Bir şey söyle bu millete, bir şey öner

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Karayılan diyor ki ‘Eğer (halk oylamasında) ‘evet’ çıkarsa biz bittik’. PKK’nın her yerde sabahtan akşama kadar bütün adamlarına verdiği talimatları tek tek takip ediyor, tek tek izliyoruz, yaptıklarını da biliyoruz. Zaten Meclis’teki uzantılarının ortaya koydukları bütün değerlendirmeleri, talimatları bütün milletimiz takip ediyor. ‘Hayır’ için çırpınıyorlar. Avrupa’daki uzantıları, dünyadaki uzantıları ile beraber kol kola girmişler.” dedi.

Bakan Soylu, İlkadım Belediyesi Derebahçe Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen “Samsun Muhtarlar Buluşması” toplantısında sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi.
Türkiye’nin bugüne kadar önüne çıkarılan engellerle terbiye edilmek istendiğini belirten Bakan Soylu, memleketin bir evladı olarak ülkeye hizmet etmek için mücadele ettiklerini ifade etti.

Memleketin hassasiyetlerine sahip çıktıklarını vurgulayan Soylu, 16 Nisan’da Türkiye’yi bugüne kadar terbiye edenlere karşı “Bundan sonra bizi terbiye edemeyeceksiniz, bundan sonra millet patrondur.” anlayışını ortaya koymak için çalıştıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gezi olayları öncesinde IMF’ye olan borcun ödendiğini söylediğini anımsatan Soylu, “Ama orada bir cümle daha söylemişti. Belki o cümle hasetlendirdi onları. O cümle belki de ‘Türkiye nasıl böyle olabilir, nasıl böyle ayaklarının üzerinde durabilir’ dedirtti. O cümle şuydu. ‘Ey milletim borcumuzu ödedik. Ondan sonra da onlara dedim ki, (isterseniz size 5 milyar dolar da borç verelim)’. İşte bu, Türkiye’nin geldiği noktanın ortaya koyduğu en önemli sonuçtu.” diye konuştu.
HDP’li bir milletvekilinin 7 Haziran’da yüzde 10 barajını aşarak şımardığını, “T.C. sizi tükürüğümüzle boğarız” dediğini hatırlatan Soylu, şöyle devam etti:
“Nerede şimdi o? Kodeste. Bu milleti tanımayanlara, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birliğine, bu milletin birliğine, bu milletin beraberliğine zehir akıtmak isteyenlere bu milletin sessiz kalacağını, bu milletin sabrıyla hareket edeceği ama gereğinin yerine getirileceğini hiç kimse unutmasın. Sadece bunu mu söylediler? ‘Tamam sıra bize geldi. Bundan sonra Güneydoğu Anadolu’yu biz yöneteceğiz, Güneydoğu Anadolu’yu biz idare edeceğiz. Belediyelerden teröre para aktaracağız. İstersek belediyelerin araçlarıyla çukur açacağız. İstersek karşı geleceğiz, istediğimiz her şeyi yapmaya çalışacağız ama bir şey daha yapacağız. Mardin Nusaybin’de, Hakkari Yüksekova’da, Muş Varto’da, Şırnak Cizre’de ve birçok yerde biz özerlik ilan edeceğiz.’ dediler mi? Madem o kadar yüreğin yetiyordu, madem o kadar cesurdun, madem kalleşlikten başka şeyler de biliyordun, cesaretin vardı, hadi adamsan, insansan, hadi cesursan, yüreğin yetiyorsa bugün özerlik ilan et de görelim seni bakalım. Hadi görelim.”

