“ÇUKUR EYLEMLERİNDE HASAR GÖREN YAPILARIN HEPSİNİ YERİNE KOYDUK”

İçişleri Bakanı Soylu “Çukur eylemlerinde sadece Sur içinde 3 bin 695 bağımsız birim, hasar gördü ve yıkıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle hepsini yerine koyduk.” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Çukur eylemlerinde sadece Sur içinde 3 bin 695 bağımsız birim, hasar gördü ve yıkıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle hepsini yerine koyduk. 3 bine yakın iş yeri kepenk kapattı, bin 378 iş yeri yıkıldı bunları da yerine koyduk. 638 tescilli yapı hasar gördü, bunları da onardık.” dedi.

Diyarbakır’a gelen Bakan Soylu, bir düğün salonunda, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını getirdiğini belirtti.

Görevi gereği birçok ülkeyi ziyaret ettiğini anlatan Soylu, “Bugüne kadar görüp de hayıflandığım, ‘keşke benim ülkemde de olsa’ dediğim her şey, kul yapısıdır, Allah yapısı değildir. İnsanların çalışmalarıyla, gayretleriyle ortaya koydukları işlerdir. Yoksa benim ülkem, tarihimizin, kültürümüzün, Cenabıhakk’ın bahşettiği zenginlik bakımından hepsinden fersah fersah ilerdedir.” diye konuştu.

Diyarbakır’ın 10 bin yıllık tarihi bulunduğuna işaret eden Soylu, kentin son 5 bin yılda 35 medeniyete ev sahipliği yaptığını aktardı.

“PKK ve destekçileri, bizi medeniyet kodlarımızdan uzaklaştırmak istiyor”

Bakan Soylu, terör örgütü PKK’nın çukur saldırıları sırasında İslam’ın 5. Harem-i Şerif olarak da bilinen Ulu Cami, Şeyh Mutahhar Camisi, 4 mezhebi simgeleyen dört ayaklı minare ve daha pek çok cami ve vakıf eserinin tahrip edildiğine değinerek, bunların yanı sıra Ermeni Katolik Kilisesi ve Protestan Kilisesi’nin de tahrip edildiğini anlattı.

Bunların rastgele hadiseler olmadığını vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunun bir anlamı, bir mesajı vardır. Anlamı, bu işleri ortaya koyanlar, yani PKK ve onun uluslararası destekçileri, bizi bütün medeniyet kodlarımızdan uzaklaştırmak istiyorlar. PKK’nın kendisi zaten dinsiz bir örgüt. Bunu herkes bilmektedir ve PKK bizi farklılıklarımızla bir arada tutan tüm değerleri yok etmeye, oradan bir ayrışma elde etmeye çalışıyor. Biz bu Anadolu toprakları üzerinde bin yıldır birlikte yaşıyoruz. İlk defa devlet idare ediyor da değiliz. Cumhuriyet tarihi boyunca da bunu sürdürmenin gayreti içinde olunmuştur. Eksikler, noksanlıklar, hatalar olmuş mudur? Elbette ki olmuştur. Türkiye 2002’den beri, samimi bir kalp ve anlayışla ülkeyi topyekün kalkındırmaya, bölgesel gelişmişlik farklarını sıfırlamaya; demokrasiyi her noktada hakim kılmaya dönük bir gayretin içindedir. Önemli mesafeler alındı, güzel işler yapıldı.”

“Türkiye 21 asırda bu noktaya gelmiştir”

