“Dünyada İslamiyete hala İkiz Kuleler’e yapılan saldırı çerçevesinden bakılıyor.”

Aydın’da mahalle muhtarları ve partililerle biraraya gelen Genel Başkan Yardımcısı Soylu, yaptığı konuşmada, “Türlü türlü nedenlerle, özellikle demokrasinin de karargâhı olan batının da sessiz kalmasıyla Mısır’da bir darbe gerçekleşti. Buralarda demokrasi Mısır, Suriye, Libya, Irak gibi bütün bu coğrafyada olan ülkeleri bir sömürge olarak kullanan ve yıllardan beri de sömürge mantığında kullanan ülkelerin işine gelmedi. Bu coğrafyada yaşanan çatışma, maalesef demokrasi ve temel hak ve özgürlükler üzerinden yaşanıyor. Meseleyi böyle okumak gerekiyor. Bu çatışmada yüzyıllardır insan onuru, hak ve özgürlüklere destek çıkan ve bunu kendi medeniyet havzasının otağ direği olarak gören batı, maalesef ilkesiz davrandı. Hep bir şeyin endişesini taşıdık, AB yolculuğu serüvenimiz. Hep o endişeyi arka plana iterek devam ettik. Batının bütün meselelere hak, insan onuru, demokrasi ve evrensel normlar üzerinden bakabileceğini düşünerek hareket ettik ama bu olay bize başka bir şey daha gösterdi. Batı maalesef hâlâ İslamofobik bir mercekle bütün meselelere bakıyor. İkiz Kuleler’le maruz kalmış olduğu saldırının zihniyetinde ve mantığıyla herkesi böyle polarize ediyor ve herkesi böyle ayrıştırıyor. Bu bir insanlık suçudur. Ciddi bir insanlık suçudur. Batının bu meselelere yaklaşım tarzı, bir insanlık suçudur. Bizi Nürnberg’le eleştiren, acımasızca bizlere saldıran, verdikleri ilanlarla Erdoğan’a Hitler benzetmesi, diktatör benzetmesi yapanların, bugün bunların hiçbirisinin olmadığı Türkiye’den baktığımızda o cephenin bir insanlık suçu işlediğini, insanlık ayrımı suçu işlediğini açıkça görüyoruz. Bu bir tehlikedir.” dedi.

 

Soylu, Mısır’da 1952’den itibaren tam anlamıyla tek adam yönetimi olduğunu belirterek “Arap baharından sonra Mursi şaibesiz ve hilesiz olarak göreve geldi. Mısır birkaç yıllık süreçte kendi değerleriyle bütünleşecek bir noktaya çıktı. Ancak, dış güçlerin müdahalesi ve Batı’nın da sessiz kalmasıyla darbe gerçekleşti” dedi.

 

Dünyada 21.yüzyılın başından bu yana küreselleşmenin var olduğunu, bir taraftan çoğulculuğun bir diğer taraftan yerelleşmenin öne çıktığını kaydeden Soylu, şöyle konuştu: “Bu unsurlar medeniyetlerin bütün birikimlerini buluşturuyor. Bu da küresel güçlerin işine geliyor. Uzun yıllar, Mısır, Suriye, Libya, Irak gibi coğrafyaları sömürge olarak kullandılar. Şu an bu coğrafyalarda da çatışma yaşanıyor. Batı dünyası olaylara maalesef İslamafobik olarak bakıyor. Dünyada  İslamiyete hala İkiz Kuleler’e yapılan saldırı çerçevesinden bakılmaya çalışılıyor. İnsanlar böyle ayrıştırılmaya çalışılıyor. Bu yaklaşım insanlık suçudur.”

 

Mısır’da yaşanan olaylarda insanların demokrasi için öldürmeyi değil ölmeyi tercih ettiğini ifade eden Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “Mısır’da bir millet hareketi var dedik. Adeviye’yi tahrik etmek, çatışmaya sürüklemek mantığı ile hareket etmek yanlıştır. Aradan geçen iki yıl sonra Tahrir Meydanı’ndaki özgürlüğe pusu kurulduğunu net bir şekilde gördük. Bugün pusu kuranlar o gün özgürlük isterler miymiş. Demek ki Tahrir Meydanı’na, Tunus’a, Yemen’e ve Libya’ya tahammül edememişler. Tahammül edemedikleri için Suriye’de insanlar ölüyor ve onlar halen pazarlıklarını sürdürüyor. Toplumlar akıllarına koyduklarını yapmak için ulaşacakları doğal yola doğru hareket ederler. Bu hareketin önünde kimse duramaz. Mısır’ın doğal yolu açık toplum ve demokrasidir. Mısır’ın doğal yolu tüm bileşenleriyle ortak yaşama kabiliyetidir. Mısır demokrasiye kavuştuğunda doğal ışığını saçacaktır. Bu sayede Mısır’ın medeniyetinden hem biz hem de bütün dünya istifade edecektir.“

 

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, bütün bu coğrafyadaki halkların ortaya koyduğu talebin önünün kesilemeyeceğini söyledi.

 

Mısır’da naklen yüzyıllardır gerçekleşen bir darbenin benzerini gördüklerini belirten Soylu, “Darbeye sessiz kalan batının, burada bile bir farkındalık ortaya koymayan bir anlayışını gördük. Bu şudur: Kendini yenileyemeyen bir batı toplumuyla karşı karşıyayız, bunu farkediyoruz. Ben bunu söylerken bir batı karşıtlığı yapıyor değilim, bir tespit yapıyoruz. AB Anayasası’nın ortak yapılamadığı gün, geriye dönüş başlamıştır. Batı, İslamofobi üzerinden bütün dünyayı kodlamaya başladığı gün geriye dönüş başlamıştır. Avrupa ve batı medeniyeti, kendi medeniyetiyle mücadele etmektedir. Bir medeniyet karşıtlığı, medeniyet mücadelesi kendi içerisinde gerçekleşmektedir.” şeklinde konuştu.

 

AK Parti hükümetinin dünyadaki gelişmelere duygusal bakmadığını, ilkesel ve dünyanın bugün var olan evrensel değerleri üzerinden baktığını belirten Süleyman Soylu, “Türkiye, bütün bunlara böyle baktığı için Mısır’da seçilmiş bir insanın darbeyle görevinden alınmasına itiraz etmektedir. Tahrir Meydanı’nda bu eylemler başladığında, ‘Bunun arkasında ABD var.’ dediler. Biz de millet var dedik. Ne oldu? İki yıl geçti, iki yıldır Tahrir Meydanı’ndaki özgürlüğe pusu kurulduğunu net bir şekilde gördük. Bugün pusu kuranlar, o gün özgürlük isterler miymiş? Hayır. Demek ki tahammül edememişler Tahrir Meydanı’na. Tahammül edemedikleri için insanlar hâlâ ölüyor. Mısır var olmalıdır, var olmalı ki medeniyetten hem biz hem de bütün dünya istifade etsin. Meseleye petrol üzeriden bakıyor değiliz. Silah satışı üzerinden bakıyor değiliz. Suriye’de, Mısır’da ve bütün bu coğrafyada yaşayan halkların ortaya koyduğu talebin önü kesilemez, kesilemeyecektir. O talep demokrasidir, hürriyettir. Masum bir talepdir, insanlık talebidir.” dedi.