Bu sistem Türkiye’yi yönetmek isteyenleri itibarsız hale getirmek istedi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Orada bugün mücadele eden evlatlarımıza dua edin yeter. Jandarmamıza, askerimize, polisimize, korucumuza… Şu anda Güneydoğu’nun, Doğu’nun bütün dağlarında onlar duruyorlar. Bilmenizi isterim, adım adım, fellik fellik her yeri arıyorlar. Geçen hafta içerisinde 60’ın üzerinde teröristi etkisiz hale getiren bizim evlatlarımız. Onlar kovalıyorlar, ötekiler sıçan gibi kaçıyorlar sıçan gibi.” dedi.

Bakan Soylu, Çarşamba ilçesinde belediye önünde düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Türkiye’nin özgür, hür ve dünyanın 10 büyük devletinden biri olması için mücadele verdiklerini dile getiren Soylu, yıllardan sonra Türkiye’nin adeta uçuşa geçtiğini söyledi.

Türkiye’nin büyümesini, kalkınmasını istemeyenlerin Gezi olaylarını başlattığını belirten Soylu, son 3-4 yıldır ülkenin önüne set çekmek için Gezi olaylarıyla birçok şeyi gerçekleştirdiklerini anlattı.

Bugünkü sistemin her 10 yılda bir darbe doğurduğuna işaret eden Soylu, şöyle devam etti:
“Bu sistem Türkiye’yi yönetmek isteyenleri itibarsız hale getirmek istedi. Bu sistem milletimizi faize mahkum etti. Bu sistem insanların oylarını hiçe saydı. Yargıyı birilerinin ellerine verdi ve dedi ki, ‘Bu ülkenin patronu biziz, siz değilsiniz’. Bir gün patronumuzu Danıştay yaptılar, bir gün patronumuzu Yargıtay yaptılar, bir gün Anayasa Mahkemesi yaptılar, bir gün bu ülkenin patronunu başbakanlarına, cumhurbaşkanlarına hakaret eden medyanın patronları yaptılar. Bir gün patronumuzu bu ülkede darbe yaptılar, bir gün IMF yaptılar. Bir gün patronumuzu uluslararası kuruluşlar yaptılar, bir gün uluslararası sermeye yaptılar. Çarşambalılar, size sesleniyorum. Artık bunların patronluğuna son vereceğiniz. Hep birlikte son vereceğimiz bir tarih geldi. 16 Nisan. Hep birlikte haykırmalıyız ‘patron siz değilsiniz, bundan sonra da olmayacaksınız. Patron millettir.”

Türkiye’de 7 Haziran 2016’dan sonra yaşananlara değinen Soylu, birilerinin 7 Haziran’da hükümet kurulamayacağını görünce ellerini ovuşturarak sevindiğini ifade etti.

Terörle mücadele

Türkiye’nin PKK ile mücadelesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Soylu, “Orada bugün mücadele eden evlatlarımıza dua edin yeter. Jandarmamıza, askerimize, polisimize, korucumuza… Şu anda Güneydoğu’nun, Doğu’nun bütün dağlarında onlar duruyorlar. Bilmenizi isterim, adım adım, fellik fellik her yeri arıyorlar. Geçen hafta içerisinde 60’ın üzerinde teröristi etkisiz hale getiren bizim evlatlarımız. Onlar kovalıyorlar, ötekiler sıçan gibi kaçıyorlar sıçan gibi. Daha yeni başladık. Cumhurbaşkanımız talimat verdi. Başbakanımızın direktifleri var. Bakanlarımız, milletvekili arkadaşlarımız bütün herkes büyük gayret içerisinde. Cumhurbaşkanımızın talimatı açıktır, talimatı nettir. ‘PKK’yı sileceksiniz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Soylu, Türkiye’nin önünde halk oylaması bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Tam zamanıdır. Neyin tam zamanıdır söyleyeyim. Aşağımızda, Orta Doğu’da büyük bir kaos var. Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta, Yemen’de her birinde büyük bir kaos var. Yukarıda Avrupa rotasını şaşırmış durumdadır. Avrupa ne ortak para birimine girebildi ne ortak anayasa oluşturabildi. Almanya zaten hepsini kucaklamak, almak ve hepsini kendi yönetmek istiyor. İngiltere ‘eyvallah’ diyor. Şu anda rotasını şaşırmış bir Avrupa var. Biz 300 yıldır ilk kez böyle büyük bir fırsat elde ettik. Bizi tekrar 1961 Anayasası’nın, tekrar 1982 Anayasası’nın tuzağına çekmek istiyorlar. O eski ‘İktidar olabilirsiniz ama muktedir olamazsınız’ sözüne bizi tekrar raptetmek istiyorlar. ‘Sizin oyunuz bir işe yaramaz, istediğimiz zaman istediğimizi size yaparız’ demeye getiriyorlar. ‘Bizim abilerimiz var, bizim ağ babalarımız var, onlarla beraber tepenize bineriz’ demek istiyorlar. İlk kez bu fırsatı yakaladık biz. Altyapımızı tamamladık. 14 yılda Allah’a şükürler olsun Türkiye 3 bin dolardan 11 bin dolara geldi. Hastaneleriydi, yollarıydı, hızlı trenleriydi, savunma sanayisiydi, okullarıydı, ana okullarıydı, üniversiteleriydi… Daha da gideceğiz. Birçok adım attı Türkiye sizin sayenizde. Sizin koyduğunuz iradeyle bunu gerçekleştirdik. Tam da o ikinci sıçramayı tam da ikinci hamleyi, o ikinci büyük adımı atmanın zamanı gelmiştir. Biz hedefleri olan bir ülkeyiz.”

