İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Millet için en önemli gün, seçim günüdür. Bir oyu var ve verdiği oy vatandaşlık görevidir. Aynı zamanda da ona tanınan en önemli haktır. Bizim görevimiz o hür oyun sandığa gidebilmesini temin edebilecek anlayışı, gerekli hassasiyeti oluşturmaktır.” dedi.
Bakan Soylu, Samsun’daki bir otelde düzenlenen “Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, 16 Nisan halk oylaması döneminde seçim güvenliği kapsamında belirli bölgelerde bir dizi toplantı gerçekleştirdiklerini, bu seçim döneminde de aynı toplantıları hayata geçirdiklerini söyledi.
Temel olarak Türkiye’yi 7 bölge üzerinden alarak program yaptıklarını belirten Soylu, “Geçen hafta Ankara’da ilkini gerçekleştirdiğimiz toplantı serimizin bugün üçüncüsü için bir aradayız. Bu toplantımızda Amasya, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop ve Trabzon illerimizde görevli arkadaşlarımızla birlikteyiz.” diye konuştu.
Her seçimin ve her dönemin karakteri, mevzuatı, mahiyeti ve psikolojisinin birbirinden farklı olduğunu vurgulayan Soylu, önceki seçimlerin belirli bir rutine ait aynı sistemin içinde vakti geldiğinde tekrarlanan mahalli idare ve genel seçimlerden oluştuğunu anlattı.
Soylu, 24 Haziran seçimlerinin 16 Nisan 2017’de gerçekleştirilen halk oylamasıyla kararlaştırılan yeni bir sistemin ilk seçimi olacağına işaret ederek, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla mahiyet itibarıyla hem hukuki hem de teknik olarak birtakım yenilikler söz konusudur. Dünyanın da yakından takip ettiği, bütün süreçlerin ulusal toplum tarafından yakından izlendiği bir seçim tecrübesini hep birlikte yaşayacağız. Seçim vatandaşın, halkın seçimidir. İçişleri Bakanlığı olarak bizim görevimiz vatandaşımızın, ferdin, bireyin özgür iradesini sağlıklı şekilde herhangi bir aksiliğe veya güvenlik zafiyetine meydan vermeden sandığa yansıtabileceği ortamı temin edebilmektir. Bu itibarla bilgimiz ve seviyemiz ne seviyede olursa olsun tedbiri elden bırakmamak gerekir. Bu toplantıları bunun için gerçekleştiriyoruz. Yıllardan beri bu işleri takip ediyoruz.”
Seçim kanununda birçok değişiklik yapıldığını, bu nedenle ilgili kural ve kanunların ilgililer tarafından iyi bilinmesi ve kontrol edilmesi gerektiğini aktaran Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm arkadaşlarınızla beraber yukarıdan aşağıya tekrar bakabilmek, ardından yeni değişikliklere adapte olabilmek, nasıl uygulanabileceğinin belki de senaryosunu tekrar ortaya koyabilmek için buradayız. Bunu sadece kendinizin bilmesi değil, tüm mesai arkadaşlarımızla bilebilmek gerekir. Özellikle seçimde görev alacak güvenlik görevlileri açısından sahil güvenlik, jandarma, polis, bütün arkadaşlarımızın geçmesi gereken eğitimlerden geçmesini sağlayabilmeliyiz. Bu seçim ramazan ayında. İftarda miting ve propaganda çalışmalarının güvenliğinde, bunun yanı sıra hassas kişilerin, hassas yerlerin korunmasında, okullarda, seçim kurullarında, karayollarından tutun buraların aydınlatılmasında alınabilecek tüm güvenlik tedbirlerinin alınması lazım. Bölgelere ayrılmış seçim koordinasyon komisyonumuzda ilişkileriniz mümkün olduğunca sürekli irtibat halinde devam edebilmelidir. Seçimin kampanya döneminde, seçim günü, oy verme esnasında, oy verme işlemi bittikten sonra sayım, dökümü ve ilgili merkezlere gönderilmesi esnasında alınacak tedbirler dahil olmak üzere. Bundan sonra seçimi sabote etmek, speküle etmek isteyen ve seçim sonuçlarını israt etmek isteyenlere yönelik alınacak tedbirler olmak üzere birçok tedbiri yukarıdan aşağıya liste halinde sürekli ilinizin ve bölgenizin yöneticileri olarak takip etmek, sürekli zihninizde bunu bulundurmak durumundasınız.”
Bakan Soylu, seçimin kritik bir iş olduğunun altını çizerek, “Allah muhafaza, vatandaşın hür iradesinin, özgür iradesinin sandığa yansıtılmasının başkaları tarafından sabote edilmesine meydan vermemek işin esasıdır. Millet için en önemli gün, seçim günüdür. Bir oyu var ve verdiği oy vatandaşlık görevidir. Aynı zamanda da ona tanınan en önemli haktır. Bizim görevimiz o hür oyun sandığa gidebilmesini temin edebilecek anlayışı, gerekli hassasiyeti oluşturmaktır.”
Seçim güvenliğinin kampanya ve propaganda dönemi, seçim günü oy vermenin ve seçim günü akşamı oy sayımının güvenliği şeklinde üç bölüme ayrıldığına dile getiren Soylu, “Sonuçların, listelerin, söz konusu bütün evrak ve oy pusulalarının ilgili yerlere sağlıklı şekilde, seçim hukukuna uygun şekilde iletilmesidir. Kampanya döneminde, özellikle miting alanlarında, toplanma alanlarında ki bu ramazan ayında olacak, iftar programlarında özel tedbirlerimiz elbette ki olacaktır. Bu tedbirler alınırken seçimlerdeki propaganda faaliyetlerine engel olmayacak bir yaklaşım göstermeye özel dikkat göstermenizi istirham ediyorum. Yani propaganda kuralları içerisinde herkesin kendini ifade edebileceği bir ortamda yapabilmesini temin etmek esas itibarıyla bizim görevimizdir.” ifadelerini kullandı.
