“BU TOPRAKLARIN ŞİFRESİ TEVHİD VE BİRLİKTİR”

İçişleri Bakanı Soylu, “Şimdi insansız hava araçlarına mayıs ayında bir aparat takıyoruz. Söylemiyoruz, onlar da çıldırıyorlar ‘Acaba ne’ diye. Artık dağlarda bırakın yürümeyi kafalarını dahi çıkaramayacak hale gelecekler.” dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere hava yolu ile Sivas’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kentteki bir otelde sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri ve muhtarlar ile buluştu.

Soylu, burada yaptığı konuşmada, dertlerini anlatmak ve içlerini dökmek için Sivas’a geldiklerini dile getirerek, “Her yerde ifade ederim, biz nevzuhur bir millet değiliz. Sadece karnını doyurmak için, sadece gününü gün etmek için yaşayan bir millet değiliz, hiç olmadık, tarih boyunca da olmadık. Kale duvarı gibi pek çok taştan örülmüş ama sağlam örülmüş bir milletiz. Gelin görün ki bu duvarı tek tek parçalarına ayırmak isteyen de bir irade var.” diye konuştu.

Milletin, birliğini, beraberliğini, Anadolu vicdanını, medeniyetini, inancını, dinini muhafaza ettiği sürece, kimsenin bir şey yapamayacağını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

“Onun için bizi hep parçalara ayırmak istediler. Dikkat edin, pek çok darbe yaşadık ve her darbe bizi bir yerimizden ayrıştırmak istedi. Bizi köklerimizden uzaklaştırmak istedi. Laik-dindar, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, sağcı-solcu, başı açık başı örtülü. Bunların her birine ait önce bir kışkırtma ortaya koydular, sonra bunları bahane edip darbelerle, hem devletimizi zayıflatmaya çalıştılar hem de milletimizin üzerinde büyük oyun oynadılar. 1980 darbecileri neden ‘bir sağdan bir soldan astık’ dediler biliyor musunuz? Güya adaletli olduklarını anlatıyorlardı ama büyük pot kırmışlardı. Bir sağdan bir soldan derken bize aslında, ‘siz aslında bir değilsiniz, sizin sağınızın da solunuzun da önemi yok, biz sizin toplam medeniyetinizi yok etmek istiyoruz.’ dediler.”

“Bu toprakların şifresi tevhid ve birlik”

Bu toprakların şifresinin tevhid ve birlik olduğunun altını çizen Bakan Soylu, ‘bin yıl sürecek’ denilen 28 Şubat’ın, milletin AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidara getirmesiyle tarihin derinliklerine gömüldüğünü anımsattı.

Soylu, “Biz annelerini, babalarını huzurevine gönderen bir millet değiliz. Batılılar gibi değiliz. Biz coğrafyamızda değil, coğrafyamızın dışında da mezarlarımız varsa onlara sahip çıkan asil bir milletiz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye üzerinde oynanan oyunlara dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti:

“1960’ta bunu denediler, Çorum’da, Kahramanmaraş’ta bunu denediler, Hamido ile bunu denediler, PKK ile bunu denediler, 15 Temmuz’da bunu denediler, ama bizim medeniyetimiz basit bir medeniyet değildir. Hepimiz gençlerimizden şikayet ettik durduk. 15 Temmuz gecesi hepimizi yanılttılar. Bu gençler, anneleri babaları ‘dikkati ol’ demesine rağmen ay yıldızlı bayrağı aldılar, ‘ülkemizin namusu tehlike altında biz bu tehlikeden ülkemizi kurtarmak için sokağa çıkıyoruz’ dediler.”

Bakan Soylu, “2200 yıldır devlet yönetiyoruz, bin yıldır bu coğrafyada birlikteyiz, bu coğrafyanın içerisindeyiz. Bizi tezgaha getirmek kolay değildir, biz o tezgaha gelmeyiz. Pervin Buldan çıkmış diyor ki ’31 Mart’ta seçimlere gideceğiz, 40 yıllık dava ve mücadele tarihimizi sandığa giderken en üst zirvesine taşımak için adımlarımızı atacağız.’ Ey cahil…” ifadelerini kullandı.

“Teröristler dağlarda kafalarını dahi çıkaramayacak hale gelecek”

Soylu, geçen hafta Diyarbakır’a gerçekleştirdiği ziyaretlere değinerek, vatandaşların kendilerine yoğun ilgi gösterdiğini söyledi.

