Batının Göçmenlerden ödleri kopuyor

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Özellikle bizim FETÖ terör örgütü ile ilgili çalışmalarımız konusunda gerek yargının gerek güvenlik kuvvetlerinin gerekse ortaya konan sürecin topyekun bakılmasında ve hayata geçirilmesinde büyük bir titizlik söz konusu.” dedi.

Bakan Soylu, Çay TV’de canlı yayınlanan, kentin yerel gazete yöneticilerinin de katıldığı programda soruları yanıtladı.

FETÖ terör örgütüne yönelik çalışmalara değinen Soylu, örgütün yapısıyla ilgili bilgiler verdi. Soylu, “Özellikle bizim FETÖ terör örgütü ile ilgili çalışmalarımız konusunda gerek yargının gerek güvenlik kuvvetlerinin gerekse ortaya konan sürecin topyekun bakılmasında ve hayata geçirilmesinde büyük bir titizlik söz konusu. İstihbarata ve bilişime personele sızılan üst aklın yönlendirdiği süreç söz konusu. Böyle olunca istediğiyle istediği ilişkiyi kurabilme kabiliyetine sahip bir mekanizme oluşturuyor. İstediği zaman PKK ile bir iş kuruyor, istediği zaman başka unsurları itebiliyor ve bu kabiliyete sahip olabiliyor.” diye konuştu.
Örgütle ilgili yapılan çalışmalar hakkında istatistiki bilgiler veren Soylu, şunları kaydetti:

“Bugüne kadar 113 bin 260 kişi FETÖ’yle ilgili gözaltına alınmış ve yaklaşık 745 kişinin gözaltı işlemi devam ediyor. Bugünkü tutuklu sayısı 47 bin 155 ve önemli bir rakam. Adli kontrol ile bırakılan 41 bin 499 kişi ve serbest kalanda 23 bin 861 kişi var, 863 kişi de firari. Tutukluların 10 bin 732’si polis, 7 bin 463’ü asker ve 168’i general. 2 bin 575’i de hakim ve savcı. 26 bin 177’si sivil, 208’i de mülki idare amiri.”

Soylu, alınan tedbirler konusunda çok titiz davrandıklarını vurgulayarak, “İstihbaratınız yoksa karanlıkta kalırsınız. Eğer görüyor da söylemiyorsa yani insansız hava aracını kullanıyor ve oradaki teröristi sana söylemezse ona yapabileceğiniz bir şeyiniz kalmıyor ki. Tedbir alabileceğiniz hatlar var. Diyelim ki şurada karakol kurmanız lazım bunu eğer sahada size söylemezse biz ne yapıyoruz? Güneydoğu’ya gidiyoruz ve tüm gittiğimiz ilçelerdeki kaymakamlarla teker teker görüşüyorum. Yetmiyor vatandaş ve korucularla da görüşüyoruz. Bir meseleyi dört beş yerden kontrol edip gelerek devletin ortaya koyduğu bilgiyle mesai arkadaşlarımızla buna bir şekil vermeye çalışıyoruz. Daha bu bir başlangıç ama bilmenizi istiyorum ki saha bu konuda çok önemli.” ifadelerini kullandı.

Soylu, 1960’dan sonra Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı süreçte terörün, aynen ekonomik kriz gibi bir araç olarak sürekli Türkiye’nin üzerinde oynandığına dikkati çekerek, her hükümetin doğal olarak terörün engellenmesini istediğini söyledi. Soylu, “Fakat Türkiye, terörü her bitirmeye çalıştığında başına o kadar büyük belalar açtılar ki hele şu bir dursun, bunlarla uğraşalım moduna geçti. Mecburen geçti. Ya siyasetçiler ve devlet adamları kendilerini karşı karşıya kaldıkları saldırılardan kurtarmak için çaba sarf ediyor ya terörün ikizi ekonomik krizlerle mücadele etmek için terörü bir şekilde ikinci plana itmek durumunda kaldılar.” diye konuştu.

“Tarihe baktığımızda bizi sadece terörle mücadele ile karşı karşıya bırakmadılar” diyen Soylu, şöyle devam etti:

“Geçmişe kabahat bulmak çok kolay olabilir ama böyle bir şey değil. Türkiye’nin başında terörle uğraşılamaması için sürekli kaynar kazan kaynattılar. Sürekli ve Türkiye ekonomik olarak o dönemlerde çok güçlü değildi.”

