ABD TERÖR ÖRGÜTLERİNE PSİKOLOJİK HARP YÖNTEMLERİNİ ÖĞRETİYOR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Stratejik ortağımız Amerika’nın vatandaşları Kandil’e geliyorlar. Orada sadece yeni silahları tanıtmıyorlar, aynı zamanda psikolojik harbin en önemli unsurlarından biri olan medyanın nasıl kullanılması lazım geldiğini, nasıl bir psikolojik harp yapılması lazım geldiğini, nelerin ortaya konulması lazım geldiğini teker teker bütün detaylarıyla anlatıyorlar.” dedi.
Soylu, 1. Uluslararası Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, siyasi hayatı boyunca değişik vesilelerle Türkiye’nin sınır illerine ziyaretler gerçekleştirdiğini, o sınırları gördüğü zaman çok farklı bir duyguya kapıldığını belirterek, “Bir aidiyet hissediyorsunuz. O sınırın karşısında başka bir yer ve başka insanların varlığını hissediyorsunuz. Oysa beri tarafta, sizin vatanınız ve sizin insanlarınız var. Yani o çit ve o bayrak, aslında bir yönüyle toprağı vatan, toplumu millet, üzerindeki yapıyı da devlet yapıyor.” ifadesini kullandı.
Dağ başında olsa da kimse gitmese de gelmese de o çit ve o bayrağın orada olması ve korunması gerektiğini vurgulayan Süleyman Soylu, şunları söyledi:
“Özellikle güvenlik tanımları, güvenlik sorunları ve ihtiyaçları neredeyse yeniden yazıldı, yazılmaya devam ediyor. Ülkeler arası savaş, yerini vekaletler savaşına bıraktı. Bazı devletler istihbarat servisleri eliyle hem de açıktan terör örgütlerini besliyor, silah ve para gönderiyor, hatta eğitmenler gönderiyor.  Zannetmeyin ki sadece yeni teknolojik silahları kullanmak için eğitmenler gönderiyor. Stratejik ortağımız Amerika’nın vatandaşları Kandil’e geliyorlar. Orada sadece yeni silahları tanıtmıyorlar, aynı zamanda psikolojik harbin en önemli unsurlarından biri olan medyanın nasıl kullanılması lazım geldiğini, nasıl bir psikolojik harp yapılması lazım geldiğini, nelerin ortaya konulması lazım geldiğini teker teker bütün detaylarıyla anlatıyorlar.”
Uyuşturucu, göçmen kaçakçılığı ve silah ticaretinin, bu ekonominin üç büyük sacayağı haline geldiğini anlatan Soylu, üçünün de birbirini beslediğini ve oluşan bu güvensizlik ortamının, insanların kaçışını sağladığını, dünyanın doğusu ve batısı arasında ekonomi ve güvenlik anlamında büyük bir dengesizlik olduğunu kaydetti.
“Geçen yıl 175 bin göçmen yakaladık”
Türkiye’de 2017 yılı içerisinde yakaladıkları düzensiz göçmen sayısının 175 bin olduğunu bildiren İçişleri Bakanı Soylu, “Avrupa’da toplam 600 bin düzensiz göçmen var, kıyameti koparıyorlar. Bu yılın 26-27 Eylül’ündeki rakam 190 binin üzerine çıkmıştır. Geçen yılın ağustos ayı kıyaslamasını yaptığımız zaman yüzde 78’lik bir artış vardır.” diye konuştu.
Hafta sonu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya’ya gittiklerine değinen Soylu, Almanya İçişleri Bakanı ile yaklaşık 2 saatlik heyetler arası görüşme yaptıklarını belirtti.
“Bir şey ifade ettik, biz Almanya değiliz dedik.” diyen Soylu, şöyle devam etti:
“Bir tarafımızda Suriye, bir tarafımızda Irak, bir tarafımızda İran var. Sınırımız olmasa da Fas, Libya, Yemen ve Tunus. Bizi kendiniz gibi görmeyin. 1,5-2 saatlik karakol ziyareti yaptık. En büyük dertleri ne biliyor musunuz? Polonya’dan gelen ve asayişi bozanlar. Türkiye’de yıl başından şu ana kadar yakaladığımız düzensiz Afgan sayısı 71 bin. 40 bin Pakistan, 30 bin Suriyeli, 14 bin Irak. Türkiye aslında bütün dünyaya bir taraftan insanlığın nasıl olabileceğini göstermeye çalışırken aslında diğer taraftan da bu kadar zor bir coğrafyada güveni asayişi, kamu düzenini nasıl sağladığını çok anlamasalar da Avrupa’ya ne büyük iyilikler yaptığını çok net bir şekilde ortaya koyduğu faaliyetlerle birlikte göstermektedir.”
Dün ve bugün yakaladıkları eroin miktarının 310 kilogram olduğunu aktaran Süleyman Soylu, bir taraftan PKK ile bir taraftan PYD ile bir taraftan FETÖ ile bir taraftan DHKP-C ile mücadele ettiklerini vurguladı.
