Bizim dünyaya söyleyecek sözümüz var

İçişleri Bakanı Soylu, “Bizim dünyaya söyleyecek sözümüz var. Biz özgür bir Türkiye olmak istiyoruz. Biz kuvvetli bir Türkiye olmak istiyoruz. Biz ayakları üzerinde duran bir Türkiye olmak istiyoruz.” dedi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon kent merkezindeki restoranda düzenlenen “Hemşehri Dernekleri Buluşmaları” programında yaptığı konuşmada, 100, 200, 400 yıllık hesapların görüldüğü döneme şahitlik edildiğini söyledi.

Hesapların hemen hemen hepsinin karanlık olduğuna dikkati çeken Soylu, “Bugün bu hesaplar 21. yüzyılda terör ve şiddetle kapatılmaya çalışılmaktadır. Biz kimyanın daha iyi ilaçlar üretilsin diye geliştirildiğini zannediyorduk, meğer daha çok insanları öldürmek için, daha çok kimyasal silah için, daha çok sentetik uyuşturucu için, daha çok plastik patlayıcılar için geliştirmişler. Biz iletişim teknolojilerinin, insanları birbirine yakınlaştırmak için geliştirildiğini zannediyorduk. Meğer terör örgütlerinin propagandasını yapmak, zulmettikleri insanların videolarını çekip başkalarını korkutmak için geliştirmişler.” diye konuştu.

Soylu, Batı zihniyetinin eteğindeki taşları bugün tek tek ortaya döktüğünü belirterek, “Tarih boyunca yaptığı gibi kaos üretmekte, savaş ve karmaşa çıkarmakta ve kan dökmektedir ancak unuttukları bir şey var ki o da şudur: Su akar, yolunu bulur. Dünya medeniyeti bir şekilde asli dengesine yeniden gelmeye başlamıştır.” ifadelerini kullandı.

Herkesin tarihi bir döneme şahitlik yaptığını anlatan Soylu, “Bizi, bu ülkeyi ele geçirmek istediler. Türlü türlü yöntemler buldular. Darbeler, ekonomik krizler, siyasal kaoslar, kardeşi kardeşe düşürmeler… Türlü türlü yöntemleri buldular ve on yıllardan beri birliğimizi ortadan kaldırabilmek için türlü türlü yöntemleri uyguluyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

“300 yıldır bu günü bekliyoruz”

Ülkenin en büyük zenginliğinin birliği ve beraberliği olduğunu vurgulayan Soylu, ülkenin birlik ve beraberliği üzerine oyunlar oynandığını anlattı.

Soylu, on yıllardan beri ülke insanına yapmadıklarını bırakmadıklarını kaydederek, “Mezhep olarak ayırdılar. Etnik köken olarak ayırdılar. On yıllardan beri bu ülkeyi ele geçirememenin acısını, bu ülkenin yönetilemez bir hale gelmesini sağlayarak gerçekleştirmeye çalıştılar.” dedi.

Ülkede kimsenin ayakları üzerinde durmasının istenmediğini anlatan Soylu, “2023 istemediler, 2053 istemediler, 2071 istemediler, milletimizi darbelerle, 1960 darbesiyle, 1970 muhtırasıyla, 1980 darbesiyle, 28 Şubat i̇le 27 Ni̇san i̇le evet, bu ülkeyi, milleti birbirine sokarak Gezi olaylarıyla, 17-25 Aralık darbesiyle, 6-7 Ekim olaylarıyla ve bu ülkeyi en son o hainin, meczubun gerçekleştirdiği evet, 15 Temmuz darbesiyle birlikte evet, diz çökertmek istediler. Bilmenizi isterim, hepsini yaptılar ama beceremediler.” şeklinde konuştu.

Soylu, geçmişte yaşananları da hatırlatarak, Türk milletinin büyük bir millet olduğunu ve neyle karşı karşıya kaldığını bildiğini vurguladı.

