İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Teröre karşı müsamahakar olmayacağız. Elimizdeki bütün teknik ve istihbari donanım açısından bütün araçlarımızı sahada hazır edeceğiz. Onların hareket kabiliyetini tamamen kesmeye çalışacağız. Tekrar söylemek istiyorum, acımasız olacağız.” dedi.
Bayramlaşma töreni ve çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere kente gelen Soylu, Trabzon Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti.
Bakan Soylu, burada beraberindeki Trabzon Valisi Yücel Yavuz, AK Parti Trabzon milletvekilleri Muhammet Balta ve Ayşe Sula Köseoğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Seyfullah Kınalı ve Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ile vatandaşların bayramını tebrik etti.
Bayramlaşma töreninin ardından gazetecilere açıklama yapan Soylu, Van ve Muş’u ziyaret ettiğini söyledi.
“Van’da ve Muş’ta özellikle hem vatandaşımızla yaptığımız temaslar hem güvenlik kuvvetlerimiz hem polisimiz hem özel harekatımız gerek jandarmamız, jandarma özel harekatımız gerek koruyucularımız ve tüm güvenlik kuvvetlerimizle yaptığımız bayramlaşmalarda hepsinin moral seviyesinin en üstte olduğunu ve inançlarının, birbirine olan kenetlenmelerinin ve ülkemize, demokrasimize olan sadakatlerinin en üstte olduğunu görmenin mutluluğu içerisindeyiz.” diyen Solu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine hem Van’da, Muş’ta aziz milletimizin feraseti bizi çok ama çok etkilemiştir. Bir taraftan 15 Temmuz’da ortaya koymuş oldukları olağanüstü duygudaşlık ve sahiplenme ve onu ay yıldızlı bayraklarla süsleyen güçlü anlayış, ardından karşı karşıya kalınan bazı terör olayları ve girişim karşısında ferasetleri, sağduyuları ve meseleyi özüyle kavrama anlayışları ve yine bütün bunlarla karşı karşıya olmalarına rağmen geleceğe umutla bakmaları, aslında doğru yolda gittiğimizin, doğru istikamette gittiğimizin ve birlikte aynı noktaya, aynı hedefe ulaşmak isteğimizin, her birimiz tarafından anlaşıldığının tercümesidir.”
“Kaybedilecek zamanımız olmadığını düşünüyoruz”
Daha çok oralarda olacaklarını belirten Bakan Soylu, “Geldiğimizden beri Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Hakkari, Van, Muş başta olmak üzere birçok vilayete yaklaşık 8 ile 9 gün içerisinde ulaşabildik. Çok yapacağımız iş olduğunu görüyoruz. Gerek oradaki valilerimizle, belediye başkanlarımızla, sivil toplum örgütü temsilcilerimizle çok iş yapmamız gerekiyor. Kaybedilecek zamanımız olmadığını düşünüyoruz.” diye konuştu.
Soylu, bölgedeki vatandaşların hayat standartlarının yükseltilmesinin hükümetin ortaya koyduğu programlarla sahada olumlu yansımalar verdiğine işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Gerek huzurun ve sükunun her daim artması gerekse özellikle terör örgütünün ortaya koyduğu sinsi davranışların önüne geçilmesi açısından yapacağımız çok iş var. Bugüne kadar hakikaten çok büyük bir mücadele verildi. Bu mücadeleyi aynı kararlılık ve anlayışla devam ettirmek temel prensibimizdir. Burada yapacağımız işin açıklaması çok basittir. Teröre karşı müsamahakar olmayacağız. Elimizdeki bütün teknik ve istihbari donanım açısından bütün araçlarımızı sahada hazır edeceğiz. Onların hareket kabiliyetini tamamen kesmeye çalışacağız. Tekrar söylemek istiyorum, acımasız olacağız ama bilinmesini isterim ki vatandaşımıza karşı büyük bir şefkatle onların arzu ve isteklerinin gerçekleşmesi konusunda büyük bir cevvaliyet içerisinde hareketimizi ortaya koyacağız.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın da talimatlarının bu yönde olduğunu vurgulayan Soylu, “Hükümetimiz aynı kararlılık içerisindedir. İnanıyorum ki terörle mücadelede Türkiye başarılı olacaktır. Terörle mücadeleyi yenmek de başarılı olmak da ne kadar güvenlik güçlerimize ihtiyacımız varsa, altını çizerek söylemek istiyorum ki, oradaki vatandaşımızın da desteğine aynı şekilde ihtiyacımız var.” dedi.
