İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’de terörü muhafaza eden unsurların gün geçtikçe arttığına dikkat çekerek, “ Bu bizi üzüntüye sokmaktadır. Terör örgütlerini muhafaza etmek ülkenin birlik ve beraberliğini zedeler” dedi.
Soylu ayrıca, Kılıçdaroğlu’nun söylediği ‘Silahlı terörist, silahsız terörist’ kavramını ilk kez duyduğunu ifade ederek, “ PKK’yı, nasıl muhafaza edeceklerinin telaşına düşmüşler. Bu son derece sağlıksız, özellikle terörle mücadele eden güvenlik kuvvetlerimize yönelik haksız, onların deyimiyle orantısız bir yaklaşımdır. Doğru bir yaklaşım değildir.” diye konuștu.
Bakan Soylu, Dörtyol Kara Hasan Paşa Kışlası’ndaki basına kapalı gerçekleştirilen Amanos Güvenlik Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, bugün burada Amanoslar’ın güvenliği için Adana, Gaziantep, Kilis valileri, jandarma komutanları ve emniyet müdürleriyle bir değerlendirme yaptıklarını söyledi.
Tedbirlerin ne aşamada olduğu, bundan sonra atılacak adımlar, ihtiyaçlar ve tecrübelerin ortaya koyulduğu bir değerlendirme toplantısı yapıldığını belirten Soylu, Jandarma Bölge Komutanı Hacı İlbaş’ın da genel bir sunum yaptığını belirtti.
Özellikle Türkiye’de terörü barındıran unsurların gün geçtikçe arttığını ifade eden Bakan Soylu, şöyle konuştu:
“Bu bizi üzüntüye sokmaktadır. Yani, terör örgütlerini muhafaza etmek ülkenin birlik ve beraberliğini zedeler. Bunu bölücü terör örgütüyle birlikte hareket eden siyasi partiler zaten, yapıyorlardı. Buna alışıktık. Özellikle başka siyasi partilerin, özellikle ana muhalefetin terör konusundaki, silahlı insansız hava araçları ve insansız hava araçları konusundaki tutarsız yaklaşımları, mesnetsiz ve dayanaksız yaklaşımları, terörle mücadele hususunda bir değerlendirmeyi ortaya koymakta bizleri zorunlu bırakmıştır. Bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı, ana muhalefetin genel başkan yardımcısı, ‘2019’da CHP ve HDP’nin birlikte olacağız’ diyerek ortaya koyduğu bir yaklaşımı aynı gün, terör örgütünün ele başlarından Mustafa Karasu’nun aynı yönde telkini, bunların tesadüfi olduğunu düşünmüyoruz”
Terörle mücadelenin bambaşka bir safahat olduğunu ifade eden Bakan Soylu, “Şimdi bir başka bir gelişme daha var. Anlaşılıyor ki bu işin sözde siyasi sözcülerinin ve temsilciler alanını boşalttılar, alanı onların şu anda yedekleri doldurmaktadır. Bir başka gelişme de işte bugün, sözde Diyarbakır, Van, Hakkari baro başkanlarının özellikle Hakkari Oğul kırsalında yaşanan olayla ilgili bir değerlendirmeleri ve raporları söz konusu olmuştur. Bunu da şöyle ifade etmek istiyorum. Bu rapor hakikaten terörü muhafaza eden bir rapordur. Yeni kavramlar duyuyoruz. Türkiye, terörle mücadelede çok uzun yıllardan beri büyük bir tecrübeye sahiptir, birçok ülkeden daha çok tecrübeye sahiptir. Özellikle bölücü terör örgütüyle ilgili tecrübeye sahiptir.”
