İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Deniz Baykal’a kaset komplosu kurulmasının arkasında Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) bulunduğunu belirterek, “Peki Kılıçdaroğlu bugün kiminle beraber, neyi ödüyor ? O günkü diyetini ödüyor. Ne için? Onun gerisini inşallah bulmak bize nasip olacak.” dedi.
Çine Belediyesi Kültür Merkezinde sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve muhtarla bir araya gelen Soylu, Türk milletinin ekleme bir millet olmadığını, tarihi boyunca zorda kalanlara kucak açtığını, bu ülke üzerinde oyun oynamaya kalkanların bu coğrafyada kimin yaşadığına iyi bakması gerektiğini ifade etti.
Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde kendisini davet ettiği sırada memleketin çok zor günlere gittiğini, bu coğrafyada oynanan oyunlara birlikte karşı çıkılması gerektiğini söylediğini, o gün söylediklerinin bir bir gerçekleştiğini bildirdi.
O dönemde siyaset yapmama kararı aldığını ancak bu çağrı üzerine AK Parti çatısı altında siyasete başladığını anımsatan Soylu, “Eğer siyaset yapmama kararını o gün devam ettirmiş olsaydım biliniz ki bu dünyada da öbür dünyada da benim işim zordu.” dedi.
Bakan Soylu, CHP’nin yıllardır oy oranının yüzde 25 seviyesinde dolaştığını, bunun arkasında “1960 ve 1982 Anayasalarını yapanların CHP’ye millete dayanmayan bu anayasaya sahip çıkılması” görevini vermesinin yattığını belirtti.
Soylu, şöyle devam etti:
” Onlara söyledikleri şu, ‘Sen hiçbir şeye karışma, sen iktidar olamazsan da oy alamasan da biz seni iktidar yapacağız, muktedir olacaksın. Merak etme.’ Ben de şimdi diyorum ki o gün onu sana söyleyenlerin artık borusu ötmüyor. Bugün 14-15 yıldır millet kendi istikametini çizdi ve bugün milletin borusu ötüyor.”
“O günkü diyetini ödüyor”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile adaylığını koyup kazanamayanın artık siyasette tutunamayacağını vurgulayan Soylu, şu görüşlere yer verdi:
“Artık partideki 600 delegeyi ayarlayayım, seçimler kaybedeyim ondan sonra tekrar CHP Genel Başkanlığına devam edeyim, birilerine sataşayım, ötekine kaset kumpası kursun birileri ondan sonra bundan istifade edeyim…
Kim kaset kumpası kurdu Deniz Baykal’a, FETÖ. Onu Sayın Baykal tam ağızla söyleyemese de ben İçişleri Bakanıyım ben söylüyorum. FETÖ bu kumpası kurdu mu, kurdu. Peki Kılıçdaroğlu bugün kiminle beraber. Neyi ödüyor. O günkü diyetini ödüyor. Ne için? Onun gerisini inşallah bulmak bize de nasip olacak. Hiç merak etmeyin.”
Oy oranını arttırmak isteyenin vatandaşa gitmesi gerektiğini ya da ittifak yapmak zorunda olduğunu belirten Soylu, AK Parti’nin MHP ile doğru bir zeminde ittifak yaptığına, uzlaştıkları bir anayasa metnini de şimdi millete anlatmak için çalıştıklarına dikkati çekti.
Bakan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Peki o (Kılıçdaroğlu) kiminle beraber oldu? Murat Karayılan Kandil’de ne söylüyorsa bilmenizi isterim ki Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’de aynısını söylüyor. Kiminle beraber oldu FETÖ’yle. Peki sırtını dayadığı bir başka yer daha var, Almanya. Bunlar tesadüf değil, bunların hiçbirisi tesadüf değil.
Türkiye’yi orada konuşturmayacaklarmış. Yahu sen ne kadar konuşturmazsan konuşturma, sen oradaki Türkiye sevgisini, Recep Tayyip Erdoğan sevgisini… O insanları yıllarca orada sömürdünüz. Çok net bir şekilde söyleyeyim. Rahmetli Menderes’in bu konudaki önemli bir bilgisini paylaşayım. 1958-1959 Almanlar geliyor masaya oturuyor. ‘Eğer Anadolu’nun içine 5 fabrika yaparsanız biz size buradaki talep ettiğiniz işçileri göndeririz, yapmazsanız göndermeyiz’ diyoruz. Anlaşıyorlar, 60 darbesi oluyor, fabrikalar uçuyor. Şimdi bunu net bir şekilde söylemem gerekiyor, bu tezgah, bu sistem içinde dönüp duruyor. Ve bu milletimize kaybettiriyor. Bu sistemi 16 Nisan’da hep birlikte büyük bir kuvvetle, güçle, irade ve azimle değiştirmek zorundayız. Bu Türkiye için büyük bir fırsattır.”
