İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bu sistem, darbe üreten, devletle millet arasında köprü olan siyaseti itibarsızlaştırmak ve ortadan kaldırmak üzere kurulan bir sistem oldu. Bu sistem geleceği düşünen, vizyon ortaya koyan insanları tasfiye etmek üzerine bir sistem oldu.” dedi.
Bursa’nın Nilüfer ilçesinde gençlerle bir restoranda bir araya gelen Soylu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin yakın ve orta zaman dilimi içerisinde büyük badirelerden ve sıkıntılardan geçtiğini, bu sıkıntıların ve badirelerin ülkenin olması gerektiği noktaya ulaşamamasına yol açtığını söyledi.
Türkiye’deki mevcut sistemin bugüne kadar yapılması gerekenlere engel olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle konuştu:
“Bugün kişi başı 11 bin dolar gelir seviyesindeyiz. Belki bugün 20 bin dolarda ya da 25 bin dolarda olacaktık. Bugün kendi otomobilimizi üretmeye çalışıyoruz. Belki bugün kendi aracımızı, kendi otomobilimizi üretip iyi bir teknoloji yakalayıp kendi uçağımızı üretme mesafesine gelmiştik. Belki bugün yaptığımız, yapmaya çalıştığımız birçok adımı geçmişte yapıp geleceği kucaklayabilme fırsatına sahip olabilen bir Türkiye tablosu oluşturmuştuk. Ancak Türkiye’de özellikle ortaya konulan sistem bunun yapılmasını uzun zamandır engellemektedir.”
“Biz bugün bir iddianın peşindeyiz”
“Biz bugün bir iddianın peşindeyiz.” diyen Soylu, Türkiye’nin tam 300 yıldır, 1699 yılından itibaren gerileme dönemi içerisinde olduğunu anlattı. Soylu, şöyle devam etti:
“Bu coğrafyada bu topraklarda bizi mahkum etmeye çalışanlar, bunu bilerek ve taammüden ortaya koymaktalar. Biz bunu öncelikle iki şeyle aşmaya çalıştık. O da Kurtuluş Savaşımızla ve ardından güzel cumhuriyetimizin ilanıyla. Ama ona da müsaade etmediler. Ondan sonra da Türkiye’nin yakasını bırakmadılar. Türkiye’nin birlik ve beraberlik içerisinde olmasını istemediler ve bunu engellemeye çalıştılar.”
“Birçok provokasyonu ortaya koydular”
Soylu, milletin birlik ve beraberliğini bozmak için çok büyük sıkıntılar yaşatıldığını ifade ederek, şunları dile getirdi:
“Bize bir çok sıkıntılar yaşattılar. Bu milletin değerlerine yönelik birçok provokasyonu ortaya koydular. Milletin birlik ve beraberlik içerisinde olmasının, bu coğrafyanın ve Anadolu’nun ayağa kalkmasının engellenmesi için her türlü oyunu, senaryoyu ortaya koydular. Milletin değerleri, birliği ve beraberliği üzerine oynadılar ve bu coğrafyaya hem etrafındaki coğrafyaya hem de dünyaya kendi sözünü söylemesine engel olmaya çalıştılar. Bu millet bunu uzun yıllardan beri yaşıyor.”
Milletin hep terbiye edilmeye çalışıldığını belirten Soylu, bunun bazen terörizm, anarşizm, bazen enflasyon, bazen medya patronlarının ortaya koyduğu başlıklar, bazen uluslararası sermaye ve uluslararası kuruluşlarla yapıldığını anlattı.
Soylu, “Bazen de geleneklerimizi, göreneklerimizi, değerlerimizi ve inançlarımızı ötekileştirerek terbiye etmeye çalıştılar. Gün oldu Ezan-ı Muhammedi’yi engellediler. Gün oldu ülkemizin ara teknik elemanını yetiştiren, ekonomimizin büyümesi için en önemli ihtiyaç olan meslek liselerini kapattılar. Ardından imam hatip liselerini kapattılar. Yetmedi bu ülkede her 10 yılda bir darbe ortaya koyarak bu millete sürekli mesaj vermeye çalıştılar.” ifadelerini kullandı.
