AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, insanlar üzerinde tahakküm kuran statükoya en önemli cevaplardan bir tanesi olduğunu belirttiği demokratikleşme paketinin burada başlamadığını, burada da bitmeyeceğini söyledi.
AK Parti Şırnak İl Başkanlığı, Şehr-i Nuh Otel’de teşkilat içi eğitim programı düzenledi. Programa AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti İstanbul Milletvekili ve Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Nureddin Nebati, AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar, AK Parti Gençlik ve Kadın Kolları üyeleri katıldı.
Programda konuşma yapan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, demokratikleşme paketinin 76 milyon insanı ilgilendiren bir paket olduğunu söyledi. Soylu, şunları söyledi:
“Demokratikleşme paketi burada başlamamıştır, burada bitmeyecektir. Paketin iki ana unsuru var; birincisi Türkiye’nin en stratejik gücünün demokratikleşme olduğunun bir kez daha hem hükümetimizin hem de AK Parti’nin milletimizle olan paylaşımıdır. Demokratikleşme paketi 76 milyon vatandaşımıza ait bir pakettir. Ve bunu söylerken de bu paketin bütün maddeleriyle ve bugüne kadar oluşan Türkiye’nin son on bir yıldır getirdiği demokratikleşme serüveniyle birlikte söylüyorum. Yani demokratikleşme paketinde içerisindeki bütün maddeler bugüne kadar ihtilafları üzerinden, bir takım ayrıntıları üzerinden bu milleti farklılaştırmaya çalışan; o farklılıklarını zenginlik olarak bu ülkenin en temel gücü olarak nitelendirmeden yoksun bırakan zihniyete cevaptır.
Ve yine demokratikleşme paketi bütün dünya ekonomik kriz yaşarken; özellikle Avrupa ve Amerika bu kriz konusunda kendi kamuya ait borçlarını yükseltirken; Türkiye’nin attığı her demokratik adımla ekonomisini yükseltmeye yönelik ortaya koymuş olduğu bir kararlılık ifadesidir.
Yine demokratikleşme paketi Türkiye’de bu güne kadar farklılıklarıyla beraber ötekileştirilmiş bütün topluluklara bütün kesimlere bütün insanlarımıza yeni bir umut kapısı olarak ortaya çıkmıştır. Bu şu demektir; Türkiye 21. yüzyılın başından itibaren ciddi adımlar atmıştır. Yani olağanüstü halden tutun da, anadilde mahkemelerde kendini savunmaya kadar, arada geçen bütün süreç Türkiye’nin bölgesel kalkınmışlık farklılıklarını azaltmaya kadar. Türkiye’nin devlet olarak parayı faizle değil hem bu ülkenin üretimini ve büyümesini hem de sosyal politikalara enjekte etmesine kadar.
Demokratikleşme paketi Türkiye’nin paranoyalarından sıyrılmasını, korkularından sıyrılmasının en önemli ifadelerinden bir tanesidir. Türkiye’nin bir şekilde insanlarımızın sindirilmişliğinden istifade ederek insanlarımız üzerinde tahakküm kuran statükoya en önemli cevaplardan bir tanesidir. Demokratikleşme paketi öyle dengeli, öyle olumlu ve toplum tarafından öyle makul ve öyle doğru karşılanmıştır ki bu gün demokratikleşme paketi sadece Türkiye’de farklı olarak nitelendirdiğimiz insanlarımızın bir şekilde kentin değil Türkiye’nin iklimini rahatlatmıştır. Burada başlamıştır, burada da bitmeyecektir. Bunu net bir şekilde söyleyebilirim. Demokratikleşme paketi burada başlamamıştır, burada da bitmeyecektir.
Türkiye bir sorumluluğu üzerine almıştır. Türkiye etrafımızdaki ülkelerde demokrasiye karşı acımasızlığı görünce, oradaki halkın iradesinin tecelli etmesine karşı acımasızlığı görünce ve buna dünyanın demokrasi savunucularının kayıtsızlığını görünce sadece kendi medeniyetinin kendine sadık zenginliklerini değil bu gün demokrasi konusundaki imtihanını, sadakatini ve demokrasinin etrafındaki bütün coğrafyaya, dünyaya yeniden anlatılması konusunda yükümlülüğünü tekrar elde etmiştir.”