BENİM TERÖRİSTİM, SENİN TERÖRİSTİN ANLAYIŞI İLE BİR ARPA BOYU YOL ALABİLMEK MÜMKÜN DEĞİL
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’de son 6 yılda DEAȘ’tan 4 bin 378 kişinin tutuklandığını şu anda geri gönderme merkezlerinde DEAŞ konusunda bine yakın yabancı savaşçı olduğunu söyledi.
Soylu,” Terörizmin tanımlanmasında hala benim teröristim, senin teröristin diye bir anlayış ortaya konuluyorsa elbetteki bir arpa boyu yol alabilmek mümkün değil” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, resmi temaslarda bulunmak üzere Fransa’nın başkenti Paris’e gitti.
Soylu, Paris’te, “Terörizmin Finansmanı ile Mücadele Konferansı”nda Terörizmin Finansmanı ile Mücadelede İşbirliği konulu oturumda konuştu.
Soylu konuşmasına, konferansın hayal edilen 21 yüzyıla katkıda bulunması temenisi ile bașladı. Türkiye’nin genel tecrübesinin toplantıdaki kısa konuşma süresine sığdırılamayacağını belirten Soylu, terörle mücadeledeki en büyük eksikliğin ülkelerin birbirilerini dinlememesinden kaynaklandığını ifade etti.
Soylu, “Oysa terör örgütleri bizden daha fazla konuşuyorlar, bizden daha fazla birbirleri ile ve modern dünya ile iletişim halindeler. Daha kozmopolitler. Bir Fransız ve İngiliz DEAŞ saflarında PYD saflarında rahat bir şekilde çatışabiliyor” dedi.
Yenilikçi bir terörizm yapısı var
Terörün 21. yüzyılda küresel boyutlu bir sorun haline geldiĝine değinen Soylu, “Çok uluslu ticari şirketlere benzeyen yenilikçi bir terörizm yapısı var. Modern yönetim ilkelerini kullanıyorlar. Kendilerine ait finans ağları var. Yüksek teknolojiye sahipler.
11 Eylül saldırılarında teröristlerin hep birlikte uçak kullandıklarını gördük. Fırat Kalkanı Operasyonu ile ele geçirilen DEAŞ kamplarında bomba fabrikaları, yarım kalmış uçak projeleri gördük. Drone kullanarak saldırı düzenliyorlar. Bilgiden ve internetten alabildiğine teknolojiden en üst düzeyde istifade ediyorlar.” șeklinde konuştu.
Soylu, toplantıda DEAŞ ve El- Kaide’nin finansman desteğinin hep birlikte konușulduğunun, oysa Türkiye’nin uzun yıllardır mücadele ettiği PKK ve onun yeni şubesi olan PYD ve YPG ile dünyanın henüz tam olarak tehlikesini kavrayamadığı FETÖ’nün konușulmadığını belirtti.
PKK’nın uyuşturucudan elde ettiği gelirin yıllık 1,5 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Bakan Soylu, “Göçmen kaçakçılığından özellikle PKK/YPG’nin ve DEAȘ’ın oldukça yüksek bir kazancı var. Yani terörizmin çıktıları ve özneleri arasında simbiyotik bir bağ var. Çıktıları, şiddet, uyuşturucu ve göç. Özneleri ise DEAȘ, El- Kaide, PKK, PYD, FETÖ. Ve hepsi birbiriyle ortak hareket ediyorlar. İstihbarat ve eleman paylaşıyorlar. Eğer biz, DEAŞ ve El- Kaide ile mücadele edip diğerlerini ıskalarsak, terör ve onun finansmanı devam edecektir. Patlayan bombanın adı değil, patlamış olması önemlidir.” diye konuştu.
Yenilikçi terörizmin finansmanının iki ayağı olduğunu belirten Soylu konușmasını söyledi sürdürdü:
“Bunun birincisi parayı elde etme. İkinci ise paranın illegal transferi. Para kaynakları yağma, musul merkez bankası gibi banka soygunları, uyuşturucu kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığının yanı sıra maalesef istihbarat örgütlerinin ve legal devletlerin yardımlarından oluşuyor. Ülkemizde PKK’ya Avrupa’dan birçok dernek eliyle doğrudan para gönderildiği, kriminal raporlarımızda mevcuttur. Keza ABD’nin PYD’ye açıkça 5 bin TIR silah yardımı yaptığı da herkes tarafından biliniyor. Bu silahların terör eylemlerinin yanısıra silah ticaretine konu olup olmadığından da emin değiliz. Avrupa’da serbestçe gezen ve siyasilerin görüş alışverişinde bulunduğu PYD’nin DEAȘ’la mücadele ettiği iddiası da esas itibari ile gerçek değil. Rakka’dan çıkmak için bu iki örgütün anlaştığını biliyoruz. Biz Fırat Kalkanı Harekatıyla DEAȘ’a operasyon yaparken, PYD DEAȘ’a tek mermi atmadı.Ve aynen bir șey daha ifade etmek istiyorum. PYD’nin DEAȘ’la ișbirliği özellikle ölüm yolları dediğimiz göç yollarında birbirine para aktarımı da çok nettir. Bir ülkeden bir ülkeye, Türkiye’ye veya Avrupa’ya bir göç transferinde bir ailenin geçiș ücreti 5 bin dolardır. Bundan PYD, bundan DEAȘ, bundan birçok organize ve kaçakcılık örgütü ve terör örgütleri pay almaktadır. Bunlar kulaklarımızı tıkarsak meseleyi teknik boyutta değerlendirir ve irdelersek sonuç alamayacağımız ortadadır.