“İnsanlarımızı küçümsediler”
Soylu, mevcut sistem kullanılarak milletin küçümsendiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyet iki temel üzerine kurulmuştur. Birisi tam bağımsızlık, diğeri ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözüdür. Bu iki ilkeye ulaşmamamız için ellerinden gelen her şeyi ortaya koydular. Bu millete ‘Siz patron değilsiniz’ dediler. Bunu bu sistem üzerinden yaptılar. 1961 Anayasası’ndan itibaren ‘Bu ülkeyi biz idare edeceğiz, biz yöneteceğiz siz kimsiniz?’ dediler. ‘Siz köylüsünüz bu ülkeyi yönetemezsiniz’ diyen bir anlayış içerisinde oldular. Kimi zaman ‘Siz seçmeyi bilmiyorsunuz, siz tercih etmeyi bilmiyorsunuz, siz cahilsiniz.’ diye insanlarımızı küçümsediler. Bu ülkenin, bu vatanın gerçek sahiplerinin ülkeyi yönetmemesi için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.”
Bu milletin 1950’de kendi iktidarını yakaladığı zaman, 1960’da ona tahammül edemeyenlerin darbeyle beraber Başbakan Adnan Menderes’i astığına dikkati çeken Soylu, “Bu ülkenin bakanlarını astılar. Cumhurbaşkanını hapislerde çürüttüler. Bir gün geldiler bu ülkenin kalkınması, zenginleşmesi ve özgürleşmesi için kim adım atmak istiyorsa onu iftiralarla, hakaretlerle ve birtakım oyunlarla tuzaklara çukurlara düşürmek istediler.” dedi.
“Bu sistem darbe üreten bir sistem”
Soylu, mevcut sistemin darbe üreten bir sistem olduğuna değinerek, “Bu sistem darbe üreten bir sistem oldu, bu sistem devletle millet arasında köprü olan siyaseti itibarsızlaştırmak ve ortadan kaldırmak üzere kurulan bir sistem oldu. Bu sistem geleceği düşünen vizyon ortaya koyan insanları tasfiye etmek üzerine bir sistem oldu. Yine bu sistem bu ülkenin yarınlarına yönelik bir iddiayı taşımak isteyenlere ‘Siz anlamazsınız.’ diyen bir anlayışın adı olarak sürekli olarak kendisini yeniledi ve güçlendirdi.” diye konuştu.
Endişelerin Türkiye’yi yarına taşımayacağını vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
“(Bugün bir 15 Temmuz daha olur mu?) endişesi Türkiye’yi yarına taşımaz. ‘Acaba yarın bir seçim olursa hükümet nasıl kurulur? Acaba tek başına bir iktidar olur mu? Yoksa 7 Haziran’daki gibi bir tabloyla karşı karşıya kalır mıyız?’ gibi endişeler Türkiye’yi hedefleri olan 2023, 2053 ve 2071’le buluşturmaz. Hiçbirimiz 15 Temmuz akşamı saat 20.00’de bu ülkede 21.30’da bir hainin bir meczubun talimatıyla birlikte güya asker kıyafeti giymiş hainlerin dönüp bu ülkede masum insanları, sivilleri, sadece ülkesinin istikbalini, özgürlüğünü, geleceğini ve kalkınmasını düşünen vatandaşlarımıza F16’larla, helikopterlerle ve tanklarla saldıracaklarını hiçbir zaman düşünmedik, hayal etmedik.”
Soylu, “Her zaman söylüyorum, biz dünyanın en pahalı arazisi üzerinde oturuyoruz. Bundan muradımız nedir? Avrupa, dünya büyümek istiyor, enerjisiz büyümek mümkün değildir. Biz ise iki enerji çanağının tam ortasında duruyoruz. Bir taraftan Mavi bir taraftan Güney Akım bir taraftan Bakü-Ceyhan-Tiflis bir taraftan TANAP bi̇r taraftan botu hattı üzerinden bütün Avrupa ve dünyaya gidebi̇lecek olan i̇şti̇, bunu i̇yi̇ yönetebi̇lmek i̇çi̇n güçlü olmalıyız. Bu yönetebilmek için ayaklarımızın üzerinde durmalıyız.” diye konuştu.
“Bıktık, yorulduk, usandık”
Bugün karşı karşıya kaldıkları sistemin, tam anlamıyla bu olduğunu anlatan Bakan Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yıllardan beri bu ülkede siyaset yapmaya, bu ülkeyi huzurla yarınlara taşımaya çalışan bir kardeşiniz olarak sizlerle paylaşmak istiyorum; medya patronlarının rahmetli Özal’a, Menderes’e, Demirel’e, Türkeş’e ayar vermesinden Recep Tayip Erdoğan’a ayar vermesinden bıktık, yorulduk, usandık. Bu ülkede ekonomik krizler yüzünden IMF’nin patron olmasından bıktık, yorulduk ve usandık. Yine 80 darbesinden sonra o günkü askeri yönetim şunu söyledi; darbenin olgunlaşmasını bekledik. O ne demek biliyor musunuz? Bir annenin iki evladını sağcı ve solcu diye böldürüp, birbirine pusu kurdurup, onları birbirine öldürtüp, darbe olgunlaşsın diye beklediler. Biz ülkenin bir daha insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya kalmaması için buradayız.”