Türkiye ile gurur duyduğunu belirten Soylu, “Kişi başına gelir seviyemiz Almanya kadar olmayabilir ama ülkemizin karakter seviyesi ilişki kurduğumuz kendilerini bizden daha gelişmiş olarak gören ülkelerden çok daha üst seviyededir.” değerlendirmesini yaptı.
“Doğu ile batının tam ortasında ve en kısa geçiş güzergahındayız”
Süleyman Soylu, Türkiye’nin Suriye ile 911 kilometre, Irak’la 384 kilometre, İran’la 560 kilometre sınırı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Doğu ile batının tam ortasında ve en kısa geçiş güzergahında olduğumuzu söylüyorum. Sadece karadan değil, Ege, Akdeniz ve Karadeniz’le de Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlıyoruz. Marmara’yı saymıyorum. Bir ucu doğuda, bir ucu Avrupa’ya temas eden bu üç denizdeki sınırlarımızın toplam uzunluğu 6 bin 541 kilometre. Yani 21. yüzyılın getirdiği bu karmaşık fotoğrafın hemen her noktasına, hem denizden hem karadan temas ediyoruz.”
“Hudut boyları, sadece dikenli tel ve çitlerden ibaret değil”
Birinci Dünya Savaşı’nda cetvelle çizilen bütün sınırlarda sorun olduğunu kaydeden Soylu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Hem Ortadoğu’da hem Afrika’da sorun var. İşte bu sorunlar da 21. yüzyılın terör ve şiddet ortamına büyük ölçüde kaynaklık etmektedir. Sınır güvenliği meselesi, hepinizin bildiği gibi İçişleri Bakanlığı’nın doğrudan sorumluluk alanındadır. Yasalarımız denizde ve karada sınır güvenliğini sağlama görevini İçişleri Bakanlığına vermiştir. Dolayısıyla bu konuda, hem fiziki şartlar bakımından hem de bilgi akışı noktasında çok ciddi projeler ortaya koyuyoruz. Bugünün hudut boyları, sadece dikenli tellerden ve çitlerden ibaret değildir.
Yüksek teknoloji kullanan, çok daha komplike yapılar ve sistemlerden bahsediyoruz. Bunun içinde modüler beton duvarlar, bu duvarlara paralel güvenlik yolları, aydınlatma sistemleri, radarlar ve yüksek güvenlikli gözetleme kuleleri söz konusudur. Bunların bir kısmını kendi imkanlarımızla yapıyoruz, bir kısmını da, özellikle entegre sınır yönetimi noktasında eğitim ve ekipman desteği içeren bölümlerini AB projeleriyle birlikte yürütüyoruz. Özellikle işin fiziki güvenlik sistemleri boyutunu, kendi öz kaynaklarımızla gerçekleştirmeye çalışıyoruz.”
“Suriye sınırına yapılan beton duvarın 805 kilometresi tamamlandı”
Suriye sınırına yapılan beton duvara da ilişkin de Bakan Soylu, şu bilgileri verdi:
“Suriye sınırımızda 828 kilometre modüler beton duvar yapılması planlanmış olup halihazırda valiliklerimiz, Milli Savunma Bakanlığımız ve TOKİ Başkanlığımız tarafından bunun 805 kilometresi tamamlanmıştır. Aynı şekilde Iğdır ve Ağrı’daki İran sınırlarımızda da 91 kilometre modüler beton duvar montajı tamamlanmıştır. Projenin tamamı 144 kilometredir. İnşallah yıl sonu itibarıyla bunu da bitirmeyi hedefliyoruz.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bazı dönemler sınırlarımızdaki mayınların temizlenmesi için İsrailli firmalar konuşuluyordu. Şimdi mayınları çok rahat bir şekilde Jandarma ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin timleri toplu bir şekilde özellikle duvar yaptığımız bölgelerin tamamında, hem önünde hem arkasında rahat bir şekilde temizleyebiliyor. Bir maliyeti de olmuyor.” dedi.
Soylu, İran-Hakkari sınırında 43 kilometrelik bir modüler beton duvar ve devriye yolu yapılması planlandığını söyledi.
Projenin ihalesi yapıldığını belirten Soylu, en kısa zamanda Esendere’den başlayan bir güzergahla tamamlanıp bitirileceğini ifade etti.
