AK PARTİ, KAYNAKLARIN İSRAF EDİLDİĞİ DEĞİL, DAHA ETKİN KULLANILDIĞI BİR YEREL YÖNETİM ANLAYIŞINI OLUŞTURMUŞTUR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “İmkanların, kaynakların israf edildiği değil, daha etkin, daha verimli kullanıldığı bir yerel yönetim anlayışını AK Parti oluşturmuştur.” dedi.

Soylu, Selçuklu Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen “AK Parti Yerel Yönetimler İç Anadolu Bölge Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, AK Parti’nin başarısının altında, siyasetin iki çıktısı olan icraat ve politikaya aynı derecede önem vermesinin yattığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, siyasetin bu iki sorumluğunu hakkıyla taşıyarak bugünkü başarının ortaya çıkmasını sağladığını belirten Soylu, “Bir yandan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında ortaya koyduğu projeler, icraatler, yaptığı kavşaklar, yollar, su ve kanalizasyon yatırımları, öte yandan kendisini hapse dahi götüren bir özgürlük mücadelesinin içinde oldu.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başından beri kendisini bir siyaset, devlet adamının yapması gereken meselelere endekslediğine işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğer, ‘Ben sadece yolumu, köprümü yapar, trafiğimi açarım, başka bir şeye karışmam’ deseydi, bir sözüyle insanların tankların önüne atladığı Recep Tayyip Erdoğan’la elbette ki tanışamazdık. Sadece siyasi söylemlere takılıp kalsaydı, maaşları ödemek için dışarıdan borç arayan bir ekonomiyi, barajları, yolları, havaalanlarını, zenginleşmeyi dert etmeseydi de aziz milletimiz, Recep Tayyip Erdoğan’ı bir efsane haline getirmezdi.”

“Bu bir rıza kazanma formülüdür”

Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da eskiye takılıp kalmayan, sürekli kendini yenileyen, ileriye bakan bir lider portresinin görüldüğünü vurgulayarak, “15 yılın bütün fiili başarılarına, projelerine rağmen hala ‘yerli otomobil, yerli uçak, milli savunma sanayi’ diyen, İstanbul gibi zor bir şehirde, çılgın projelerden bahseden, 2023, 2053, 2071 için hedefler belirleyen bir Recep Tayyip Erdoğan, siyaseti nasıl algılamamız gerektiğini bizlere hal diliyle haykırmaktadır.” diye konuştu.

Erdoğan öncülüğündeki siyaset anlayışının 3 temele dayandığını dile getiren Soylu, bunların, politikada üretken ve etkin olmak, icraatte üretken ve etkin olmak ve geçmişteki başarılara takılıp kalmadan yeni adımların peşinde koşmak olduğunu anlattı.

“Bu bir iktidar formülü değildir. Bu bir rıza kazanma formülüdür.” diyen Soylu, makamların, mevkilerin gelip geçici, baki olanın önce Allah’ın sonra da milletin rızasını kazanmak olduğunu vurguladı.

“Yapısal dönüşümle de önemli bir fark yarattık”

Soylu, AK Parti’nin yerel yönetimlerdeki başarısının, sadece belediyelerdeki icraatlerle oluşmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Biz esasen belediyeciliğe yaşattığımız yapısal dönüşümle de önemli bir fark yarattık. Türkiye 21. asrın başından itibaren büyük bir reform üzerindedir ve bu reformların önemli bir bölümünü gerçekleştirmiştir. Eğer biz bugün ayakta duruyorsak, ihracatımız 157 milyar dolara gelmişse, Suriye, Irak, Yemen, Tunus gibi etrafımızdaki bütün ülkelerin ateş çemberi olmasına rağmen ve 15 Temmuz’da bu ülkeyi işgal etmek üzere kurgulanan bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalmamıza rağmen, ‘Darbeyi yaptık, yaptık. Yapamadık, Türkiye’ye öyle bir darbe vururuz ki 50 yıl daha ayağa kalkamayacak’ denilen bir kurgulamayla karşı karşıya kalmamıza rağmen, yerel yöneticilerimizin destekleri sayesindedir.”

Soylu, AK Parti’nin ortaya koyduğu yerel yönetim anlayışıyla, hükümetin 21. asrın başından itibaren her ne tehlike olursa olsun hiçbir şekilde geri adım atmaması, üzerine ne gelirse gelsin Türkiye’yi zenginleştirmek, kalkındırmak, büyütmek için çalışması sayesinde, ülkenin her zorluğun altından başarıyla kalktığını ifade etti.

“Türkiye’ye diz çöktüremediler”

15 Temmuz 2016’da ülkenin hain darbe girişimiyle karşı karşıya kalmasına, iç ve dış tehditlere rağmen Türkiye’nin turizminin, savunma sanayisinin, eğitim sisteminin, istihdam başarısının daha da ileriye gittiğinin altını çizen Soylu, “Topyekun bir kalkınmayı bir araya getiren anlayışı ortaya koduğunuz için bugün Türkiye’ye diz çöktüremediler.” dedi.