Türkiye’nin o dönemlerde insansız hava aracının olmadığını da hatırlatan Soylu, “İnsansız hava aracın yok, gece görüş dürbünün yok. Bunların bahanelerini ve mazeretlerini hepimiz yaşadık. Askerden gelenler anlatırlardı. Derlerdi ki ‘PKK’nın gece görüş dürbünü var, senin gece görüş dürbünün yok’ derlerdi. Anlatırlardı. Olup olmaması önemli değil ama bu psikoloji ile bu meseleyi yürütmeye çalışıyoruz. Şunu ifade etmek isterim, kahraman bir milletiz. Bugün de bir yerde söyledim. Bize orak da yeter. Özgürlüğümüz ve hürriyetimizi kazanabilmemiz için zamanında bunu da yapmış bulunuyoruz. Ancak tabii uluslararası güçlerin yönlendirdiği bir terör mücadelesinde elbetteki kabiliyetlerimizin daha üstün olması lazım.” ifadelerini kullandı.

Soylu, bugün Türkiye’nin insansız hava aracını yaptığını belirterek, “Heronları İsrail’den alıyorduk. Tamire gönderdik, geri göndermediler. Şimdi İçişleri Bakanlığına, Jandarma Genel Komutanlığımıza geçen ayın başında 6 tane insansız hava uçağı yerli, milli ve bizim evlatlarımızın kullanabildiği insansız hava uçağı geldi, 6 tane. 2’si silahlı, 4’ü silahsız. Bu her bölgeyi yukarıdan aşağıya kontrol edebilme kabiliyetini kazandığımız anlamına geliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Eskiden zırhlıların da olmadığını anımsatan Soylu, “Güçlü bir ülke değildik, bugün zırhlılarımız var. Eskiden evlatlarımıza çelik yelek vermekte zorlanıyorduk, veyahut da çelik yeleklerde başka problemler çıkıyordu. Bugün Allah’a şükürler olsun artık böyle problemlerimiz yok.” dedi.

“Türkiye kendi ekonomisiyle, güvenlik meselesinde en ufak bir ekonomik kısıtlama yapan bir ülke değildir.” diyen Soylu, “En önemli tarafı da bu. Bir de buna inanmış, bunu çözmek için kararlı olan ve milletimizi bu husumetten kurtarmak isteyen bir Cumhurbaşkanımız var ve bir Başbakanımız var. Bakanlar Kurulu sadece meselenin terörle ilgili boyutuna bakmıyor, hükümette öyle.” diye konuştu.

Kışın operasyonlara hiç ara vermediklerine dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:

“12 bin 500’ü aşkın operasyon yaptık. Kış boyunca son 6 ayda. Bu önemli bir şeydir. Eksi 40 derecede, eksi 30 derecede evlatlarımız hala operasyon yapıyorlar. Ya sınır boylarında ya söylediğim ilgili yerlerde. Yine söylemek lazım, kış döneminde 887 sığınak ve barınak imha edildi. Bu önemli bir şeydir. Şimdi bu barınakların ve sığınaklar, geçen gün ele geçirdiğimiz sığınak 4 kattı, birinci kat, ikinci kat, üçüncü kat, dördüncü kat… Öyle sığınak ele geçiriyoruz ki yaklaşık bin 500 kişinin orada kendisini aylarca muhafaza edebileceği ve Allah muhafaza herhangi bir operasyon yapabileceği…”

Soylu, onlarca yüzlerce sığınak olduğunu da anlatarak, bu sığınaklar da önemli silahların elde edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bir şey daha yaptıklarını ifade eden Soylu, şöyle devam etti:

“O da Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı. Bu güne kadar bu yakalanan malzemeleri depolara atılıyordu, yargının kararıyla birlikte emniyette tutuluyordu. Şimdi çıkardığımız kanunla birlikte bunların hepsini kullanabiliyoruz. Kriminalleri yapılıyor ve bunları kullanıyoruz. Hepsini. Bizler kullanıyoruz, korucularımız kullanıyor, istersek Türk Silahlı Kuvvetlerine veriyoruz, istersek valilerimizin tasarrufu altında, İçişleri Bakanlığımızın tasarrufu altında, istersek emniyete verebiliyoruz.”