Yine fiziki güvenlik tedbirleri kapsamında Hatay’daki Suriye sınırına 38 kilometre yüksek güvenlikli tel çit yapıldığına işaret eden Soylu, Gaziantep tarafındaki sınırına kafes tel, Şanlıurfa tarafındaki Suriye sınırına 7 gözetleme kulesi, 16 termal kamera, 19 solar sistem, 15 ledli aydınlatma armatür kurulumu gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Sınırlarda önemli bir çalışmanın da aydınlatma faaliyetleri olduğuna dikkati çeken Süleyman Soylu, Türkiye’nin toplam kara uzunluğunun 2 bin 949 kilometre olduğunu belirterek “Bunun 802 kilometresi, yani yüzde 27’lik kısmı aydınlatılmaktadır. Bu yıl sonu hedefimiz 960 kilometre ile yüzde 33 seviyesine ulaşmaktır. 2018 sonrasındaki nihai hedefimiz ise ülkemizin kara sınırlarının yüzde 40’lık kısmını aydınlatmaktır.” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Soylu, sınırların ötesinde PKK denilen bir olgu olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Birtakım eleştiriler, birtakım farklı düşünceler ortaya konuluyor. Sınırın hemen öte tarafındaki PKK’nın gerek İran, gerek Irak, gerekse Suriye hattında oradan ticari bir gelir elde ettiğini, sadece uyuşturucudan 1,5 milyar dolarlık değil aynı zamanda sigara kaçakçılığı, petrol kaçakçılığı ve insan ticareti kaçakçılığıyla ilgili ortaya koymuş olduğu anlayışla birlikte çok büyük bir gelir elde ettiğinin de not edilmesini ifade etmek isterim.”
“Mayınları Jandarma ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz topluyor”
AB ile işbirliği içinde tamamladıkları 6 projeleri olduğunu aktaran Soylu, bunların içinde “Entegre Sınır Yönetimi Eylem Projesi”nin birinci aşaması, “Türkiye-Yunanistan ve Bulgaristan Bölgesel İşbirliği Projesi”, “Doğu sınırlarında “Mayın Temizleme ve Sınır Gözetleme Kapasitesi”nin arttırılması gibi projelerin bulunduğunu dile getirdi. Süleyman Soylu, şunları söyledi:
“Bazı dönemler sınırlarımızdaki mayınların temizlenmesi için İsrailli firmalar konuşuluyordu. Şimdi mayınları çok rahat bir şekilde Jandarma ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin timleri toplu bir şekilde özellikle duvar yaptığımız bölgelerin tamamında hem önünde hem arkasında rahat bir şekilde temizleyebiliyor. Bir maliyeti de olmuyor. Kendi göbeğimizi kendimiz kesebilme gücünü ve dirayetini gösterebildiğimiz andan itibaren siz bunun en iyi ispatlayıcılarısınız. Bizi kimse tutamaz.”
“Yumurtlayan tavuğunuzu kesmeyin”
Soylu, İçişleri Bakanlığının ve genelde devlet birimlerinin bugün teknoloji kullanımı noktasında bir başarı hikayesi yazdığını ifade etti.
Türkiye’nin bugün bir yükseliş trendinin içinde olduğunu dile getiren Soylu, yazılım firmalarına bir tavsiyesi olduğunu belirtti. Bakan Soylu, “Yumurtlayan tavuğunuzu kesmeyin. Çalışıyorsunuz, birtakım yazılımlar yapıyorsunuz. 3-4 yıl sonra bu yazılımları yenilemek, başka yazılımlarla entegre etmek gerekiyor. Arkadaşlar kapı duvar oluyorsunuz, kusura bakmayın.” dedi.
Türkiye’nin dünya için önemli bir laboratuvar olduğunu vurgulayan Soylu, “Bu kadar düzensiz göçün yaşandığı, bu kadar uyuşturucuyla mücadelenin olduğu, bu kadar terör örgütleriyle en üst düzeyde kabiliyetin sağlandığı dünyada başka ülke söz konusu değil. Demokrasiyi ayakta tutan, hukukun üstünlüğünü ayakta tutan, etrafındaki coğrafyayla da ilişkilerini normal bir şekilde yönetmeye çalışan başka bir ülke yok.” değerlendirmesini yaptı.
“Lütfen icat çıkarın”
Bu ülkenin evlatlarının insansız hava aracı ve helikopter yapmasının, yaptığı helikopteri ihraç etmesinin ve sipariş almasının, savunma sanayi ihracatının neredeyse sıfır mesabesinden yıllık 2 milyar dolara çıkmasının kendiliğinden gelişen işler olmadığını aktaran Soylu, şunları kaydetti:
“Türkiye, ağır bir küresel sorumluluğa sahiptir. Sınırımızın öte tarafında ölümle burun buruna gelmiş insanlar var. Türkiye göçü önleme değil, göçü yönetme tercihini kullanmış bir ülkedir. Avrupa ve dünya ise göçü önleme konusunda bir tercih kullanmaktadır. Biz bunu bin yıllık bir büyük devlet aklının yanına vicdanımızı bir araya koyarak yönettik. Başarıyla da yönettik. Bu başarıyı sürekli güncel tutmak, sürekli ileriye taşımak zorundayız. Sınır güvenliği bana sorarsanız bu işin en önemli zırhlarından birisidir. En dışta güçlü olmak durumundayız. Burada sizlerin katkısı önemli. Her birinizin fikrine, yeniliklerine, önerilerine ihtiyacımız var. Hatta bir televizyon dizisinde meşhur bir replik var, ‘İcat çıkarmayın’ diye. Biz tam tersini diyoruz, lütfen icat çıkarın. İcat çıkarın ve çocuklarımıza daha güvenli bir ülke bırakmamıza, o çit ve o bayrağın orada durmasına daha fazla yardımcı olun.”