Bazı söylemlerin terörle mücadeleye yönelik ciddi bir saldırı olduğuna dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:
“Bakın Kılıçdaroğlu’nun söylediği bir kavram daha var, ‘silahlı terörist, silahsız terörist’. ‘Silahlı terörist, silahsız terörist’ diye bir kavramı ilk kez duyuyorum. PKK’yı muhafaza edecekler, nasıl muhafaza edeceklerinin telaşına düşmüşler. Bu son derece sağlıksız, özellikle terörle mücadele eden güvenlik kuvvetlerimize yönelik haksız onların deyimiyle söyleyeyim, orantısız bir yaklaşımdır. Güya Hakkari’ye gittiler. orada valimizle görüştüler, valimizle görüşmeyi bile çarpıtarak anlatan bir grubun ortaya koyacağı bir raporun veya yaklaşımın herhangi bir faydasının olmadığını burada net bir şekilde ifade etmek istiyorum”
Oğul köyü kırsalındaki operasyon
Yüksekova kaymakamına yönelik saldırı yapmak üzere yakalanan PKK’lı bir teröristin ifadelerine değinen Soylu, şöyle devam etti:
“O bahsettikleri Oğul kırsalındaki olayla ilgili bir gelişmeyi daha kamuoyuna arz etmek isterim. 20 Temmuz’da Yüksekova kaymakamımıza saldırı yapmak üzereyken yakalanan bir PKK’lı teröristin ifadesi açık ve nettir. Barodalar ya, sözde avukatlar ya, bu konularla ilgili görmek istediklerini görürler. Bakmak istediklerine bakarlar. Duymak istediklerini duyarlar. Ama görmek istemediklerini, bakmak istemediklerini, duymak istemediklerini de duymazlar. Diyor ki ifade de, Oğul kırsalında oradaki kişileri de ifade ederek, ‘Piro’ kod ile beraber ben bunları defalarca toplantı yaparken gördüm. Dedikleri, Musa Tarhan. Musa Tarhan ile ilgili de orada şu anda içeride olanlarla ilgili de, hastanede sözde tedavisi olanla ilgili de aynı ifadeyi değerlendirmektedir. Hatta Musa Tarhan’ın, ‘Piro” koda sivil elbise getirdiğini ifadelerinde beyan etmektedir. Sözde raporda, teröristlerle birlikte olabilirler ama ‘burada orantılılık uygulayacaksınız’ diyorlar. Bunu son derece ahlaksız bir yaklaşım olarak nitelendiriyorum. Burada tuzun koktuğunu ve terör örgütüne nasıl bir muhafaza sağlanacak kimlikle hareket edildiği açık ve nettir. Bu mücadele kararlılıkla aynı şekilde devam edecektir.”
“Amanosları bu beladan kurtaracağız”
Bakan Soylu, Amanosların önemine dikkat çekerek, “İnşallah burada aldığımız kararlarla da yaptığımız değerlendirmelerle de bizim için önemlidir. Özellikle Afrin üzerinden, Amanos üzerinden Türkiye’nin çeşitli yerlerine sızmalar söz konusudur. Biz bunun farkındayız. Buradaki kabiliyetlerimizi daha iyi bir noktaya getireceğimizi ve burada özellikle Amanosların bitki örtüsünden istifade ederek kendisine yerleşiklik elde etmeye çalışan teröristlere de gerekli cevabı vereceğimizi, buradaki vatandaşlarımız bilsinler.” diye konuştu.
“Milletimize hizmetkar olmaya devam ediyoruz”
Nursan Merkez Camisi’nde cuma namazı kılan Soylu, cami çıkışında da vatandaşlara hitap etti.
Soylu, Amanoslarla ilgili yaptıkları toplantıya değinerek, “Amanoslarda bir derdimiz var biliyorsunuz. Komutanlarımızı, valilerimizi ve emniyet müdürlerimizi burada beraber topladık, sabahleyin ve öğleden sonra da devam edeceğiz İnşallah. Bu ülkede huzuru, sükunu, birliği, beraberliği her noktada sizin desteğinizle, sizin dualarınızla meydana getirmek için büyük bir çaba içerisindeyiz. Allah sizden razı olsun.” dedi
Milletin büyük ve arif olduğunu belirten Soylu, şunları söyledi:
“İçimiz parçalanıyor ama bir evladınız olarak söylemek isterim bu mübarek cuma günü hangi şehidimizin ailesine, annesine, babasına, eşine taziyede bulunmuşsak, telefon açmışsak öyle bir milletin mensubuyuz ki onların hiçbirisinden daha bugüne kadar en ufak bir sitem duymadık, tam tersi ‘bir evladımız daha var bu milletin birliği uğruna, bu ülke uğruna onu da vermeye hazırız’ diye büyük bir asaleti ve onuru bizimle paylaşıyor. Biz sorumluluğumuzu biliyoruz, onun için bize itimat ediyor ve güveniyorsunuz. Biz bu itimat ve güveni boşa çıkarmamak için milletimize hizmetkar olmaya devam ediyoruz, dualarınızı esirgemeyin.”