temel görevi, onun için vergi veriyoruz, kamu düzenini sağlayabilmektir. İnsanlar sokakta karşıya geçerken bir teröristin, bir anarşistin ortaya koymuş olduğu o huzur bozucu hadiseye teslim olmak zorunda mı? Kim bizi koruyacak? Kim bu düzeni sağlayacak? Devletin temel görevi, bu huzuru sağlayabilmektir ama bunu yaptığın zaman diktatör oluyorsun. Neymiş, Türkiye’de basın özgürlüğü yokmuş. Aydınlık gazetesi yok mu? Sabahtan akşama kadar yazıyor. Hürriyet, Aydın Doğan’ın borazanı olmuş, sabahtan akşama kadar hükümeti eleştiriyor. Bunun ötesinde Zaman gazetesinden Bugün gazetesine kadar, Cumhuriyet gazetesinden Milliyet gazetesine kadar, Vatan gazetesine kadar, haksız bir şekilde de sonuna kadar eleştiren, sonuna kadar ‘diktatör’ diye yaftalamaya çalışan bir anlayış yok mu?”
Soylu, cumhurbaşkanını ilk kez halkın seçeceğini anımsattı.
Asıl hazmedilemeyen noktanın bu olduğuna dikkati çeken Soylu, “Ne yaparlarsa yapsınlar bizim vizyonumuz onların çok ötesinde. Biz zengin bir Türkiye istiyoruz. Biz Göktürk uydusunun bize ne ifade ettiğini biliyoruz. Zenginliklerimizi dünyanın her köşesinde yaşatmalıyız” ifadesini kullandı.
Her türlü fedakarlığı ortaya koymaya çalıştıklarını anlatan Soylu, bu toprağın manevi liderlerini, değerlerini, zenginliklerini dünyaya aktarabilmek için zenginlik istediklerini belirtti.
“Bugün benim ay yıldızlı pasaportumu gördüğünde saygıyla ayağa kalkan bir dünya var” diyen Soylu, 1 Haziran’da yapılacak seçim dolayısıyla partisinin Çatalzeytin Belediye Başkan adayı Musa İhsan Uğuz’a destek istedi.