Soylu, güvenlik yollarının da hızlı bir şekilde devam ettiğini belirterek şunları söyledi:

“Sadece bu kadar da değil. Bizim güvenlik korucularımız var. Bu güvenlik korucularıyla ilgili yaşları 42 idi. Biz şimdi yeni bu Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı, buna da ne yapmamız lazım? Hareket kabiliyetini artırmamız gerekiyor. Bir hamle ile 3 ayda kendi ailelerinden olmak kaydıyla mevcut korucularımızı emekli ettik, isteyenleri 18 bin üzerine geldi, 21 bin korucu alma kabiliyetimiz oldu ve diyelim ki 45 yaşında emekli ettik, 26 yaşında korucu aldık. Aynı anda. Öbür korucuları da bırakmadık. Dedik ki sizi istediğiniz zaman günlük bir ücretle yine bu işin, bu mücadelenin içerisinde tutabilme kabiliyetini de kanuna ilave ettik.”

“Şimdi 10 bin özel harekat alıyoruz”

Sadece bu kadar olmadığını da vurgulayan Soylu, “Şimdi 10 bin özel harekat alıyoruz. Jandarmamız, yine bunun yanında 10 bin polis alıyoruz. Bu kabiliyetlerimizi sürekli artıyoruz. Şunu zannettiler, 15 Temmuz’dan sonra bu iş çöker. Tam tersi, büyük bir mücadele çünkü özellikle personel ve istihbarat, bilişim anlamında bu devleti içeriden satan FETÖ, ciddi bir şekilde tasfiye edildi. Şimdi anlık istihbarat dahil olmak üzere, biraz önce bahsettiğim istihbaratlar dahil olmak üzere daha sağlam gittiğimizi ifade etmek istiyorum.” dedi.
Soylu, bu kabiliyetlerin bir anda kazanılabilecek kabiliyetler olmadığına dikkati çekerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yine bu terörü en çok besleyen alan belediyelerdir. Yaklaşık 95 belediye, 7’si bunların FETÖ, geri kalan 88 tanesi PKK ve KCK ve terör örgütü ile ilişkiden dolayı görevden uzaklaştırıldı. Şu çok net, sivil toplum örgütleri, yani adam bir sivil toplum örgütü kuruyor, çocuklarla ilgili bir sivil toplum örgütü, tek bir amacı var. Çocukları Kandil’e devşirmek. Buna Avrupa yardım ediyor.”
Yol güvenlikleriyle ilgili de çalışmalar yaptıklarını aktaran Soylu, “Buna ait yeni metotlar belirledik, yeni metotlar üzerinden gidiyoruz ve bunları takip de ediyoruz. Ocak ayında yüzde 28, Şubat ayında da yüzde 22 oranında trafik kazalarındaki ölüm oranı azaldı. Böyle bir rakamı dünyanın hiçbir ülkesinde bulamazsınız. Bunlar öyle azalabilecek rakamlar değildi.” dedi.

“Aldığımız belediyelerle ilgili adımlar atılıyor”

Soylu, terör örgütünün köylere baskı yaptığına işaret ederek şöyle konuştu:

“Şu ana kadar Güneydoğu’da, Doğu’da, Karadeniz’de belirlediğimiz ve Amanoslar’da 640 köyü didik didik taradık ve taramaya devam ediyoruz. Yani sadece orada vatandaşlarımıza baskı yapıyorlar, sözde milisleri vasıtasıyla gelip oralardan, kendilerine ait erzak almaya çalışıyorlar, oralarda konuşlanmaya çalışıyorlar. Bazı köyleri kendi alanları olarak kabul ettiler ve gerek jandarmamız, gerek özel harekatımız, gerek Türk Silahlı Kuvvetlerimiz her yerde adım adım bunları takip ediyor. Bunu yaparken, bir de biliyorsunuz ki Cerasblus’ta, El-Bab’da operasyonlar gerçekleşiyor.”

Bütün bunlarla birlikte iyi adımlar da atıldığını vurgulayan Soylu, “Aldığımız belediyelerle ilgili adımlar atılıyor. 40’ın üzerinde kanun hükmündeki kararnamelerle acil çıkması gereken kanunlar oluştu ve bunların tamamı güvenliğimizle alakalı ve yapılması gereken güvenlikle alakalı. Bu bir hükümet politikasıdır.” dedi.