Meselelerinin sadece şu an bulundukları topraklarda olmadığına işaret eden Soylu, “Bizim meselemiz bütün dünyaya sözünü geçirebilecek, sözünü anlatabilecek, sözünü duyurabilecek bir Türkiye olmaktır. Bizim meselemiz sadece güçlü ve zengin olmak değil, yaşam standardımız elbete yükselecek ama tek derdimiz o değildir. Bugün dünyadaki bütün haksızlıklara, dünyadaki bütün zulümlere karşı sessiz kalanlara yönelik milletin o mazlumların, mağdurların dönüp ‘Bize kim sahip çıkacak’ diye beklediğinde, bize emanet edilen bu büyük medeniyetin, merhamet ve şefkat medeniyetinin iyilik medeniyetinin sesini de gücünü de kuvvetini de kudretini de bütün dünyaya duyurmak zorundayız.” diye konuştu.
Bu topraklarda “Türk ve Müslüman Anadolu insanının yaşadığını” vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
“Biz Avrupa gibi oraya gidenlere çelme saymayız. Para hesabı etmeyiz. 400 yıl biz Allah’ımıza çok şükürler olsun ki Suriyeli kardeşlerimizle aynı sancak altında beraber yaşadık. Aynı kıbleye baktık, beraber namaz kıldık. Aynı cenazeleri beraber taşıdık. Hanımlar, size soruyorum. Ne yapsaydı Tayyip Erdoğan? ‘Ey Tayyip Erdoğan sınırlarınıza geldik, bu adamlar bize tecavüz ediyor. Hamile kadınların çocuklarını karınlarında öldürüyorlar, sahip çık’ dediğinde sırtını mı dönseydi, ne yapsaydı? Biz hiçbir zaman tarihin bu sınavlarında, insanlığın bu sınavlarında geri kalmadık, geri düşmedik. Osmanlı – Rus harbinden sonra da geri düşmedik. Selanik mübadelesinde de geri düşmedik. Rahmetli Menderes zamanında Balkanlar’da, Yugoslavya’da, Bulgaristan’dan gelenlerde de geri düşmedik. Yetmedi, 1989’da rahmetli Özal zamanında da geri düşmedik. İnsanlığımızı kaybetmedik hiç. 89’da 300 bin kişiyi, bugün 3 milyon kişiyi aldık. Bilesiniz ki 15 Temmuz’da bu millet eğer yara almamışsa, Türkiye’yi ele geçirmemişlerse Cenab-ı Allah bu milletin ortaya koyduğu merhametin ve şefkatin hürmetine milletin gönlüne cesaret verdi, liderini teslim ettirmedi.”
– “17 yaşındaki çocukları yaşlarını büyütüp idam eden de yargıydı”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin eleştirilere cevap veren Soylu, Hollanda’nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya yönelik skandal tavrına da tepki gösterdi.
Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Diyorlar ki yeni sitem gelirse yargı tek adama bağlı olacak. 1961’de yargı vardı, biz biliyoruz. Hakimleriniz, savcılarınız, yargıçlarınız Adnan Menderes’i idam ettiler; kılıfını da buldular. 12 Mart 1971’de de yargı vardı. 17 yaşındaki çocukları 1980 darbesinden sonra yaşlarını büyütüp idam eden de yargıydı. Onları da biliyoruz. Liderleri hapse gönderen de yargıydı, biz onları da biliyoruz. Bu ülkede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra, milletle muhabbetini gördükten sonra ‘Evet artık bunun önünü kesmeliyiz’ deyip bir taraftan siyasi yasaklı hale getirip hapse gönderen de yargıçlarınızdı, sizin hakimlerinizdi, sizin savcılarınızdı, biz onları da biliyoruz. Onların nasıl patronların emrinde olduğunu, HSYK’nin hangi kararlara imza attığını, bu milletin her olayda nasıl mağdur olduğunu, paranın konuştuğu bir yargının bu ülkede herkesin ama herkesin dilinde olduğunu biz biliyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde, cumhurbaşkanı seçme yeterliliği olan bir Meclise ‘Hayır siz bunu seçemezsiniz’ deyip güçsüz hale getirip ortadan kaldırıp bu konuda Meclise cumhurbaşkanı seçtirmeyenin, görevi bitenin hala devam etmesini sağlayanın da bir yargıç olduğunu, bir hakim, bir savcı olduğunu biliyoruz. O sizin