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın ateş çemberi olduğunu, Avrupa’da karmaşanın hakim olduğunu, bu ortamda Türkiye’nin ikinci sıçramasını yapıp Avrupa ile aradaki farkı kapatmak zorunda olduğunu vurgulayan Soylu, Türkiye’nin bu hedefini görenlerin bunu engellemeye çalıştığını ifade etti.
“Operasyonlarımız devam edecek”
Bakan Soylu, konuşmasında, Diyarbakır’ın Lice ilçesini ziyaret ettiğini anımsatarak, orada komutanlar, askerler, polis ve korucularla birlikte olduğuna değindi.
Yürüyen operasyonun nasıl gittiğini, hangi noktalarda olduğu hakkında görüş alışverişinde bulunduklarına işaret eden Soylu, “Uzun zamandır bu operasyonlara hazırlanıyoruz. Öyle 1-2 günlük değil, bundan sonra herhangi bir ihanet şebekesi, ülkemizin hiçbir santimetrekaresinde bulunmayacak hale gelinceye kadar bu operasyonlarımız devam edecek. Daha yeni başladık. Bu kış evlatlarımız, eksi 35 derecelerde sığınaklarına girdiler, hepsini tarumar ettiler. Hiç kar, buz, soğuk varmış dinlemeden görevlerini yaptılar. Onların içinde vatan sevgisi ve vatan sıcaklığı var.” dedi.
Terörizmi finanse edenlerin Türk milletinin sabrını ve hukukunu yanlış anladığını, PKK’nın yurt dışından aldığı destekle şımardığını aktaran Soylu, şunları kaydetti:
“ABD’nin Adana Konsolosunun yanındaki adam, yıllarca ülkemizi bölmek için çaba sarfetmiş. Bu ihanet şebekesinin adamını hukuk yakaladı ve gereğini yaptı.
‘Biz istediğimizi yaparız, şuralarda özerklik ilan edeceğiz’ diyenler vardı. Yani diyorlar ki ‘Türkiye Cumhuriyeti bayrağını, ay yıldızlı, rengini şehitlerimizin kanından alan, göklerde nazlı nazlı dalgalanan bayrağınızı indireceğiz.’ Haydi bakalım o gün o kadar delikanlıydın da şimdi bizim evlatlarımız o şehirlerde, dağlarda seni arıyor da sen yoksun. İçiniz rahat olsun, bu ülke daha yeni başladı. Cumhurbaşkanımızın talimatı ve kararı açıktır, nettir. Bir tek terörist bu ülkede kalmayacak.”
Bu sistemle “parlamentonun güçsüz olacağı” yönündeki söylemleri “koskoca bir yalan” şeklinde nitelendiren Soylu, şöyle konuştu:
“Bir günde Doğru Yol Partisi içinde 25 milletvekilinin parayla, pulla, tehditle, şantajla alındığı, yeni hükümetlerin kurulduğu parlamento mu güçlü? AK Parti olmasaydı, Tayyip Erdoğan olmasaydı, bugün parlamentoyu yerle yeksan ederlerdi. Bir medya baronu manşet attığı zaman herkesin 10 adım geri attığı bir parlamento mu güçlü, IMF’ye teslim olan bir parlamento mu güçlü, Anayasa Mahkemesinin istediği gibi TBMM ile Gazi Meclis ile alay ettiği bir parlemento mu güçlü, Yargıtayın dize getirdiği parlamento mu güçlü? Bugün karşı çıkmalarının sebebi de artık milletin patron olacağı, anahtarın millette olduğu, milletin belirleyeceği bir Türkiye.”
Bir başka eleştirinin de “Yargı tek adama gidiyor” şeklinde olduğunu, bunu yapanların kendi tek parti dönemleriyle AK Parti’yi karıştırdığını ifade eden Soylu, anahtarın millette bulunmasından korkanların olduğunu, bunların ellerinde yargıyı tutarak, zamanı gelince düğmeye basıp sistemi idare etmek istediğini söyledi.
Avrupa’daki sistemde yargı ve iradenin millete dayandırıldığına dikkati çeken Soylu, “Yanlış yaptı mı 4 yılda bir ‘yallah.’ Galiba Kılıçdaroğlu da 16 Nisan’dan sonra, bu millet o günü de görecek, ‘yallah’ diyecek. Bunun bedelini de ödemeli, çok net söylüyorum. Cumhuriyet Partililerin içinin de PKK ile bir arada olmaktan büyük bir sıkıntı duyduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
“Bu sistem baba ile oğlu birbirine düşürür”
AK Parti çatısı altına girmeden önce o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine bu konulardaki görüşlerini sorduğunu anlatan Soylu, kendisinin de “Bu sistem bizi daha çok derenin yanına getirir, su içmeden geri götürür. Bizim derhal bu sistemi, bir millet sistemiyle bütünleştirmemiz lazım. Çünkü bu sistem baba ile oğlu birbirine düşürür. Şeytanların generalleri devreye girerler, o şeytanlar kardeşi kardeşe düşürür, baba ile oğlu düşürür.” dediğini dile getirdi.