İnsan için en kıymetli meselelerden birinin sandığa iradesinin yansıması olduğunu vurgulayan Soylu, “Hayatın genelini yönetme yetkisini, ne kadar vergi vereceğimizin, nasıl bir kanun anlayışı ile yaşayacağımızı belirleme yetkisini birilerine teslim etmekteyiz. Bu önemli bir karardır. Hayatın olağan akışında her şey bundan sonra gelir. Burada temel mesele özgürlüğü temin etmektir. Güvenlik, özgürlüğü sağlamak, özgürlük ortamını oluşturabilmek için vardır. Zaten bizim yapmamız gereken insanların, başkalarının özgürlük alanlarına müdahil olmayacağı, seçimlerine, yaşamlarına ilişkin tercihlerini özgürce yapabilecekleri güvenli ortam tesis etmektir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Seçim günü personelimiz tam kapasite ile görev başında olacaktır”
Bakan Süleyman Soylu, güvenlik ve özgürlüğün dengesinin bulunmadığını, esas olanın özgürlüğün kendisi olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Güvenlik, özgürlüğü sağlayabilmektir. Her şey öyle değil midir? Ailenizden düşünün. Yani güvenlik, özgürlüğün çok daha iyi bir noktada yaşanabilmesi, en üst seviyede olabilmesi için temin edilmiş bir yaklaşımdır. Onun için bunun yanı sıra seçim gününe ilişkin de ayrı tedbirler bütünü üzerine değerlendirmeler olacaktır. Seçim günü İçişleri Bakanlığındaki kolluk birimlerindekilerin bütün izinleri, geçmiş dönemlerde olduğu gibi kaldırılmıştır. Halihazırda 264 bin 526 emniyet personelimiz, 195 bin 695 jandarmamız, 50 bin 793 güvenlik korucumuz ve 19 bin 993 güvenlik korucumuz ile beraber toplam 531 bin personelimiz seçim günü görev başında olacaklardır. Gerek enerji altyapısına dair önem arz eden yerlerin korunması, gerek kampanya dönemindeki güvenlik konularında tüm birim ve personelimiz tam kapasite ile görev başında olacaktır. Seçimlerde özellikle oy kullanılan yerlerde görev alacak personele hizmet içi eğitim verilecektir.”
Seçimin hukuk, ilkeler ve manzumeler bütünü olduğunu belirten Soylu, “Geçmişte bildiğimiz alışkanlıklarla beraber yürüyen bir mesele değildir. Bir hakim karar verirken bile elindeki kitaba bakması ve bunun üzerinden sürekli kararlarını ortaya koyabilmesi… Oysa her gün bu işle meşguldür. Onun için oradan gelen il seçim kurullarıyla ilçe seçim kurullarıyla hem sizler hem kaymakamlar, görevli arkadaşlarımız sürekli temas halinde olmalıdır. Boşluk bırakmamak gerekir seçim hukuku açısından.” dedi.
“Seçim güvenliği Türkiye demokrasisinin en başarılı konulardan biridir”
Seçim alışkanlığı ve seçim güvenliğinin Türkiye demokrasisinin en başarılı konulardan biri olduğuna işaret eden Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Amerika bile seçimi eline yüzüne bulaştırmış bir memlekettir. Başkanları sürekli tartışmalıdır. Oysa bizde pazar seçim yapılır, pazartesi herkes seçimin sonucunu kabul eder ve ülke yoluna devam eder. Bu iş bugüne kadar hep böyle olmuştur. Bunun iki tartışması vardır. Birisi 1946 sopalı seçimler denilen seçimlerdir. İkincisi ise 1982 Anayasa referandumudur. 1946 daha yüksek şiddettedir. 1982 gerek oluş, gerekse zarfların içinin açık şekilde kullandığımız oy tercihlerini göstermesi ve oluşturulan iklim itibarıyla tartışılan bir seçimdir. Türkiye on yıllardır seçim yapmaktadır ve bu konuda en ufak bir zafiyeti söz konusu değildir. Eğer bugün Türk demokrasisi ayaktaysa bunu, bu seçim önemi açısından söylüyorum. Eğer Türkiye’de bugün parlamento ayakta ise eğer bugün demokratik sistem ayakta ise bilmenizi isterim, Türkiye’de halkın özgür ve hür iradesiyle kullandığı oyların seçim sonuçlarına tam tesir etmesinden, ‘Bu ülkeyi ben yönetiyorum’ iradesini ortaya koymasındandır. Bu kadar saldırılara, etrafımızdaki bu kadar cereyana karşı bu ülkenin ayakta kalabilmesini temin etmek istemeyenlere karşı Türkiye, demokrasisiyle oy kullanma hürriyetiyle beraber ayaktadır. Bu konuda gerek vatandaşlarımız, gerek ülkemizin seçimle ilgili kurumları, bu işle ilgili büyük bir tecrübeye, ferasete ve pratiğe sahiptir.”
Toplantıya Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdür Vekili Erhan Gülveren, Sahil Güvenlik Komutanı Tuğamiral Bülent Olcay ile Amasya, Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Kastamonu, Ordu, Rize, Samsun, Sinop ve Trabzon valileri katıldı.