Soylu, sadece teröristle mücadele etmediklerini, 23 ilde cazibe merkezi yaptıklarını anlatarak “Oraya yatırım gitmesini sağlıyoruz. Tunceli’ye gidiyoruz, sokakta esnafı ziyaret ediyorum, bire bir. Esnafı ziyaret ettiğimizde gençlerle karşılaşıyorum. Yüz gençle karşılaşmışsam, 90’ı diyor ki ‘Biz iş istiyoruz. Bakanım bize bunu sağla.’ Bizim görevimiz ne? Onu terör örgütünün oluşturduğu o atmosferden çekip alabilmektir. Bunu yapmak, bunda mükellefiz.” ifadelerini kullandı.

Terör örgütünün işsizlikten istifade ettiğine dikkati çeken Soylu, şu görüşleri dile getirdi:
“İşsizliği nasıl oluşturuyor? Bakın kısır döngüye. Terörü ortaya koyduğu zaman ne kimse yatırıma geliyor. Devlet yatırım yapıyor, onun iş makinesini yakmaya çalışıyor. Şimdi bakınız toplam 23 cazibe bölgesinde 3 bin 340 başvuru olmuş, 361 bin 346 istihdam sadece dün gittiğim Diyarbakır’ı söyleyeyim 37 bin 246 özel sektörün yapacağı yatırımla birlikte 37 bin 246 insanımız orada istihdam edecek. Bu çok fevkalade bir şey. Yani bir taraftan Kars 4 bin, Iğdır 4 bin ve ifade etmek isterim ki Bingöl 8 bin 680, Batman 29 bin kişi işe girecek. Bu daha başlangıç.”

“Son 6 ayda 155 çok önemli olay engellendi”

Soylu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın nereye saha veya spor tesisi yapılması istense orada büyük bir gayret ortaya koyduğunu belirterek “Çevre ve Şehircilik Bakanı bir taraftan bu yıkılan, yakılan tarumar edilen yerlerin onarımı için konutlarla birlikte TOKİ ile birlikte topyekun bir mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Yani sadece teröristi tasfiye ederek değil, sadece terörü tasfiye ederek değil, tam tersi bunun bir hükümet politikası, bir devlet politikası, bir gelecek politikası olarak tanımlayan bir anlayış ortaya koymaya çalışıyoruz.” dedi.

Soylu, son 6 ayda 921 teröristin etkisiz hale getirildiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Bu büyük bir rakam. Yine son 6 ayda 65 üst düzey terörist, bunların 37’si arananlar listesinde. Yani ödüllü terörist ve yine son 6 ayda 14 bin 516 PKK, KCK gözaltısı, 38 bin 789 FETÖ, 2 bin 529 DEAŞ, 585 diğer sol örgütü. Yani devlet bütün kabiliyetiyle beraber terörü tek PKK olarak görüyor değil, FETÖ var, DEAŞ var ve diğer Türkiye’yi karıştırmaya çalışan sol örgütler var. Hepsine topyekun hareket kabiliyetlerinin daraltılması ve bizim huzurumuzu bozmaması için büyük bir çaba ortaya kondu. Sadece son 6 ayda bin 780 silah, bunların 865’i ağır ve uzun namlu, bunların içerisinde tanksavarlar var, bunların içerisinde son model roket atarlar var, son model roket atarlar da PYD’den geliyordu. PYD’ye de kimden gittiği apaçık ortada. Son 6 ayda da 155 çok önemli olay engellendi ve hala arkadaşlarımız 24 saat esaslı çalışıyor.”

Avrupa ile göçmen mülteci anlaşması yaptıklarını anımsatan Soylu, “Yani gerek denizlerden, gerek kaçak göçmen olarak gelen. Suriyeliler bizim açımızdan değerlendirmede düzensiz göçmen değildir. Onlar geçici koruma altında bizim bulunan ve sayılarını bildiğimiz ve geçici kimliklerini verdiğimiz, birçok meselesine yardımcı olduğumuz, bugüne kadar 25 milyar doların üzerinde bir anlayış. Bir de Türkiye’yi sadece bir geçiş ülkesi olarak görüp de bizim kabul etmediğimiz, kaçak olarak girip batı ülkelerine gitmek isteyenler var.” ifadesini kullandı.