Tam 300 yıldır bugünü beklendiklerini aktaran Soylu, “Bizim dünyaya söyleyecek sözümüz var. Biz özgür bir Türkiye olmak istiyoruz. Biz zengin bir Türkiye olmak istiyoruz. Biz kudretli bir Türkiye olmak istiyoruz. Biz kuvvetli bir Türkiye olmak istiyoruz. Biz ayakları üzerinde duran bir Türkiye olmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“25 yıldır girmediğimiz yerlere giriyoruz”

Soylu, terörle mücadele konusunda da şunları dile getirdi:

“13 bini aşkın son 6 ayda operasyon yaptık. Bizim evlatlarımız büyük bir kahramanlık ortaya koyuyorlar. Gabar’da onlar vardı, şimdi biz varız. Cudi’de onlar vardı, bugün biz varız. Tunceli’de Kutu Deresi’nde, Aliboğazı’nda onlar vardı, şimdi biz varız. Hakkari İkiyaka Dağları’nda bizim evlatlarımız var ve kök söktürüyorlar. 25 yıldır girmediğimiz yerlere giriyoruz, atmadığımız adımları atıyoruz. Şunu açık bir şekilde ifade etmeliyim ki evlatlarımız kutlu bir mücadele sergiliyorlar.”

“Sevindiler, ellerini ovuşturdular.” diyen Soylu, şunları kaydetti:

“‘Tamam, Türkiye’ye diz çökerttik, Türkiye’yi zayıflattık, Türkiye hükümet kuramadı, Meclis aritmetiğiyle Türkiye’yi perişan ettik.’ dediler. Avrupa, başka bir şeyler söylemeye çalıştı. ‘Size vize serbestisi veririz ama Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirirseniz veririz.’ dediler. Her şeyimizi tamamlamamıza rağmen bugün, bir televizyon kanalında söyledim. PYD’ye silah gönderiyorlar, PYD’den PKK’ya silah aktarıyorlar. 980’in üzerindeki sığınağı tarumar ettik ve içlerinden yeni nesil silahlar çıktı. Şu anda Irak’ın kuzeyinde 11 tane yeni nesil füzeyi PYD’den PKK’ya aktardılar. Güya büyük hesap yapacaklar, güya Türkiye’nin huzurunu bozacaklar. Güya Türkiye’yi büyük bir sıkıntıya sokacaklar. Menşei Batı’dır, menşei Avrupa’dır. Bu ülkeyi savaşlarla istila edemediler diye bu ülkeden kin, intikam, hınç almaya çalışıyorlar ve hala devam ettiriyorlar.

Bunu yaparken de insanlığa karşı, doğaya karşı, tarihe karşı, geleceğe karşı, medeniyetlere karşı büyük bir acımasızlık ortaya koyuyorlar.”

“Hepsiyle ama hepsiyle teker teker mücadele ediyoruz”

Soylu, terörle mücadelenin Türkiye’de sandalye sayısı üzerinden gerçekleştirilemeyeceğini belirterek, “Eğer Meclis’teki sandalye sayısı üzerinden terörle mücadele edersek, bu ülkede terörü çözebilmemiz mümkün değildir.” görüşünü paylaştı.

“Ben bugün terörle mücadele ediyorum.” diyen Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Öyle kolay değil. PKK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C, onların uluslararası destekçileri, sivil toplum kuruluşları, sözde vakıfları, belediyeler üzerinden yaptıkları, insanları korkutarak gerçekleştirmeye çalıştıkları, milletten tahsil etmeye çalıştıkları sermaye, finans, para… Hepsiyle ama hepsiyle teker teker mücadele ediyoruz. Öyle kolay değil. Eğer siyasi kararlıklık olmazsa, eğer siyasi bir güç olmazsa, eğer irade olmazsa bunu gerçekleştirebilmek kolay değil. Bugün eğer adım atabiliyorsak, eğer mücadele edebiliyorsak Cumhurbaşkanımızın tam kararlılığıyladır.

Başbakanımızın tam kararlılığıyladır, hükümetimizin tam kararlılığıyladır. Millet irademizin tam kararlılığıyladır.”