Bakan Soylu, Tendürek eteklerinde şehit olan 3 koruyucunun ailesini de ziyaret ettiklerini aktararak, onların kahramanlıklarını ve cesaretlerini gördüklerini anlattı.
“Esas yapılmak istenen demokrasiyedir”
Hastanelerdeki hastaları da ziyaret ettiklerini belirten Soylu, şunları söyledi:
“Biliyorsunuz 53 yaralımız vardı ama birçoğu küçük sıyrıklarla oluşan yaralardı. Onların büyük bölümü olayın hemen akabinde akşamüstü hastaneden taburcu oldular.
Yaklaşık 7 kişi kalmıştı. Bugün itibariyle de zannediyorum 3 kişi, 4 kişi kalmıştı. Bir 16 yaşında kızımız vardı, onu Ankara’ya sevk ettik ama ağır değil. Yine bir kardeşimizin uzvunda bir sıkıntı var. Diğer hastalarımız taburcu olabilecek nitelikte fakat hastanede gerek üniversite gerekse devlet hastanelerinde vatandaşın göstermiş olduğu ilgi, destek ve moral olarak ortaya koşmuş oldukları seviye bizi çok daha önemli noktalara taşıdı. Çünkü hem sorumluluğumuzu artırdı. Sokaktan geçerken vatandaşlarımızla sohbet ettik ve inanın büyük ve olağanüstü bir destek var. Bu desteği iyi yönetmeliyiz. Fitne olacak, fesat olacak, bu desteği bölmeye çalışacaklar. Bu desteği azaltmaya çalışacaklar. Aynı ölçüde terör örgütü de destek bulamamanın hezeyanı içerisindedir. Bunun da farkındayız. Bunları da takip ediyoruz ama bu bizim orada yaşayan kardeşlerimize yönelik hem demokrasiyi yükseltme konusunda hem hukukun üstünlüğünü her noktada, Türkiye’nin her safhasında uygulama konusunda biraz daha elimizi rahatlatmakta, biraz daha bizi güçlü hale getirmektedir.”
Soylu, “Esas yapılmak istenen demokrasiyedir.” ifadesini kullanarak, “Yani orada özellikle belediyeler üzerinden gerçekleşen olaylar kabul edilebilir cinsten değildir. Milletin vergileriyle temiz oylarıyla evet her siyasi partiyi tercih edebilirler. Demokrasi ve hukukun içerisinde kaldığı sürece her şey başımızın üzerindedir ama mesele milletin rızasının dışında ve hukukun dışında şekilleniyorsa ve burada vatandaşımızdan oyları alınıp bu oyların elde ettiği sonuçlar teröre tahvil ediliyorsa bu dünyanın her noktasında hukuk devleti ve demokratik devletler için kabul edilemezdir. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir.” diye konuştu.
“Teker teker üzerlerine gideceğiz”
Terör örgütü tarafından vatandaşa baskı ortaya koyulan oluşumların teker teker üzerlerine gideceklerini vurgulayan Soylu, “Vatandaşımıza terör örgütü tarafından baskı ortaya koyulan hiçbir oluşumu legal, illegal, şunu çok net söylüyorum; legal görünümlü illegal, bunların üzerine teker teker gideceğiz ve tespitlerimiz var. Bu tespitleri yakında ortaya koyacağız. Sivil toplum örgütleri dediğiniz yapılanmalar, vatandaşlarımızın hayatlarındaki birtakım kolaylaştırmayı ve demokratik kanallar içerisinde iletişimi sağlayan organizasyonlardır. Bunların da teröre payanda olarak kullanılmasına müsaade etmeyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Bu konuda bizatihi ifadelerimin arkasında vatandaşlarımız var, çünkü sivil toplum örgütü görünümündeki birtakım yapılanmalar, orada direkt vatandaşa baskı ortaya koymaktadır. Bazı belediyeler, aldıkları elemanlar vasıtasıyla köylere baskı yapmaya çalışmaktadırlar. Bunların da her birisini hukukun ve demokrasinin içerisinde çözeceğimizi ifade etmek istiyorum.” açıklamasında bulundu.