Soylu, bu konuda batıya karşı sorumlulukların yerine getirildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ne zamandan itibaren? 18 Mart 2016 mutabakatından itibaren biz sorumluluklarımızı yerine getirdik. Batı yerine getirdi mi? Zinhar hiçbirini yerine getirmedi. 2016 yılının ilk üç aylık günlük ortalaması bin 869 kişi. Nereden kaçıyor? Denizlerden, karadan batıya gidiyor. Biz onlara insanlık yaptık. Evet oradaki çocuklar ölmesin istedik. İnsanlar kışın denizde boğulmasın istedik, bu da doğru. 18 Mart mutabakatı sonrası biz görevimizi yerine getirmişiz. 129 kişi… Hangi rakam hangi rakama düşmüş? Bin 869 kişi 129 kişiye düşmüş. Peki 2017’de? Günlük sadece 49 kişi. 2015 yılında 146 bin 485 kişi düzensiz göçmen yakalamışız. 2016’da 174 bin 466 düzensiz göçmen yakalamışız. Bu büyük bir rakam.”

“Ödleri kopuyor bu düzensiz göçmenlerin kendilerine gitmelerinden”

Türkiye’nin bulunduğu coğrafya dolayısıyla bu rakamların önemli ve büyük olduğuna işaret eden Soylu, “Etrafımızda DEAŞ’ın, PYD’nin olduğu bir alanda bu büyük bir rakamdır. Burada Suriyeliler, Afganlar birçok ülkenin mensubu var. Şimdi bunlar edimlerini yerine getirmediler değil mi? Ödleri kopuyor bu düzensiz göçmenlerin kendilerine gitmelerinden. Çalma kapımı çalarlar kapını. Sen yeni kabul anlaşması, Türkiye’nin vize serbestisi için terörle mücadeleyi ortaya koyarsan bizim de yapmamız gereken işler var. Biz şimdi sınırlarda jandarmalarımız, sahil güvenliğimiz başka alanlarda uyuşturucu kaçakçılığı gibi meselelerle uğraşıyor. Buradaki düzensiz göçmenler de batının yolunu tutuverir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Araştırmalarda AK Parti’nin yüzde 52’nin altını gördüğü yok”

Soylu, referandum öncesinde yapılan anket çalışmalarına da değinerek, AK Parti’nin bugünkü araştırmalarda yüzde 52’nin altına inmediğini söyledi.

AK Parti’nin son seçimlerde oyunun yüzde 50 olduğunu anımsatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Demek ki geçmiş dönemlerde başka siyasi partilere oy verenler bugün AK Parti’ye oy veriyorlar. Bunların yüzde 1 ya da 2’lik bölümlerinin AK Parti’yi tercih etmesine rağmen referandumda aynı düşünmemesini normal buluyoruz. Çünkü bunlar başka bir siyasi partiden veya başka bir düşünceden siyasal tercihlerini çevirmiş kitle olarak değerlendirmek lazım. Özellikle Güneydoğu’da vatandaşın üzerinde yakın döneme kadar oluşan baskının etkilerini bugün tamamen ortadan kaldırdık desek bu rasyonel bir değerlendirme olmaz. Korku başka bir şey. Adam silahla, kaleşnikof ile beraber köye geliyor. Orada her türlü ahlaksızlığı ortaya koyuyor. Ben bunu orada yaptığım toplantı ve mitinglerin tamamında söyledim. Ey kardeşlerimiz bu Kandil’in hangi ahlaki değeri size uyuyor? Bunun hangi vicdanı var?”

Referandum çalışmaları kapsamında Trabzon için de anket çalışması yaptıklarına değinen Soylu, “Siyasal araştırma yaptığımız işin en önemli parçalarından bir tanesi. Trabzon’da da süreç başladığından itibaren iki araştırma yaptırdık. İkisinde de ortalama belli yüzde 74-75 civarında çıkıyor. Bizim hedefimiz yüzde 80 biliyorsunuz. Biz bunu daha fazla çıkararak yükseltmek için teşkilatlarımızla bir birliğimiz var. Yarın Sayın Cumhurbaşkanımızın gelişiyle birlikte burada önemli bir sıçramayı yakalayacağımızı düşünüyoruz.” ifadelerine yer verdi.