Soylu, Ahmet Necdet Sezer’i cumhurbaşkanı olarak Bülent Ecevit’in seçtiğini anımsatarak, “Sonra ne oldu? Kafasına anayasayı yedi. Bu Kılıçdaroğlu hiç o günleri de görmüyor.” dedi.
“Uçağınızı düşüreceğiz”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “yeni sistemin çok tehlikeli olduğuna, başbakan ile cumhurbaşkanının ayrı partilerden olmasının sıkıntı doğuracağına” ilişkin açıklamalarına değinen Soylu, şunları kaydetti:
“Bugün kol kola oldukları PKK da bir şeye ‘hayır’ dedi. Yüksekova’da havalimanı yapıldı, PKK ‘hayır’ dedi ama bu millet o havalimanını yaptı. 15 Temmuz’dan sonra 3-4 ay havalimanı kapandı. Sonra Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız dedi ki ‘Havalimanının açılma zamanı gelmiştir’. Ertesi gün havalimanı açılacak, bunlar 2-3 çocuğun eline pusula tutuşturmuş, esnafın kapılarına bırakırken bizimkiler yakaladılar.
Ne diyorlar biliyor musunuz, ‘Eğer bu uçaklara binerseniz uçağınızı düşüreceğiz.’ Bu havalimanı, İran’dan Avrupa’yı ve dünyayı İstanbul üzerinden buluşturabilecek önemli bir havalimanı. Bunlar büyük projeler. Bunlar bu ülkeyi, bu coğrafyada merkez lider yapacak projelerdir. Onlar için hizmet, insanlık önemli değil. Onlar için bu ülkenin istikrarsızlığı ve bu ülkenin başkalarının elinde olması önemli.”
“Kimseye sırtımızı dönmeyiz”
Türkiye’nin Suriyelilere kucak açmasına da değinen Soylu, Suriyelilerle 400 yıl aynı çatı altında yaşandığını, Gaziantep, Kilis neyse Şam ve Halep’in de o olduğunu dile getirdi.
Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
“Ey insan hakları savunucuları, ey kadın hakları savunucuları. Orada kadınlara tecavüz edilip, kadınlar sınırlarımıza eşleriyle beraber geldiğinde ‘Ey Tayyip Erdoğan namusumuza sahip çık’ dediklerinde sırtımızı mı dönmeliydik? Bizim medeniyetimiz böyle bir medeniyet mi? Sadece kendi bileğimizin gücüyle mi kurtulduk 15 Temmuz musibetinden. Bilesiniz ki o mağdurlara, mazlumlara yaptıklarımızdan dolayı Cenab-ı Allah bu millete dedi ki ‘Sen doğru yoldasın.’ Kim çıplak ellerle tankların önüne çıkacak? Eğer inanıyorsak o cesareti bu milletimize veren Cenab-ı Allah’tır. Bütün dünya, ‘Türkiye bunları nasıl yapıyor’ diye hem fesatlanıyor hem hayret ortaya koyuyor. Çok sıkıntılar geçirdik ama bu millet asaletinden, geleneğinden, medeniyetinden hiçbir gün ayrılmadı. Çok sınavlar verdik. Biz kimseye sırtımızı dönmeyiz.”
“Milletin kuralları geçerli”
Karlofça’dan itibaren bu milleti adım adım gerileten, Orta Asya’ya doğru sürmeye çalışan anlayışın Türkler ve Müslümanlarla derdinin bulunduğunu kaydeden Soylu, son olarak 15 Temmuz’da bunu gördüklerini, tepeden bakan, milleti küçümseyen bu anlayışın başörtüsünden etnik kökenlere kadar herşeye karıştığını söyledi.
Bu kesimlerin yazdıkları anayasaları millete dayattığını ifade eden Soylu, 15 Temmuz’da da TRT’de okunan bildirinin sonunda “yeni bir anayasanın vadedildiğine” dikkati çekti.
Soylu, “Aynen 1960, 1980 darbesinden sonra olduğu gibi. ‘Sizin gelenekleriniz, değerleriniz bizim için önemli değil. Sizin ortaya koyduğunuz kurallar bizim için önemli değil. Biz size yeni bir anayasa yazıyoruz, bizim istediğimiz gibi yaşayacaksınız’. 15 Temmuz’da sokağa çıkanlar da ‘Hayır 1960’ta, 1980’de yaşattınız, artık yeter. Sizin kurallarınız değil milletin kuralları geçerli’ dediler.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin gelişmesinden endişe edenlerin bu ülkeyi terörle, anarşiyle ve enflasyonla terbiye etmeye çalıştığını, kimi zaman gazete patronlarını ve köşe yazılarını kullandıklarını, milletin öz güvenini yıkmak için herşeyi yaptıklarını dile getiren Soylu, milletin 14 yıl boyunca sandıkta bunlara cevap verdiğini ve patronun millet olduğunu haykırdığını ifade etti.
Programa, AK Parti Aydın milletvekilleri Mustafa Savaş ve Mehmet Erdem de katıldı.
Bakan Soylu ve beraberindekiler daha sonra ilçe esnafını ziyaretti.