Gece geç saatlerde Çınar ilçesine gittiklerinde zifiri karanlık olduğunu ve göz gözü görmediğini anlatan Soylu, şöyle konuştu:

“Bana ‘Otobüsün üzerine çıkma’ dediler. ‘Demirden korkan trene binmez’ dedik. Gecenin bir yarısı 11-12.00’de Diyarbakır’a gittik. Orada PKK’nın önemli bir kolu olan Demokratik Toplum Kongresinin merkezi olan bir yeri bizim belediyelerimiz millet kıraathanesine döndürmüşlerdi. Gençlerimiz bir tarafta Kırklar Dağı türküsünü söylüyorlar, bir tarafta da mırıl mırıl ilahi söylüyorlardı. Bir tarafta ders çalışıyorlar ve kitaplar okuyorlar. 500 genç o kadar güzel sorular sordular ki. Onlara bir tek şey söyledim. Biz bütün bu riskleri, mücadeleyi sizin pürüzsüz bir Türkiye’de yaşamanız için yapıyoruz. O hayvanların sizi alıp dağa götürüp orada, o Murat Karayılan denilen hayvana, Cemil Bayık denilen hayvana masa mezesi yapmaması için, sizin mühendis, doktor olmanız için ve bu ülkede ananıza, babanıza, bu millete, bu medeniyete hayırlı evlat olmanız için biz bütün bunları yapmaya çalışıyoruz.”

Soylu, Diyarbakır ziyaretinin ardından Ankara’nın Polatlı ilçesine gittiklerini ifade ederek, Polatlı’nın 22 gün 22 gece Sakarya Meydan Muharebesi’nin en önemli merkezlerinden birisi olduğuna dikkati çekti.

“O eski Türkiye bitti”

“Kökü belli olmayan bir millet değiliz.” diyen Soylu, şöyle devam etti:

“ABD bize diyecek ki ‘Afrin’e girme.’ Biz artık seni dinler miyiz ya. Terör neredeyse onun tasfiye edilmesi için elimizden geleni ortaya koyarız. O eski Türkiye bitti. ‘Şuraya girme, şöyle yapma’. Bu ülkede başbakan astılar. Sadece Adnan Menderes’i idam etmediler. İsmet Yılmaz’ın annesine, babasına dediler ki ‘Sakın evladını bir daha bu işlere bulaştırmayın, karıştırmayın’. Ürküttüler, korkuttular bizi. Korkutmak istediler. Bu ülkede 1970-1980 arası gençleri birbirine düşürdüler. ‘Sakın bu işlere bulaşmayın’ diye mesaj verdiler. Bizi de ekonomik saldırılarla terbiye etmeye çalıştılar. Başı açık, başı kapalı diye bir annenin iki kızının birine ‘Sen okuyabilirsin’, birine ‘Sen okuyamazsın’ dediler. Bizi hakir, küçük gördüler. Çünkü bizim coğrafyamız o kadar dirayetli, güçlü ve kuvvetli bir milletin altında olursa ondan ürkeceklerini ve korkacaklarını biliyorlardı. Tam 300 yıl Karlofça’dan itibaren bizi hep gerileme döneminde tuttular. Na zaman kafamızı çıkartsak yukarıdan aşağı kafamıza vurdular. İstiklal mücadelesini kazandı bu aziz ve büyük millet. Sivas bunların kahramanlarının başındadır. Biz sadece kendimizin milleti değiliz. Biz sadece yer üstünde yaşayanlar olarak sorumlu değiliz. Her şeyi biz mi çözüyoruz, her şeyi biz mi anlatıyoruz, her şeyi biz mi başarıyoruz.”

“Bırakın yürümeyi kafalarını dahi çıkaramayacak hale gelecekler”

Soylu, Türkiye’ye yıllarca “sizden adam olmaz” dediklerini ve neredeyse bunu öğrettiklerini anlatarak ancak Türkiye’nin o zamanda adam olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin bugün de yarın da büyük adam olduğunu dile getiren Soylu, “Türkiye bir taraftan terörle, bir taraftan anarşiyle, bir taraftan ekonomik saldırılarla, bir taraftan kutsallarımıza ve değerlerimize saldırılarıyla büyük ama çok büyük bir baskı altına alınmaya çalışıldı. Türkiye bundan hep demokrasiyle kurtuldu. Ne oldu? Dağlarda 1990 ile 2000 arasında 15 bin terör örgütü mensubu vardı. Bugün kala kala 700 kaldı. Şimdi insansız hava araçlarına mayıs ayında bir aparat takıyoruz. Söylemiyoruz, onlar da çıldırıyorlar ‘acaba ne’ diye. Artık dağlarda bırakın yürümeyi kafalarını dahi çıkaramayacak hale gelecekler. Bu konuda Cumhuriyet tarihinin en güçlü noktasında olduğumuzu söyleyebiliriz. Allah’a çok şükürler olsun.” diye konuştu.

Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdi adam çıkacak diyecek ki ‘Kürdistan’da biz kazanacağız, batıda AK Parti ve MHP’ye Cumhur İttifakı’na kaybettireceğiz, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Muğla’da, Adana’da verilen her oy, Cizre’den Silopi’ye, Eruh’a selam olacak, güç olacak’ diyecek ve ondan sonra biz kendi kendimize şu soruyu sormayacak mıyız? Hiç merak etmeyin. Biz hiçbir terör örgütüne nefes aldırmayız. Vallahi adamın yüzünde meymenet yok. Sezai Temelli denilen bu adam. Birisi, memleketimizin ve medeniyetimizin tarihini 40 yıla PKK tarihine sıkıştırır, birisi de demek istiyor ki bize ‘Siz Doğu ve Güneydoğu’daki PKK’lı belediyelere el koydunuz, terörün şah damarını kestiniz, şimdi siz merak etmeyin biz Kılıçdaroğlu’nun çatısı altında büyükşehirlere sızacağız.’ Tehlike çok büyük hemşehrilerim. Bunu herkese anlatın. Yerel meclis TBMM gibi değildir. Eğer orada birisi gelip oraya 299 HDP’li soktular, benim tespit edebildiğim. O adam, ‘300’ün üzerinde, İçişleri Bakanı bilmiyor, CHP bize kucağını açtı, İYİ Parti bize kucağını açtı’ diyor. Allah’ınızı severseniz. Yarın öbür gün büyükşehirlerde teklif verecekler. ‘Şu sokağa şurada terörist olarak ölen adamın ismini vereceğiz’ diyecekler. Yerel meclisler karışır.”

“Türkiye hiç böyle olmadı”

Yeni bir fitne tohumu ekilmeye çalışıldığının altını çizen Soylu, Cumhuriyet tarihinin son 50 yılında 4,5 yıl seçim olmayan hiçbir dönem bulunmadığını aktararak, şunları kaydetti:

“İlk kez 4,5 yıllık bir seçime gidiyoruz. Bu 4,5 yıllık seçimde herkesin işine, gücüne, Türkiye’nin yarınlarına, ekonomisinin yükselmesine bakacağı bir dönem. Milli ve yerli üretimde büyük bir sıçrama, ardından terörü tamamen tasfiye etmek, kökünü kazıyabilmek. İnşallah bütün bunların tamamını etrafımızdaki coğrafyaya ve bütün dünyaya umut verebilecek ve yeniden sıçrama yapabileceğimiz bir 4,5 yıl. İstif üzerindeyiz yani. Son iki yılda PKK’dan 3 bin 333 terörist etkisiz hale getirildi. Sadece PKK bu. Türkiye’de DHKP/C denilen bir terör örgütü vardı. Bunun yurt içerisindeki yöneticilerinin tamamı eğer ülkemizde iseler ya ölüdür ya da tutukludur. Türkiye hiç böyle olmadı. DHKP/C falan kalmadı artık. Terör örgütlerinin hepsine tarihin en büyük darbeleri vuruldu. FETÖ ile çok büyük mücadele edildi. Ülkemizin içerisinde çok önemli bir noktaya getirildi FETÖ ile mücadelemiz. Ama sadece ülkemizin gücü yetmiyor. Dışarıda da aynı mücadeleyi yapıyoruz.”

“Doğu ve Güneydoğu’da bugün 24 saat huzur var”

Soylu, Türkiye’de 275 organize suç örgütünü sadece 2018 yılında tasfiye ettiklerini belirterek, “Bunun 10 tanesini çökerttik, ulusal bazda. Türkiye’de hırsızlıkları yüzde 50 azalttık, günlük evden hırsızlıkları. 2017’deki rakamla 2018’deki rakam 258’den 171’e düştü. Büyük bir mücadele ortaya koyuyoruz, tefecisinden tutun başka bir noktasına. Bu siyasi iradeyle oluyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin ekonomik, güvenlik ve siyasal olmak üzere üç önemli istikrarının olduğunu vurgulayan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yükselen bir Türkiye olduğunu ifade etti.