“Bir şey söyle bu millete, bir şey öner”

Soylu, AK Parti’nin millete verdiği hizmetlerden dolayı oylarını yüzde 34’ten yüzde 52’ye taşıdığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ana muhalefet ne yapıyor? 25, 24, 26… Bir ileri bir geri. Neden? Onun eline bir pusula vermişler, demişler ki, ‘Milletle senin bir işin yok, senin hizmetle de bir işin yok. Sen şu verdiğimiz pusulayı takip edeceksin. Pusulan bu senin. Başka bir pusulaya uymayacaksın. Bu ülkeyi, milleti boş ver. Onların kullandığı oyu da boş ver. Onun da hiçbir önemi yok. Senin yapman gereken tek bir şey var. O da bizim söylediklerimizi yerine getirmen. Ben allem ederim bir gün Anayasa Mahkemesiyle seni iktidar ederim, allem ederim darbeyle seni iktidar ederim. Bir gün yargıyla seni iktidar ederim. Avro, dolar, kriz çıkarır seni iktidar ederim. Birgün devalüasyon yaptırır seni iktidar ederim. Sen merak etme’. Tabii bu sistemi istemezler. Niçin istemezler? Bu sistemde 25 yetmiyor ki. 25’in yetmesi için bir proje ortaya koyacaksın. Hadi biz ‘2023’ diyoruz, sen hadi Cumhuriyetin 100. yılını beğenmedin, sen deki ‘2030’. Biz ‘2053’ diyoruz. Hadi Fatih Sultan Mehmet Han’ı beğenmedin, sen de deki ‘2060’. Hadi biz ‘2071’ diyoruz. Malazgirt’i beğenmedin, Alparslan’ı beğenmedin, Türklerin Anadolu’ya gelişini beğenmedin, sen deki ‘2100’. Hadi biz ‘Kendi otomobilimizi yapacağız’ diyoruz. Sen de deki ‘Ben uzayda şehir kuracağım’. Bir şey söyle bu millete, bir şey öner.”

“Karayılan diyor ki ‘Eğer evet çıkarsa biz bittik”

MHP ile ittifak ederek anayasa değişikliğini milletin önüne getirdiklerine işaret eden Soylu, “Bir adım biz attık, bir adım da o. Orta bir noktada buluştuk. Milletimizin önüne bir öneri getirdik, uzlaştık. Peki sen kiminle uzlaştın. Birisiyle ittifak etmen lazım değil mi, kiminle uzlaştın? Şimdi ben İçişleri Bakanı’yım değil mi? (Terör örgütü PKK elebaşı) Karayılan diyor ki ‘Eğer (halk oylaması) ‘evet’ çıkarsa biz bittik’. PKK’nın her yerde sabahtan akşama kadar bütün adamlarına verdiği talimatları tek tek takip ediyor, tek tek izliyoruz, yaptıklarını da biliyoruz. Zaten Meclis’teki uzantılarının ortaya koydukları bütün değerlendirmeleri, talimatları bütün milletimiz takip ediyor. ‘Hayır’ için çırpınıyorlar. Avrupa’daki uzantıları, dünyadaki uzantıları ile beraber kol kola girmişler. Sana kim ‘PKK ile beraber aynı sözde, aynı yolda buluş’ dedi.” ifadelerini kullandı.

Geçen akşam Lice’de olduklarını, Trabzon’dan Ankara’ya geldiklerini, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 2 saat güvenlik ile ilgili bir brifing arz ettiğini aktaran Bakan Soylu, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