7 Haziran’ın iyi hatırlanması gerektiğine işaret eden Soylu, bu tarihte Türki̇ye’de hükümet kurulamadığını hatırlattı.
“Bu kafa millete güvenmeyen kafadır”
Soylu, “Acaba yarın ne olacak?” diye herkesin kafasının karıncalandığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“PKK çıktı ‘Ben Türkiye’de artık özerklik ilan edeceğim Güneydoğu’da, Doğu’da bundan sonra benim borum öter.’ Kurallarımı ben koyacağım.’ dedi. Nasıl olsa Parlamentoyu, Meclisi zayıf yakalamıştı, hükümet kurulamıyordu. Bütün bunlarla eline geçirdiği fırsatı en iyi şekilde yönetip, Türkiye’de bu fırsattan istifade edip, yarınlarda güya kendi ideallerini gerçekleştireceklerdi. Muş Varto ve Cizre’de Nusaybin’de bu ülkede oradaki birçok ilçede ‘Artık biz özerklik ilan ediyoruz sözde yönetim ilan ediyoruz.’ dediler. Bugün güçlü bir yönetim, iktidar var. Hadi bugün özerlik ilan edin de görelim sizi. ‘Şimdi 18 yaşında birden milletvekili olamaz.’ diyorlar. Aldık kabul ettik. Biz yapamıyoruz Avrupa niçin yapıyor? Avrupa’nın yüzde 73’ü 18-25 yaşındaki gençleri parlementoya sokuyor. Bu kafa eski Türkiye kafasıdır. Bu kafa millete güvenmeyen kafadır. TBMM’ye başörtülü vekiller yıllarca sokulmadı. Kim kaybetti? Biz kaybettik. Başörtülü, başörtüsüz ayrımı yaparak, kadınların gücünü Türkiye’de yarıya böldük. Onların gücünden istifade ettirmeyen din ve mezhep ayrımı yapan birine başka türlü cinsiyet ayrımı yapan bir anlayışla biz nasıl Türkiye’de kişi başına düşen milli geliri 25 bin dolara, ihracatı 500 milyar dolara getirecek bir anlayışı ortaya koyabileceğiz?”
“Hangi kumpası kurarlarsa kursunlar”
Türkiye’yi hiçbir gücün durduramayacağını savunan Soylu, “Bilmenizi istiyorum ki bu Türkiye, hangi kumpası kurarlarsa kursunlar hangi oyunu ortaya koyarlarsa koysunlar yolunu almış gitmektedir. Biz dünyanın 10 büyük devletinden biri olacağız. Dünyanın en büyük devletlerinden biri olacağız. Bu ülkemiz bizim ülkemizdir başkasının ülkesi değildir.” ifadelerini kullandı.
“Musibetlerin belli bir bölümü bu zihniyetten kaynaklanmıştır”
Bakan Süleyman Soylu, yeni anayasa önerisinin, ülkeyi “Tek adam” yönetimine götürmeyeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçmiş Türkiye’nin başına getirdiğiniz belalarla musibetlerin belli bir bölümü bu zihniyetten kaynaklanmıştır. 1960’da bu ülkede darbe oldu. 1961’de rahmetli Menderes’i asarken kılıfı yargı buldu. Kılıfı hakimler buldu, savcılar buldu. Bu ülkede 1971 muhtırası yapılırken kılıfı hakimler buldu. Bu ülkede bir sağdan bir soldan asarak, ülkeyi düzelteceğiz diyenler 17 yaşındaki bir çocuğun yaşını 19’a yükseltirken, kılıfı hakimler buldu. Kılıfı savcılar buldu. Bu ülkede İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandığında ‘Evet senden muhtar bile yapmayacağız.’ diyen onu kendi hükümdarlıkları için tehdit gören milletin hükümdarlığını getirmenin yolu olarak gören ve onu engellemeye çalışanların hapse attıkları Recep Tayyip Erdoğan’ın si̇yasetten men edilme hadisesini yargıç buldu, hakim buldu. 15 Temmuz kendi yargısını oluşturacaktı, kendi anayasasını oluşturacaktı ve diyeceklerdi ki biz geldik ve istediğimizi yapıyoruz. İstediğimize kılıfı buluyoruz. Artık o günler bitti. Birilerinin Türkiye’de hükümdar olmak isteyenlerin değil, darbeyi meşrulaştırmak isteyenlerin değil siyaseti tasfiye etmek isteyenlerin değil milletin egemen olacağı sistem olacak. ”
Soylu, “CHP’yi sormak istiyorum o kaç puanda 25 ya 24 ya 26, ne 27 olabiliyor ne de 23’e düşebiliyor.” ifadelerini kullandı.
