Bu sistem mayınlarla doludur

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Trabzon’daki sözlerine ilişkin, “Deniz Baykal’ı gördünüz, ya sen, ey Deniz Baykal, sana söylüyorum, ben İçişleri Bakanı’yım, sen referandumla uğraşacağına sana tuzak kuranlara ait bir iki cümle söyle de milletin gönlü rahatlasın.

Kendini savunamayan bir adamdan memlekete ne hayır gelir, hadi söyle. Ben İçişleri Bakanı olarak söylüyorum, yüreğin yetiyorsa İçişleri Bakanlığına bir gel Kemal Kılıçdaroğlu’yla, sana kaset kumpasını kim kurdu bir gösterelim. Onların elinin altında oyuncak olmayın ve bu milleti oynatmayın, iftira atmayın.

Senin aklın bu saate kadar bu işlere ermemişse Peygamber Efendimizi alet edecek, bu işlerle ilgili konuşacak hale de düşmemeni isteriz. Ayıptır, kutsallarımıza, kutsallarımız üzerinden değerlendirmelere girmemeliyiz, bu yanlıştır.” dedi.

Bakan Soylu, çeşitli programlara katılmak üzere geldiği Rize’de, il girişindeki polis kontrol noktasını ziyaret etti. Buradaki polislerle bir süre sohbet eden Soylu, uyuşturucu madde arama köpeği “Hektör” ile ilgilendi.

Soylu’ya, ziyarette, Vali Erdoğan Bektaş, Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, İl Garnizon Komutanı Albay Semih Coşkun, Emniyet Müdürü Sadettin Aksoy ve diğer ilgililer de eşlik etti.

Bakan Soylu, daha sonra AK Parti İl başkanlığınca kentteki bir restoranda düzenlenen toplantıda, sivil toplum kuruluşları, muhtarlar ve kanaat önderleri ile bir araya geldi.

Soylu, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın selamını iletti.

18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 102. yılı olduğunu anımsatan Soylu, “Çanakkale hem bir savaştır, Çanakkale aynı zamanda hem de bir derstir, hem bir nasihattir. Bu toprakların üzerinde ne emeller olabildiğini, milletin hangi bedelleri ödediğini, yarın da nelerle karşılaşılabileceğini bize en çıplak haliyle gösteren bir örnektir Çanakkale.” ifadesini kullandı.

Çanakkele’yi iyi okumak gerektiğine işaret eden Soylu, “Hem kahramanlık destanlarını okumak lazımdır, hem oradaki şuuru iyi okumak lazımdır. Hem oradaki siyaseti iyi okumak lazımdır, hem de Çanakkale’nin önüne gelen o karanlık medeniyetin zihniyetini, bugün de kırıntılarını dağılırken gördüğümüz o medeniyetin zihniyetini iyi okumak lazımdır.” diye konuştu.

Soylu, üzerinden 102 yıl geçmiş olmasına rağmen aynı asil ruhun, en küçük bir eksilme olmadan hatta artarak devam ettiğini, hem terörle mücadele eden asker, polis, jandarma ve korucular hem de 15 Temmuz’da tankların üzerine çıkan, önüne yatan aziz millette gördüklerini vurguladı.

“Benim gözümde 18 Mart 1915’ten bugüne kadar bu topraklar üzerinde şehit ve gazi olan bütün evlatlarımız Çanakkale şehididir çünkü bu aynı ruhtur, dava aynı davadır.” diyen Soylu, Çanakkale Zaferi’nin ülke ve millete tekrar kutlu olmasını, bütün şehit ve gazilere, başka Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ordunun o günkü bütün komutanlarına, o günden bugüne kadar aynı ruhu taşıyarak şehitlik ve gazilik nasip olmuş bütün geçmişlere rahmet diledi.

Bakan Soylu, “Allah onlardan razı olsun. Allah bu millete sabır versin. Allah bir daha milleti öyle mücadeleler vermek zorunda elbete ki bırakmasın.” ifadesini kullandı.

“Yaşananların en kötü tarafı, siyasetin algısının bozulmuş olmasıdır”

Dünyada belli siyasi dönemler olduğunu anımsatan Soylu, Türkiye’nin geçmişten bugüne kadar atlattığı badireler ve geçtiği süreçler hakkında bilgilendirmede bulundu.

Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yaşananların en kötü tarafı siyasetin algısının bozulmuş olmasıdır. Bu ülkeyi darbelerle oyalarken bankalarını soyanlar, ülkenin ekonomik krizlerle karşı karşıya kalmasının faturasını ‘ah bu siyasetçiler’ diyerek sivil siyasetin üzerine attılar. Ta 27 Mayıs’tan beri darbeleri yaptılar. Eşkıya gibi hükümeti ele geçirdiler ama suçu sivil siyasete attılar. Siyaseti milletin gözünde bir istismar olarak göstermeyi başardılar. İşte bu 15 yıldır bütün bu çarkı kırdığı, bütün bu tezgahı bozduğu için sizi hemşehriniz, memleketinizin, ülkemizin ve memleketimizin medarı iftiharı olan hemşehrinizle ve bu milletin evladıyla uğraşıyorlar. İlk defa bu itirazı dillendirip darbecilerle hesaplaşacağım dediği için uğraşıyorlar. Ülkedeki bütün vesayetleri bitirmeye niyetlendiği için uğraşıyorlar. Yoksa niye durup dururken Almanya’da, Hollanda’da protesto gösterileri yapsınlar. Niye durup dururken bizim ülkemizdeki bir referandumla ilgili tepki versinler. Biz onlara vatandaşlık mı verdik? Biz anayasa değişikliği paketinde onlarla ilgili bir madde mi koyduk?”

“Onlar hala istedikleri gibi Türkiye’yle oynamayı istiyorlar.” ifadesini kullanan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yüzde 70 faizle para sattıkları, Ortadoğu’da kendilerinin bekçiliğini yapacak Türkiye’yi istiyorlar. Şunu iyi bilsinler ki artık öyle aciz bir Türkiye yoktur. Hedefleri olan, o hedeflere ulaşmak için birliğini ve kardeşliğini tesis ederek güçlenen, kurdukları 15 Temmuz ve terör kumpasına karşı milletçe saflarını sıklaştıran bugün güçlü bir Türkiye vardır. Türkiye artık boş işlerle oyalanmayacaktır. Türkiye artık sistemindeki bütün açıkları kapayacak, hızlı bir karar alma mekanizmasıyla laik, demokratik, güçlü bir Meclis, etkin bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargıdan oluşan bir hükümet modeliyle geleceğe uzanacaktır.”

“Bu sistem mayınlarla doludur”

Soylu, Türkiye’nin yıllarca iftiraya uğradığına işaret ederek, mevcut sistemin sıkıntılarını şöyle anlattı: “Kıymetli Cumhurbaşkanımız acaba niçin ‘Bu sistemle Türkiye arzu ettiğimiz hedeflere ulaşamayabilir’ dedi? Niçin geldiği ilk günden itibaren ‘Biz bu sistemi değiştirmeliyiz’ dedi? Çünkü bu sistem tuzaklarla doludur. Bu sistem mayınlarla doludur.”

Gezi olaylarını anımsatan Bakan Soylu, 8 ağaç yüzünden milletin birbirine kırdırmaya çalışıldığını, bunun sistemin, 1961’de yazdıkları, 1981’de yazdıkları anayasanın ürünü olduğunu kaydetti.

Soylu, 1961’de yaptıklarının aynısını, tam 53 yıl sonra bu milletin sevgilisi ve ‘ben sadece Allah’ın önünde eğilirim’ diyen ve onlara bir mesaj vererek ‘biz size eğilmeyiz’ diyen bir anlayışı ortaya koyan Recep Tayyip Erdoğan’a 17 Aralık zamanı yapıldığını belirterek, “On yıllar geçiyor, yirmi yıllar geçiyor, 30 yıllar geçiyor, vazgeçmediler, vazgeçmeyecekler. Burada sivil toplum örgütleri ve muhtarlarımızın huzurunda söylüyorum, dernek başkanları ve oda başkanlarımızın huzurunda söylüyorum; siz ne kadar vazgeçmezseniz vazgeçmeyin, bu millet kendi iradesini bu ülkeye hakim kılmaktan vazgeçmeyecektir ve sizi yere serecektir.” ifadesini kullandı.

Deniz Baykal’ın Trabzon’daki sözleri

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın Trabzon’daki konuşmasını eleştiren Soylu, şunları söyledi:

“Deniz Baykal’ı gördünüz, ya sen, ey Deniz Baykal, sana söylüyorum, ben İçişleri Bakanı’yım, sen referandumla uğraşacağına sana tuzak kuranlara ait bir iki cümle söyle de milletin gönlü rahatlasın. Kendini savunamayan bir adamdan memlekete ne hayır gelir, hadi söyle. Ben İçişleri Bakanı olarak söylüyorum, yüreğin yetiyorsa, İçişleri Bakanlığına bir gel Kemal Kılıçdaroğlu’yla, sana kaset kumpasını kim kurdu bir gösterelim. Onların elinin altında oyuncak olmayın ve bu milleti oynatmayın, iftira atmayın. Senin aklın bu saate kadar bu işlere ermemişse Peygamber Efendimizi alet edecek, bu işlerle ilgili konuşacak hale de düşmemeni isteriz. Ayıptır, kutsallarımıza, kutsallarımız üzerinden değerlendirmelere girmemeliyiz, bu yanlıştır. Bir taraftan tezgah kurmuşlar karşılıklı bir çatışmaya girmeyelim, dünün ırkçı çocukları bugünün masum çocuklarını oynamaya çalışmışlar. Dünün iftiracıları, darbecileri, bugün amanı olmaya çalışmışlar ama kendi topraklarına geldikleri zaman kinlerini, içindeki millete karşı husumetlerini tek tek ortaya çıkarıyorlar. İslama karşı, bu millete ve bu milliyete karşı olan garezlerini ortaya çıkarıyorlar.​”

Soylu, 7 Haziran seçimine değinerek, “7 Haziran’da ellerini ovuşturdular. Yapın üçüncü köprüyü, yapın üçüncü havaalanını, bakın elinizden nasıl alırız. Nasıl işletiriz, faizlerle sizi nasıl sömürürüz. Yapın enerji santrallerini, yapın şehir hastanelerini, onlar bize nasıl geçerler. Bir şekilde onları ne şekilde ve nasıl yönetiriz.” ifadesini kullandı.

Hakkari’de, Yüksekova’da ve Şırnak’ta toplantıya katıldığını, yoğun yağışa rağmen toplantıya katılanların ayrılmadığını aktaran Soylu, “Bu bir haykırıştır. Terörün baskısına karşı bir haykırıştır. Milletin birliğine karşı bir haykırıştır. ‘Artık yeter’ diyenlerin haykırışıdır. ‘Sömürülmekten, korkutulmaktan, ürkütülmekten birliğimize ve beraberliğimize hücum edilmesinden bıktık’ diyenlerin haykırışıdır.” diye konuştu.

Oralarda yüzde 10’un üzerinde oy alanların ürküterek, korkutarak, evlerine pusulalar göndererek, çocuklarının okullarına giderek, ‘Annelerinize, babalarınıza selam söyleyin. Yanlış yapmasınlar’ diyerek ortaya koydukları korku içerisinde milletin saldığa gittiğini belirten Soylu, şöyle devam etti:

“Bir şey daha söylediler. Güçleri ile ikna edemediklerine, ‘biz artık silaha başvurmayacağız. Siyaset yapacağız’ diyerek kandırmaya çalıştılar. Bunların hepsini orada anlattım. Ne dediler, biliyor musunuz? Bir kişi çıktı, yüzde 10’u aldıktan sonra şımardı, ‘TC’yi tükürüğümüzle boğarız’ dedi. Peki nerede şimdi? Kodeste öyle mi? Onun için bunlar milletin birliğine tahammül edemediler. 60 darbesi de bu milletin birliğine yapılmıştır. Sadece Menderes’i tasfiye etmek için değil, milleti korkutmak için değil, milletin birliğinden bıktıkları için. Bir tek Kürt isyanı olmadı 50 ile 60 arasında. Aleviler kendi kimliklerini buldular.”

Soylu, Gezi olayları, 17-25 Aralık darbesi, 6-7 Ekim olaylarının hepsinin bu milletin birliğine yapılan darbe girişimi olduğunu vurgulayarak, “Bir kısım yüzde 10 aldıktan sonra ‘özerklik ilan edeceğiz’ dediler. Yok ya? Hadi buyurun, boyunuz posunuz yerinde duruyor. Hadi özerklik ilan edin de yiğitliğinizi görelim. Hadi ilçeler orada.” dedi.

“Terörle mücadele kararlılıkla sürdürülmektedir”

Terör örgütleri ile mücadelelerinin Cumhurbaşkanının talimatları, Başbakanın direktifleriyle topyekün devam ettiğini anlatan Soylu, mücadelenin adım adım sürdürüldüğünü söyledi.

Soylu, terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüldüğüne dikkati çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Çok net bir şeyi sizlerle paylaşmak isterim. Bunu sağlayan ve gerçekleştiren irade dimdik ayaktadır. Şu anda Lice’de 7 binin üzerinde evladımız terörle mücadeleyi kırsal alanda sürdürüyor. Şu anda 30’un üzerinde operasyon var. Arkadaşlarımız birazdan açıklayacak. Son 2 günde yaklaşık 700’ün üzerinde PKK’lı ve KCK’lı teröristin şehir bağlantıları tespit edildi ve hepsi gözaltına alındı. Arkadaşlarımız birazdan açıklayacak, nerede, nasıl operasyon yapıldı diye. Devlet, milletin ortaya koyduğu iradeyle beraber güçlü bir şekilde çalışmaya aynı kararlılıkla devam etmektedir. Şu çok net ve açıktır. Terörle mücadelemiz aynı şekilde devam edecek ama terörizmle de mücadelemiz devam edecektir. Sadece teröristle mücadele etmiyoruz. Sosyal planda, ekonomik ve kültürel planda bütün adımlarımızı atıyoruz. Orada görev yapan vali yardımcılarımızın, kaymakamlarımızın heyecanlarını görseniz.”