Soylu, AK Parti’nin Türkiye’ye sağladığı en önemli kazanımlardan birinin yerel yönetimler alanında gerçekleştiğine değinerek, şöyle konuştu:

“Şehir insandır. Eğer şehirlerinize hizmet ederseniz, topraklarınıza, ağaçlarınıza, mezarlıklarınıza, parklarınıza, kültür merkezlerinize ehemmiyet gösterirseniz, aslında insana ehemmiyet gösteriyorsunuzdur. Bunu AK Parti başarmıştır. İmkanların, kaynakların israf edildiği değil, daha etkin, daha verimli kullanıldığı bir yerel yönetim anlayışını AK Parti oluşturmuştur. 2002 yılında mahalli idarelere ayrılan toplam pay 4,7 milyarken, şimdi 70 milyarın üzerinde. Bu, AK Parti’nin siyaset felsefesinin yerel yönetimler eliyle hayata geçirilmesidir. Yani merkezde toplamak, hem gücü hem yetkiyi hem de kaynağı merkezde toplamak değil, tam tersine bunu yerelleştirme konusunda başarılı olabilmektir.”

“Yepyeni bir sürece giriyoruz”

“Mahalli İdareler Reformu”nun ilk dönemini 2014 ve 2019 yıllarında gerçekleştirdiklerini dile getiren Soylu, şunları kaydetti:

“2019 ve 2024 arasında, bu kanunun işlevselliğinin daha iyi ortaya konulacağı ikinci dönem, hem verimliklik hem etkinlik hem belediyelerimizin kurumsal kapasitelerinin güçlendirilmesi açısından çok daha iyi bir noktaya gelecektir. İmar bütünlüğü, altyapı açısından yani paranın çarçur edilmediği, fotoğrafın bütün şehir boyunca hem de tam anlamıyla, demokratik bir süreçle beraber ggörüldügü yepyeni bur sürece giriyoruz.”

Mahalli idareler reform sürecinin önemli çıktıları oldu

Gerçekleştirilen mahalli idareler reform sürecinin önemli çıktıları olduğunu belirten Soylu, merkezi idarenin mahalli idareler üzerindeki vesayetini daralttıklarını, mahalli idareleri ekonomik olarak güçlendirdiklerini, katılımcılığı ön plana çıkarıp şeffaflığı arttırdıklarını aktardı.

2019’a giden süreçte Hakk’ın ve halkın rızası için daha çok gayret gösterilmesi gerektiğine işaret eden Soylu, “Türkiye’nin başına gelmiş olan musibetlerin tamamı, Türkiye’nin kendi başına karar alma yeteneğini ortadan kaldırabilmek içindi. 2019 bizim kendi başımıza karar alma yeteneğimizi ortaya koyabilecek sisteme geçiş tarihimizdir. Bunun öncesinde bir yerel seçim var. Bizim en kuvvetli olduğumuz, halka karşı yüzümüzün en güçlü olduğu alanlardan biridir.” ifadelerini kullandı.

“AK Parti, siyaseti rezidanslarda yaparak bu noktaya gelmedi”

Soylu, yerel yöneticilerin yanının milletin yanı olduğunu, milletin sorunlarının dinlenmesi ve çözülmesi gerektiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyaset sokakta yapılır. AK Parti, siyaseti rezidanslarda yaparak bu noktaya gelmedi. AK Parti siyaseti yalnız olan insanlara elini uzatarak yapıyor. Rezidanslarda siyaset yapanlar tarihin karanlıklarında, dip noktalarında yerlerini aldılar. AK Parti siyaseti milletin istediğiyle, ‘Evet. Allah razı olsun. Tam istediğimiz buydu. Yaptıkları doğrudur’ diye sürekli rızalarını kazanarak gerçekleştirdi. Bugün bu noktaya gelmemizin, 15 yıllık bir iktidar sürecinin, yozlaşmaya bulaşmadan, kendi değerlerinden uzaklaşmadan, tam tersine bütün değerlere sımsıkı yapışarak devam ettiği, milletle irtibatını hiç bozmadan bir anlayışa gelmesinin sebebi, milletle sürekli bir arada olabilmesidir.”

“Kimsenin toprağında gözümüz yok”

AK Parti’nin ve milletin, Türkiye’yi terörle, ekonomik krizlerle, siyasal istikrarsızlıkla diz çöktürmek isteyenlere hiçbir zaman boyun eğmediğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu:

“Gelecek nesillerin bunları yaşamaması için 2019’daki her iki seçim de bizim açımızdan önemlidir. Bugün Türkiye Afrin’de. Afrin’de olmamızın sebebi bir toprağa göz dikmemiz değildir. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Bu kardeşiniz, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın verdiği görevle, yaklaşık 17 aydır İçişleri Bakanlığı yapıyor. İçeride terör girişimlerini durdurabilmek için elimizden gelen bütün gayreti ortaya koymaya çalıştık. Terörü finansman açısından, lojistik açıdan, özellikle dışardaki bağları açısından ortadan kaldırmadan bitirebilmek mümkün değildir.”

