Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, “Ülkemin sokaklarını Kobani’ye çevirmeye çalışanlara fırsat vermeyiz. Sesimiz sakin çıkar ama işimiz kavidir. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Milletimin birbiriyle olan münasebetlerinin arasına fitne sokmaya çalışanlara müsaade etmeyiz. Biz bu topraklardaki kardeşliğimizi birtakım projelere heba ettirmeyiz” dedi.
Bakan Soylu, Avrupa Birliği mali yardımı kapsamında 8 ilde gerçekleştirilen “Esnaf ve Sanatkarların Uyum Yeteneğinin Arttırılması Projesi’nin (ADAPTESK)”, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun (TESK) ev sahipliğindeki açılış toplantısına katıldı.
Soylu, burada yaptığı konuşmada 1959’dan bugüne Türkiye’nin AB’ye üyelik süreciyle ilgili yaşanan gelişmeleri hatırlattı.
Dünyada kişi başına gelir düzeyinin, standartların yükseldiğini, sanayinin geliştiğini anlatan Soylu, dünya ticaret hacmindeki gelişmeler, AB’nin attığı adımlar, sınırların kalkması ve ülkelerin birbirine bakışının, yepyeni bir “empati medeniyetini” oluşturduğunu söyledi.
21. yüzyılın başından itibaren bir yürüyüş başlattıklarını ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
“Buna siyasal bir kılıf sokulmaya çalışıldı. Siyasi olarak adlandırılmaya ve bu yürüyüş zayıflatılmaya çalışıldı ama bu bir Türkiye yürüyüşüydü. Sadece 780 bin kilometrekareyle ifade edilen bir yürüyüş değildi, bu yürüyüş aslında dünya medeniyetinin yeniden kendisini kucağına attığı, bir taraftan batıyı bir taraftan da doğuyu kendi içerisinde bütünleştirebilecek bir iddiayı nitelendirebilen bir yürüyüşün adıdır. Bizim yürüyüşümüz, sadece bize ait bir yürüyüş değildir. Anadolu topraklarının medeniyetini, ahlakını, ‘doğruluk kapısı’, ‘marifet kapısı’ olarak nitelendirdiğimiz esnafın ortaya koymuş olduğu o yüce anlayışı sadece bu topraklarda kendi adına değerlendiren bir yürüyüş değildir. Mevlana’dan Hacı Bayram Veli’ye kadar, Aşık Veysel’den Karacaoğlan’a kadar, Hoca Ahmet Yesevi’den fethimizin mimarlarından Eyüp Sultan’a kadar bu yürüyüş, bir insanlık yürüyüşüdür ve biz bu yürüyüşü devam ettiriyoruz.”
Son iki yılda 4 seçim geçirdiklerini dile getiren Soylu, “Bu 4 seçim demokrasimizi kuvvetlendirdi, tahkim etti, kuvvetli bir aşı yaptı. 1 Kasım’dan sonra Türkiye, 2015 ve 2019 arasındaki sürecini tam anlamıyla bir ‘yürüyüş süreci’, ‘ikinci atılım dönemi’, ‘ikinci sıçrama dönemi’ olarak nitelendirecek bir kuvvetliliği elde etti. Bizi seçimler zayıflatmadı, seçimler kuvvetlendirdi” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin istikrarını hazmedemeyenlerin, seçimlerin hemen sonrasında yeni bir eylem başlattıklarına işaret edenSoylu, “Türkiye 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarıyla devam etmiş olsaydı 14-15 yıllık kazanımları yok edilecekti” dedi.
“Demokrasiyi bedel ödeye ödeye büyütüyoruz”
Yakın tarihin acılarla dolu olduğuna dikkati çeken Soylu, ekonomide kazanılanların bir günde kaybedildiği dönemler yaşandığını söyledi.
Soylu, “Biz darbelerle en çok sevdiklerimizin nasıl gönlümüzden ve sinemizden ayrıldığını bilen bir milletiz. Demokrasiyi bedel ödeye ödeye büyütüyoruz. Hiç kimse demokrasimize kabahat bulmasın, bunu hep beraber yapıyoruz. Esnafımızın sabrıyla… Esnafımız bizim medeniyetimizin en önemli sütunlarından birisidir. Sabrın, şefkatin, sevginin… Yağmurlu havada şemsiyeyi alıp da yağmursuz havada şemsiyeyi tutan finans kuruluşları gibi değil. İşi olanın da işi olmayanın da evine zeytin alanın da alamayanın da hem destekçisi hem de yardımcısı olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.