20 eylemde 300’den fazla vatandaşımız hayatını kaybetti
Soylu, Türkiye’nin bahsettiği bütün bu sorun alanlarıyla, bu örgütlerle ayrım gözetmeden eş zamanlı olarak mücadele ettiğinin altını çizdi. Soylu, 2014 yılından bu güne kadar DEAŞ tarafından ülkemize düzenlenen 20 eylemde 300 den fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiğini belirterek, “Bir şeyi ifade etmek istiyorum, bu konferansın başında bir cümle ifade edildi. İslami terörizm diye bir kavram kullanıldı eğer İslami terörizm kavramını bu konferansta, kullanılıyorsa biz 21. yüzyılda da terörizm konusunda onu anlama konusunda da daha henüz bir adım atabilmiş daha henüz bir arpa boyu yol alabilmiş değiliz” dedi.
Soylu toplantıda, Türkiye’de son 6 yılda DEAȘ’tan 4 bin 378 kişi tutuklandığını, şu anda geri gönderme merkezlerinde 1000’e yakın yabancı savaşçı söz konusu oldugunu söyledi.
Terörün en önemli kaynaklarından birisinin uyuşturucu olduğunu belirten Bakan Soylu, konușmasını șu șekilde sürdürdü:
“Bu uyuşturucu konusunda maalesef Avrupada konu özgürlükler babında ele alınıp sentetik uyuşturucu üreten ülkeler var.
Burada ortak bir mücadele politikası ve anlayışı göremiyorum. Uluslararası raporlara göre ifade etmek istiyorum, eroin yakalamalarının 2015’te yüzde 16’sı şuanda ise yüzde 20’sinin üzerinde benim ülkem yakalıyor. Türkiye, Avrupa’da eroin yakalamalarının iki katını tek başına gerçekleştirmiş özellikle sentetik uyuşturucuda Avrupa’dan bizim bölgemize Suudi Arabistan’a Ortadoğuya nakledilen sentetik uyuşturucularda da ifade etmek istiyorum ki 5 milyonluk rakamı yaklaşık 3 yıllık sürede yaklaşık 30 milyonluk rakama çıkartabilecek bir kabiliyeti ortaya koymuştur. Bunun da terörizm finansmanında çok önemli bir pay olduğunu el betteki ifade etmek lazım. Ve yine diğer bir finans kaynağı ise düzensiz göç buradan PKK DAEŞ hatta Ege üzerinden kaçışlarda aşırı sol örgütleri DHKP-C’nin bir organizasyon faaliyetleri var. Ebetteki hepimiz terörle mücadele etmek zorundayız ama bunu nasıl başardığımızı da somut rakamlarla ortaya koymak durumundayız. Bakınız 2015 yılında 2014 yılında günde Yunanistan’a geçen göçmen sayısı 8 bin 500-9 bin civarındaydı.”
21. yüzyıl terör ülkelerin kendi sınırları içerisinde çözebileceği bir yüzyıl olmadığına vurgu yapan Içișleri Bakanı Süleyman Soylu, “Terör kaynaklarında kurutulmalıdır.
Bakın Fırat Kalkanı Harekatı’nda yaklaşık harekatı ortaya koyduktan itibaren 165 bin Suriyeli kendi memleketlerine doğru gitti. Ve yine söylüyorum Ortadoğu’dan Kafkasya’dan gelen turistler hangi kaynak üzerinden gelmektedirler, ne türlü paralar ne türlü finansman kaynakları terör örgütlerine aktarmaktadırlar. Ülkeler kendi koordinasyonlarını tüm birimleriyle ortaya koymalıdırlar hem terörle mücadelede hem de terörle mücadelenin finansman boyutunda. Uluslararası işbirliği maalesef bu konuda yeterli değil, maalesef bu kağıt üzerinde var” diye konuştu.
“Benim teröristim, senin teröristin anlayışı ile bir arpa boyu yol almak mümkün değil”
Soylu, terörizmin tanımlanması konusunda hala benim teröristim senin teröristin diye bir anlayış ortaya konuluyorsa elbetteki bir arpa boyu yol alabilmek mümkün olmadiğini ifade etti. Devletler bir araya gelirlerse terörizmide, terörizmin finansmanını da kaldırabilme imkanına sahip olabiliceklerini söyleyen Soylu, “Ben bu toplantının hayırlı olmasını temenni ediyorum, inşallah 21. Yüzyıl hayallerimiz sona ermez. Çünkü bu şehre milyonlarca turist geliyor. Ama bir taraftan da elleri tetikte askerler uzun namlulu ve ağır silahlarla meydanlarda dolaşıyorlar. Hiç birimiz 21. yüzyılı böyle hayal etmedik, hiç birimiz 21. yüzyılı böyle böyle düşünmedik.
Hayal ettiğimiz yüzyılları ancak birlikte ve samimi bir şekilde yakalayabiliriz” dedi.
Bakan Soylu, toplantı sonrası İçişleri Bakanlığı’nda Fransa İçişleri Bakanı Gerard Collomb ile heyetler arası görüşme gerçekleştirdi.