yargıçlarınızın, hakimlerinizin Menderes’ten 53 yıl sonra yeniden bu ülkede aynı trajediyi, aynı hikayeyi, aynı acıyı bu millete yaşatmak için kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a nasıl bir yargı darbesi yapmaya çalıştığını, onu nasıl tasfiye etmeye çalıştığını da biz biliyoruz. Ne istiyorlar? Bizim yargımız olsun. Niçin onların yargısı olacakmış. Çünkü iktidar olmalarına gerek yok, oy almalarına gerek yok. Peki neye gerek var? Şuna gerek var. Zamanında düğmeye basacaklar, ‘Patron biziz’ diyecekler. Efendiler, ey bu ülkeyi yönetmek isteyen efendiler, ey dün Fatma kardeşimize karşı yine kirli oyunlarını devreye sokan efendiler, sizlere sesleniyoruz; artık sizin yargınız olmayacak, milletin yargısı olacak.”
– “KCK/PKK’dan kaçan 5 kişi daha teslim oldu. Merak etmeyin daha yeni başladık”
Terörle mücadeleye de değinen Bakan Soylu, şunları kaydetti:
“Bugün sabah KCK/PKK’dan kaçan 5 kişi daha teslim oldu. Merak etmeyin daha yeni başladık. Bu terör örgütlerine neler yapacağız, göreceksiniz. Biriyle mücadele etmiyoruz. FETÖ ile mücadele ediyoruz. DEAŞ ile mücadele ediyoruz. Hangi hainlikler olduğunu biliyoruz. Dernekler vasıtasıyla bunlara nasıl para aktarıldığını biliyoruz. Hepsinin hakkından geliyoruz. Çok net kararlıyız.” diye konuştu.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Soylu, “Keşke buraya Kılıçdaroğlu’nu çıkarsaydık. O kadar güzel anlattı ki referandumu. Nasıl diyor? ‘Bak diyor bunun sonucunda ne çıkacak. Bir başbakan olacak başka partiden, bir cumhurbaşkanı olacak o da başka partiden. Sonra birbirleriyle kavga edecekler.’ Allah’ın adamı ya. Biz aylardan, yıllardan beri bunu anlatıyoruz. Allah mı söyletiyor acaba?”
– “Koltuk gidiyor, derdi o”
MHP ile ittifak yaptıklarını, anlaşıp uzlaştıklarını hatırlatan Soylu, şöyle konuştu:
“O (CHP) kiminle ittifak etti? Hem FETÖ ile hem PKK ile öyle anlaşıyor. Dahası da var. Öbür ittifak ettikleri de dişlerini çıkarttılar, görüyoruz. Almanyalardan, Hollandalardan, görüyorsunuz değil mi? Şimdi PKK ile ittifak ediyorlar. Murat Karayılan ne diyor? Kandil ne diyor? ‘Evet çıkarsa işimiz bitti’ diyor. Doğru mu? Peki bizim evlatlarımız şu anda terörle mücadele yapıyorlar mı? Peki, Allah korusun. 7 Haziran’daki durum yine oldu diyelim, biz iktidar olamadık, CHP de bir koalisyon kurdu. Bu koalisyonda dışarıdan içeriden hiç önemli değil, PKK’nın sözcüsü olan parti destekledi. Peki bugün yaptığımız gibi terörle mücadele yapabilir miyiz? Yapamayız, yaptırmazlar bize. CHP’li kardeşlerimize söyleyin. Bakın, siyaset yaparsınız, ayrı belediye başkanı adayları koyarsınız, ayrı partilerden olursunuz ama bu millet meselesidir. Ne olursunuz bunu CHP’li kardeşlerimize tek tek anlatın. Allah şahittir; şu PKK’nın, şu terör örgütünün değirmenine su taşıması büyük bir zillettir. Bu ülkeye yapmadığı ihanet kalmayan FETÖ ile beraber aynı sözleri söylemesi zillettir. CHP’li kardeşlerim bunu çok iyi tartıyorlar. Zaten 16 Nisan’dan sonra bunun arkasına tenekeyi takarlar, gönderirler, siz merak etmeyin. Diyelim ki 2019’da seçime gidiyoruz. Bir tarafta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan aday olacak, bir tarafta da Kılıçdaroğlu aday olacak. Kaybettiği zaman ne olacak? Öyle bir daha milletvekili olamıyor, biliyorsunuz. Şimdi kendi koltuğunu muhafaza etmek için kaybetse de genel merkezde çok katlı binada oturuyor, arabaları var, korumaları var, ekmek elden su gölden. Koltuk gidiyor, derdi o. Ey Kılıçdaroğlu, buradan sesleniyoruz sana, ne kadar çırpınırsan çırpın, 16 Nisan’da sonra o koltuğu koruyamayacaksın.”