İçişleri Bakanı Soylu, güvenlik görevlilerinin çok önemli çalışmaların altına imza attığına dikkati çekerek, büyük bir titizlikle içinde çalışıldığının altını çizdi. “Sadece insanın ön planda olduğu bir çalışma değil, teknik olarak da çok üst düzeydedir.” diyen Soylu, “İnsansız hava araçlarından termal kameralara kadar bütün teknikleri pırıl pırıl evlatlarımız kullanıyorlar. Her birimiz onları gördüğümüzde göğsümüz kabarıyor. Onlara duacıyız. Aziz milletimiz rahat olsun. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu kararlılık,Türkiye’de demokrasiyi en üst noktaya taşıyacaktır.” dedi.
“Türkiye teröre karşı bütün ülkelere yönelik sorumluluğunu yerine getiriyor”
Üzüntü duydukları bazı olaylar olduğunu dile getiren Soylu, yıllarca dost ve müttefik olarak nitelendirilen ülkelerin büyükelçilerinin üzerilerine vazife olmayan açıklamalar yaptığını söyledi.
Soylu, bu durumun bağımsız ülkeler için kabul edilemez olduğuna işaret ederek, “Hükümdarlık alanları varsa, bunları gerçekleştiriyorlarsa aslında bu da bizim açımızdan çok hoş bir durum değildir. Hiçbir bağımsız bir ülkeye başka bir ülkenin yol haritasını çizmesi doğru değildir. Sanki tahrik eder gibi ve meseleleri yine altını çizerek ifade ediyorum ki bize yön verir gibi konuşmaları bizi üzmüştür. Ama bu konuda büyükelçinin bu değerlendirmelerine de elbette ki cevabımızı o gün aynı şekilde verdik ama esas cevabı bu millet vermektedir. Birliği, beraberliği ve kardeşliğiyle… Diğeri o ülkenin meselesidir. Gerekli uyarıyı yapmak o ülkenin meselesidir.” ifadesini kullandı.
Dünyada yıllarca teröre karşı ortak bir deklarasyonun söz konusu olduğunu belirten Soylu, “Biz hem DAEŞ hem PKK ve diğer terör gruplarının yanı sıra buna FETÖ’yü de ekliyoruz. Terör örgütlerinin tamamına karşı dünyada ortak bir eylem birliği ve deklarasyon söz konusu. Terörü cesaretlendirmek özellikle bu deklarasyonda imzası olan ülkeler için bir samimiyet testidir. Bu da ifade etmek istiyorum, kabul edilemez bir şeydir. Yani 11 Eylül’de ABD’de neler olduğunu biliyoruz. Ondan sonra dünyada hangi ölçeklerin olduğunu biliyoruz. Dünyanın bir ucuna kadar gidip o terörü gerçekleştirdiğine inandıklarını nasıl etkisiz hale getirdiklerini biliyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Süleyman Soylu, Türkiye’nin teröre karşı bütün ülkelere yönelik sorumluluğunu yerine getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu konuda teröre karşı biz bütün ülkelere karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. Bizden istedikleri tüm teröristleri ya sınır dışı ediyoruz ya da ülkemize girmelerine izin vermiyoruz ya da eğer girmişlerse tarafımızca alınmışlarsa hepsini teslim ediyoruz. Mahkeme kararı da beklemiyoruz. Sadece bildirimleri bizim için yeterlidir ama çifte standartlı bir davranışın Türkiye’ye uygulanmasını manidar buluyoruz fakat bu bizim meselelere karşı olan bakışımızı muhakkak ki etkilemeyecektir. Yani terörle evrensel nitelikteki mücadelenin önemli parçalarından birisi olduğumuz konusunda herhangi bir tereddüdümüz söz konusu değildir. Bu açıdan bütün bunları yaparken diğer taraftan da ifade etmek isterim ki diğer meseleler de bizim gündemimizdir. Yan bir mesele terörle mücadeledir, bir mesele de ülkemizin genişlemesi, zenginleşmesi ve yatırımların aynı ölçüde devam etmesidir. Özellikle Türkiye’nin her noktasında geçen gün Sayın Cumhurbaşkanımızın Diyarbakır’da açıkladığı gibi hem üretimimizi, hem istihdamımızı artıracağız hem de büyümemizi iyi bir noktaya taşıyacağız. Yine bunun yanı sıra özellikle terör örgütünün istismar ettiği alanları bir bir kapatacağız. Bu önemli bir şeydir.”