Gelişmiş ülkelerin en önem verdikleri meselelerin, “eğitim-istihdam ilişkisi”, “sosyal koruma-istihdam ilişkisi” ve “becerilerin gelişmesi” olduğunu vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
“Bugün tam da bu proje için buradayız ama medeniyetimizin bütün değerlerini, bütün birikmişlerini, 100 yıllık, 500 yıllık, bin yıllık, bin 100 yıllık, bin 200 yıllık bütün eserlerimizi tarumar edenler, camilerimizi, kütüphanelerimizi, sokaklarımızı, bunlar kadar önemli olan birbirimizin gönüllerine kurulan köprüleri bombalamaya çalışanlar, bugün işlerini yapmaktadırlar. Çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum, benim ülkemin sokaklarını Kobani’ye çevirmeye çalışanlara biz fırsat vermeyiz. Sesimiz sakin çıkar ama işimiz kavidir. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Milletimin birbiriyle olan münasebetlerinin arasına fitne sokmaya çalışanlara müsaade etmeyiz. Biz bu topraklardaki kardeşliğimizi birtakım projelere heba ettirmeyiz. Milletimizin, memleketimizin bize bıraktığı yarına ait tüm değerleri taşımaya kararlı olduğumuzu bir kez daha ahi geleneğinin temsilcileriyle paylaşmak isterim.”
Bakan Soylu, birinci periyodu 2007-2014, ikinci periyodu 2014-2020 dönemini kapsayan ADAPTESK projesinin temelinin, insan kaynağının çalışma hayatında daha iyi noktaya getirilmesini temin etmek olduğunu bildirdi.
Projenin esnaf için çok önemli bir açılım olduğunu düşündüklerini ifade eden Soylu, “Bu, 7 milyon avroluk büyük bir projedir ve iyi bir projedir” diye konuştu.
“Ne taahhüt ettiysek yerine getirmeye çalışıyoruz”
AK Parti’nin bugüne kadar toplumun hiçbir kesimini dünden daha eksik bir noktaya taşımadığına dikkati çeken Soylu, 1 Kasımseçimlerinde millete ne taahhüt ettilerse onu yerine getirmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Soylu, bu sabah 02.00’de TBMM’den ayrıldığını belirterek, “Sosyal güvenlik destek primlerinin ortadan kalkmasını, yani yüzde 10’un tamamen alınmamasını da içeren değişiklikler de içerisinde olmak kaydıyla, hükümetimizin eylem planında olan, 1 Kasımseçimlerine girerken partimizin taahhütleri arasında yer alan bir dizi yasayı da dün akşam milletimizle buluşturmanın mutluluğunu yaşadık” ifadelerini kullandı.
“Esnafımıza ne yapsak az”
Asgari ücretten dolayı özellikle Bağkur primlerinde birtakım artışlar olduğunu bildiklerini anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir taraftan hak verirsiniz ki asgari ücrette attığımız adım Türkiye açısından hem ihtiyaçtı ve beklenen bir adımdı ama mali disiplin açısından da cesur bir adımdı. Burada işverenimizi de yalnız bırakmadık. Kendi şartlarımız ve koşullarımız çerçevesinde onlara da destek olmayı Türkiye’nin toplam ekonomisi içerisinde bir ihtiyaç olarak gördük. Biz bir taraftan asgari ücretlimizin geçim standardını yükseltmekle, onun esnafla olan diyaloğunu, cirosunu, hacmini artırıyoruz, diğer taraftan şu çok açık ve nettir ki emeklilerimize sağladığımız imkanlarla, onlarla esnafı buluşturabilme anlayışının ekonomiye toplam bir katkı getireceğini biliyoruz. Ama şunu da biliyoruz, esnafımıza ne versek, ne katkıda bulunsak, ne yapsak az olduğunu, elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiğini çok net bir şekilde ifade etmek istiyorum.”
“Biz esnafımıza sadece bir ekonomik aktör olarak bakmıyoruz” diyen Soylu, esnafın, birlik, gelenek, görenek, emanetin temsilcisi olduğunu ve onların sıkıntılarını, dertlerini, kendilerininmiş gibi gördüklerini söyledi.
Çok isabetli reformlar yaptıklarını ve bunları yeniden tahkim etme zamanı olduğunu belirten Soylu, şunları kaydetti:
“Özellikle Bağkur sigortalılarıyla, Bağkur primleriyle, genel sağlık sigortasıyla ilgili atacağımız adımlar artık olgunlaşmıştır. Bunu hep beraber konuşup, bu yeni dönem içerisinde toplam olarak buna bakıp Sosyal Güvenlik Kurumu sistemimizin mali disiplinini, bir taraftan da Bağkurlu esnafımızın hayatiyetini ve devamını sağlayabilecek ortak akılla geliştirilecek adımları gerçekleştireceğiz.”
Bakan Soylu, projenin hayırlı olmasını dileyerek, emeği geçenlere teşekkür etti.