“Onun akabinde gece saat 11.00’de uçağa bindik, evlatlarımız hala oradalar şu an. Evlatlarımız şu anda 30 operasyon yapıyorlar Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde. 30 ayrı yerde, her yerde ve yapmaya devam edecekler. Hem de nasıl biliyor musunuz? Kış dinlemeden, iki metre kar dinlemeden. Bizimkiler bugüne kadar bine yakın sığınağı, onların o kış üstlenmesi dediğimiz bine yakın sığınağı tarumar etti. Yüzlercesini etkisiz hale getirdi. Bizimkiler Gabar’da da Cudi’de de Lice kırsalında da Mardin’de de her yerde onları arıyor. Onlar da sıçan gibi kaçıyorlar sıçan gibi. Oraya gittik, komutanlarımızla, askerimiz, jandarmamız, polisimiz ve korucumuz omuz omuza şu anda 7 bini aşkın evladımız sadece bir operasyonun içerisindeler. Bu daha yeni başladı. Bunu söyleyeyim önümüzdeki günlerde daha önemlilerini göreceksiniz. Bilmenizi istiyorum, hemen bir HDP milletvekili 30 kişi ile beraber operasyonunu yapıldığı bölgeye geldi. Neymiş, insan hakları. Hangi insan haklarından bahsediyorsunuz. Evet, orası ne biliyor musunuz? Hangi talimatı veren kimin peşinde olduğumuzu biz biliyoruz. Orada şu ana kadar 19 etkisiz hale getirilen değil. Biz kimin peşinde olduğumuzu biliyoruz. Eğer biz onu gerçekleştiremezsek kendimizi iş yapmamış sayacağız. İnönü Stadı’nda evlatlarımızın canına mal olan, onları katledenleri orada bulacağız ve gereğini yerine getireceğiz. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Onları kurtarmak için, onları kollamak için oraya geliyorlar.”

Siyasetin millete hizmet yolunda çok ciddi bir iş olduğuna dikkati çeken Soylu, “Ben evetçiyim’ dersiniz, ‘ben hayırcıyım’ dersiniz. ‘Ben şu partiye bu partiye oy vereceğim’ dersiniz ama eğer mesele millet meselesiyse, eğer mesele ülke meselesi ise eğer mesele vatanın bölünmez bütünlüğü meselesiyse, eğer birileri ellerini oğuşturuyor sen de onun değirmenine su taşıyorsan, bu millet bunun hesabını sorar. Çok net bir şekilde sorar.” diye konuştu.

Medeniyetlerinin büyük olduğunu anımsatan Bakan Soylu, “Biz sadece bugünü yaşamıyoruz. Cari işlerimizi yaşamıyoruz. Biz Mevlana’nın bize bıraktıklarını yarına, Yunus’un bize bıraktıklarını yarına, Karacaoğlan’ın, Hoca Ahmet Yesevi’nin bize bıraktıklarını yarına… İnancımızı, geleneğimizi, dinimizi, örfümüzü, adetimizi kimliğimizi bizden uzaklaştırmak isteyenlere karşı güçlü olmak zorundayız, hür olmak zorundayız. Özgür olmak ve zengin olmak zorundayız ki yarın güçlü bir Türkiye ile dünyaya söylediğimiz sözün herkes tarafından kabul edilebildiği bir tarih oluşturmakla mükellefiz. Biz sadece gün adına çalışan, birtakım tehlikeleri savuşturan, bina, yol ve köprü yapan bir anlayışın sahipleri değiliz. Kim bizi öyle görüyorsa yanlış görüyor. Biz 2023, 2053, 2071 derken bunu sadece siyasi bir saikle söylemiyoruz. 300 yıldan beri gerileme dönemi içerisine düşürülen, ‘siz ayağa kalkamazsınız’ diyenlere karşı ‘biz gerçekleştireceğiz, biz yapacağız ve biz başaracağız’ diye bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

CHP ile FETÖ’nün kol kola bulunduğunu, CHP liderinin kasetle genel başkan olduğunu öne süren Soylu, “Peki kaseti kim yaptı? Bunu dünyada herkes biliyor. Peki bugün onunla niye kol kolasın? Ya esirsin, ya teslimsin, ya da diyetini veya bedelini ödüyorsun. Bunun anlamı var mı? Benim memleketime verdikleri zarar ortada değil mi? İnsanlarıma verdikleri zarar ortada değil mi?” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik eleştirilere cevap veren Soylu, parlamentonun güç kaybedeceğini savunanlar bulunduğunu anlattı.
Çocukluğundan beri bu işin içinde bulunduğuna değinen Bakan Soylu, şunları anlattı:

“Hangi parlamento güç kaybedecek. Bir günde Doğru Yol Partisi’nden 25 milletvekilinin parayla, şantajla, tehditle transfer edildiği parlamento mu güçlüydü? Hangi parlamento güçlüydü? 12 Mart 1971 muhtırasında sadece bir kişinin itiraz edebildiği, ‘Bizim oylarımız ne oldu?’ diye kimsenin hesap soramadığı parlamento mu güçlüydü o zaman? Hangi parlamentodan bahsediyorsunuz? Her zaman cumhurbaşkanını aynı usulle seçen ama kendi önüne dayatıldıktan sonra ‘Biz bunu seçemiyoruz’ diyen parlamento mu güçlüydü 2007’de? Siz hangi parlamentodan bahsediyorsunuz? 15 Temmuz’da başarsaydınız o parlamentonun hali ne olacaktı?”

“Ayağımızdaki ferler bitene kadar çalışıyoruz”

Bakan Soylu, yaklaşık bir aydır parlamentoya gidemediğini, sabah saatlerine kadar tüm kabine üyeleriyle çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Şu ayağımızdaki ferler bitene kadar çalışıyoruz. Belki bir eksiklik yaparız. Eksiklik yapmamak için gecenin saat 3-4’üne kadar bütün arkadaşlarımız gayretle çalışıyor. Parlamentoya gidersem ne olacak? O çalışmaları yapamayacağız. Bin tane dosya var önümüzde bizim. Türkiye 2- 3 bin dolarlık bir ülke değil. Türkiye bugün 11 bin dolarlık bir ülke. Yarına hedefleri var, iddiaları var. Tamam, gittim parlamentoya geldim tekrar. Tekrar gittim seçim bölgeme, tekrar geldim. Yaptım açılışları. Kim idare edecek İçişleri Bakanlığını? Kim idare edecek Gençlik ve Spor Bakanlığını? Ben size söyleyeyim. Ya PKK idare edecek, ya FETÖ idare edecek, ya da adım atmakta zorlanan, siyasi iradeyi göremeyen bürokrasi idare edecek. Nasıl yapacağız biz bu işi. Yıllardır hep böyle oldu. Hükümet kendi işini yapacak, vatandaşın önüne çıkacak diyecek ki, ‘Ben önümüzdeki 5 yılda bunları bunları taahhüt ediyorum’. Parlamento, o da kendi işini yapacak. Nasıl yapacak? Yasa yapacak. Nasıl yapacak? Vatandaşla seçim bölgelerinde bir araya gelecek, oradaki talepleri alacak parlamentoya getirecek, kanun yapacak, çerçeve çizecek. Hükümete diyecek ki… Ancak böyle. Bilmiyor muyuz yani.”

“Meclis güçsüz olursa hükümetin elinde oyuncak. Eğer hükümet parçalı bulutlu olursa Meclis istediği gibi hükümeti yönetebilecek. Yargı, Meclisi yönetecek, yargı hükümeti yönetecek eğer güçsüz olurlarsa. Bunu görmedik mi yıllarca.” ifadesini kullanan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

“Yıllarca bunun acısını, bunun bedellerini faizlerle, enflasyonlarla, devalüasyonlarla, siyasi istikrarsızlıklarla hep beraber ödemedik mi? Hep beraber ödedik. Hep beraber ödemeye devam ediyoruz. Bugün belki 20-25 bin dolardaydık. Bugün belki 100 tane dünyadaki üniversitenin içerisinde 10 tane bizim üniversitemiz vardı. Bugün belki biz uçağımızı imal etmiştik. Arabamızı imal etmiştik. Her darbe bizi 20 yıl önceye getirdi. Bu cennet coğrafyadır. Büyük avantajlarımız var. Niçin bu coğrafyanın üzerine oyun kuruyorlar? Bugün büyük bir fırsatın içerisindeyiz.”