“GÖÇ, SADECE DUYGUYLA, GÜZEL SÖZLERLE YÖNETİLECEM BİR ALAN DEĞİLDiR”

İçişleri Bakanı Soylu “Göç, sadece duyguyla, güzel sözlerle yönetilecek bir alan değildir. Kendine ait bir bilgisi, literatürü, yerine getirilmesi gereken mevzuat adımları ve ihtiyaç duyduğu maddi kaynaklar söz konusudur.” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, göçün, sadece duyguyla, güzel sözlerle yönetilecek bir alan olmadığını belirterek, “Kendine ait bir bilgisi, literatürü, yerine getirilmesi gereken mevzuat adımları ve ihtiyaç duyduğu maddi kaynaklar söz konusudur. Türkiye, 2011 krizinin başından bugüne kadar bu başlıkların hepsinde etkinlik göstermiş ve başarılı olmuştur.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı’nda “Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı”na katılan konuk bakan ve heyet başkanları onuruna akşam yemeği verdi.

Soylu, programdaki konuşmasında, dünyadaki göçmen sayısının büyüklüğü, artış hızının yüksekliği ve göç yollarında hayatını kaybeden insan sayısının fazlalığının, bir şekilde vicdanlara ve günlük hayata temas ettiğini dile getirdi.

Dünyada önemli sayıda insanın, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların, göçün yaşattığı dramları önleme noktasında önemli gayretleri olduğunu kaydeden Soylu, “Bunların bir kısmına katıldım. Hepsini de takdirle karşılıyorum, fakat üzülerek ifade etmeliyim ki dünya bunun çok daha iyisini yapabilirdi.” diye konuştu.

Soylu, Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı’nın sonuç odaklı bir yaklaşımla göç konusunda farkındalık ve somut çıktılar üreteceğine inandığını ifade etti.

Göç konusunda teknik, taktik, yasal mevzuat, sosyal proje ve kapasite anlamında devletlerin birbirinden öğreneceği çok şey olduğunu belirten Soylu, şunları söyledi:

“Birbirimize merhameti ve vicdanı elbette ki öğretebilir miyiz bilmiyorum. Ama hepimiz birbirimize biraz daha merhameti, biraz daha vicdanı öğretmeyi denemek zorundayız. Çünkü biz, göçü ancak vicdanımız ve merhametimizle yönetebiliyoruz. Bugün yaşanan göçün en zorlu tarafı, iki ayrı kültürün birbiriyle kaynaşmaya çalışmasıdır. Göçmen karşıtı tepkilerin esasında da maalesef bu farklılıklar yatmaktadır. Bunu değiştirmek, dünya insanı olmak, farklılıklardan zenginlik devşirmek ise ancak bir taraftan hoşgörü ve bir taraftan birlikte yaşama kültürünün hakim kılınmasıyla mümkündür.”

“Göç yönetimi bir siyasi irade meselesidir”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anadolu’nun, birliktelik medeniyeti, medeniyetlerin bileşkesi olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Elbette ki göç, sadece duyguyla, güzel sözlerle yönetilecek bir alan değildir. Kendine ait bir bilgisi, literatürü, yerine getirilmesi gereken mevzuat adımları ve ihtiyaç duyduğu maddi kaynaklar söz konusudur. Türkiye, 2011 krizinin başından bugüne kadar bu başlıkların hepsinde etkinlik göstermiş ve başarılı olmuştur. Halihazırda önemli bir kapasite kullanıyoruz. Bir taraftan Emniyet Teşkilatımız bir taraftan Jandarma Teşkilatımız, Sahil Güvenlik Komutanlığımız, AFAD Başkanlığımız, Göç Genel Müdürlüğümüz, yerel yönetimlerimiz, Dışişleri Bakanlığımız başta olmak üzere bütün bakanlıklarımız, Kızılay’ımız, Türkiye’deki sağlıktan eğitime bütün kurumlarımız bu görevi üstlenmektedir. Türkiye’nin en büyük başarısı, bu yapıları birbiriyle entegre halinde çalıştıracak mekanizmaları kurmuş olmasıdır. Bir diğer başarımız, kayıt dışı hiçbir alan bırakmamaya çalışmaktır. Bugün ülkemizde yaşayan geçici koruma altındaki 3,6 milyon Suriyelinin tamamının üzerilerinde geçici kimlik kartları vardır ve bütün kayıtları güncelleştirilmiştir.”

Yapılan akademik çalışmaların, göçle ilgili olarak toplumlarda var olan kaygıların hemen hiçbirisinin gerçeklikle ilgisi olmadığını, kimsenin, kimsenin işini elinden almadığını ve suç oranlarının aniden artmadığını gösterdiğini aktaran Soylu, “Bu da sosyal uyum politikaları noktasında bizim üzerimize düşen yükü genişletmektedir. En nihayetinde göç yönetimi bir siyasi irade meselesidir.” görüşünü dile getirdi.