Bu “MHP ile ittifak ettik”
AK Parti’nin MHP ile ittifak kurduğunu hatırlatan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“AK Parti bugün anayasa için ittifak kurdu mu? Kurdu. Kiminle kurdu? MHP ile. Bir adımı AK Parti bir adım onlar bir adım attı. Orta bir noktada uzlaştılar. Hadi biz MHP ile ittifak ettik CHP kiminle ittifak etti, PKK ortada duruyor. PKK ile FETÖ ile ittifak ediyor. Terör örgütlerinin tamamıyla ittifak ediyor. Bir de başımıza Almanya çıktı değil mi bir de Almanya ile ittifak ediyor. Onun daha da gerisi vardır merak etmeyin. O buzdağının ancak görünen kesimidir. Bu ülke ve bu millet artık bu oyunlardan bıktı. Biz kendi sistemimizi kurmak istiyoruz ve doğru olan sistemi kurmak istiyoruz. Bu sistemle biz Türkiye’yi yarınlara taşıyamayız. Ha Kılıçdaroğlu taşır. Çünkü hiçbir zaman Türkiyeyi yönetmek istemediler. Zaten keşke kendisi gelip burada konuşsaydı ben neden konuşayım ki? O kadar güzel izah ediyor ki ben niye bu kadar program yapıyorum oradan oraya gidiyorum. Ne güzel anlatıyor diyor ki ‘Bu sistemin sonunda bir cumhurbaşkanı çıkar başka partiden bir başbakan çıkar kavga ederler.’ Şimdi iki ana akım seçime gidiyor onun başında kim olacak? Kılıçdaroğlu olacak, adam 7 defa seçim kaybetmiş 600 delegeyi kafaya almış istediği gibi en üst noktada duruyor ne laf söyleyen var öbür türlü. Eğer yüzde 50 yakalayamazsan Cumhurbaşkanı olamazsın o zaman ne olacak? O zaman adama diyecekler ki ki hadi bakalım.”
“Biz istikametimizden ayrılmayacağız”
Bakan Soylu, Türkiye’ye çeşitli dönemlerde farklı coğrafyalardan pek çok insanın geldiğini belirterek, şunları anlattı:
“Onlar Evlad-ı Fatihan, bizim insanlarımızdı. Biz sırtımızı dönemedik. Rahmetli Menderes zamanında Yugoslavya, Bosna, Kosova, Prizren’den her taraftan anneleri, babalarını bırakanlar ve anne babaların ‘Hadi gidin canınızı ve namusunuzu koruyun.’ diyenler Türkiye’ye geldiler. Biz hep beraber büyük bir millet olduk. 15 Temmuz’da biz sadece cesaretimizle mi kurtulduk? Ne zannediyoruz yani elbette ki benim milletim cesur ve güçlü bir milletir. Ama bilin ki her şey Allah’tandır. Biz o 3 milyon Suriyeliye sahip çıktık diye o 3 milyona sahip çıkma kararını veren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkın çağrısı ve milleten gönlüne cesaret yükleyen Cenab-ı Hak’tır. Onun için biz istikametimizden ayrılmayacağız.”
“Derslerini veriyoruz merak etmeyin”
Terörle mücadelede kararlı olduklarını vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Terörle bu ülkenin gücünü azaltmaya çalışanlara derslerini veriyoruz merak etmeyin. Kalleşlikler yapıyorlar, arkadan vuruyorlar ama bilmenizi istiyoruz ki dağlarına inlerine gidip onları buluyor ve bu ülkenin nasıl bir ülke bu milletin nasıl bir millet olduğunu nasıl bir kararlılık içinde olduğunu hükümetin politikasını Cumhurbaşkanımızın talimatını Başbakanımızın direktiflerinin ne olduğunu onlara anlatıyoruz. Merak etmeyin endişe etmeyin. Bu ülkede hem lügattan terörü hem de PKK’yı çıkaracağız hiç endişe etmeyin.”
Öte yandan, Bakan Soylu’nun sabah saatlerinde hareket eden uçağı sis nedeniyle Bursa yerine Eskişehir’e indi. Kente karayoluyla gelen Soylu’nun programı gecikmeli başladı.