Belediyelerin kaynaklarıyla artık park, yol ve su tesisatı yapıldığının altını çizen Süleyman Soylu, “Artık paralar dağa gitmiyor. Artık dağa giden paralar evlatlarımıza kurşun olarak geri gelmiyor. Oradaki vatandaşlarımıza, vergi veren vatandaşımıza hizmet olarak dönüyor ama birilerini rahatsız etti bu işler. Çok rahatsız etti. Avrupa’da hemen sesler yükselmeye başladı. Hadi bakalım. Kalaşnikofları taşıyan bir belediye aracı varsa siz görevden almayın, devletin görevlisine, yetkilisine kurşun sıkanlar varsa siz görevden almayın bakalım. Belediye çalışanlarından para kesilip terör örgütlerine kaynak aktarılıyorsa siz almayın bakalım. Hadi bakalım, ‘Siz dağa gidin. Biz buradaki yakınlarınızı işe alırız. Sizi dağda bakarız’ desin de siz almayın bakalım. Kimse Türkiye’yi terör ile terbiye edemeyecek. Kimse terör örgütü ile de terbiye edemeyecek.” ifadelerini kullandı.

Soylu, bazı eski Meclis başkanlarının, meclisin gücünün zayıflatıldığı yönünde açıklamalar yaptığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Onu bizim söyleme hakkımız var. Gezi olaylarını atlatan bir hükümetin, 17-25 Aralık darbesini atlatan ve ayakta kalan bir hükümetin, 27 Nisan’ı atlatan bir hükümetin, 6-7 Ekim olaylarını atlatan bir hükümetin ve o meczubun, o alçağın, o hainin Pensilvanya’dan talim verip bu ülkede F-16, tanklarla, helikopterlerle bu ülkenin insanının üzerine kurşun yağdıran, 15 Temmuz darbesini atlatan bir hükümetin yöneticilerinin de, üyelerinin de buna hakkı vardır. Siz ne yaptınız Allah aşkına? Size bir düdük çaldılar, kuzu kuzu getirdiniz, siyaseti teslim ettiniz, Meclisi de teslim ettiniz. Hiç dönüp kendinize ‘biz hangi hatayı yaptık’ dediniz mi? Şu Tayyip Erdoğan’ın cesaretinin on milyarda biri olsaydı, adam gibi gezerdiniz meydanlarda. Şu 17-18 yaşında şehit olan gençlerimizin cesaretinin on milyarda biri yok sizde.”

Son dönemde 50’nin üzerinde kanun hükmünde kararname çıkardıklarını bildiren Soylu, bütün bu kararnameleri sahadan öğrendikleri ile hazırladıklarını ve çıkardıklarını söyledi.

“Milletin seçtiğinden tek adam olmaz”

Referandumun tek adam söylemi ile siyaset yapılamayacağını dile getiren Soylu, “Milletin seçtiği ile tek adam olmaz. Bizim seçtiğimiz, belediye başkanı tek adam mı? Millet seçiyor. Millettin seçtiğinden tek adam olmaz. Böyle bir anlayış olmaz.” dedi.

Bakan Soylu, 18 yaşında milletvekili seçilme yaşının eleştiri konusu yapıldığını belirterek, “Bugün 18 Mart. Çanakkale’deki mezar taşlarını okudunuz mu? Orada şehit olurlar, doğru. Kurtuluş mücadelesinde şehit olurlar, doğru. ‘Balkanlarda harp var’ dediklerinde giderler, doğru. 15 Temmuz’da. Bir çocuk. Annesine ‘hakkını helal et’ diyerek şehadete yürüdü. Şunu ifade etmek istiyorum; Bugün Avrupa’nın yüzde 73’ünde 18-21 yaş arası mecliste temsil var. Biz niye yapıyoruz. Popülizm olsun, bizim için böyle söylesinler diye mi? Hayır.” diye konuştu.

Süleyman Soylu, Rize’nin her seçimde rekor kırdığını, referandumda da aynı derecede yüksek oy beklediğini sözlerine ekledi.