Bakan Soylu, gelecek nesillere bırakabilecekleri en büyük devrimi, yapılamaz, gerçekleştirilemez denilen bir devrimi gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, “Doğu ve Güneydoğu’ya neredeyse burada olan, dışarıda yaşayan insanlarımız kadar gidip, gelmeye çalışıyorum. Sadece güvenlik için değil, sadece bu şehirler huzurlu şehirler olsun diye değil. Elimiz kardeşlerimizle bir araya gelsin istiyoruz. Ona uzanalım, yarın doktor, mühendis, avukat, profesör olacak çocuklarımızı gönüllendirelim, onlara samimiyetimizi verelim, umutsuzluk pencereleri varsa onları yıkalım. Her birine geleceğe bir umut, bir hayal penceresi açalım diye geliyorum.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir devrim gerçekleştirdiğine işaret eden Soylu, “Türkiye 21 asırda bu noktaya gelmiştir. Doğu’nun Batı’dan, Batı’nın Doğu’dan kalkınma ve gelişme olarak bir eksikliği bulunmuyor. 17 yıl içerisinde bu hale getirilmiştir. Bu çok büyük bir devrimdir.” dedi.

“Milletle irtibatını kesmiş, varsa yoksa Kandil”

Bakan Soylu, Türkiye’nin her tarafında yol altyapısından, üniversiteye, havaalanlarından hastanelere kadar pek çok hizmet götürüldüğünü, yol ağını 3, havaalanlarını 2, üniversiteleri 3 katına çıkardıklarını, ihracatından kişi başı milli gelire kadar diğer tüm makro büyüklükleri de olumlu şekilde birkaç kez katladıklarını belirtti.

“Karşımızda farklı bir irade var. Samimi olmayan, gayreti millet için olmayan, ipleri, kumandası başkalarının elinde olan bir irade var. Artık bunu da tartışmanın zamanı gelmiştir. Ben sadece seçimle ilgili oy istemeye gelmedim. Bir muhasebe yapmaya ve bir soru sormaya geldim.” diyen Soylu, şöyle konuştu:

“40 yıldır PKK bu bölgede terör yapıyor, asker, polis, sivil şehitler veriyoruz. Bir çatışmayı sürekli körüklüyorlar. Bin yıldır bu topraklarda kardeşçe yaşamış insanları birbirine kırdırmaya uğraşıyorlar. Buradaki ailelerin evlatları ya kandırılarak ya da kaçırılarak dağa götürülüyor, eline silah veriliyor, örgüte dahil ediliyor. Açık konuşalım, giden gelmiyor. Belki mühendis, belki doktor olacak. Herkesin kabiliyeti olmayabilir, belki namuslu bir esnaf olacak, yuva kuracak, çoluk çocuğa karışacak insanlar, Kandil’deki 3-5 ahlaksızın sebebine, HDP’nin 3-5 işgüzarının aracılığıyla dağlarda, mağaralarda heder oluyorlar. Bunların siyasi kolu HDP bu çarkın makinistliğini, borazanlığını yapıyor. Milletle irtibatını kesmiş, varsa yoksa Kandil, varsa yoksa çatışma, kavga, varsa yoksa PKK. Yıllardır yetkiyi milletten alıyorlar, sonra yüzlerini Kandil’den tarafa çeviriyorlar. O yetkiyi nasıl aldıklarını da hepimiz biliyoruz. Kanlı musluk afişlerini, Kandil imzalı tehdit mektuplarını unutmadık.”

Soylu, dağdan teslim olup gelenlerden yıllardan bu yana ancak 5 kişinin tekrar terör örgütüne katıldığını belirterek, binlercesinin ise katılmadığını vurguladı.

Gidenlerin oradaki yalan dünyayı gördüğünü belirten Soylu, oraya gidenlerin 10-15 gün içerisinde pişman olduklarını ve bir şey yapamadıklarını oradan gelenlerin anlattığını kaydetti.

Son iki yılda terör örgütüne katılan bin kişinin ailesiyle temas kurduklarını ifade eden Soylu, “Sabah akşam, gece gündüz çağırın onları, teslim olsunlar’ dedik. Şimdiye kadar 350 kişi geri döndü.” diye konuştu.

