Başbakanlık tartışmaları şık değil

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu Yeni Asır Gazetesi’ne Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Başbakanlık tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Cumhurbaşkanlığı süreci tamamlanmadan ‘kimin Başbakan olacağı’ tartışmalarına girmeyi yanlış bulduğunu dile getirdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti kulislerinde yoğun şekilde tartışılan “Recep Tayyip Erdoğan Köşk’e çıkarsa, yeni başbakan kim olacak?” sorusuna şu aşamada cevap aranmasının yanlış olduğunu söyledi.
Yeni Asır’a, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Başbakanlık tartışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Süleyman Soylu, “Türkiye tarihinin en önemli kararının verileceği Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili süreç tamamlanmadan Başbakanlık tartışmalarına odaklanmak, siyaseten yanlıştır ve şık değildir. Şahsen ben bu konuda partimize yöneltilen soruları, bu dönemin en incitici sorusu olarak görüyor ve değerlendiriyorum” dedi.

Yeni Türkiye anlayışı

AK Parti içinde Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olması konusunda tam bir birliktelik ve ortak kararlılık yaşandığının altını çizen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri milletimiz en önemli ve hayati kararını 10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçiminde verecek. İlk kez milletin oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanımız olacak. Eğer bizler Cumhurbaşkanlığı seçimini bırakıp ‘Kim başbakan olacak’ tartışmalarına girersek, eleştirdiğimiz ve uzaklaşmak zorunda olduğumuz eski sistemin hastalıklı alışkanlıklarına teslim oluruz. Türkiye, 10 Ağustos’ta kuvvetli, yürütmeyle iç içe bir Cumhurbaşkanlığı modeline geçiyor. Burada eski sistemin alışkanlıkları ile hareket etmek, yeni Türkiye’yi anlamamak ve ihmal etmektir.”

Erdoğan’da mutabıkız

“Sayın Başbakanımızın Cumhurbaşkanı olması konusunda birliktelik ve ortak bir kararlılığımız vardır. Bu süreç tamamlanmadan başbakanlık tartışmalarına odaklanmak siyaset açısından şık değildir ve uygun düşmez. Bugünden başbakanlık tartışmalarına girmek halkın bu süreçte Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerindeki etkisini daraltmaktır. Bu yeni Türkiye’ye yapılacak en büyük haksızlıktır, yanlıştır. 1960’tan beri yürütmeyi Cumhurbaşkanlığı üzerinden vesayet altına alan, kontrol etmeye yönelik çalışan bir sistemin hükümetlere etki etme alışkanlığına son vermek zorundayız. Türkiye hedeflerine, zenginliğe ve demokrasiye ancak böyle ulaşabilir.”