Kayyum atanan belediyeler

Soylu, terör örgütlerinin finans kaynaklarından birinin, millete hizmet yerine teröre hizmet eden belediyeler olduğunu ifade ederek, kayyum atanan ilçelere 2,3 milyar lira yatırım yapıldığına dikkati çekti.

Kayyumlarla bu ilçelerde 6 bin 782 kilometre sıcak asfalt , kanalizasyonu olmayan şehirlere kanalizasyon yapıldığını aktaran Soylu, “Parayı doğru yerde kullanırsanız, teröre aktarmazsanız, hizmeti milletin ayağına götürmek isterseniz, bunu hiç belediyecilik yapmayan ama kendisine görev edindiği için yapabilecek kişilerle, kaymakamlarla da bunu yapabilirsiniz. Sadece dürüst olun, gelen kaynağı iyi bir noktaya getirebilsin yeter.” diye konuştu.

“Yapılması gereken Afrin’den Kandil’e kadar olan hattın temizlenmesidir”

Türkiye’nin topyekun, kendisine gelen her tehdidi bertaraf edebilecek anlayışa sahip olması gerektiğine değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kandil’i bitiremezseniz Diyarbakır’da hür oy verebilme kabiliyetini ortaya koyamazsınız. Derdimiz ondandır. ‘Kandil tasfiye edilmelidir, bitmelidir’ dememizin sebebi ülkemizdeki özgürlük, hürriyet ve demokrasi katsayısının yükselmesidir. Talebimiz budur. ‘Hikaye, çözüm süreci’ diyen, yeniden acaba bu işler başlar mı diye konuşanlara söylüyorum, Türkiye’nin bir tek çözüm süreci vardır o da demokrasidir. Bize yeni reçeteler sunmak isteyenler, yıllarca yeni reçetelerle bizi başka yöne doğru götürmek isteyenler, aslında demokrasinin gücünü azaltmak istemektedir. Milletin içerisinde olduğu bir anlayışı bertaraf etmek istemektedir. İşte bunun için yapılması gereken Afrin’den Kandil’e kadar olan hattın temizlenmesidir.”

Soylu, Suriyelilerin kendi şehirlerine dönmesi gerektiğini belirterek, “Bu insanlar topraklarından çıktılar ve buralara geldiler. ABD, 3,5 milyon ve topraklarından ayrılan 8-8,5 milyon insana hiçbir kelam etti mi bugüne kadar? Hiçbir destek ortaya koydu mu? Ama PYD için PKK için her tarafını yırtıyor. Nasıl korurum, nasıl muhafaza ederim diye. Bütün dünya bir araya gelse PYD’yi de koruyamayacaklar, PKK’yı da koruyamayacaklar. Bu kadar açık ve net söylüyorum.” ifadelerini kullandı.

“Millet düğüne gider gibi şehadete gidiyor”

Türkiye’nin eski Türkiye olmadığının altını çizen Soylu, “Millet düğüne gider gibi şehadete gidiyor. Düğüne gider gibi özgürlüğüne ve istiklaline gidiyor. Afrin’in Afrin olmadığını hepimiz biliyoruz. Afrin her milleti kendi topraklarından kovan, kadınlara tecavüz eden, çocukları öldüren ve orada daha yaşı küçük olan çocukları korkuyla terörist olarak devşirmeye çalışan bir anlayışın adıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Soylu, Türkiye’yi daha güçlü, kalkınan, söz sahibi bir ülke yapmak için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, belediye başkanlarına şöyle seslendi:

“Son bir yıl içerisinde yapılması gerekenler açık ve nettir. İnsanımızı ve şehirlerimizi tamamen kucaklayabileceğimiz bir dönem içerisindeyiz. Biz emrinize amadeyiz. Gücümüzün yettiği ölçüler içerisinde, fert olarak da yaptığımız görevler itibarıyla da emrinize amadeyiz. Ancak bizim yapabileceklerimiz sınırlıdır. Sınırsız olan Cenab-ı Allah’ın, yaptığınız iyiliklere ve insanlara yönelik güzel adımlarınıza karşı size bahşedecekleridir. Buna hepimiz inanıyoruz ve iman ediyoruz. Bir büyük mücadeleyi ortaya koyuyor, Hak için mücadele ediyoruz. Şu nesil, bu ülkenin tarihine altın harflerle yazılacaktır. Bu nesil, bugün bu değişimi demokrasiyle sağlayan bu nesil altın harflerle yazılacak. Kıymetli belediye başkanlarım, ne olursunuz sokaktan çıkmayın, işlerinizi, hizmetlerinizi takip edin. Türkiye bir daha Tayyip Erdoğan gibi bir kimseyi bulamayacak. Öyle 100 yılda, 200 yılda bir gelmez. Gelin bu fırsatı hep beraber, yaptığımız hizmetlerin layıkıyla millet tarafından tasvip edilebileceği 2019 seçimlerini hep birlikte gerçekleştirelim.”