“Belediyeyi devraldık, yeniden Diyarbakır’ı ayağa kaldırdık”

Bir üzüntüsünü paylaşan Bakan Soylu, “O gördüğüm ülkelerde de farklı kültürler, farklı etnik gruplar var. Her şeyi bir tarafa bırakın, Avrupa 1944’te İkinci Dünya Savaşı’nı bitirdi, milyonlarca insan hayatını kaybetti, birbirlerini resmen boğazladılar ama 1957’de o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu, şimdinin Avrupa Birliği’ni kurdular. Artık böyle işlerle uğraşmıyorlar. Sorarım size PKK 40 yıldır bu millete kandan ve gözyaşından başka ne vermiştir? Diyarbakır’ın hak ettiği bu mudur, bu görüntü müdür? 2014 seçimlerinde HDP Diyarbakır’a bunu mu vadetmişti? Bunu yapmak için mi oy istemişti?” şeklinde konuştu.

Dünyanın bu tür işlerle oyalanmadığını, turizm ile ön plana çıktığını aktaran Soylu, şunları kaydetti:

“İsviçre’de Zermatt diye bir kasaba var, 5 bin 800 nüfusu ve bir dağı var. Sadece kayak ve dağcılık sporu yapılıyor. Sadece dağcılık ve kayak turizmi için yılda 2 milyon turist geliyor. Ne Ulu Cami ne Hevsel Bahçeleri ne de bir medeniyet izleri var. Peki koskoca Diyarbakır’ımıza 2015’te kaç turist geldi? 221 bin 129. Eylemleri tırmandırdılar da ne oldu? 2016’da 122 bin 545’e düştü. İşte Diyarbakır’a bunu yaptılar. Belediyeyi devraldık, yeniden Diyarbakır’ı ayağa kaldırdık. Bugün 2018 sonu itibarıyla Diyarbakır’a gelen yerli yabancı turist sayısı 421 bin 380 kişi. Son 16 yılda böyle bir rakama ulaşmamış. Yeterli midir, elbette ki hayır. Bu şehrin potansiyeli bana sorarsanız milyonlu rakamları hak etmektedir. Sadece turist sayısı değil. Burada refahın artması için diğer yatırımlar anlamında da büyük bir potansiyel var, bunu da harekete geçirmek lazım.”

Soylu, Mardin’e 2018’de 3 milyon turistin geldiğini, Tunceli’de bu yıl otellerde yer bulunamayacağını belirterek, bunların huzur sayesinde gerçekleştiğini kaydetti.

Tunceli’nin neredeyse Venedik gibi olduğuna değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bütün bu yaptıklarımız şu neslin çektiklerini, gençlerimizin çekmemesi için. Derdimiz o. Bu nesil darbe, ekonomik saldırılar, kardeşi kardeşe düşürmek, Avrupa ve batıdan aşağılanmak gördü, her şeyi gördü. Tayyip Erdoğan’ın, iktidarımızın bütün mücadelesi gençlerimizin, şu insanların çektiklerini çekmemesi için. Pürüzsüz bir Türkiye, herkesi birbiriyle kucaklayan bir Türkiye için.”

“Sen bir barajdan ne istersin?”

Soylu, Diyarbakır’ın çılgın projesi Silvan Projesi’ne değinerek, projenin içinde 8 baraj ve 23 sulama tesisi bulunduğunu aktardı.

Silvan Barajı’nın Atatürk Barajı’ndan sonra Türkiye’nin sulama maksatlı en büyük ikinci barajı olacağına vurgu yapan Soylu, tamamlandığında 235 bin 123 hektar alanın sulamasının hedeflendiğini belirtti.

Soylu, şu bilgileri paylaştı:

“Silvan Barajı sulama tesisleri tamamen bittiğinde yaklaşık 305 bin kişiye iş imkanı, yılda 1,1 milyar lira ekonomiye katkı sağlanacak. Ayrıca sulamanın haricinde barajdan elektrik de üretilecek. Fiziki gerçekleşmesi yüzde 57 seviyesinde. İnşaatın başlamasından beri PKK buraya 24 kez saldırdı. Bir askerimiz çıkan çatışmada şehit oldu, bir olayda da kepçe operatörünü kaçırıp şehit ettiler. Yahu arkadaş sen bir barajdan ne istersin? Evine ekmek götürmenin derdinde olan bir kepçe operatöründen ne istersin? HDP şimdi belediye için oy istiyor, ‘belediyeleri geri alacağım’ diyor. Hizmet ise al sana hizmet, neden engelledin? Kandil’dekiler senin adamındı, neden karşılarına çıkıp, ‘Bu barajdan milletin istifadesi var, gençler iş bulur, tarlalar ekin verir, buna ilişmeyin.’ demedin?”