Soylu, Cumhur İttifakı ile bunun daha katmerli bir hale getirildiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Cumhur İttifakı’nı neden kurduk, derdimiz neydi? Son 6-7 yıldır anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirdiler. Büyümemizi, zenginleşmemizi, özgürleşmemizi , tam bağımsız olmamızı istemiyorlar. Her türlü sevincimizi kursağımızda bırakıyorlar. İstiyorlar ki ‘4,5 yıl içerisinde Türkiye’nin içerisinde yeniden fitneler kuralım, Amerika ekonomik saldırısını yapsın, ardından Türkiye’de hükümette biraz itibar zayıflarsa önümüzdeki 4,5 yıl bunları rahat edemez hale getiririz. Ne yapacağız, FETÖ, PKK, PYD, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi hepsi bir arada olacak sarsacağız. Gezi olaylarında bunları düşüremedik, 17-25’te düşüremedik, 6-7 Ekim’de düşüremedik, ardından 15 Temmuz’da o hain darbede (Amerikan uşağıdır o, çok net yani o Pensilvanya’daki şarlatan) düşüremedik. 7 Haziran seçimlerinden sonra çukurlarda düşüremedik.’ Irak’ın kuzeyinde bir devlet kuracaklar, Afrin’de de terör merkezi oluşturacaklar, Türkiye’yi oradan sıkıştıracaklar, bir koridor yapıp Türkiye’nin güneyi ve Orta Doğu ile olan ilişkilerini tamamen altüst edecekler. Bizi kendi medeniyet havzamızdan ayırabilmek için, Balkanlar’dan, Orta Doğu’dan, Orta Asya’dan, Kafkasya’dan ta Afrika’ya kadar bizi ayırabilmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.”

“Kuş uçurtmayız oralarda”

Önlerindeki 4,5 yılın kendileri için büyük bir fırsat olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

“Hadi bakalım terör örgütü mensupları, Doğu ve Güneydoğu’da bir teröristin cenazesine gitsinler de görelim şimdi. Oralarda bugün 24 saat huzur var. Hep kafamızı karıncalandırıyordu acaba ne yapacağız, ne edeceğiz diye. Tam 24 saat oralarda huzur var, bir anne evladını alıp gecenin bir saatinde istediği bir yere gidebiliyor. Öyle esnafa gidip haraç kesme ortadan kalktı. Terör örgütü hakimiyet kurmuştu, mahalle baskısı oluşturmuştu. Annelerin, babaların 13-14 yaşlarındaki çocuklarını, kızlarını evlerinden alıp dağa götürüyorlar, tecavüz ediyorlar, taciz ediyorlar, anne babalar sabahlara kadar ağlıyorlardı. Neye yarar bizim İçişleri Bakanlığımız. Son 30 yılın teröre katılımdaki en az rakamındayız, Allah’ımıza şükürler olsun. Hiç merak etmeyin kuş uçurtmayız oralarda. Ama biz kuş uçurtmayız derken oradaki belediyeleri, oradaki o fitne tohumlarını teker teker sökerken Türkiye’nin başka yerlerine ekmek isteyenlere sizin müsaade etmemenizi burada size söylemek zorundayım.”

Bu memleketten ve bu vatandan bir tane olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, 1 Nisan’dan sonra zafiyet yaşanması halinde 6 yaşındaki çocukların ellerine taş vererek valinin ve kaymakamın itibarının zedeleneceğini söyledi.

“Onlar PKK’nın, terörün vekilidir”

Soylu, 24 Haziran seçimlerine giderken bunların meclise sokulmaması ve taşınmaması için çaba gösterdiklerini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir evden HDP’ye, bir evden CHP’ye oy verilecek, bu yanlış. Yapmayın CHP’li kardeşlerimize şikayet ettik, ne olursunuz yapmayın diye. Getirdiler ne oldu, İçişleri Bakanlığının bütçesinde, ben onlara milletvekili demem kusura bakmayın, kim ne derse desin. Onlar PKK’nın, terörün vekilidir, bu asil milletin milletvekilliği sıfatını alabilecek bir karakterleri yoktur. Ben bunu söylüyorum da onlar alınıyorlar mı? Hayır. Ben bu kadar diyorum siz PKK’nın vekilisiniz, demiyorlar ki ‘PKK’nın vekili değiliz.’ Şeref madalyası gibi taşıyorlar. Başkalarına bir şey oluyor, ‘böyle söyleme’ diye, onlar gocunmuyorlar ki. Kandil tek bir söz söylemeden, tek bir adam atamazlar. Böyle bir karakterleri yok, atamazlar. Böyle bir dertleri de yok. Kadın çıktı dedi ki, ‘Sizin Hakkari ve Diyarbakır’daki askerleriniz, jandarmanız, polisiniz işgal askeridir, işgal polisidir, işgal jandarmasıdır.’ Ben cevabını verdim, ağzının payını verdim. Ama ben söyleyene bakmam, söyletene bakarım. Bunu sağlayan Kılıçdaroğlu’dur, bu tezgah büyük bir tezgahtır.”

Truva atı gibi PKK’yı Meclise sokmak ve belediyelere musallat etmek gibi bir hileye bugüne kadar hiç başvurmadıklarını dile getiren Soylu, Türkiye’nin planlanmış büyük bir hile ile karşı karşıya olduğunu belirtti.