“Aynısını Hakkari Yüksekova Havaalanı’nda yapmadılar mı?” diyen Soylu, şöyle devam etti:

“Bir havaalanı inşaatına saldırılır mı? Hem de 507 kez saldırılır mı? 28 dozer ve inşaat makinesi yakıldı, 99 roket, havan ve silahlı saldırı, 96 kundaklama girişiminde bulunuldu. 11 işçi kaçırıldı, 25 işçi rehin alındı. Saldırılarda 7 asker ve 1 polis şehit olurken, 36 polis yaralandı. Havaalanı açılırken HDP’li vekiller milleti tehdit etti, ‘açılışa gitmeyin, orayı kullanmayın’ dediler. Peki sonuç? Şimdi kendileri havaalanını kullanıyorlar, üstelik VIP geçişi yapıyorlar. Pervin Buldan’ın kendisi VIP’ten giderek havaalanını kullanıyor. Peki yakın bir tarihe dönüp baktıklarında utanmıyor mu acaba? Havalimanına karşı putlaştırma yapan bir anlayış Diyarbakır’ı ne hale getirir? Madem böyle yapacaktınız neden karşı çıktınız? Hakkari gelişecek, oraya insanlar gelip, gidecek, esnafın yüzü gülecek, öğretmenler, profesörler gelip, gidecek diye mi korktunuz?”

“Siz yaptınız da elinizi mi tuttuk?”

Yüksekova’daki Selahaddin Eyyubi Havalimanı’nda gelen giden yolcu sayısının 2016’da 37 bin 720 olduğunu belirten Soylu, 2016 yılının eylül ayında belediyeye görevlendirme yapıldığını, 2017’de sayının 153 bin 700 olduğunu, 2018’de ise yıllık 190 bin 815’e yükselerek 5 kat arttığını aktardı.

Soylu, Şırnak’a Şerafettin Elçi Havalimanı’nın yapıldığını hatırlatarak, 2016’da gelen giden yolcu sayısının 241 bin 311 kişi olduğunu, belediyeye yapılan görevlendirmenin ardından 2017’de 339 bin 725’e, 2018’de 421 bin 998 kişiye yükseldiğini bildirdi.

Bu yatırımlara itiraz ettiklerini, hepsinin engellenmeye çalışıldığını vurgulayan Soylu, “HDP ‘hesap soracağız’ falan diyor ya.. Sen asıl buradaki vatandaşıma bunların hesabını ver. Yaptıklarının hesabını devlet görüyor zaten. Sen asıl yapmadıklarının hesabını millete ver. Yıllardır bu bölgelerde belediye yönetiyorlar. Şunu yapmışlar da biz ‘yapmayın’ mı demişiz? Altyapı, kanalizasyon yapmak, asfalt dökmek istediler de biz yapmayın mı dedik? Kayapınar ilçesinde 33 bin seyirci kapasiteli stadyum yaptık. Siz yaptınız da biz yapmayın mı dedik? 80 bin metrekarelik alanda yeşil kuşak projesi yaptık. İnsanların nefes alabileceği, aileleriyle güzel vakit geçirebilecekleri bir alan oluşturduk. Siz yaptınız da elinizi mi tuttuk? PKK’yı Lice’de kurdular değil mi? Avukatlığını yapıyorlar. Peki HDP Lice’yi ihya mı etti? Biz Lice’de 4,3 milyon lira maliyetle çevre düzenlemesi, modern ve şık bir meydan, 180 dükkana cephe giydirmesi yaptık. HDP böyle bir projeyle geldi de hayır mı dedik? HDP yıllarca bu millete sadece kavga vadetti.” diye konuştu.